İnsan bin kere mi yanıyor, bir kere sevince

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe kategorisinde ironi tarafından oluşturulan İnsan bin kere mi yanıyor, bir kere sevince başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,851 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe
Konu Başlığı İnsan bin kere mi yanıyor, bir kere sevince
Konbuyu başlatan ironi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ironi

ironi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Ocak 2012
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Üzülme;

Sen, ne yalnız ne de ölüsün.

Ardından gökkuşağı bırakacak bir yağmurun gülüsün.

Gül Ece..

Gülümsemenle bitecek bu gece.

Gülümse Ece...

*

Çok değil, 4 gün önce, "Ece Temelkuran için bir şiir yazacaksın." deseydiler, gülüp geçerdim..

...

Şiir, en eski ve en kutsal bir sanattır.

Benim için bir anlam ve kıymet taşıyan ender insanlar var... Onları bu kutsi sanatla ölümsüzleştirmek isterim. Ece de onlardan biri oldu benim için…

Senin için asla yapmayacağım bunu! Bunu hak edecek en son kişi oldun ne yazık ki..

Seni, en fazla, torunların hatırlayacak. Onlar için bile yaşlı ve huysuz bir bunaktan öteye gidemeyeceksin.

Benim en kutsal, en temiz duygularıma lâyık olamadın. Bir şiirimde ne demiştim:

Sen yaşamayı seçtin...

Ölümsüzlüğü teptin oysa... Belki benim hiçbir zaman pembe patili bir kız çocuğum olmayacak. Belki, sadece yaşlandığım zaman, ve sadece yaşımdan dolayı, birileri bana "baba" diyecek... Olsun. Her şeyin bir bedeli vardır.

Bir süre sonra bu bedenim iflas edecek; ve terk-i dünya görecek. Ama ismimi tüm ülke, ardından tüm dünya duyacak...

"Bay Bayram" diyecek bir İngiliz, bir şiirimi çevirirken; "Niye bu kadar zor mısralar dizdin gönüllerimize!" diye küçük sitemlerde bulunacak belki. Anneler, ablalar küçük çocukları uyutmak için "Küçük Zalim"i okuyacaklar. Onları korkutmak için de "Azman" diyecekler. "Azman hemen şu sokağın orda. Uslu durmazsan vallahi çağırırız!" diye korkutacaklar. Bunun üzerine çocuk, "Azman önce sizi yer!" diye karşılık verecek. Berikiler ise, "Azman sadece küçük çocuklara karışır. Büyüklerden çekinir." deyip çocuğun son kalan cesaretini kıracaklar...

Küçük kızlar, Prenses Ophelia'nın öyküsünü, benim şiirimle öğrenecekler.

"Tebeşir kapılar ardında bekleyen gözler,

Çocuk düşlerime sapladı hançer."

Öğretmenler öğrencilerine bu mısraları örnek gösterecek ve diyecekler ki:

"Hani biz diyoruz ya tüm çocuklar, saf ve temiz birer melektir. Pembe bir dünyaları vardır. Ne zaman ki büyüdüler, o zaman o dünyalarının bir hayal olduğunu acı da olsa anlarlar. İşte Ophelia'daki bu mısralarında da aynı imajı çizmiştir Sayın Bayram. Hemen tüm çocuklar prens(es) olmak ister hayallerinde. Fakat hançer, onların bu hayallerini engeller. Aslında hançer, gerçek dünyayı sembolize etmektedir bu şiirde. Çünkü çocuklar büyüdüklerinde, gerçek dünya onların o masum hayallerini katleder."

Doktora öğrencileri, eserlerim üzerine tezler hazırlayacak...

Ben bunları şimdiden görüyorum. Bu derinlik, bu anafor beni çoktan aldı götürdü. Dünya, sadece saçlarımı beyazlatacak ve dişlerimi dökecek. En fazla da öldürüp bağrına basacak beni. Ama ismim, insanların beyin çeperlerine kazınacak.

Öğrencilerim ve yakın çevrem, arkadaşlarım gurur duyuyor benimle. İleride onlar çocuklarının ödevlerini yapmalarına yardım ederken, benim yazılarımla karşılaşacaklar. "Bu benim kardeşim, bu benim kuzenim, bu benim hocam, bu benim en yakın arkadaşımdı." diye benle ilgili anılarını anlatmaya başlayacaklar onlara. Beni tanıdıkları için ne kadar mutlu olduklarını, dimağlarındaki sözcüklerle anlatamayacaklar.

İnsanlar acılarını, özlem ve ayrılıklarını, aşklarını, sitemlerini benim dizelerimle dolduracaklar, dile getirecekler.

*

Hayal değil bunlar!

Sen o fırsatları çoktan kaçırdın.

Hiçbir zaman senin için bir şiir yazılmayacak. Hiç kimse seni o çocuğun sevdiği kadar sevmeyecek. Sevemeyecek.

Tarihin karanlık sayfalarında kaybolup gideceksin; ve çocukların bile seni hatırlamayacak.

Sonsuza dek elveda, demek isterdim.

Sadece elveda şimdiden ölü beden...13.56

***

Ben artık şarkılar dinlemiyorum;

Şarkılar söylüyorum…

- Ana, gitarın kelepçesi nerde?



Bu şarkı, sadece bana gelsin…

Duygularıma esir oluyorum, seni görünce.
İnsan bin kere mi yanıyor, bir kere sevince.
Ruh bedenden ayrılıyor, çekimine girdi.
Bir kere daha yandım, ama canım, gördüğüme sevindim. (*)

***

(*)İlhan Şeşen, Gördüğüme Sevindim

***

Bu yazıyı okuduysanız, aşağıdaki klibi izlemeden geçmeyin derim.





FELSEFE GÜNLÜKLERİ 19

09.01.2012
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst