- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 13 Ocak 2015
- Mesajlar
- 1,330
- Tepkime puanı
- 258
- Puanları
- 83
- Yaş
- 35
- Konum
- Ankara
- Üniversite Bölümü
- Tarih Öğretmenliği
- Ünvan
- Dr.
Türk milli geleneklerine bağlılığı ve öteden beri Moskova düşmanlığı ile temayüz etmiş olan Nogaylı Yusuf Mirza’nın kızı Süyüm Bike, babasından aldığı terbiye ve ikinci kocası Safagerey Han’ın tesiri ile Rus düşmanı olarak tanınmıştı; milli partinin mümessili sıfatıyla Kazan Yurdunda ve Kazan Türkleri tarihinde en çok sevilen ve anılan bir kahraman olarak ad kazanmıştır. Korkunç İvan’ın Kazan muhasarasında Ruslar ile anlaşan Kazanlılar’dan İvan’ın isteklerinden biri de Süyümbike ve oğlu Ötemişgerey’in Ruslar’a teslimiydi. 11 Ağustos 1551’deki bu utanç verici olay Kazan Hanlığı tarihinin en hazin günlerinden birini teşkil eder. Rivayete göre, Süyümbike gelin geldiği bu yurdu terk etmeden önce Han mescidinde iki rekât namaz kılmış, sonra eşi Safagerey’in kabrinde şunları söylediği nakledilir: “Ey padişahım, görüyor musun? Senin sevgili hatunun ile oğlunu düşmanlar tutsak sıfatıyla alıp götürüyorlar. Niçin sen bizi yeryüzünde bıraktın da kendin yer altına gittin? Bizi Moskova Padişahlığına tutsaklığa veriyorlar. Benim onunla mücadele etmek için gücüm yetmiyor, yardımcım da yoktur. Ey sultanım, aç bana mezarını bu kabirde her ikimize de yer bulunsun, genç karını yanına kabul et! Hatunun sabrından başka dindekiler istifa etmesinler! Kaygılarımı kime devredeyim? Oğlum ise gençtir, babam da uzakta, karşımdaki Kazan ahalisi ise yeminlerini bozdular. Ey Padişahım, sen bana cevap vermiyorsun. Katı gönüllü askerler beni tutup almak için hazır duruyorlar. Şimdiye kadar ben bir kraliçe idim, şimdi ise kaygı dolu fakir bir cariye olacağım. Benim artık ağlayacak halim kalmadı, göz yaşlarım hep aktı bitti, gözlerim kör oldu, sesim kısıldı.” Bütün bunları söz be söz Süyümbike tarafından söylendiğini kabul etmesek bile Kazan Hanlığı’nın en yüksek ve faziletli simalarından biri olan bu Nogay prensesinin Kazan’dan ayrılırken eşi ile buna benzer sözlerle vedalaşmış olması tabidir. Süyümbike’nin İdil üzerindeki gemiden Kazan şehrine bakarak son kez şöyle hitap ettiği nakledilir: “Keder ve kan dolu şehir, sana kaygı ve hasret olsun. Başından tacın düştü, efendi iken köleliğe indin, şöhretin bitti. Halsiz kaldın ve yere serildin. Nerede senin sultanların ve onların meclis bayramları? Nerede senin hatun ve kızlarının rahat ettiği günler? Şehrin içinden o zamanlar bal nehirleri akardı, şimdi ise kan su gibi akıyor, nereden bulayım sivri kanatlı, güçlü bir kuşu babama göndermek için?” 11 Ağustos günü Züye’ye, 5 Eylül günü Moskova’ya getirilen Süyümbike 8 ay sonra Çar İvan’ın tazyiki ile eski Kazan Hanı Şah Ali’ye verildi. Bu mücahide ömrünün ikinci kısmını hiç hoşlanmadığı hain Şah Ali ile geçirmek zorunda kaldı… Kader bu Nogaylı mücahideyi tarihe altın harflerle yazarken kendisinin Ruslar’a dair tüm öngörülerinin ve tavizsiz savaşlarının haklı olduğunu da Kazan toplumuna gösterdi: 1 yıl sonra 2 Ekim 1552’de Ruslar Kazan’da müthiş bir katliam ve tahribat ile bu coğrafyadaki Türk medeniyetini söndürdü. Prof. Dr. Akdes Nimet Kurat
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.