- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 1 Kas 2012
- Mesajlar
- 3,434
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 68
Icses, ego, super ego, benlik, ozbenlik, sahtebenlik, bilinc, safbilinc, ozbilinc cesit ve duzeyleri; soyut oldugundan, evrensel bir ortak onayi olmadigindan sadece kisilerin kendi duzeyleri(ideoloji, inancsallik, etiksel degerler, bilgi, bilinc, birikim, deneyim v.s.) temelinde verecekleri icerik ile ortaya konabilen kavramlardir.
Bu kavramlar "psychologism" in konusu olmakla birlikte, verilen iceriklerin anlam ve algisi, felsefenin; epistemolojisinin, ve de metafizik ve etiksel dallarinin kendi ideolojik inancsal dogrusu temelinde ortaya koydugu kavramlardir.
Epistemoloji, bu konuyu; etiksel bilimler temelinde ortaya koyar.
Bu konuda bir dogru ortaya koymaktan, ya da dogrular arasi bir mucadele vermekten ziyade, herkesin biribirinin verdigi cerigi algilama acisindan, bu konuyu isleyelim.
Bu konuda, tarih surecinde, felsefi olarak, tarihi karakterlerin ortaya atilmis tezleri debulunmaktadir.
Evet buyrun, bu konuyu masaya yatiralim. Herkes isterse, bu soyut, fakat somutlastirilan kavramlara; ya tarihi karakterleri referans gostererek, onlara atifta bulunarak ya da kendi verdigi icerik temelinde basliga katkida bulunabilirler.
Bu arada "ic ses-inner voice" yani "Conscience", Turkce de "vicdan" olarak ta degerlendirilir.
Buradaki vicdan algisinin sorunu da, sadece dini, mistik ve idealist duzeyde bir icerik verilerek algilanmasidir.
Hem vicdan, soyutunun; sinirlari idealizm ile sinirli degildir, hem de buradaki vicdan, ne suurun (conscious), ne de bilincin (acknowledgement), es anlamlisidir.
Yine bu temelde de; Turkce de bilinc ile suur birbirine karistirilip, esanlamli kilinmaktadir.
Farkindalik ise, bilince paralel olan (cognition, awareness) icerigindedir.
Bilhassa 20. yuzyildan baslayarak gelisen, bu kavramlar 21. yuzyilda cok farkli iceriklere burunmuslerdir.
Bu temelde kendilerini bu gelisime uyarlayamayan diller ve bu dilllerin 20. yuzyil oncesi ve yapisi kavram icerik ve farklarini ortaya koyma bakimindan yetersiz kalmaktadir.
Maalesef, dilimiz Turkce de, bu dillerden biridir. Ustelik kavramlarin soyut temeli, konuyu iyice "cikmaz" a sokmaktadir.
Oyuzden bu konuda mesaj yazacak arkadaslarin, sadece kavramlari kullanmalari degil; ayni zamanda o kullandiklari kavramlara verdikleri icerik ve anlamlari da belirtmeleri, mesajlarin algilanabilmesi acisindan, rica olunur.
Cunku ne vicdanin kokeni sadece dini ve idealisttir, ne de suur ile bilinc ayni icerige sahiptir.
Bu kavramlar "psychologism" in konusu olmakla birlikte, verilen iceriklerin anlam ve algisi, felsefenin; epistemolojisinin, ve de metafizik ve etiksel dallarinin kendi ideolojik inancsal dogrusu temelinde ortaya koydugu kavramlardir.
Epistemoloji, bu konuyu; etiksel bilimler temelinde ortaya koyar.
Bu konuda bir dogru ortaya koymaktan, ya da dogrular arasi bir mucadele vermekten ziyade, herkesin biribirinin verdigi cerigi algilama acisindan, bu konuyu isleyelim.
Bu konuda, tarih surecinde, felsefi olarak, tarihi karakterlerin ortaya atilmis tezleri debulunmaktadir.
Evet buyrun, bu konuyu masaya yatiralim. Herkes isterse, bu soyut, fakat somutlastirilan kavramlara; ya tarihi karakterleri referans gostererek, onlara atifta bulunarak ya da kendi verdigi icerik temelinde basliga katkida bulunabilirler.
Bu arada "ic ses-inner voice" yani "Conscience", Turkce de "vicdan" olarak ta degerlendirilir.
Buradaki vicdan algisinin sorunu da, sadece dini, mistik ve idealist duzeyde bir icerik verilerek algilanmasidir.
Hem vicdan, soyutunun; sinirlari idealizm ile sinirli degildir, hem de buradaki vicdan, ne suurun (conscious), ne de bilincin (acknowledgement), es anlamlisidir.
Yine bu temelde de; Turkce de bilinc ile suur birbirine karistirilip, esanlamli kilinmaktadir.
Farkindalik ise, bilince paralel olan (cognition, awareness) icerigindedir.
Bilhassa 20. yuzyildan baslayarak gelisen, bu kavramlar 21. yuzyilda cok farkli iceriklere burunmuslerdir.
Bu temelde kendilerini bu gelisime uyarlayamayan diller ve bu dilllerin 20. yuzyil oncesi ve yapisi kavram icerik ve farklarini ortaya koyma bakimindan yetersiz kalmaktadir.
Maalesef, dilimiz Turkce de, bu dillerden biridir. Ustelik kavramlarin soyut temeli, konuyu iyice "cikmaz" a sokmaktadir.
Oyuzden bu konuda mesaj yazacak arkadaslarin, sadece kavramlari kullanmalari degil; ayni zamanda o kullandiklari kavramlara verdikleri icerik ve anlamlari da belirtmeleri, mesajlarin algilanabilmesi acisindan, rica olunur.
Cunku ne vicdanin kokeni sadece dini ve idealisttir, ne de suur ile bilinc ayni icerige sahiptir.