Ic Ses

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Ic Ses başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,020 kez görüntülenmiş, 4 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Ic Ses
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Icses, ego, super ego, benlik, ozbenlik, sahtebenlik, bilinc, safbilinc, ozbilinc cesit ve duzeyleri; soyut oldugundan, evrensel bir ortak onayi olmadigindan sadece kisilerin kendi duzeyleri(ideoloji, inancsallik, etiksel degerler, bilgi, bilinc, birikim, deneyim v.s.) temelinde verecekleri icerik ile ortaya konabilen kavramlardir.

Bu kavramlar "psychologism" in konusu olmakla birlikte, verilen iceriklerin anlam ve algisi, felsefenin; epistemolojisinin, ve de metafizik ve etiksel dallarinin kendi ideolojik inancsal dogrusu temelinde ortaya koydugu kavramlardir.

Epistemoloji, bu konuyu; etiksel bilimler temelinde ortaya koyar.

Bu konuda bir dogru ortaya koymaktan, ya da dogrular arasi bir mucadele vermekten ziyade, herkesin biribirinin verdigi cerigi algilama acisindan, bu konuyu isleyelim.

Bu konuda, tarih surecinde, felsefi olarak, tarihi karakterlerin ortaya atilmis tezleri debulunmaktadir.

Evet buyrun, bu konuyu masaya yatiralim. Herkes isterse, bu soyut, fakat somutlastirilan kavramlara; ya tarihi karakterleri referans gostererek, onlara atifta bulunarak ya da kendi verdigi icerik temelinde basliga katkida bulunabilirler.

Bu arada "ic ses-inner voice" yani "Conscience", Turkce de "vicdan" olarak ta degerlendirilir.

Buradaki vicdan algisinin sorunu da, sadece dini, mistik ve idealist duzeyde bir icerik verilerek algilanmasidir.

Hem vicdan, soyutunun; sinirlari idealizm ile sinirli degildir, hem de buradaki vicdan, ne suurun (conscious), ne de bilincin (acknowledgement), es anlamlisidir.

Yine bu temelde de; Turkce de bilinc ile suur birbirine karistirilip, esanlamli kilinmaktadir.

Farkindalik ise, bilince paralel olan (cognition, awareness) icerigindedir.

Bilhassa 20. yuzyildan baslayarak gelisen, bu kavramlar 21. yuzyilda cok farkli iceriklere burunmuslerdir.

Bu temelde kendilerini bu gelisime uyarlayamayan diller ve bu dilllerin 20. yuzyil oncesi ve yapisi kavram icerik ve farklarini ortaya koyma bakimindan yetersiz kalmaktadir.

Maalesef, dilimiz Turkce de, bu dillerden biridir. Ustelik kavramlarin soyut temeli, konuyu iyice "cikmaz" a sokmaktadir.

Oyuzden bu konuda mesaj yazacak arkadaslarin, sadece kavramlari kullanmalari degil; ayni zamanda o kullandiklari kavramlara verdikleri icerik ve anlamlari da belirtmeleri, mesajlarin algilanabilmesi acisindan, rica olunur.

Cunku ne vicdanin kokeni sadece dini ve idealisttir, ne de suur ile bilinc ayni icerige sahiptir.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
yine ikilemişim postu düzeltme girerken bu durumda bir post daha;

bir kişinin içsesini -içdevinini ve düşünme durumunu/sesini ve düşüncesini başka biri paylaşamadığına göre (ki eğer öyle düşünülüyorsa )
düşünce açıklamanın sınırı ve ölçütü nedir?
cümeller yapan kelimeler ve kavramlar mı?

düşünce açıklamanın ve bildirmenin vebelirtmenin yazmanın ve ifadenin gerçek sınır nedir?
diğerlerinin beyanları mı onu sınırlar;
ben ne istersem yazamaz mıyım örneğin
bu konuda bir engel-ahlak ya da yeti-yetik eti etik mi belirler bizi_?

ben düşündüğümü düşündüğüm gibi açıklamaycaksam örneğin ya da bir başkası biz onu nasıl tanıyacağız ve değerlendireceğiz
ki ola ki ben sanılı ve sanırılı da olayım, olana olduğu gibi tanıksam
ki belirttim ki Nash'in olmayan adamlarını görmesini bildirmesi gibi
olmayan seslerimi bildiririm;
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
aynı postu iki defa geçmişim;
bu durumda bi şeyler yazmlaıyım ; temel ilkem budur;

iç-sesler üzerine;

insan kavram ve kelime sesleri ve düşünce sesleri ile düşünür ve sesin bir kimliği benliği yoktur oysa,
eğer denediyseniz belki bazen tanıdığınız bir kişinin sesini canlandırabildiğinizi görürsünüz;
bir hayali kurmak gibidir bu;
ben seslerle de oynarım ve hayal kurarım;
nasıl tanınan birinin düşünme yapısı ve ses kullanımı az çok biliniyorsa;
örneğin nazım'dinlerim ve vurguları yutarak seslerini seslerim ve eşses denerim
içimden nazım konuştururum yani;
nesin'in "say ki çocuğum" şiirindeki sesiyle içimden nesin konuştururum
başkalarını da; imgelerim; ve kişilere benlik ya da kişilik atar gibi içses atamaları yaparım ve buradaki her kişiyi örneğin yakın taklit edebilirim bazen oynarım bunu denemişimdir;

örneğin haberdar olma felsefesinde deniz gezmiş'in savunmasındaki titreşim canlandırması ile bir çok post girdim;
bir tür taklit ya da imitasyon yeteneği de olmadı denemesi de diyebilrisiniz buna;

ve ben ölmeden çağımın aydınıydım satırları deniz gezmiş' e (ve arkadaşlarına) ithaf edilmiştir; eşiçsis ile içimde oluşturulmuş ve ondan önceki bir çok postumda anlı-imli kullanılmış içsesi ile yankı bulmuştur;(kimi cümleler)
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
bu yazdığım silindi mi be nm ikaldırdım emi nolamadığım içi ntekrar giriyorum-kusura bakmayı neğer silinem ise tekrarlanılabilir



hiç sesler üzerine;

insan ölümü keşfettiğinde
ve öleceğini anladığında bazen kim olduğunun
ve kimi oynayacağının
ve kim ve ne olacağının
ve kralların/kuralların ve düzenlerin-seslerin-hiçseslerin hatta kimlik ve kişi-benlik çatışmasının
ve biri olmanın -o değil bunu oynamanın ve olmanın da
ve ne yapacağının
ve ne yapacağını-yapılacağını bilmenin ve hatta sorumlu bir kişi gibi davranmanın
ve hatta bazen kişi gibi davranmanın
ya da o eski kişiymiş gibi davranmanın bi anlamı kalmıyor
biri yada bi şey olmanın anlamı kalmıyor

ölüm bi tür benliksizlik ya da sessizlik sesi
ki bu yaşarken (de) olunur-ölünür bazen yaşarken birden ölünür

ve ölmüş bi adamın ölüm özgürlüğü ki dünyadayken
her sesi diyebilme, o değil bu olabilme ya da hiç bi şey olabilme
ya da olamama hiç farketmez türlü özgürlüğü ve her türlü özgürlüğü ölümde barındırır insan

ölmek kadar özgür herşey herkes ve bir diğer ya da hiç bi şey olmak denemesi içinde
tüm sesler ve dünya sesleri/kişileri ve kişilikleri içimedolsun-d/olmalı ki ben yaşmalıyım
bir iz dikmeden ki bir deli
ne farkeder

ben öldüm ya da öleceğim ve artık yokumdan yazdığım hiçsatırlar hiçseslerimdir ya da bir diğerimdir -diğerimin sesidir benim bana (hiçten)

hiç seslerin ya da her seslerin bi önemi kalmadığı an gelebilir ve kişi kendini bir kişi sanabilir

yaşam zorunluluğu ve ego yükü sonra erdiğinde her bir ses sen olursun
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
İç ses ile vicdanın sesi aynı şey değildir çünkü vicdanın sesi çok daha güçlüdür ve bastırılamaz. İç ses de insana rehberlik yapar fakat vicdan kadar etkili değildir. İç sesinize kulak vermemeyi başarabilirsiniz ama vicdanın sesini duymamak imkansızdır, sizi huzursuz eder.
Vicdanın sesi, insanı yanlışlar konusunda frenleyebilir ve kafa karışıklığı yaşandığı durumlarda en önemli yol göstericisidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst