Hilmi Yavuz

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde G'den İ'ye kategorisinde kalliope tarafından oluşturulan Hilmi Yavuz başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,773 kez görüntülenmiş, 3 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı G'den İ'ye
Konu Başlığı Hilmi Yavuz
Konbuyu başlatan kalliope
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan kalliope

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
SAATÇİ

En çok yanılgısı başkaydı benden
Bir suya çalardı saati
Gümüş köstekli bir akşam vakti
Karardı solukları göğü görmeden

Kraldı yaz dönüşü sürgünden
Bir ceza ülkesinde davulcu
Geceleri ipe bağlı bir suçu
Asardı kimseleri ele vermeden

Durmadan bir çocuk akıp gidiyor
Sevmezken kendinde olanın
Ağır kokuları ölü eşyanın
Kaplardı odaları eve girmeden

Adını bildiği saat değil bu
Kuş seslerinden çin laleleri
Çarmıha gerilmiş çan kuleleri
Düzeltir saatini vakti bilmeden ...

00184581.jpg
 

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
AKŞAMIN YARISINDA

Herkes öteki gibi duruyor .. akşam
da durduğu yerde durmuyor artık;
yolcu yolu kuşatıyor durmadan;
kapanıyor 'Zaman' denen karanlık...

Hiçbir şeyde yok gibi ve herşeyde var;
sıkışmış birileri ara yerde;
kalbim ! durma yetiş eski yazlara !
nedense bir durgunluk var saatlerde ..

Herşey nasıl da bütündü bir zaman:
şimdi bahçe eksik, güllerse yarım;
kar yağar, hüzün bile yok... ve nerdesiniz ,
âh, evet nerdesiniz, yoksaydıklarım ?

Night_by_thomas_darktrack.jpg
 

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
EROS İLE THANATOS

sana sarı bir yaz gönderdim
onu bir zaman gibi koynunda sakla
önce kuytular göle çekildi
ayrılık, ayrıldığın yerde değildi
herkes, artık, elbette
dağ’dır biraz
ve sarı yaz senin perden

suya gömdün yaprağın adını
bir kentin hüznüne benzedin birden
aşklar kimliksizleşti: süslü zamanlar!
sen ki kendi kendinin özleminden
sıkılırdın... sorardın:
‘olur mu,
anlamak aşkları eski güllerden?’

işte bir söyleyişin solgun yüzü:
artık ne bir anıdan arta kalanlar-
dan söz var! ne bir şey!
-boşuna!..
ölüm, olmak’tır ve bir söz kanar;
yalnız yalnızlıklardır bizden olanlar!
onlardı, gittiler... daha gelmeden...

bense akşam oldum artık
ve akşamlar, benim gövdem...


3028011141663409f561lony6.jpg



GİZEM

hem aldanan hem aldatan
olduğu zaman
dilden
dilin güzüdür üşür
sözün yazına karşı
kuşlar kuşlarla örtüşür
bir yaprak bir yaprağa
doğru uğuldar:

ve der ki onu yaşasan da
yaşatsan da bir
dağlar çoktan dağlara göçmüştür
o altın gözlü anka
hangi derin dağdadır şimdi?
bir acı, telörgünün ardında
bir acıyla görüşür:

ve der ki dilden kopan
bal örgüsü söz
hem söyleyen hem söyleten
olduğu zaman
bana ben o'yum dedirten
nedir?

ustam der ki sen, şair
hiç gül kopardın mıydı gülden?
 

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
SIR İÇİN SONNET

gidecek... kendisiyle yitecek belki sır’ı:
hiçbirşey kalmayacak... sâdece kırık bir cam;
hepsi o kadar işte! –ve ne varsa aykırı
bildiğin, senden olan... –ve bitecek serencâm!..
âh, ince duvarlara çakılan kaba saba
bir çiviye tutunmuş... eğreti, öyle sarsak;
çerçeve yenik düştü gümüşe ve ahşaba;
dökülür sır’ı yüzün, aynalara bakmasak...
hani aşk’ı yazılacak olanda arıyorken bir sahaf,
yitirir ya, kitapta yazılmış olanları;
nasıl biraraya gelir derken, ne tuhaf!
sonunda hep aynalar buluşturur onları...

yüzüme bakmaz oldu aynalar, neden katı?
âh, benimki değil bu... –aynaların hayatı...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst