Hedonizm: Hazcılık Felsefesi Nedir? Zevk Ve Acı, İnsanlığın Ahlaki Rehberi Olabilir Mi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Bilim Felsefesi kategorisinde dragon tarafından oluşturulan Hedonizm: Hazcılık Felsefesi Nedir? Zevk Ve Acı, İnsanlığın Ahlaki Rehberi Olabilir Mi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 253 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Bilim Felsefesi
Konu Başlığı Hedonizm: Hazcılık Felsefesi Nedir? Zevk Ve Acı, İnsanlığın Ahlaki Rehberi Olabilir Mi?
Konbuyu başlatan dragon
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan dragon

dragon

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eki 2022
Mesajlar
441
Tepkime puanı
27
Puanları
28
Konum
dünya
Üniversite Bölümü
Sosyoloji
Ünvan
dünyalı

Hedonizm: Hazcılık Felsefesi Nedir? Zevk ve Acı, İnsanlığın Ahlaki Rehberi Olabilir mi?​

Hedonizm: Hazcılık Felsefesi Nedir? Zevk ve Acı, İnsanlığın Ahlaki Rehberi Olabilir mi?

Hazcılık (hedonizm) denince genelde bu tür kareler düşünülse de, iyi bir kitap okumak da hazcılığın parçasıdır.


En güzel günlerinizi sıkıcı şeyleri dinleyerek, kaybetmeye mahkum olanı kurtarmaya çalışarak, kendinizi cahil, kaba, adi insanlara adayarak heba etmeyin. Bunlar çağımız hastalıklı amaçları, yanlış idealleri. Hayatınızı yaşayın! İçinizdeki o muhteşem yaşama sevincini açığa çıkarın! Hep yeni heyecanlar arayın. Yepyeni bir hedonizm; işte çağımızın ihtiyaç duyduğu şey budur. -Lord Henry Wotton, Dorian Gray'in Portresi
Hedonizm kelimesi, Yunancası hedone olan ve "zevk" anlamına gelen kelimeden türemiştir. Felsefenin kurucusu, aynı zamanda Kirene Okulu'nun da kurucusu ve Sokrates'in öğrencisi olan Aristippos'tur. Aristippos'un öğretisi, doğrudan hazzı temel alan bir öğretidir. , dünyaya sırtını dönüp bütün insani duyguları terk etmeyi amaçlarken, hedonizm öğretisi dünyadan zevk almayı amaçlar. Öyle ki bazı durumlarda bu zevk alma felsefesi, uç noktalara kadar gidebilmektedir. Bu nedenle bu öğretinin bazı kısımları fazlasıyla tartışılmıştır. Çünkü en nihayetinde hedonizmde ulaşılması gereken nihai nokta, hazdır.
Hedonizm öğretisinde zevkin, doğası gereği iyi; acının, doğası gereği kötü olduğu düşünülmektedir. Bu öğreti, bir bakıma zevkin acıya üstünlüğünü, mutluluk olarak tanımlar. Zevkleriniz acılarınızdan ne kadar uzaksa, o kadar mutlusunuz demektir. Bu nedenle bir hedonistin temel dürtüsü, zevkin peşinden koşup, acıdan kaçınmaktır.



Lord Henry Wotton ve Dorian Gray
Lord Henry Wotton ve Dorian Gray

Hedonizmin Türleri​

Hedonistler arasında da çeşitli ayrımlar vardır. Niceliğe önem veren hedonistler ("nicel hedonistler"), zevkin refah için ne kadar değerli olduğunu, zevkin sadece miktarına bağlı olduğunu ve bu nedenle sadece süre ve yoğunluk gibi zevk değişkenleriyle ilgilenirler. Bu hedonizm kolu genellikle hayvansal, basit ve ahlaksız zevklere aşırı değer vermekle suçlanır.
Nitel hedonistler ise zevkin kalitesiyle ilgilenirler ve zevk kalitesinin zevk üzerinde büyük bir etkisi olacağını düşünürler. Kalite, zevkin ne kadar bilişsel veya bedensel olduğuna, zevkin kaynağının ahlaki durumuna veya miktarla ilgili olmayan başka bir boyuta dayanabilir. Hedonizmin bu kolu, niteliklerin seçimi keyfi veya geçici olduğu için çokça eleştiriye maruz kalmıştır.



Ancak bu nokta, hedonizmle ilgili önemli bir detayı da göstermektedir: Hedonizm (hazcılık), çılgın seks partilerinden ibaret bir felsefe olarak algılanmamalıdır; zira birçok kişi için haz, bu tür faaliyetlerle tanımlanmaz. Bir göl kenarında oturup kuş seslerini dinlemek, sahilde yürüyüş yapmak, iyi bir müziği dinlerken kılların diken diken olması (ki buna uygun bir şekilde " " denir), arkadaşlarla entelektüel bir sohbet yapmak gibi faaliyetler hazcılığı motive eden davranışlardır.
Hedonizmin her türü seks ve çılgınlık ile ilgili değildir; size huzur, mutluluk ve dolayısıyla haz veren her davranış hedonizmin maksimize etmeye çalıştığı değerlerdir.
Hedonizmin her türü seks ve çılgınlık ile ilgili değildir; size huzur, mutluluk ve dolayısıyla haz veren her davranış hedonizmin maksimize etmeye çalıştığı değerlerdir.
Normatif hedonistler insanların tek veya ana motivasyonunun zevkler olması gerektiğini söylerler. Öte yandan motivasyonel hedonistler insanların yaptığı her ne varsa bunun motivasyonunun zevk ve acılar olduğunu vurgularlar.
Az sonra daha detaylı inceleyeceğimiz egoistik hedonizm, bir insanın karar alırken tek önemsemesi gereken şeyin kendi zevki olması gerektiğini söyler. Öte yandan altruistik hedonizm, bir faaliyetin veya kararın ahlâki olup olmadığına karar vermenin tek yolunun tüm insanlar için zevk yaratıp yaratmadığına bakmak olduğunu söylerler.
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor. Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak... Daha fazla göster


Bu kollar arasında her zaman keskin bir ayrım olmayabilir ve kişiden kişiye bunlar farklı kombinasyonlar halinde görülebilirler. Hedonizm, zevk temelli olduğu ve her insanın hayattaki zevkleri değişken olduğu için, ufak tefek farklılıklarla, kişiye özel tanımlar oluşturabilmektedir.
Geniş bir bakış açısıyla baktığımızda, işte bu kısımda, zevkin iyi, acının kötü olarak tanımlandığı yerde, bazı ahlaki sorunların oluşmaya başladığını rahatlıkla görebiliriz ve bu nedenle filozoflar hedonizmi kapsamlı bir şekilde eleştirmişlerdir. İlk etapta buraya kadar anlatılanlar bazı okurlar hoş görünmüş olabilir; ama hazcılıkta, doğası gereği bir bencillik de vardır. Kişiler, haz için kendi kişisel arayışlarına odaklanırlar ve kendilerini, başkalarının önüne koyarlar. Buna bağlı olarak, hazza ulaşma yolunda toplumsal sorumluluklarını ihmal ederler. Bu nedenle hedonizm genel geçer popülasyon için ahlaki bir rehber olduğunu söylemek güçtür; en nihayetinde hedonizm, toplum için önemli olan özgürlük ve adalet gibi diğer değerleri görmezden gelir. Ayrıca bazı psikologlar , uzun vadede anlamsızlık ve boşluk duygusuna yol açtığını da belirtiyorlar.
Dorian Gray'in Portresi romanının ana karakterlerinden biri olan Lord Henry Wotton, çok iyi bir hedonist örneğidir. Kendisi, diğer karakterlerin aksine, roman boyunca düşüncelerini değiştirmez, hedonizme sıkı sıkıya bağlıdır ve canı her ne isterse, onu yapar. Bu eylemleri sonucunda da gerçekten huzurlu ve mutlu biri izlenimi vermektedir. Lord Henry'nin düşünce biçimini kafamızda canlandırmak için şu alıntıya göz atabiliriz:
İnanıyorum ki, insanlar hayatlarını dolu dolu yaşar, her türlü duygunun hakkını verir, her türlü fikri ifade eder ve her hayalini gerçekleştirirse dünya öyle taze bir neşeyle dolar ki Orta Çağ'ın tüm o hastalıklı karanlığını unutup, Helenistik ideale tekrar kavuşabiliriz; hatta belki de Helenistik idealden bile daha muhteşem, daha zengin bir şey elde edebiliriz. Fakat en yüreklimiz bile, kendinden korkuyor. Vahşi yanımızı kesip atarak, kendi kendimizi inkar edip sakatladık ama o vahşi yanımız trajik bir hayatta kalma mücadelesi vermeye devam ediyor. İnkar ettikçe cezalandırılıyoruz. Boğarak öldürmeye çalıştığımız içgüdülerimiz, zihnimizi kuşatıp bizi zehirliyor. Beden bir kez günah işledi mi günahla ilişiğini keser çünkü eyleme geçmek bir arınma biçimidir.

Hedonistik Egoizm​

Hedonistik egoizm, egoizmin hedonistik versiyonudur. Ahlaki olarak baktığımızda, sadece kendi çıkarlarımız için yapılması gereken en iyi şey ne ise onu yapmamız gerektiğini savunur. Bu düşüncenin en tartışmalı kısmı, hiç kimsenin, yaptığı şeylerin sonuçlarını kendisinden başkası için düşünmek zorunda kalmamasını söylemesidir. Eminiz ki bunun ucunun nerelere gidebileceği hemen aklınızdan geçmiştir. İşte burada, işin içerisine ahlaki değerler dahil olmaktadır.
On sekizinci yüzyılda yaşamış ve İngiliz bir filozof olan Jeremy Bentham, insanların motivasyonlarının bencil ve puslu doğasını kabul etti; ancak mutluluğu en üst düzeye çıkarmanın ahlaki davranış için doğru bir kriter olduğunu savundu. Buraya kadar faydacılık felsefesiyle benzerlik gösterdiğini görüyoruz. Bentham'ın en büyük mutluluk ilkesi, eğer yapılan eylemler, etkilenebilecek tüm insanların mutluluğunu en üst düzeye çıkarmıyorsa, o eylemlerin ahlaksız olduğunu belirtir. Yani yalnızca etkilenebilecek tüm insanların mutluluğunu en üst düzeye çıkaran eylem ahlaki olarak doğru eylemdir. Çalışmaları sonucunda Bentham, ilkesini kesin olarak kanıtlayamayacağını anladı; ama aynı zamanda bu ilkenin, eylemlerimizi değerlendirmek için var olan kriterlerden daha adil ve daha iyi olduğu için kabul edilmesi gerektiğini düşündü.



Henry William Pickersgill tarafından yapılmış Jeremy Bentham portresi
Henry William Pickersgill tarafından yapılmış Jeremy Bentham portresi
Bentham'ın zevklerin kaynağı konusundaki kayıtsız duruşu, başkalarının hedonizmi "domuz felsefesi" (Philosophy of Swine) olarak küçümsemesine neden oldu. Bentham'ın öğrencisi ve bir diğer filozof olan John Stuart Mill bile, tatmin olmuş bir domuzun tatmin olmayan bir insandan daha iyi bir yaşam sürdüğüne ya da tatmin olmuş bir aptalın tatmin olmamış bir Sokrates'ten daha iyi bir yaşam sürdüğüne inanmamız gerekip gerekmediğini sorguladı. Mill de aynı Bentham gibi, zevk ve acıdan kaçınma olarak tanımlanan mutluluğun peşinden koşmamız gerektiğini düşündü.
Mill'in savunduğu hedonizmin Bentham'ınkinden farklı olduğu yer, zevkin doğası konusunda fikirleridir. Mill, zevkleri bir bütün olarak değil de, daha düşük ve daha yüksek zevkler olmak üzere sınıflandırdı. Diğer hayvanlarla paylaştığımız ve bedenle ilgili olanları daha düşük zevkler olarak tanımlarken, insanlara özgü ve zihinle ilgili olduğu düşündüğü zevkleri daha yüksek zevkler olarak tanımladı. Mill, her iki zevk türünü de deneyimleyenlerin, daha yüksek zevklerin çok daha değerli olduğunu fark ettiklerini savunmalarına dayanarak bu ayrımın haklı olduğunu düşündü. Kendisiyle aynı fikirde olmayanların da daha yüksek zevklerin deneyiminden ya da bu tür deneyimleri gerçekleştirmek için gerekli kapasiteden yoksun olduğunu iddia etti.
Bir diğer İngiliz filozof olan George Edward Moore'un yaptığı hedonizm eleştirileri, ölümünden on yıllar sonra bile hedonizmi reddetmek için iyi nedenler olarak gösterildi. Moore'a kadar hedonizm ilginç fakat aynı anda kusurlu bir düşünce olarak görülüyordu. Moore, hedonizme karşı pislik yığını örneğini tasarladı. Bu örnekte Moore, okuyucudan biri son derece güzel ve diğeri iğrenç bir pislik yığını olan iki dünyayı hayal etmesini ister. Daha sonra okuyucuya hiç kimsenin bu dünyaları deneyimleyemeyeceğini düşünmelerini söyler ve güzel dünyanın pis olandan daha iyi olup olmadığını sorar. Beklediği gibi, çağdaşları, güzel dünyanın var olmasının daha iyi olacağı konusunda hemfikirdiler. Bu örneğe dayanarak, güzel dünyanın bir pislik yığınından daha değerli olduğu ve bu nedenle güzelliğin değerli olması gerektiği sonucuna vardı. Bu örnek 1970'lere kadar hedonizme itiraz etmek için nadiren kullanılmıştır; çünkü bu örneğin kapsamları yaşanan hayatlar değil, dünyadır.
Hedonistik egoizme ve hedonizm öğretisine bize çok da uzak olmayan, ülkemizde yayınlanan Doktorlar dizisinden duymuş olabileceğiniz Arslan İbrahimoğlu karakterini de örnek olarak gösterebiliriz. Kendisi haz almayı ön planda tutan, başkalarının düşüncelerini önemsemeyen, canı ne isterse onu yapan ve neredeyse bir karakterdir. Bununla beraber karakter, yukarıda da bahsettiğimiz mutluluğu yalnızca hazcılık yoluyla bulmaya çalışmanın verdiği duygusal boşluğu da taşır.



Arslan İbrahimoğlu Karakteri (Doktorlar)
Arslan İbrahimoğlu Karakteri (Doktorlar)

Epikür ve Stoacılık​

Hedonizm'den bahsetmişken Epikür ve Stoa felsefesine değinmemek olmaz. Epikürizm öğretisi M.Ö 307 yılına kadar uzanır. Epikür'ün düşüncesinin temelinde mutluluk ve yaşama bağlılık yatar. Epikürizm, mutluluk anlayışında acının yokluğu ve basit bir yaşamı savunmasında farklılık gösterse de, bir hedonizm biçimi olarak düşünülebilir; fakat epikürizmi hedonizm ile eş değer tutmak hatalı bir düşünce olur. İzah edelim.
Epikür için mutluluk, bedensel ve özellikle de zihinsel acıların tamamen yokluğudur. Epikür, zevklerimizi belirli bir seviyede tutmamızı öğütlerken, hedonizm zevklerimizi en üst noktaya çıkarmamızı söyler.
Stoa felsefesinin amacı ise yine mutluluktur. Bu öğretinin temel kavramları; cesaret, adalet, bilgelik ve hedonizmin tamamen aksine, ölçülülüktür. Aşırı hiçbir şey yapmamak ve doğru şeyi, doğru miktarda, doğru şekilde yapmak bu öğretinin dayanak noktalarıdır. Çünkü Amerikalı yazar, tarihçi ve filozof :
Biz, tekrar tekrar yaptığımız şeyiz. Bu nedenle mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır.

Sonuç​

Hedonizm, tartışmaya çok açık bir öğretidir. Kimi insanlar bunun ahlaki olmadığını savunur, kimileri de bu öğretiye sıkı sıkıya sarılır. Bu tabii ki her insanın kendi ahlaki normlarına bağlıdır. Fakat şüphe götürmez bir gerçek vardır ki zevk ve acı hayatımızın vazgeçilmez parçalarıdır. Bunları ne ölçüde yaşayacağımız da tamamen bize bağlıdır. Acıdan olabildiğinde kaçınmak isteriz, fakat acıyı minimize ederken zevklerimizi gerekenden fazla yüceltmediğimizden de emin olmalıyız. Çünkü bütün doğada olduğu gibi, dengeyi bozarsanız, mutlaka bir karşı etki görürsünüz.
Şu dünyada acı çekmek dışında her şeyi anlayışla karşılayabilirim. Acı çekmeyi anlayabilmem mümkün değil. Acı çekmek kötüdür, çirkindir, karanlıktır. Çağımızın acıya duyduğu sempatide hastalıklı bir şey var. İnsan, yaşamının renklerine, güzelliğine, coşkusuna sempati duymalı. -Lord Henry Wotton, Dorian Gray'in Portresi


 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst