Hayat Limanından Demir Aldı ömür

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Amatör Şairler ve Şiirler kategorisinde vurguni tarafından oluşturulan Hayat Limanından Demir Aldı ömür başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,888 kez görüntülenmiş, 4 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Amatör Şairler ve Şiirler
Konu Başlığı Hayat Limanından Demir Aldı ömür
Konbuyu başlatan vurguni
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan fides

vurguni

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
61
Hayat Limanından Demir Aldı ömür

Ne zaman adın düşse dilime, ayaklanır içimde mavi.
Salarım yüreğimi başıboş zamanlara,
Yosun kokulu sahillere tutsak arzular,
Sürgündür hasret döktüğüm denizlere,
Ki, çaresizce sürüklenir, sularında sana yorgun bedenim,
Boğulurum, özlemlerin derinliğinde / hasret denizinde.

Anılarımla yüzleştiririm / gecenin çığlığına sararken yalnızlığımı
Ki kışkırtır içimde özlemleri martı çığlıkları,
Yüreğimin kıyısına çarpan dalgalar / alır getirir bana kokunu
Fırtınalı denizlerde / varır umudu kumsala demirlerim.

Dört mevsim nehirler geçiyor düşlerimin deltasından
Yüreğime vuruyor yüzümdeki yağmur bulutları,
Hesapsız sularda gezinir serseri ayaklarım,
Ki takılır avare martılara.
Her gün, bir başka kıyıya atar beni, yoksulluğum..

Ne zaman deniz düşse aklıma / sürükler beni duygular,
Derinlerimden esen rüzgârdan anlarım-
__ yunusların benim için ağladıklarını.
Sonra vururum kendimi sokaklara,
Kül rengi akşamlar da çiseleyen yağmura inat
Aydınlanır ümitlerim, usumda boğulur iken aykırılık..

Ey mavi deryasına sevdalandığım hayat,
kaç kaçamak öpüş düşledim sularında bir bilsen..
Bütün sevgilerin harareti sensin / ellerinin sıcaklığı üşür yüreğimde
Gümüşe çalan kıyılarında / meneviş rengi duygular ıslanır gözlerimde_
Dilimde henüz kavuşulamamış bir özlem türküsüdür, şiir.

Şimdi genzi yakan nem kokusunda,
Karnını yarıp yüreğini çekmek vardı
Bir kuşluk vakti ağlara….

Uçurumlarına ağıtlar yazdığım / denizler çarpıyor yüreğime,
Anılardan süzülüp gelen güvercin güzelliğinde,
Vurur göğsüme dalgalar da / dağılır içime sızın.
Ardından ılık bir yel eser inceden,
Yosun kokar esinti martı kanadından süzülürken..

Denizin kızıllığından bilirim iş dönüşü akşamları
Serin sularında maviye kulaç atmanın düşleri,
Nasılda sevdanın sancısına düşürür yüreğimi bir bilsen..
Gayrı hayat limanından, demir aldı ömür / ki nereye varır bilinmez
Şimdi bir el sallamak kaldı bana / bizden uzaklaşan teknelere…

Abdullah Oral
 

vurguni

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
61
Yüreğimizin Sınırlarında

Yüreğimizin Sınırlarında

Hayatın engebeli yollarını aşındırır iken ümit
Onlar Olympos dağından aldığı meşaleyle yürüdüler
İşçi tulumuyla hürriyetin adını yazmak için sokaklara,

Adına geçmiş denen, zindana bırakarak yakınmaları,
küllerinin içinden yeni hayatlara uzandılar
En büyük sevda ateşini tutuşturdular,
Yüreğimizin sınırlarında.

Ölüm yorgunu yüreklerde çoğalıyor iken hüzün
Denizlerin en hırcın dalgalarında saklı sevdalar
Sıcacık bir çay gibi ısıtıverir içimi, iğde kokulu düşlerle,

Yürüdüler arsız duygulara düşürmeden sevdalarını
Onlar aşk çengeline astılar yüreklerini,
Ki hürriyet kokuyordu, dudaklarında duman
Aldırmadılar gözlerinden dökülen firari yağmurlara

Oysa kiminin bıyığı yeni terlemiş, kimisi on yedisinde,
Kimisi baharındaydı hayatın,
Zamanın hırsız eli ekmeğimize değmesin diyedir
Bitmek bilmez bu amansız kavga
Onlar aşkı gelen güne sakladılar ki,
Güneş yüzlü çocuklar doğacak, yarınlara
Düşürecek elbet takvimler mutlak o mutlu günü.


Abdullah Oral
 

vurguni

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
61
Nazım Hikmet Vatan Hainliğine Devam Ediyor Hala

Nazım Hikmet Vatan Hainliğine Devam Ediyor Hala.

Vay be vay anasını be
Vay benim ellerimde serpilip gelişen hayat
Vay benim
Aydınlık düşlerime
Saplanan hançer

Vay benim puslu yollarında
Düşüp kalktığım yurdum
Düşmüşüz iki kollu uçurumun
İki sarkık yanına
Yüzlerini ayaklar altına almış
İnsanlar yürüyor
Kendi göğünden uzak uçurumlara
Zulmün pençesine düşmüş özgürlüğüm
Can telef etmekte
Sanayi yollarında
Nazım Hikmet
Vatan hainliğine devam ediyor hala

Bugün
Yüzüncü yaşına ayak basıyor Nazım
Sakın demeyin ha
Ölümden sonra yaş mı sayılır
Sayılır lan sayılır
Adam gibi yaşayana ölüm mü olur
Onlar
Tek duvaklı gelinin
Gerdeğine girer gibi
Girdiler toprağın koynuna
Hücre hücre sararak yurdu
Ölümsüzlüğe kulaç atarak
Aştılar ölüm denizini
Onlardan bir çığlık kalır
Sokaklarda yansıması dinmeyen
Ölümsüzleşirken sevda
Ölümsüzleşir isyan

Yıllar öncesinin yansıması
Çınlıyor kulakları da
Amerikanın yarı sömürgesiyiz
Diyor Nazım

Ustaya hırlaşıyor
Kan buğusunda dişlerini ısıtanlar
Salyalı dudaklardan
Dehşeti dökülmekte yaşamın
Çok şükür, çok şükür
Ölsem de gam yemem gayri
Sonunda kurtulduk yarı sömürgecilikten
Şimdi
Tam sömürgesiyiz Amerikanın

Emek işkenceye mahkum
Umut dar ağacında
Yargısız katledilmekte hayat

Şimdilerde
Deli dolu akıyor koyağında sular
Başlarını çarpa çarpa taşlara
Nazım Hikmet
Vatan hainliğine devam ediyor hala

Bir dolar bir buçuk milyon
Efendilikten kurtardık köylüyü
Kölesi yaptık yoksulluğun
İzavura lar bize ağlıyor şimdi

Bütün kirlenmelere
Kapattıkça kapılarımızı
Alıcılarımızdan girdiler
Odamızın sıcaklığına
Önce kültürlerimizi yozlaştırdılar
Sonra çaldılar duygularımızı
Gün geçtik çe
Kendi maymununu yarattı sermaye
Haber dediler
Pisliklerini döktüler eteklerinden
Kim kiminle yatmış
Kimin şeyi kimin neresinde
Piç ettiler yaşamı
Piç ettiler serpilip gelişen hayatı
Şimdi
Medya maymunlarının yanaklarından
gece yüzlü gülüşler dükülmekte..

İki bacak arasına asılmış sevda
Yoksulluğun
Bekareti satılmakta otel odalarında
Şose boylarında aç kadın
Doyurabilmek için bebesini
Sarkık memelerini okşatmakta
Yüzünü yitiren insana


Fabrika kapılarında
Makina lar dan değersiz
Kendi mezarına kazmakta emekçi
Kul edilmiş insanlık kula
Nazım Hikmet vatan hainliğine
Devam ediyor hala

Vay be vay anasını be
Tükürmeli böyle yaşama
Nereden nereye geldik böyle
Vay benim
Çürümüş damaklarımda
Kırılıp dökülen dişlerim
Henüz çiğnenmeden çalınmış lokman

Vay benim omuzdan düşen kolum
Vay benim bir defa bükülüp
Bir daha doğrulmayan belim
Nereye böyle ayaklarım
Niçin susarsın dillerim
Neden görmezsin gözlerim
Baksana, duysana , görsene
Nazım Hikmet vatan hainliğine
Devam ediyor hala

Nasırlanmış
Çatlak derisinden
Kanımı sızdıran
Ellerim
Bırak yazma gayrı
Yarına kalsın güzel sözler
Sevdalar aşklar
Tutkularım aydınlık özlemim

Sakın ha Abidin
Sakın çizme
Mutluluğun resmini
Hele bir sürelim maviye yelkenleri
Hele bir varalım gelecek o günlere

Sakın ha Abidin
Sakın çizme mutluluğun resmini
Bir umudum kalsın yarına
Bak gül yanaklı bebesini emziren
Anneler
Zehir içiriyor bebesine
Sarı balık yitirdi rengini
Sakın ha Abidin...
Bu kahır öldürsün beni
Çizersen
Çürütürler mutluluğu
Kırılır direncim
Gelecek nesle kalsın
Mutluluğun resmi
.
Biraz daha bekle be Abidin
Hele bir hanımeli açsın
Tanyaların çığlıkları açsın balkonlarımızda
Güneşe başkaldırsın
Utancını kasketin altına saklayanlar

Gözden kaçan gerçeğin
Dile düşen adıdır isyan
Hasret yangını
Dudaklarımdan
Özgürlük türküsü dökülsün hele bir

Hele bir
Yürek diretilsin
Diş bilensin
Yarınsız kalışlara
Kırılsın bilekte zincir
Yıkılsın hücreler
Sevdam ulaşsın bulutlara
Baksana Abidin
Nazım usta
Vatan hainliğine
Devam ediyor hala

Özgür bir dünya düşlerken
Hortumlandı damarımda kan
Emek yenik düştü
Kasalarını vatan sayanlara
Afrikalılar gibi yaşıyoruz da
Avrupalaştık diyoruz

Kendi kabuğuna çekilmiş
Cevahir yürekliler
Sarhoş ağızlara yenik düşmüş
Direniş türkülerim
Barlar pavyonlar
Devrimci tüketiyor
Kafatasçı üretiyor
Salyalı dudaklarda sarhoş naralar
Umut ayaklar altında
Emek katlolmakta fabrikalarda
Nazım Hikmet vatan hainliğine
Devam ediyor hala...

Yüz yıllık
Bir direniş türküsü Nazım
Bazen şiir olur
Bazen türkü
Bazen kaygısıdır kan içicilerin

O şimdi
Başı göklerde bir çınar
Çalamamışlar güneşini
Rüzgarlara bırakmış şiirlerini
Onun türküsü gelir uzaklardan
Rüzgarın kanatlarıyla
Dağlar türkü söylüyor
Nehirler ağlıyor
Kalemim
Pis yüreğime
Dalıp dalıp çıkıyor
Kahpeliğin ırkçılığın
Ve satılmışlığın
Yüreğimde sevdası Nazım'ın
Ellerimde isyanı
Yıllanmış bir çınar
Başı yıldızlarda

Yüzüncü yaşında
Vatan hainliğine devam ediyor
Nazım Hikmet RAN hala

Nazım Ustanın Yüzüncü Doğum günü anısıana..

Abdullah Oral
 

vurguni

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
61
düzenlemeniz için Teşekkürler
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Rica ederiz. Eğer şiirlerinizi tek başlık altında toplarsanız şiirlerinize daha kolay bir ulaşım sağlanır ve daha hoş bir görünümü olur. İyi forumlar...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst