M
Mor ve Ötesi
Ziyaretçi
ülkemizde siyaset yeni bir yol ayırımında,
bunu fark edebilmenin en önemli şartı ise gözümüzdeki at gözlüklerinden kurtulabilmek ve klasik bakış açısının getirdiği hastalıklı çıkarımların esiri olmamak gerek...
ülkemizde bazıları hala F.gülen fobisinin yarattığı travmanın bünyelerinde meydana getirdiği ateş ile sayıklamak ta,
bazıları ise sayıklamak ile birlikte halüsünasyonlar da görüyor,AKP içerisinde iktidar savaşı var gibilerinden...
TC nin önünde belli başlı bir kaç engel ve bu engellerin ayakta kalması ile türkiye ve türkiyenin üzerinde bulunduğu coğrafyada emellerine daha rahat ulaşabileceğini zanneden dış mihraklar ve onların iç uzantıları var...
engelleri önem sıralamasına göre say deseler ben ilk iki sıraya kürt ve ermeni meselelerini koyardım,
ardından ise iranın çaresizliğini ve bu çaresizliğin ortaya çıkaracağı sorunları...
bu gün türkiyenin tekerine çomak sokabilmenin en kolay yolu kürt meselesidir,
be meselenin TC nin başını ağrıtmaya devam etmesi kimin işine yarar sorusu gündemi okumaya yarayacak en önemli sorudur...
TC ve başındaki hükümet bu sorundan kurtulmak için hangi hamleleri yapmış ve karşılığında nasıl bir gelişme olmuştur?
ikinci sorumuzdur...
RTE nin geçmişte diyarbakır da yapmış olduğu konuşma ve ardından geliştirilen hükümet-devlet politikalarını idrak edebiliyor olmak,
bu idrak ile derin devlet ilişkisini çözündürebilmek ise gündemi okumakta ki başarıdır...
TC devleti,icranın başında bulunan AKP hükümeti vasıtası ile dünyada ki örneklerini de değerlendirerek kürt sorunu açısından belli bir aşamaya gelmiştir,
gelinen bu nokta "kimin işine yarar" şeklinde sorduğumuz soruda ki "kimileri" ni rahatsız etmektedir ve şu anda TC devleti ve icranın başında bulunan AKP hükümeti güçlü bir istihbarat savaşının tarafıdır...
devletin istihbarat örgütü,devletin başına bela olan terör den kurtulmak için silahın yanına diyalog gerçeğini koyarak kazanımlar elde etmiştir,
kemal burkay gerçeği bu kazanımlardan bir tanesidir...
elde edilen kazanımlar karşısında atılan adımlardan birisi uludere, bir diğeri de KCK olayı çerçevesinde kazanım sağlayan istihbaratçıların ifadeye çağrılmasıdır...
istanbul emniyetinin iki şube müdürünün görevden alınması ile savcılık makamının istihbaratçıları ifadeye çağırması ayni paragrafın satırbaşlarıdır...
bu gün;dünya siyasi konjektürü içerisinde "güç" olma yolunda ilerlemeye çalışan TC nin yaşadığı sıkıntıları,
F.Gülen sendromunun yaşattığı psikolojik travma ile anlamak çok zor olacaktır,
bu,ikinci cumhuriyetçilerin desteği ile demokrat müslümanların birinci cumhuriyet ile hesaplaşması falan değildir,
bu düpedüz; milli şef inönünün dediği gibi;"yeni bir dünya kurulması ve türkiyenin onun içinde yer alması" savaşıdır...
türkiye şu anda,boğaz köprülerinin yapılma sırasındaki sancıların global büyüklükte olanını yaşamaktadır; bir yanda köprüyü yapmaya çalışanlar bir yanda "köprü"yü idrak edemiyerek muhalefet edenler,bir tarafta ise ne sağcıyım ne solcu,furbolcuyum futbolcu diyenler...
bunu fark edebilmenin en önemli şartı ise gözümüzdeki at gözlüklerinden kurtulabilmek ve klasik bakış açısının getirdiği hastalıklı çıkarımların esiri olmamak gerek...
ülkemizde bazıları hala F.gülen fobisinin yarattığı travmanın bünyelerinde meydana getirdiği ateş ile sayıklamak ta,
bazıları ise sayıklamak ile birlikte halüsünasyonlar da görüyor,AKP içerisinde iktidar savaşı var gibilerinden...
TC nin önünde belli başlı bir kaç engel ve bu engellerin ayakta kalması ile türkiye ve türkiyenin üzerinde bulunduğu coğrafyada emellerine daha rahat ulaşabileceğini zanneden dış mihraklar ve onların iç uzantıları var...
engelleri önem sıralamasına göre say deseler ben ilk iki sıraya kürt ve ermeni meselelerini koyardım,
ardından ise iranın çaresizliğini ve bu çaresizliğin ortaya çıkaracağı sorunları...
bu gün türkiyenin tekerine çomak sokabilmenin en kolay yolu kürt meselesidir,
be meselenin TC nin başını ağrıtmaya devam etmesi kimin işine yarar sorusu gündemi okumaya yarayacak en önemli sorudur...
TC ve başındaki hükümet bu sorundan kurtulmak için hangi hamleleri yapmış ve karşılığında nasıl bir gelişme olmuştur?
ikinci sorumuzdur...
RTE nin geçmişte diyarbakır da yapmış olduğu konuşma ve ardından geliştirilen hükümet-devlet politikalarını idrak edebiliyor olmak,
bu idrak ile derin devlet ilişkisini çözündürebilmek ise gündemi okumakta ki başarıdır...
TC devleti,icranın başında bulunan AKP hükümeti vasıtası ile dünyada ki örneklerini de değerlendirerek kürt sorunu açısından belli bir aşamaya gelmiştir,
gelinen bu nokta "kimin işine yarar" şeklinde sorduğumuz soruda ki "kimileri" ni rahatsız etmektedir ve şu anda TC devleti ve icranın başında bulunan AKP hükümeti güçlü bir istihbarat savaşının tarafıdır...
devletin istihbarat örgütü,devletin başına bela olan terör den kurtulmak için silahın yanına diyalog gerçeğini koyarak kazanımlar elde etmiştir,
kemal burkay gerçeği bu kazanımlardan bir tanesidir...
elde edilen kazanımlar karşısında atılan adımlardan birisi uludere, bir diğeri de KCK olayı çerçevesinde kazanım sağlayan istihbaratçıların ifadeye çağrılmasıdır...
istanbul emniyetinin iki şube müdürünün görevden alınması ile savcılık makamının istihbaratçıları ifadeye çağırması ayni paragrafın satırbaşlarıdır...
bu gün;dünya siyasi konjektürü içerisinde "güç" olma yolunda ilerlemeye çalışan TC nin yaşadığı sıkıntıları,
F.Gülen sendromunun yaşattığı psikolojik travma ile anlamak çok zor olacaktır,
bu,ikinci cumhuriyetçilerin desteği ile demokrat müslümanların birinci cumhuriyet ile hesaplaşması falan değildir,
bu düpedüz; milli şef inönünün dediği gibi;"yeni bir dünya kurulması ve türkiyenin onun içinde yer alması" savaşıdır...
türkiye şu anda,boğaz köprülerinin yapılma sırasındaki sancıların global büyüklükte olanını yaşamaktadır; bir yanda köprüyü yapmaya çalışanlar bir yanda "köprü"yü idrak edemiyerek muhalefet edenler,bir tarafta ise ne sağcıyım ne solcu,furbolcuyum futbolcu diyenler...
