Gündem Mısır ( Firavunlar iş başında)..

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Gündem (Dünya\/Türkiye) kategorisinde sakal tarafından oluşturulan Gündem Mısır ( Firavunlar iş başında).. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,635 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Gündem (Dünya\/Türkiye)
Konu Başlığı Gündem Mısır ( Firavunlar iş başında)..
Konbuyu başlatan sakal
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan sakal

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
10014643_722701694419601_4948016139350156917_n.jpg
..


10259830_442824379185391_7511714017765551592_n.jpg
..
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
10151373_652046781533925_2950638466681984664_n.jpg
..

Mısır'ın zindanları yeni Yusuf'larla dolu. Tek suçları, seçilmiş meşru hükümetine dualarla, sloganlarla destek vermekti.

Kimi direnişin sembolü olan Rabiatül Adeviyye Meydanı'nda, kimi bir sabah namazında kıyamdayken rastgele sıkılan kurşunlarla olduğu yere yığılıp kaldı.

Onlardan geriye kalanlar şimdi kutlu şehadeti bekliyor. Dakikada 26 idam cezası veren dikta mahkemesi, 529 direnişçinin asılmasına karar vermiş.

Suçları, "Bir polis memurunu öldürme, iki polis memurunu öldürmeye teşebbüs, kamu malına saldırı, bir polis karakolunun ateşe verilmesi, kamu düzeninin bozulması."

Bizim sözde özgürlükçülerimizden çıt yok! Sanki teneşir uykusundalar!

Bir ayının nesli tükenecek diye ortalığı ayağa kaldıran sözde hayvan severler suskun.

ABD'de şizofrenik bir manyak okul bastı diye günlerce yayın yapan, aşırı hız sonucu kaza yapan bir artist için ekrana siyah kurdele konduran, bedenine morfin zerkederken geberip giden manken için adeta yas ilan eden medya lal olmuş.

Her fırsatta insan hakları diyen, twitter'a yasak geldi diye karalar bağlayan yazarlarımız dilini yutmuş.

Ölecek olan 529 Müslüman olunca hepsi birer dilsiz şeytan olmuş!

Bir de Mısır'daki alçak zihniyete arka çıkacak kadar gaddarlaşan, pespayeleşen dilli şeytanlar var!

529 Müslüman yeryüzünden eksilecek olmasını, törenler, şölenler eşliğinde neredeyse zil takıp oynayarak kutluyorlar. İnsanın izledikçe "Analar ne alçaklar, ne kahpeler doğuruyormuş arkadaş" diyesi geliyor.

İdama mahkum edilen 529 kişinin mahkeme salonundan gelen fotoğraflarını izledim dakikalarca. Yüzlerinde üzüntüden, korkudan, gamdan eser yok. Kimi tel örgüler arkasında kendisine bakan çocuğuna gülümsüyor, kimi o meşhur Rabia işaretini yapıyor.

Ahiret gününe iman etmiş Müslümanlar Sisi'nin darağacından korkmadığını haykırıyor o fotoğraflarda... Şehadete korkusuzca, gülerek gidiyorlar.

"Müslüman ruhunu bir çırpıda teslim eder, Firavunlar can vermemek için çırpınır durur. Biri öldürüldükçe dirilir, biri ise sadece geberir" sözünü haklı çıkarırcasına bir duruşa sahip hepsi...

Kendilerini darağacına gönderen korkakların ödünü koparıyor duruşları.

"Kimi asmakla korkutuyorsunuz. Biz Rabbimize ve onun davasına inanmışlarız. Kimi kime gönderdiğinizin farkında değil misiniz? Yapacağınız şey, aşıkı maşuka göndermekten öteye gitmez. Siz buna zafer mi diyorsunuz?" diye bir meydan okuma var gülümsemelerinde...

Keskin bir nişancının kurşunuyla can veren Esma'sına yazdığı veda mektubunda ne diyordu babası?

"Sevgili kızım ve değerli öğretmenim. Sana elveda demiyorum bilakis görüşmek üzere... Buluşmamız, yakında peygamber ve ashabıyla birlikte Havz-ı Kevser'de olacak. Sonsuz kudret ve hükümranlık sahibi Allah'a yakın, O'nun nezdinde değerli ve şerefli bir konumda. Ayrılmamak üzere, birbirimize doyma temennilerimizin gerçekleşeceği bir buluşma..."

Duası kabul oluyor! Bizim derdimiz elbette ki bu buluşmaya engel olmak değil.

Biz Müslümanların canının, kanının bu kadar ucuz görülmesinin isyanındayız. Biz şeytanın, katilin, caninin safında olmamanın telaşındayız.

Kardeşlerim!

Birer et yığınından ibaret olan, vicdanını, izanını, insanlığını kaybetmişlere kulak asmayın. "Madem duası kabul olacak, madem şehadete gülümseyerek gidiyor. O zaman bırakın asılsınlar" diyerek dalga geçen nasipsizlere aldırmayın.

Şair Nurullah Genç'in o can yakıcı şiirindeki sözleri hatırlayın.

Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır
Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır
Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır
Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır.

Ve nasıl devam ediyordu:

Bu kan kokan coğrafya, bu çığlıklar senindir
Bu gözü yaşlı târih, hıçkırıklar senindir
Yeryüzünde çiğnenen bütün haklar senindir
Prangalı hükümler, aydınlıklar senindir.
Yıllardır, uygarlıktan sana hep enkaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı.

İnsanlığınızın bu vahşi uygarlığın enkazı altında kalmaması için... Yeryüzünde bir daha mazlumların haklarının çiğnenmemesi için... Bu coğrafyanın bir kez daha Müslümanların kanına bulanmaması için...

Allah'ın huzuruna hakkı, hakikati savunanlar olarak çıkmak istiyorsanız, sessiz kalmayın! Zulme ve zalime karşı durmak için ses verme zamanıdır.

Yenikapı'da, Tandoğan'da, Gündoğdu'da ve her şehrin her meydanında toplanacak mahşeri kalabalıkların dualarla, feryatlarla, çığlıklarla her akşam dünyayı nasıl titrettiğini gösterme zamanıdır.

Vallahi bu Müslüman soykırımını durdurmak bizim elimizde, buna inanın!

Süleyman Özışık

suleyman@internethaber.com
 

orwell_1984

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
10 Nis 2014
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
İdam bir ülkede yargı olmadığının en basit belirtisidir. İdam olan bir ülkede kesinlikle yargıdan bahsedemeyiz ancak bu dediğim günümüz için. Eski zamanlarda Osmanlı'da da idam vardı ancak belli kurallar çerçevesinde işleniyordu ve birçok makamın onayından geçerek infaz ediliyorlardı. Yani padişah kafasına göre önüne geleni tez kellesi vurula diye yargılamamıştır. Osmanlı'da zaten padişah yargılaması diye birşey duymayız. Bu söylemlerimle idamı desteklemiyorum. Her kim olursa olsun -Osmanlı bile- kesinlikle idama karşıyım. İdam cezası şuna benzetilebilir: Mesela çocukken bir arkadaşımızla kavga etmişizdir. Ona o kadar sinirlenmişizdir ki onun o anlık ölmesini isteriz. İşte idam cezası da, böyle bir kanunun olduğu devlette, devletin o insana aşırı tepkisidir. İdam hiçbir şekilde kabul edilemez. Çünkü idamla ceza değil kişi yargılanır. Asıl amaç cezayı yargılamak değil mi? Tamam, mesela hırsızlık için de bu böyle. Hırsızlık yapan kişi hapise atılır ama yapılması gereken nesne olan hırsızlığı yargılamaktır fakat böyle yapılırsa -ki bu nasıl yapılır bilemiyorum- ülkede düzen kalmaz. İnsanların yaptıkları hatalardan dolayı cezaevine atılması doğru olabilir -onda bile kesin birşey diyemiyorum çünkü belki başka çözümler olabilir- fakat öldürülmeleri kabul edilemez.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst