"Ganimet"i Görünce Uzlaşıdan Vazgeçmek...

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde lütfiakarçay tarafından oluşturulan \"Ganimet\"i Görünce Uzlaşıdan Vazgeçmek... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,154 kez görüntülenmiş, 9 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı \"Ganimet\"i Görünce Uzlaşıdan Vazgeçmek...
Konbuyu başlatan lütfiakarçay
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
“Birlik” ve kardeşlik edebiyatı ya da yardımlaşma ve paylaşma hamaseti

İle doludur bizim literatürümüz..

Bütün Kutsallarımız bunlar üzerine yazılan aforizmalarla doludur..

Tarihi kıssalar ve öğütlerin,

Vatan ve millet üzerine verilen retoriklerin,

“hamasi nutuklar”ın ana fikirleridir bunlar..

Ne zamana kadar?

İktidar ve “ganimet”i görene kadar..

Orada deniz biter..

Yelkenler indirilir veeee

Hep beraber karaya vururuz..

“Birlik”in yerini kronik bir “muhalefet”,

kardeşliğiin yerini “egoizm”,

paylaşmanın yerini “çıkar” alır..

Uzlaşı gitmiş,iktidarın sunduğu ganimet

Göz kamaştırmaya başlamıştır..

Zafer sarhoşluğu birden önüne alır götürür bütün hamasetimizi..

İçimizden Abdullab B.Cübeyr veya Ebu Zerr gibiler çıkıp

“durun!” deseler de Yezid ve Mervan bir “ruh” kuşatmıştır bizi..

Hakk bizim “Egomuz”da tecelli etmiştir ve bizim dışımızdakiler

Ezilmeye mahkum “Muhalifler”dir..

Machiavelli’nin ruhu ete kemiğe bürünmüş ve “Biz” olup görünmüştür..

Ganimet bizim ellerimizde “tedavül” ettiği müddetçe güzeldir..

İnsanlar bir “ram” oldukları kadar değerlidir..

Ama İktidarımızın “istikrarı” ve ganimetlerimiz ya da “rantımız”ın

Kesintisiz devamı için Saray veya köşklerimizde oturup

Hakkari’de “Zap suyu”na

Soma’da madenci kadavralarına “ağıt” yakma hamasetini de

İhmal etmemek gerekir..

En azından acılarımız üzerinde “uzlaşı kültürü”ne saygı duymak elzemdir..

Hem bizde uzlaşı ya;

İktidara yürürken ve ganimet peşinde koşarken,

Ya da

Acılar ve “ölülerimiz” üzerinde olur zaten..

Bu değişmez “yazgımız”dır..

Bunların dışında hava her zaman “gök gürültülü”

Ve fırtınalıdır..

“Selam verdim rüşvet değildir deyu almadılar..”

diyen Fuzuli’den günümüze “iklim ve klimamız” pek değişmedi..

Fizyolojik şartlarımız değişim geçirse de

“Sosyal genetiklerimiz” orijinalini korudu,

korumaya devam ediyor hamdolsun..

Dün “ulus(o)alcı Kemalist”,

Milliyetçi muhafazakar,

Sağ liberal,

Dindar muhafazakar,

Kürt milliyetçi..

Ama “iktidar koltuğu”na oturup ganimeti karşısına alınca..

Hepimiz “Tek Renk” oluyoruz..

İşte o “renk”te uzlaşıyoruz sadece..

Uzlaşı kültürümüz denizi,pardon,ganimeti görünceye kadar..

Vesselam..
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Seçmenin talebi bu yönde ise siyasetçilerin görevi de halkın talebini en uygun şekilde gerçekleştirmek değil mi?

%40'a karşı farklı talepleri olan %60 var. Siyasi liderler bu grupları birleştirmeyecek de ne yapacak? Ganimet ile ilgisi olduğunu düşünmüyorum.
 

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
Seçmenin talebi bu yönde ise siyasetçilerin görevi de halkın talebini en uygun şekilde gerçekleştirmek değil mi?

%40'a karşı farklı talepleri olan %60 var. Siyasi liderler bu grupları birleştirmeyecek de ne yapacak? Ganimet ile ilgisi olduğunu düşünmüyorum.

Hayır..
Burada anafikir "seçilmişler"in eleştirisi ve uzlaşısı üzerine daha çok..
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Hayır..
Burada anafikir "seçilmişler"in eleştirisi ve uzlaşısı üzerine daha çok..

Secilmislerde uzlasi olabilmesi icin once demokrasi ile gelme degil; geldikten sonar demokratik olmak, sosyal olmak ve tum farklari kucaklamak algisinin ve bilincinin olmasi gerekir.

Maalesef T.C. tarihinde henuz secilmislerde boyle bir bilince rastlamadik.

Her secilen "kendini kaf daginda gorerek" once hukumeti sonar da devleti kendi politikalari ile yonetiyor ve yonlendiriyor.

Yani iktidarlar hem hukumet hem de devlet oluyor.

Dolayisi ile iktidara cikmis parti baskani ile basbakan arasinda pek fark olmuyor.

Ustelik iktidara gelen, sadece yasamayi degil; yurutme ve yargiyi da orduyu da poliside devletin tum kademe ve kurumlarini da kendi politikasi ile yonlendiriyor.

Bir vali, kaymakam, emniyet gorevlisi, polis, ordu mensubu, ve her turlu devlet yetkilisi oluyor, iktidar partisinin sozcusu.
 

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
Seçmenin talebi bu yönde ise siyasetçilerin görevi de halkın talebini en uygun şekilde gerçekleştirmek değil mi?

%40'a karşı farklı talepleri olan %60 var. Siyasi liderler bu grupları birleştirmeyecek de ne yapacak? Ganimet ile ilgisi olduğunu düşünmüyorum.

Secilmislerde uzlasi olabilmesi icin once demokrasi ile gelme degil; geldikten sonar demokratik olmak, sosyal olmak ve tum farklari kucaklamak algisinin ve bilincinin olmasi gerekir.

Maalesef T.C. tarihinde henuz secilmislerde boyle bir bilince rastlamadik.

Her secilen "kendini kaf daginda gorerek" once hukumeti sonar da devleti kendi politikalari ile yonetiyor ve yonlendiriyor.

Yani iktidarlar hem hukumet hem de devlet oluyor.

Dolayisi ile iktidara cikmis parti baskani ile basbakan arasinda pek fark olmuyor.

Ustelik iktidara gelen, sadece yasamayi degil; yurutme ve yargiyi da orduyu da poliside devletin tum kademe ve kurumlarini da kendi politikasi ile yonlendiriyor.

Bir vali, kaymakam, emniyet gorevlisi, polis, ordu mensubu, ve her turlu devlet yetkilisi oluyor, iktidar partisinin sozcusu.
Kısaca sıkıntı şu;
-Batı'nın demokratik söylemleri ve bizim Kutsallarımız'ın ahlaki ilkeleri ile yola çıktıktan sonra İktidarı ve ekonomi yönetimini ele alınca Machiavelli ve Jakobenizm kıyafetini giyiyoruz..
Yani "söylemler" ve "icraatlar" arasında bir paradoks yaşıyoruz..
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Kısaca sıkıntı şu;
-Batı'nın demokratik söylemleri ve bizim Kutsallarımız'ın ahlaki ilkeleri ile yola çıktıktan sonra İktidarı ve ekonomi yönetimini ele alınca Machiavelli ve Jakobenizm kıyafetini giyiyoruz..
Yani "söylemler" ve "icraatlar" arasında bir paradoks yaşıyoruz..

Soylemler guya toplumun cikarina, icraatlar de secilmisin cikarinadir.

Boylece cikar somurusu ve de su istismari etigin her dalinda vardir.

Yani etik degerler, iktidarin devleti eliyle sadece politik cikarin etigine indirgenir iktidarin cikarina olmayan etik degerler ile de iktidar tum gucu ile savasir ve bertaraf etme yoluna gider.

Birey farkindaligi ve bilinci kazanilmadan, demokrasinin de sosyalligin de bir anlami yok.

Cunku toplumsal kisilik bunu kendi degerli degerlendirir, digger kendi degerli degerlendirenle de savasir, otekilestirir ayristirir.

Yani toplum bunyesinde karsitlar ve kutuplar yaratir.

Batida ise, her turlu fark birey bilinci temelinde saygi ile karsilanir.

Cunku sosyo-etik bilinc vardir.

Asagidaki linke bir goz at.

http://www.felsefe.net/felsefi-tartismalar/74535-sosyal-demokrasi-ve-turkiye'deki-yeri.html
 

lütfiakarçay

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
49
Tepkime puanı
4
Puanları
8
Soylemler guya toplumun cikarina, icraatlar de secilmisin cikarinadir.

Boylece cikar somurusu ve de su istismari etigin her dalinda vardir.

Yani etik degerler, iktidarin devleti eliyle sadece politik cikarin etigine indirgenir iktidarin cikarina olmayan etik degerler ile de iktidar tum gucu ile savasir ve bertaraf etme yoluna gider.

Birey farkindaligi ve bilinci kazanilmadan, demokrasinin de sosyalligin de bir anlami yok.

Cunku toplumsal kisilik bunu kendi degerli degerlendirir, digger kendi degerli degerlendirenle de savasir, otekilestirir ayristirir.

Yani toplum bunyesinde karsitlar ve kutuplar yaratir.

Batida ise, her turlu fark birey bilinci temelinde saygi ile karsilanir.

Cunku sosyo-etik bilinc vardir.

Asagidaki linke bir goz at.

http://www.felsefe.net/felsefi-tartismalar/74535-sosyal-demokrasi-ve-turkiye'deki-yeri.html


Burada Batı ile bizim mukayesemize detaylı girmedim zaten..Onlarda "etik-evrensel değerler sistemi" vardır bizde "ahlak,sözde,toplumsal değerler" vardır ama demokrasi kültürü ve bireyin sosyo-psikolojik gelişimi tamamlanmadığından tezatlar ortaya çıkar..
Peki bunu nasıl aşacağız;
asıl tartışılması gereken nokta bu..
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Burada Batı ile bizim mukayesemize detaylı girmedim zaten..Onlarda "etik-evrensel değerler sistemi" vardır bizde "ahlak,sözde,toplumsal değerler" vardır ama demokrasi kültürü ve bireyin sosyo-psikolojik gelişimi tamamlanmadığından tezatlar ortaya çıkar..
Peki bunu nasıl aşacağız;
asıl tartışılması gereken nokta bu..

Bu konu ile ilgilio kadar cok baslik var ki, lakabimin profilinden birini secebilirsin ve sectigin baslikta sectigin konuyu yazisabiliriz.

Bunu asmanin Pratik yolunu, gezi bilinci gostermistir. Yalniz bu hareket bilincli degildi, sadece artik dayanilmaz duruma gelen karismanin baskinin bir patlamasiydi.

Turkiyede su an olan toplumsal bilincin etik kutuplaridir. Henuz ne bir birey bilinci ne bir sosyal bilinc ne bir demokrasi bilinci ne de hak ve ozgurlukler bilinci gelismemistir.

Parti ici demokrasi islemez.

Devlet bagimsiz degildir, tarafsiz degildir.

Hukumet te tum ulke ve toplumunu degil, sadece kendi partisini temsil eder.

Tumn cikarlar secilmisler yonundedir, iktidar toplumu halklari farkli kesimleri onlarin yasam ve iliski standartini v.s. dusunmez.

Sadece oy isteyecegi zaman, o da genelde tutmayacagi vaatler verir ve malzeme dagitir ya da tehdit eder v.s.

O yuzden de hala suru psikolojisi ve korku felsefesi toplumun uzerinde gecerli olmaktadir.
 
Son düzenleme:

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Burada Batı ile bizim mukayesemize detaylı girmedim zaten..Onlarda "etik-evrensel değerler sistemi" vardır bizde "ahlak,sözde,toplumsal değerler" vardır ama demokrasi kültürü ve bireyin sosyo-psikolojik gelişimi tamamlanmadığından tezatlar ortaya çıkar..
Peki bunu nasıl aşacağız;
asıl tartışılması gereken nokta bu..

Asagidaki linke bakabilirsin.

http://www.felsefe.net/sosyoloji/4044-insanoglu-birarada-ve-beraberce-nasil-yasar.html
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst