"Felsefe Bilmiyorum", "Felsefe Yapamam"

"Felsefe bilmiyorum", "felsefe yapamam" "felsefe anlamam" vb kalıplar ve düşünceler hakkındaki fikirlerim;

Arkadaşlar anladığım kadarıyla bazı arkadaşlar foruma gelip gözlemci olarak katılıp ya da forumu izleyip uzak duruyor ve foruma yazmıyor. Eğer böyleyse en çok onlar yazmalı.

Sanırım yukarıda dediğimin sebebi de "felsefe bilmiyorum", "felsefe anlamam", "hiç felsefe okumadım", "felsefe anlaşılmaz karmaşık heybetli bir iştir" gibi düşünce ve algılar olmalı.

Burada ağır insanlar vardır. Öyle mi düşünülüyor.

Bu içerikte bunların ne kadar saçma ve gereksiz düşünceler olduğunu aslında kimsenin felsefe bilmediğini ya da birileri eğer felsefe biliyorsa zaten kuşlar ve çocuklar gibi bunu paylaşmak isteyeceğini anlatmayı deneyeceğim..

Şiir bilmiyorum diye şiir yazmaktan kendini alıkoyan var mı?

Herkes şiir yazmayı denemiştir. Ağdalı olması da gerekmiyor. Orhan Veli'ye bakın. İçten, basit. Felsefenin de basiti ve özgünü ama yine de felsefe olanı var ve nasıl nasıl bir okul öğretmiyorsa ve aslında özünde şiir okumaktan ama canı gönülden şiir üretmeyi arzulamak ve bunu sürekli denemekten başka gerçekte öğretici bir kitabı yoksa aslında bir felsefe kitabı da yok gibi. Güzel şarkı söylemeyi örneğin okullar öğretemeyebilir ya da kitaplar yazmayabilir.

Mesela müzik anlamam çünkü müzik eğitimi almadım ve müzik üzerine hiç bir şey okumadım ve bilmiyorum diyeniniz var mı?

Felsefenin yazılı materyali kimseyi sınırlamıyor. Onu kimsenin baştan sona bilmesi ve ya da okuması da gerekmez. Bu müzik ve şiir dediğim gibi düşünelim. Bir gün çıkıp "caz" diye bir müzik türü icad edersin, kendi sesindir ve yeni bir şiir akımı oluşturursun ve Fuzuli gibi şiir yazmayı çılgınlık olarak bulursun...

Hayat felsefenizi de felsefeyi de sınırlamayın ve felsefe sınırlı bir iş değil.. Eğlencesiz hiç değil. Bilgi ile zaman geçirme mutsuz ve eğlencesiz olsaydı kimse buna talip olmazdı. Öğrenme gelişimdir ve mutluluktur bu yüzden bilgiyle ilgileniriz ve bu yüzden paylaşmak hem önce hem değerlidir.

Bilgi ile herkes ucundan kıyında ilgilidir. Bilgi ilgisi. Bu da tamamen içsel yetenek ya da çekimdir.

Bu foruma gelip burada felsefe bilen ya da bildiği varsayılan bir grup insanın konuşma yetkisi yok herkes konuşabilir ve yazabilir ya da burada ağır felsefe öğrenimi görmüş insanlar yok ki olsaydı bile daha çok konuşmamız ve katılım sağlamımız için bir neden olmalı. Bunun bizi caydırmak ya da suskun tutmak yerine aksine bizi cesaretlendirmesi gerekirdi. Felsefe öyle bir şey.

Felsefe, katılımın arzulandığı, özgün içten düşünce ve soruların ve çocuksu saf merakın arzulandığı bir şey.

Bir felsefe forumuna bilgi değil merak getirin ve en içten sorularınızı getirin ve birlikte tartışın. Bir grup tek başına tartışırken özgün sinerjik bir bilgi tabanı kendinden oluştur ve oluşturulur. Sesli düşünme ya da beyin fırtınası deneni düşünelim tıpkı bunun gibi kişilerarısı iletişimlerde sorular, merak ve sesli tartışma belli doğal yeni yanıtlar sağlar.

Merak öğrenmenin anahtarıdır kendini zorlamak değil ve merak bilginin anahtarı. Tüm kapıları o açacak.

Düşün ki şiir foruma ve siir.net'e gittin ve orada amatör şair adayları var. Ne yapardın?

Felsefe hakkında bütün bildiklerinizi unutun. Koyunlarının sayısını bilen küçük çoban en iyi matematik bilgini. Bir çoban 200 koyunu tanır ve bir matematik profesörü bunu yapmayı istese de öğrenemeyebilir. Felsefe bilgi sevgisi diyorsak bu sevgi neşe işidir. Paylaşmayla ilgilidir. Felsefe korkunç değildir, anlaşılmaz değildir. Felsefe yazan insanlar karmaşık buhranlı ya da anlaşılmaz insanlarda değildir. Kendini dağlara vurmak diye bir şey var. Nietsche Salome onu kabul etmediğinde kendini felsefeye vurdu. İyi incelenirse bir kadın onu reddettiği için hayatını mahfetmiş bir adam, aptal saf bir aşık görürsün hepsi bu.

Arkadaşlar foruma katılım sağlayın. Çocuklar gibi saf ve içten biçimde doğal düşüncelerinizi hiç yönlendirmeden açın ve yazın, tartışın ve paylaşın. Birileri sizden fazla bilmiyor ya da felsefe ve bilgi üzerinde kimse sizden fazla hak iddia edemez

Felsefe bilim gibi bir şey değildir. Bunun sahibi yok (ve sahipsiz) ya da otoritesi yok ya da hem sahibi hem otoritesi sensin.. Başkalarının felsefesi başkalarını ilgilendirir.

Ölüm hakkında, yaşam hakkında, sevmek ve emek hakkında ,doğa hakkında ve aklanıza ne geliyor ve içinizden ne geçiyorsa canınız ne çekiyorsa onun hakkında hiç yöneltmeden düşünceleriniz açın. Bu felsefe yolu yordamı.

Felsefe bilmediğini söyleyenler en çok felsefe bilenler. Daha iyi şimdilik sınırlama yok demektir. Çünkü öğrenmeye ve yeni bilgi almaya yeri var ve açıklığ ıvar demektir.
Eğitim ve sınırlama bizi bazen sınırlar. Başkalarının düşüncelerine maruz kalma, onların bilgilerinin önemli ve güçlü ve olduğunu sanma, başklarının fikilerlerini doğru sanma da bizi sınırlar. Başkalarını biliyor sanarak onlara bilme hakkı veririz ve böylece kendi bilme gücümüzü sınırlar ve küçümseriz. Bunu yapmayın. Gerçekten bilen biri emin olun paylaşır.

Kimsenin sizden fazla ya da iyi bilme yetkisi yok bunu unutmayın. Tüm kuşlar uçmayı bilir ya da öğrenir ve tüm insanlar özgürlüğü isterse bilecek ya da öğrenecek

Felsefenin bilinmesi gerekmiyor ve bilinecek bir felsefe yok. Bilici olduğuna inan. Kendini bilici ve gözlemci olarak tanıyarak başla. Buradan başla.

Şimdi şu moda oldu. Bireysel gelişim adında sanat, kültür, tarih, bilim ,felsefe vb öğrenmek herşey hakkında biraz bilgi ve söz sahibi olmak ve orta sınıfa ait ve yakın hissetmek.
Kuşlara yakın hisset belki uçardın

Felsefenin bunlarla ilgisi yok. Özünde felsefe bu değil. Özgürleştiren bir iştir, kar çıkar sağlamaz.
Felsefe bağımsız bir faaliyet, kuşlar gibi özgür uçmak gibi bir iş, kedi başına olmak, canının istediğini yazmak düşünmekle ilgili ve amaçsız bir faaliyet, düşüncelerine sınır vurmamak ve sınır tanımamakla ilgili. Emin olun tarihte felsefe yazdığını düşünenlerin çoğu felsefe bilmiyor. Ürettiler. Çözümlemeye çalıştı ve bunu yazdı. Düşüncelerini izledi ve bunu yazdı. Bazıları daha bilgeydi ve insanlar doğal olarak onlara soru sordu görev verdi ve sonuçta bu insanlar da kendine sorulan soruları kendi mantığı çerçevesinde yanıtlamaya çalıştı. Hepsi bu.

Anadoluda ki Nasreddin Hoca örneğini toplumsal bir filozof olarak örneğin Sokrates gibi görün.

Okumak size sadece felsefe biliyor taklidi yapma gibi bir fayda ve fırsat sağlar özel olarak felsefe okumaya da gerek yok ama içerik doğru ve uygunsa okumak tabi ki iyi bir öğretmen olabilir.

-devam edecek-

Soru biliyorsan felsefe biliyorsun! en önemli kural bu..
ve merak varsa kutsal dopamin iyi durumda ve bilgi yolu sana açık.

Sorular sormak bir şeyleri bilmekten önce. Felsefe merak ve sorularla başlar. Soruları olan biri yoldadır..

Felsefe yapamıyorsan soru yap. Felsefe yapmaya soru yapmayla başla.

Sokrates kafasına karısının camdan aşağı su dökebildiği biri ve Diyojen sokakta köpeklerle yatıp kalkan biriydi.

Filozof imajınızı yenileyin..

Diyelim bir şiir yazsaydın kendini Nazım Hikmet le mi kıyaslardın ve eminim Nazım'a okutma şansın olsa ya iki güzel tüyo verir ya da güler geçer kendini geliştir der ve öğrenmeni yazmanı destekler teşvik ederdi hepsi bu.

Birinin öğrenme ya da bilme yeteneğini (potansiyel olarak) hiçbir filozof küçümsemez. Filozof adaylığı ya da bilgi öğrenciliği bir yarış değil. Öncekilerden öğrenmek ya da onların düşüncelerini gözden geçirmek tek başına filozofi öğrenciliği değil.

boşluk 8

(NOT:
Arkadaşlar bu uzun bir yazı olacak ve birden çok yorum olacak. Taslak almak istedim ancak o zaman yazmaktan vazgeçiyorum. Sizden bitene kadar yorum yapmamayı rica etmek istedim anca o da saçma olurdu o nedenle aşağıda kendime 3-4 yorumluk boşluk açıp ara ara yazmaya devam edeceğim ya da uzun yazılar okunmadığı için bunu uygun kısalıklarda böleceğim )

-devam edecek-

boşluk9

boşluk 10

boşluk 11 sanırım son ve yeterli derdimi anlatmış hissediyorum