Etik Bilim ile Bilimsel Etik Farki

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Bilimsel Makaleler kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Etik Bilim ile Bilimsel Etik Farki başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,296 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Bilimsel Makaleler
Konu Başlığı Etik Bilim ile Bilimsel Etik Farki
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bilindigi gibi etik, felsefenin genelde "insanoglu biri sosyal olarak digger birleri ile bir arada nasil yasar/yasamalidir?" sorulari uzerine degerler one suren dalidir.

Tarihler boyu cografi ve de toplumsal olarak hem kendi bunyesinde hem de tarihin akisinda bu degerler genelde tutuculassada, degisimine engel konulmaya calisilsa da; gelisen degisen ve ilerleyen teknik ve de bilim sayesinde degisime ugrar.

Etik degerlere ana olarak ornek verirsek, bunlar:

Milloi/kokensel, dini/mezhepsel, tarihi, kulturel, cografi, sosyal, siyasal, geleneksel, toresel degerlerdir.

Insanoglu tarihindeayni donem temelinde ulke ve toplumlar arasi ayni degerdeki bir etikte ortaklik benzerlikler olsada tezatlar da vardir.

Mesela namus, ahlak algisi cografi ve toplumsal degree gore degisir.

Bir genc kizin evlenmeden onceki birden fazla erkek ile iliskisi bazi toplumlarda normal karsilanirken, bazi toplumlarda "namussuz" karsilanir.

Ahlak algisi da farklidir. Bir dusunce ve davranis bazi toplumlarda normal gelirken, bazi toplumlarda "ahlaksiz" karsilanir.

Burdan su sonuc ortaya cikar.

Demekki etik, ayni bilim gibi gecerli ve yanlislanabilir kilinamaz.

Nedeni de ortada insanoglu dusunce ve davranisi vardir ve bu dusunce ve davranis inanca ideolojiye izme alinan degerlere gore uygulayanin dogrusudur ve sadece onu baglar.

Bunun dogrusalbir tartismasi da, yanlislanabilirligi de mumkun degildir.

O zaman bilimsel sifatini etigeuygulamak bu temelde mumkun degildir.

O zaman etigin bilimi ne demektir?

Etigin bilimi, insanoglunun tamamen etik degerlerini bilim temelinde uygulamasidir.

Yani burada bilimin her turlu dali girer. Sosyal bilim dallari ve tip.

Mesela akraba evliligi, mesela tibbi yardim almak yerine, inanca sagligi birakmak, sagligi medyumculara fallara birakmak v.s.

Iste etik degerlerin her turlusu gelisen bilim ve teknik ile parallel yurumelidir ve bu degistikce de bu degisim etik olarak takip edilmelidir.

Peki bilimin etigi ya da etik nitelikli bilim nasil olmalidir.

Burada en onemli nokta, ayni bilimin gecerliliginin tartismasiz olmasi gibi, etigin de hilafsiz tum insanoglu turu birini kapsayacak sekilde adil olmasi demektir.

Yani burada basta sosyal bilimler ve insanoglunun her turlu sosyal birlikteligi, hem insanoglu turu birinin birini, hem de digger birleri kapsayacak adillikte olmalidir.

Burada ilk akla gelen evrensel hukuktur. Iste bu evrensel hukuk ta insan haklari temelinde uyarlanir.

Buradaki adalette, esitlikte, antiayrimcilikta tamamen insanoglunun yasam ve iliskideki her turlu degersel hak ve ozgurluklerinin istisnasiz adaletidir.

Buradaki hak ve ozgurlukler ile evrensel hukukun bagi da; bu hak ve ozgurluklerin saglanmasi korunmasi kollanmasi ve kimsenin kimsenin hak ve ozgurlugunu ihlal etmemesi icindir.

Sonucta insanoglu turu birinin sosyal yassam ve iliskisinden dolayi; hak ve ozgurlukleri sinirlidir.

Bu siniri da digger insanoglu turu birinin hak ve ozgurlugu belirler.

Yani her bir kisi, kendi hak veozgurlugunu kullanmanin yaninda; baskasinin hak ve ozgurlugune de saygi gostermeli ve mudahele etmeyip;kendi hak ve ozgurluk baski ve mudahelesini yapmamalidir.

Kisacva kendi degerlerini kullanirken, baskasinin degerlerini kullanma alanine mudahele etmemelidir.

Iste ayni bilimdeki tartismasiz olgu ve gozlem; buradfa etikte tartismasiz bir adalet/esitlik/antiayrimcilik demektir.

Iste etikteki bilimsellikte budur. Yani bilimsel olarak etik olmak ve etik olarak bilimsel olmak.

Iste bu birliktelik ayrilmaz bir ikilidir ve biri digerini tamamlar.

Cunku bilimsellikteki etik olmamak; bilimsellikten sapmayi, etikte de bilimsel olmamak, insanoglu yasam ve iliskisine ihlali, zarari ve mudaheleyi getirir.

Aslinda yukaridaki basliga kavramlara ve konuya ek olarak sunu da eklemek gerekir.

Peki bir bilim kisisinin etik olmasi ne demektir?

Iste burada bilim kisisinin, soylediginin gecerliligi, guvenligi tutarligi ve de dinlenirligi acisindan; durust olmalidir.

Yani hic bir kisisel ya da politik cikar Adina; yalan soylememeli ve kimseyi soylemleri ile yaniltmamali ve kandirmamalidir.

Durustlugu acik sozlulugu kendine ters gelse de sadece bilimsel olarak konusmayi kendine hedef secmelidir.

Kendi gorusleri temelinde bilimsel soylemi carpitmamali ya da soyleme inanc ve ideoloji katmamalidir.

Cunku bilim kisileri dunyanin en guvenilir kisileri olmak durumundadir.

Burada en guzel ornegi tarihte Einstein'dan verebiliriz.

Einstein calismalari esnasinda hedefledigi klasik mekanige, Newton mekanigine katki yapacagini dusunurken, quantum mekaniginin belirlenemezlik ilkesinin gecerliligini Kabul etmistir.

Iste bu bilimsel etige en guzel bir ornektir.


Alıntı:
Kuantum fiziği ve belirsizlik ilkesi

1930 yılında belirlenemezlik ilkesinin zaman ve enerjinin aynı anda ve doğru olarak saptanamayacağı anlamına geldiğini fakat bunun bir deney ile geçersizliğinin gösterilebileceğini açıklıyordu. Bunu dinleyen Bohr, uykusuz bir geceden sonra Einstein’ın düşünüşündeki hataları bularak “belirlenemezlik ilkesinin” yaygın olarak kabulünü sağlıyordu.

Niels Bohr ile tartışmaları

Fotoelektrik olayını açıklayan Einstein kuantum kuramının gelişimine büyük katkıda bulunmuştu ama kuramın geliştiği yönden hiç memnun değildi. Heisenberg’in belirlenemezlik ilkesini kabul etmiyor, tanrı zar atmaz diyordu. Niels Bohr da kuantum kuramının gelişmesinde önemli rol oynamış fizikçilerden birisiydi ve Einstein'ın bu fikirlerine katılmıyordu. Einstein ve Bohr arasında birbirine saygılı bir biçimde, dostça bir tartışma sürdü. Einstein çeşitli düşünce deneyleri ile kuantum kuramının belirlenemezlik ilkesini çürütmeye çalışıyordu fakat Bohr bu eleştirilere tutarlı cevaplar vererek Einstein'ı ve dünyayı ikna ediyordu.[27] Einstein sonradan belirsizlik ilkesini çürütmeye çalışmaktan vazgeçmiş ve kuantum mekaniğinin fiziksel gerçekliği anlatmakta yetersizliği fikrini savunmaya başlamıştır.[27]

 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst