Empati Uzerine

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Sosyoloji kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Empati Uzerine başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,125 kez görüntülenmiş, 11 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Sosyoloji
Konu Başlığı Empati Uzerine
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan kahin
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Hic dusundunuzmu, empati nedir?, Aslinda empati, kisaca karsitlari, biribirine rakip kilmadan ve birini digerine tercih etmeden, iki karsitinda, birbirine olan zitligini algilamak ve bu zitligi veren em pozitifin, ve dusunce ve de davranis disi kalisinin, bilincine ve farkina varmaktir.

En genis anlamiyla, empati, konuya karsi tarafin yerinden bakmak anlamina gelse de, bu verilen anlam yeterli degildir. Cunku, genelde bu durum, duygusal bir hissin dogurdugudur. Mesela, bir dogal felaket oldugunda, bu felakete ugruyanlara karsi duyulan duygusal "acima, yardim" v.s. hissi, aslinda bir empatiden ziyade, kendin ile ve kendini o duruma koyarak, yasanacaklarin, yasanmamis olmasina karsi duyulan, bencil bir sevinctir.

Mesela, bir muslumanin, ateiste; veya bir ateistin, muslumana empati duymasini nasil aciklarsiniz? Maalesef, burada bir empatiden ziyade, karsitligin iki ucu mevzu bahistir. Oyuzden, empati mumkun degildir. Ortada empati olabilmesi icin, empati duyacak dusuncenin, iki karsit uca da esit mesafe de, olabilmesi gerekir. Iste buradaki empati, tanrisal zihniyettir. Yani, tanrisal zihniyetin ne oldugunun bilincine ve de farkina varan bir kisi, bu zihniyeti kullananin, ya tanri lehine, ya da tanri aleyhine olacaginin ve bu karsitligi yaratanin da, hem muslumanlik, hem de ateizm degil; tanrisal zihniyet oldugunun bilincinde ve farkindadir.

Ayni durum, milliyetcilikte de gecerlidir. Bir Turk milliyetcisinin, bir Kurd milliyetcisine veya tersi, empati duymasini nasil aciklarsiniz?, maalesef burada da, empatiden ziyade, iki milliyetci kokenin karsitligi mevzubahistir. Oyuzden, ortada bir empati olabilmesi icin, bu iki birbirine karsit kilan, em pozitifi algilamak gerekir. Bu da milliyetci zihniyettir. Ayni tanrisal zihniyet gibi, milliyetci zihniyetin de bilincine ve farkina varan kisi, bir milliyetin lehine olanin, baska milliyetin aleyhine oldugunun bilincinde ve farkindadir.

Oyuzden, empatik zihniyet, hem tanrisal zihniyet, hem de milliyetci zihniyet bazinda, ateist, teist ve Turk/Kurd cekismesinin, sadece karsitlari yaratan bir zihniyetten dogdugunun bilincinde ve farkindadir. Iste buradaki, empati; kutuplarin tanrisal, ya da milliyetci; uclarinda yasayanlarin, neden bu durumda oldugunun algisina sahiptir. Buradaki empatik zihniyet, zaten bilincli ve farkindalikli ise; empatiyi kuran kisinin, hem milliyetcilik, hem de tanrisal zihniyetlerden arindiginin ve, onun sorununun, ateist veya teist degil; Turk veya Kurd milliyetciligi degil; tanrisal ve milliyetci zihniyet oldugunu ve bu sorunu isledigini algilarsiniz.

Son bir ornegide, hak icerikli zihniyetten verelim. Eger hak icerikli bir zihniyete sahipseniz, o zaman; bir dusunce ve davranisi, ya hakli, ya da haksiz bulursunuz, ayni baskasinin, ayni hak zihniyetiyle, sizin hakli buldugunuzu, haksiz; haksiz buldugunuzu hakli bulabilecegi gibi. Iste burada da, sorun ve empati hakli/haksiz bulunma degil; hak zihniyetinden yola cikmaktir.

Demekki, hem karsitlara, disaridan ve notr algilayabilmek icin, once empatiyi veren zihniyete ulasmak gerekir. Bu, zihniyetin taraflarinin birinde yer almadan olayi ortaya koyabilmek icin gereklidir. Ama, asil onemli olan sorunun kaynaginin bu zihniyet oldugunu algilayabilmek ve taraflarin bu zihniyetten dogdugunu gorebilmektir. Iste bu da bize, taraflari yaratan zihniyetten zihniyet ve iki karsit ucunun toplam uclusunden arinmayi, kurtulmayi getirir.

Demekki konu, hem empati de, hem, zihniyet algisinda, hem de zihniyetten kurtulma, arinma bilincinde, bir tarafa sempati/antipati duymak ve sempatik/antipatik dusunmek degil; sempati ve antipatiyi doguran empatiye vakif olmaktir. Bu da dusunce ve davranis degil; o dusunce ve davranisi veren, zihniyettir. Sorun da zihniyetin, karsitlari verdigi, zihniyet sahibinin, karsitlardan birini dusunce ve davranis olarak benimseyip, digerini karsisina alacagini ve ayni zihniyet sahibi, fakat kendisine karsit dusunce ve davranis sunan ile, devamli tartisip, atisip; empatiyi algilayamayacagini gorememektir. Cunku, sempati/antipati, dogruluk, guzellik, haklilik v.s. temelindeki olumlu/olumsuz algilara dayanan karsitlarin karsitlari kendi inandigi teke indirgeme ve kendi tekini digerine kabul ettirme mucadelesidir.

Empati ise, bu karsitligin temeli ve dogrular arasi mucadeleyi doguran zihniyetidir.

Iste bu yuzden de, emperyalist zihniyet; hem emperyalizmi, hem de antiemperyalizmi icerir. Konunun antiligi, zihniyetin getirdigi dogrularin, biribirine rakip ve karsi cikmasindan kaynaklanir.
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Yaşanmışlıklar.Kişiye özel.
Başkasının yaşayamadığı!
O halde yaşamayan ,yaşayanın penceresinden nasıl bakabilir?

Evet,bencillik tanımında haklısınız.Hatta bunu bir adım öteye taşırsak egonun tatmini de diyebiliriz.

''Ortada empati olabilmesi icin, empati duyacak dusuncenin, iki karsit uca da esit mesafe de, olabilmesi gerekir. Iste buradaki empati, tanrisal zihniyettir. Yani, tanrisal zihniyetin ne oldugunun bilincine ve de farkina varan bir kisi, bu zihniyeti kullananin, ya tanri lehine, ya da tanri aleyhine olacaginin ve bu karsitligi yaratanin da, hem muslumanlik, hem de ateizm degil; tanrisal zihniyet oldugunun bilincinde ve farkindadir.''

Farkındalığımızın (Tanrısal zihniyet) yer aldığı anlam dünyası içersinden bakmak
gerektiğini mi anlatmak istiyorsunuz?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Yaşanmışlıklar.Kişiye özel.
Başkasının yaşayamadığı!
O halde yaşamayan ,yaşayanın penceresinden nasıl bakabilir?

Evet,bencillik tanımında haklısınız.Hatta bunu bir adım öteye taşırsak egonun tatmini de diyebiliriz.

''Ortada empati olabilmesi icin, empati duyacak dusuncenin, iki karsit uca da esit mesafe de, olabilmesi gerekir. Iste buradaki empati, tanrisal zihniyettir. Yani, tanrisal zihniyetin ne oldugunun bilincine ve de farkina varan bir kisi, bu zihniyeti kullananin, ya tanri lehine, ya da tanri aleyhine olacaginin ve bu karsitligi yaratanin da, hem muslumanlik, hem de ateizm degil; tanrisal zihniyet oldugunun bilincinde ve farkindadir.''

Farkındalığımızın (Tanrısal zihniyet) yer aldığı anlam dünyası içersinden bakmak
gerektiğini mi anlatmak istiyorsunuz?

Hayir, sadece sorunu gozlem olarak veriyorum. Sorunu algilayabilmek icin, tanrisal zihniyetin algilanmasi gerekir. Empati ise tanrisal zihniyet disinda kalan ve tanrisal zihniyetin her iki ucunuda icsellestirilebilen bilinc ve farkindaliktir.
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Bu farkındalığı, içinde yer aldığınız cümle/küme içersinden anlatmış olmuyor musunuz?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bu farkındalığı, içinde yer aldığınız cümle/küme içersinden anlatmış olmuyor musunuz?

Bir seyi anlatmak icin kavrami kullanmak durumundasiniz. Fark kavrami ifade ederkek kavrama karsi sempatik ya da antipatik olmamaktir.

Mesela tanri kavramina sempati duyarsaniz, inanir ve varlarsaniz; antipati duyarsaniz, inanmaz ve yoklarsiniz.

Empati duymak demek, ne sempati duyanin, ne de antipati duyanin tarafinda yer almamak demektir. Yani tanrisal zihniyet ve tanri tarafliligi acisindan sizin bir taraf almamaniz ve her iki tarafida kendi adlarina algilamanizdir.

Iste bunu yapabilmek icin tanri kavraminin taraflarini algilamis olmak, bilincine varmis olmak ve taraflarin farkinda olmak gerekir.

Kisaca sizin icin tanri tarafi yoktur ve olanlarinda kendi gorusleridir. Onlar aralarinda tartisirlar, siz ise bu tartisma disinda kalirsiniz.

Bundan sonra ne yapacaginiz ise ya da tanri konusundaki bireysel taraf ya da dusunceniz ise, size aittir.

Uc turlu yanasim olabilir.

Birincisi "ben tanriyi varlarim, inanirim. Baskasinin varlamasi ve inanmasi ile yoklamasi ve inanmamasi onun kendi gorusudur ve saygi duyarim."

Ikincisi "ben tnriyi yoklarim ve inanmam. Baskasinin varlamasi/inanmasi; yoklamasi/inanmamasi onun kendi gorusudur ve saygi duyarim."

Ucuncusu" ben tanriya karsi bir inanc tasimam/beslemem, bu konuda kim ne dusunuyorsa da bu onun gorusudur ve saygi duyarim."

Dorduncusu" Ben sadece tanriyi kavram olarak ortaya koyarim. Tanri konusunda taraf olmaya ihtiyacim yok."

Ornekler cogaltilabilir.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
giyojen ek;
http://www.felsefe.net/145634-post68.html

empati sanırım başkalarından-diğerlerimizden ya da tüm toplumdan hatta tüm varoluşumdan bi arada umduğum şey olmalı

sevgiye ve gerçek sevgiye en yakın sözcüklerden biri de empati olabilir mi?

(empatya-impatya-impedia -impeti-impuls)
 
Son düzenleme:

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
(...)Anlama empatidir ya da rlempatiktir
Analama ilgisi gozetme ve gozlem yoneltme
Anlatma empatiktir ve anlasma ama anlasarak uzlasma empatinin gercek zirvesidir
Anlanmis olma empatiktir
Empati icinde tasir iletisimi ya da tasir mi
Hiimmm bunu dusunecegiz(...)

(...)Empatizmi gercekten kusanmissaniz bu uzerinizde bomba tasiyarak yurumektir(...)

Anlama eylemini empatiye eşitlemek hakkında yanlışların olabilir.Empati,kısa süreli benlikten feragat;senlikten kazanç olarak tanımlanabilir.Redbull'u anlayabiliriz fakat empati kuramayız.Daha derinlemesine incelenmeye muhtaç.

Bomba patlar ve yok eder.Empati yok olmaktır,doğru.Ancak sadece 5 saniyeliğine yok oluruz.Sonrasında hücrelerimiz birleşir ve simitimizi yemeye devam ederiz.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Dostum senin duygu ve düşünce dünyan hakkında bir algı bile oluşturamıyoruz, söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz,herşeyi paramparça ediyorsun.

seni üzmek istemem ama bu yazım biçiminle kimse sana ulaşamaz, sen bizlere yaklaşmalısın biz sana yaklaşamıyoruz..
 
L

lamei

Ziyaretçi
Ben de anonim sever olarak bu klişe sözü hoş bulurum:

"Kendine yapılmasını istemediğin bir davranışı ,
sen de başkasına yapma."

Not: :)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
özdeşim-bizdeşim bizpati-benpati-olgupati; olgu görür-olgu izlerlik-görecelik darlığı

şuna tanık olmuştum ve beni oldukça etkileyip sarsmıştı

Bir deprem fırtına benzeri bir afette daha acılar ve ağlamalar yıkımlar taptaze iken, çocuğunu arayan ya da kaybeden bir annenin aynı durumu paylaşan başka bir anne ile birden karşılaşması ve durumun çakışması
bi şeyi bir tv ya da haber aracılığıyla tanık olmuştum (belki bir film de olabilir hatırlamıyorum ama)
direkt acıların çakışması/çarpışması ve karşılaşması gibi tuhaf bir his ve tuhaf bir birden nötralizasyon donma yaşamıştım;
-
hiç bir zaman unutamam onu

----
yine benzer bir durumda yıkımdan geçmiş ve nerdeyse herşeyini (ev aile ve maddi kayıp) kaybetmiş insanların birbirine benzeyen travmalarının etkileşmesi;

bana bireyciliği aşan ya da yıkan bir empati deneyimini hatırlatır

---
insanın sahip olmak kuramı ilginçtir
---

yakın olarak benzer bir durumda şunu örneklemek istedim
bir acil servis kapısında yaralı yakını için çırpınan sıraya giren ve diğer olguyu durumu ve acıları yaralıları gözlemleymeyen kişi;
ve benzerinde de
yine bir yıkımdan geçip yakınını arıyor ya da kurtarmaya çabalıyor oluşla feryadı basan güvenlik güçlerinden ya da arama kurtarma ekiplerinden yardım isteyen birinin diğer birine görmüyor musun çocuğumu kaybettim arıyorum kötü durumdayım gibi bir yakınmasında ortalığı yıkarak sorununu çözmeye çalışırken kendinden beter durumda biriyle karışılaşması ve ya da benzer diğerlerinin de aynı çırpınmada olduğunu görmemesi
ve daha kötü yıkımlar yaşamış olanları

(empatya-impatya-impedia -impeti-impuls)

-şimdipati-

özdeşim/bendeşim -bizdeşim (bende deşim)
bizpati-benpati-olgupati;

bizdedeşim;

aynıdaşım;,
aynıdaşımlık; "aynıdaşımlıklılık"


--
"bizler çocuklarımızın ve hatta kendimizin bile sahibi miyiz?"
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Kadın ile Erkek Beynindeki Empati Farkı

Kadın ile erkeğin beyinsel ve davranışsal olarak farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, kadınların evrensel şefkate önem verirken, erkeklerin adalet ve dürüstlük kavramı ölçülerini esas aldıklarına dikkat çekiyor.

Empati kurma yeteneği açısından kadın ile erkek farklı beyin örüntüsüne sahip. Kadınların empati duygusu ile başkasının acısını daha iyi anlayabildiğini belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Dünyayı yöneten erkekler, azıcık kadın beyinli olsaydı, dünya daha yaşanılır bir yer olurdu herhalde” diyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, kadın ve erkek beyninin farklı şekilde çalıştığına dikkat çekti.

Genel anlamda kadın-erkek eşitliği açısından, kişilere eşit fırsatlar sunulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, kadınlar ile erkeklerin beyinsel ve davranışsal olarak farklı olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Sultan Tarlacı, şunları söyledi: Hepimiz kadınların daha duygusal erkeklerinse mantıksal kararlar aldıklarını biliriz. Bu konuda şöyle hayali bir öykü oluşturabiliriz:

Berber Ahmet’in karısı ölmektedir ve eşinin hayatını kurtaracak bir ilaç vardır ama bu ilaç çok pahalıdır. Ahmet’in de ilacı alacak parası maalesef yoktur. Eczaneye gider, eczacı Ayşe’ye bu durumu anlatır ve “Param yok” der. Bu durumda eczayı Ayşe ne yapar? Ya da diğer bir soru olarak bu durumda berber Ahmet ne yapmalıdır? Eczacı kadın ilacı karşılıksız verir mi? Vermezse berber Ahmet’in çizeceği yol ne olabilir? Satırları okurken herkesin bir senaryo oluşturduğunu duyar gibiyim ama olaya cinsiyetler açısından bakıldığında, ikilem durumlarında kadın ve erkeklerin tepkileri farklı olmaktadır.

Bu tür ikilemler erkeklerin önüne geldiğinde kararlarını ilacı çalmak-çalmamak, hayat kurtarmak-kurtarmamak, mala mülke değer vermek arasındaki somut kavramlar üzerinden ele alırlar. Kadınlar ise verilecek kararın insanlar arasındaki kişisel ve duygusal bağları nasıl etkileyeceği açısından değerlendirirler. Erkek ve kadınlar böyle bir çatışmada, içlerinde farklı sesler algılarlar.

Kadınlardaki kararlar, başka insanları önemseme ölçüsünde güdülenirken, erkeklerde ise davranış somut bir kavram olan adalet üzerinden şekillenir. Bu durumun sinirsel beyin temelindeki yapı yine empati kurma becerisidir. Genel olarak tüm kültürlerde kadınlar savaş ve avlanma gibi şiddet içeren etkinliklerde yer almazlarken (Homeros ve Hesiodos’un bahsettiği, Samsun’un bugünkü Terme ilçesi ve o dönemdeki Temiskira bölgesinde yaşayan Amazon kadın savaşçıları saymazsak genelde savaşçı askerlerin tümü tarihte erkeklerdir) çocuk ve hasta bakımı gibi daha özverili işlerde sabırla çalışırlar.

Kadınlar hem iyi hem kötü insanla empati kuruyor

Kadınlar evrensel şefkate önem verirken, erkekler adalet ve dürüstlük kavramı ölçülerini esas alıyorlar. Bu, erkek ve kadın beyinlerindeki empati farklılığının bir gerçeğidir. Bir kadın dürüst olmayan birisini cezalandırabilir ama onun acısını da paylaşabilir. Erkek ise acısını paylaşmadan onu cezalandırır. Bu anlamda kadınların asker veya kanun uygulayıcıları olmaları duygusal empati kurma yüksekliklerinden dolayı sakıncalı görülebilir. Ancak farkı baştan kabul eden bir kadın için, erkek gibi bir değerlendirme yapmak zor değildir.

Erkekler daha çok iyi insan ile empati kuruyor

Bilim insanlarının yaptıkları araştırmalarda, iyi insanları acı içinde görmekle kötü insanları acı içinde görmek arasında nasıl bir beyinsel çalışma farklılığı olduğunu araştırdıklarını belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, şöyle konuştu:

“Kadınlar böyle bir durumla karşı karşıya bırakıldıklarında, yani hem iyi adamı hem de kötü adamı acı içinde gördüklerinde beyinlerinde aynı alanların (ön singulat ve insüler beyin bölgesi) ışıl ışıl çalıştığı tespit edilmiştir. Bunun diğer bir ifadesi şudur: Kadınlar hem iyi hem de kötü adama kuvvetli biçimde empati göstermişlerdi. Erkeklerde ise oldukça farklı bir beyinsel durum tespit edilmişti.

Erkekler iyi insanların acı çektiklerini gördüklerinde kendi beyinlerinde acı çekme alanlarında çalışmanın ortaya çıktığı yani acı çeken iyi insanla empati kurdukları tespit edildi. Buna karşın erkekler kötü adamların acı çektiklerini gördüklerindeyse beyinlerindeki başkasının acısını hissetme alanlarında hiçbir çalışma gözlenmedi.

Kötü olduğu kabul edilen adamların acı çektiğini gören erkeklerin beyninde acı algılayan alanlar sessizliğe bürünmüştü. Kadınların aksine erkekler, kötü adamların kaderleriyle ilgilenmiyor gözüküyorlardı.

Bundan daha da ötesi, erkeklerin dürüst davranmayan kötü adamların cezalandırılmasından keyif aldıklarını gösteren, beynin ödüllendirme sisteminde devreye giren bölgelerin çalıştığı ortaya çıkmıştı. Buradan çıkan basit sonuç, empati kurma yeteneği açısından kadınlar ile erkekler farklı beyin örüntüsüne sahiptir ve kadınlar empati duygusunu yani başkasının acısını daha iyi anlayabilmektedirler.”

Askerlik neden erkek mesleği olarak görülür?

“Belki de bu nedenle savaşlarda erkekler asker olurlar” diyen Prof. Dr. Sultan Tarlacı, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bir hasmının acısını erkeğin beyninde paylaşmasının imkân dışında olması, onu iyi bir kahraman haline getirebilir. Diğer yandan iyi olan arkadaşlarına veya grup üyelerine duyduğu empatinin yüksek olması, grubu ateşleyici ve birliği devam ettiren bir duygudur. Düşman cephesinde ölümleri gören erkek için bu katlanılması kolayken, kendi cephesinde ise acı vericidir. Bu acı da doğal intikam arzusunu kamçılayacaktır.

Kadınlarda ise durum farklıdır. Hasmının acısı bile onda paylaşılan bir acı oluşturur. Kadınlar da asker olurlar ancak bunu yerine getirirken muhtemelen daha fazla yoğun ve acı veren duygulara maruz kalırlar. Erkelerde ortaya çıkan siyah-beyaz, biz-onlar keskin ayrımı kadınlarda biraz puslanabilir.”

Kaynak:
 

kahin

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Ağu 2018
Mesajlar
1,152
Tepkime puanı
4
Puanları
38
Yaş
57
aslında kadınlar ile erkekler arasında bir fark yoktur, farkı yaratan ve oluşturan modernizim ve kapitalizmın sistematik alt yapısıdır, modernizim ve kapitalizmden önceki çağlarda atıyorum
bundan 7000 yıl önce kadınlar tarlada çalışır, erkek gibi işlerde çalışan bireylerdi modernizim kadınları
ayırdı, özelleştirdi, senin örneginden gidelim askerlikte modernizmın kurucularından ortaya çıkan
sistemetik oluşumdur. bu oluşumda kadınlar yemek yapan zayıf narin karakterlerdir.

bu sistemde kadınlar cepheye mermi taşıyan bir hizmetçidir, erkeklerde savaşan ve ölmek zorunda olan bireylerdir. aslında yanlış olan bu zihinlerdir, gerçek olanda asıl özgürlüğün sistemsiz bir dünyadan geçiyor oldugu gerçeğidir.
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst