Emil Michel Cioran - Çürümenin Kitabı

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kitaplardan Alıntılar kategorisinde heisenberg tarafından oluşturulan Emil Michel Cioran - Çürümenin Kitabı başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,514 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kitaplardan Alıntılar
Konu Başlığı Emil Michel Cioran - Çürümenin Kitabı
Konbuyu başlatan heisenberg
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

heisenberg

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
8 Ara 2010
Mesajlar
18
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
36
Yokluk fikri, emek veren insanlığa özgü bir şey değildir: Zahmet çekenlerin, kalıntılarını tartmaya ne zamanları ne de istekleri vardır; talihin sertliklerine ya da bönlüklerine boyun eğerler; ümit ederler:

Ümit bir köle meziyetidir.

Ak düşmüş saçlardan, kırışıklardan ve hırıldamalardan ödleri patlayarak, günlük münhalli...klerini kendi leşlerinin suretiyle dolduranlar ise, kibirliler, kendini beğenmişler ve süs meraklılarıdır: Kendilerini çok severler ve
ümitsizlik çekerler; düşünceleri aynayla mezarlık arasında uçuşur ve çehrelerinin tehdit altındaki hatlarında, dinlerinki kadar ciddî hakikatler keşfederler. Her metafizik, vücuda ilişkin bir kaygıyla başlar ve bu kaygı evrensel bir hale gelir; öyle ki, havaîliklerinden ötürü endişe duyanlar, hakikaten ıstırap çeken ruhların habercisidirler.

Yaşlanma hayaletinin musallat olduğu yüzeysel aylak, Pascal, Bossuet ya da Chateaubriand’a, kendini dert etmeyen bir bilim adamından daha yakındır. Kibire bir nebze deha: Ölüme pek uyamayan ve onu şahsına bir hakaret gibi hisseden o koca gururlu çıkar karşınıza. Bütün bilgelerden üstün olan Buda bile, ilâhî ölçekte bir kendini beğenmişten başka bir şey olmamıştır. Ölümü, kendi ölümünü keşfetmiş ve bundan yara alarak her şeyden el çekmiştir ve kendi imtinasını diğer insanlara dayatmıştır. Yokluğa karşı koymak için, öc alma duygusuyla Yokluğu Yasa’ya dönüştüren o incinmiş gururdan, böylelikle en korkunç ve en nafile ıstıraplar doğar
 

L' Autre

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
3 Haz 2011
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Bir hastanenin bekleme salonundaydım: Yaşlı bir kadın bana dertlerini anlatıyordu… İnsanların tartıştıkları şeyler, tarihteki kasırgalar – onun gözünde bir hiçtiler: Zaman ve mekan içinde bir tek onun derdi hüküm sürüyordu. “Yemek yiyemiyorum, uyku uyuyamıyorum, korkuyorum, mutlaka cerahat var”, diye sıralıyordu, dünyanın kederi buna bağlıymış gibi çenesini sıvazlıyarak… Tiridi çıkmış, çenesi düşük bir kadının kendine dikkat edişindeki bu aşırılık, önce beni dehşetle tiksinti arasında kararsız bıraktı; sonra, sıra bana gelmeden hastaneden çıktım gittim, ağrılarıma ilelebet sırt çevirmeye karar vermiştim…
“Her bir dakikamın elli dokuz saniyesi”, diye söylendim sokaklarda, “acıya ya da… acı fikrine vakfedilmiş. Keşke bir taş olabilseydim! "Yürek": Bütün azapların kökeni… Nesneye imreniyorum… maddenin ve donukluğun lütfuna… Küçük bir sineğin gelgiti bana kıyamet bir iş gibi görünüyor. Kendinden çıkmak günah işlemektir. Rüzgar, havanın çılgınlığı! Müzik, sessizliğin çılgınlığı! Bu dünya hayatın önünde pes ederek hiçliğe karşı kusur işlemiştir… Hareketten ve rüyalarımdan istifa ediyorum. Namevcudiyet! Tek zaferim sen olacaksın… "Arzu", sözlüklerden ve ruhlardan hepten silinsin! Yarınların başdöndürücü şakası önünde geriliyorum. Ve bazı ümitlerimi hala muhafaza etsem dahi, ümit etme melekemi hepten kaybettim”.
İstifa / Çürümenin Kitabı / E.M. Cioran
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
İyi hoş, büyük düşünür de Nazi sempatisi "insanlık adına bir utanç" değil midir?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst