- Konbuyu başlatan
- #1
Günümüzde insan merkezlilik, sahip olduğu doğaya karşı vurdumduymaz ve bencil özellikleriyle ekolojistler tarafından şiddetle reddedilen ve toplumdaki yaygın etkisinin silinmesine çabalanan bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsan merkezli yaklaşımlar, insanoğlunun doğayı teknoloji yoluyla katlettiğini ve geri dönülmez bir uçuruma doğru sürüklenmeye başladığını fark ettiği 1960’lardan beri sorgulanmaya başlanmıştır. Bu zamandan sonra geçen 40-45 yıllık dönemde, doğa bilimlerinde ve birçok uygulamalı bilimde ekolojik (bütünsel) bakış açısı yaygınlaşmaya başlamıştır.
Ancak özellikle –insana daha yakın duran – sosyal bilimlerde, bu anlayıştan kurtulmaya karşı bir direnç ortaya çıktığından dolayı, doğa bilimlerindeki kadar hızlı bir ekolojik düşünce dönüşümü yaşanamamıştır. İnsanı dışlayarak ekosistemlerin devamlılığının sağlanamadığının fark edilmesiyle birlikte, ekoloji biliminin çok disiplinli bir alan haline gelişi, ister istemez birçok sosyal bilim dalının da ekoloji ile çalışma zorunluluğunu doğurmuştur (Kışlalıoğlu ve Berkes, 1994). Bunun sonucunda da, sosyal bilimlerde ekolojik kıpırdanmalar yaşanmış ve “sosyal ekoloji” ya da “insan ekolojisi” olarak adlandırılan kavram ortaya çıkmıştır.
Editörlü bir kitapta yayınlanan bir makalede (Kaplan, 2005), “ne kadar insanmerkezlilik?” sorusu, kentsel ekolojik planlamada geleneksel paradigmayla ekolojik paradigma arasındaki zıtlıklar sentezlenmeye çalışırken sorulmaktadır. “Ekolojist yaklaşımların içine biraz da insanmerkezlilik katalım, ama ne kadar?” söylemi aslında ekolojist bilimciler açısından yadırganacak bir durumdur. Bunun sebebi, 21.yy’da yaşadığımız bu günlerde artık bu tarz indirgemeci “çevreci” yaklaşımların ekolojik yaklaşımların içine sokulmaya çabalanmasına son verilmesi gerekmesi ve ekolojist paradigmanın, kentsel alanların planlanmasında ana ekseni oluşturmasının kaçınılmaz olmasıdır (Çalgüner, 2005). Böyle bir sorunun sorulması, sığ kapsamlı “çevre” yaklaşımlarının hakim olduğu yıllara dönülmesinin beklendiği hissini uyandırmaktadır. Gerçi, yazarın makalesinin aslında, 1994 yılında yayınlanmış bir sunumun yalnızca –yazarın kendi deyimiyle- “tümce ve sözcük düzenlemesi yapılarak” 2005 yılında yeniden yayınlandığı göz önüne alınırsa, bu belki hoşgörülebilir! Ancak, bu noktada yazarın on bir yıl boyunca ilgili literatürü de takip etmediğini görmek üzücüdür.
Makalede yer alan ilginç bir nokta da, temelde farklı kavramlar olan insan ekolojisi ile sosyo-biyolojinin özdeşleştirilmesidir. Sosyo-biyolojinin, insana uygulanabilecek kısımları hakkındaki tartışmalar halen sürüp gitmektedir (bkz. Gould, 1997). Oysa insan ekolojisi, ekolojinin ve sosyal bilimlerin buluştuğu bir noktadır ve çok disiplinli “çevre bilimleri” adı altında, günümüzde insan tarafından yaratılmış birçok ekolojik sorunun çözümünde baş rolü oynamaktadır.
Daha önce tarafımızdan vurgulandığı gibi, sosyal bilimci adaylarına ekoloji dersinin hangi içerikle verilmesi gerektiği ülkemizde önemli bir sorun oluşturmaktadır (Tavşanoğlu, 2004). “Çevrebilim” adı altında yutturulmaya çalışılan olgunun (Keleş ve Hamamcı, 1998), aslında “ekoloji” olmadığı artık ortaya çıkmıştır (Çalgüner, 2003). Nitekim, konunun son yıllarda yoğun olarak tartışılmasıyla birlikte olguyu savunan ana kitap olan “Çevrebilim”in son baskısında adı (içerik değil) “Çevre Politikası” olarak değiştirilmiştir (Keleş ve Hamamcı, 2005). Kapsamlı bir ekoloji dersinin sosyal bilimler öğrencilerinden önce, ekoloji konularında yeterince bilgi sahibi olmadan fikir yürüten bazı sosyal bilimci akademisyenlere de “ne kadar!” ve “ne içerikte” verilmesi gerektiğini de sanırım ekologların bundan sonra düşünmesi gerekecek.
Kaynakça:
Çalgüner, T., 2003. Çevre mi Ekoloji mi? Nobel Yayın Dağıtım, 104 sf., Ankara.
Çalgüner, T., 2005. “Ekolojik bilim paradigması” ve planlama. Çalgüner, T. (ed.) Şehircilik Çalışmaları’nda, sf. 267-299, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.
Gould, S.J., 1977. Darwin ve sonrası: doğa tarihi üzerine düşünceler. (Çeviri: Temürcü, C., 1998, Tübitak Popüler Bilim Kitapları), 313 sf., Ankara.
Kaplan, H., 2005. Yeni bir kentsel tasarım paradigması olarak ekolojik kentsel tasarım: açımlanması, temel ilkelerinin belirlenmesi ve insan merkezlililğin yorumu. Çalgüner, T. (ed.) Şehircilik Çalışmaları’nda, sf. 147-168, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.
Keleş, R., Hamamcı, C., 1998. Çevrebilim, 3. baskı. İmge Kitabevi, 368 sf., Ankara.
Keleş, R., Hamamcı, C., 2005. Çevre Politikası, 5. baskı. İmge Kitabevi, 427 sf., Ankara.
Kışlalıoğlu, M., Berkes, F., 1994. Ekoloji ve Çevre bilimleri. Remzi Kitabevi, 350 sf., İstanbul.
Tavşanoğlu, Ç., 2004. Ekoloji ≠ Çevrebilim: tartışmaya doğa bilimleri cephesinden bir bakış. Üç Ekoloji 3: 139-141.
Çağatay Tavşanoğlu
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim Dalı
(bir makale eleştirisi)