Dünyadan geçerken

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde tazmanyayahnisi tarafından oluşturulan Dünyadan geçerken başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,624 kez görüntülenmiş, 9 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Dünyadan geçerken
Konbuyu başlatan tazmanyayahnisi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan NuriKara

tazmanyayahnisi

Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Eyl 2017
Mesajlar
148
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Dünya çok garip yer 8 milyarımızında istekleri arzuları temelde aynı olsa da gittiğimiz yollar farklı,kimimiz doğuştan getirdiklerimize takılıyor,kimimiz sonradan bulduklarımıza ve insanlık kendi tarihini yazarken,bir çok masum can ya kaybediliyor ya da hayata küsüyor...

Oysa birbirimize yardım edebiliriz,yolumuz zaten pürüzlü ve zor,bazılarımız aşkı-yaşam enerjisini-içine kapanmakta buluyor,bazılarımız da sosyalleşmekte,aslında ikisi de gerekli,insan kendini yenilemeli hem de çevresinden beslenmeli,kitaplardan,insanlardan,sanat eserlerinden,iç sesinden faydalanmalı...

Bizim asıl sorunumuz iletişim sorunu değil asıl sorunumuz vicdan bence,bir grubun veya bir kişinin yerine kendimizi koysak da,insanlığın ortak değerlerini bulup içselleştirmek ve buna uygun hareket etmek zorunda olduğumuzu vicdanımız bize bir türlü söylemiyor...

Ben iyi biz iyi ama onlar kötü işte asıl sırrını çözmemiz gereken konu da bu öteki neden kötü,bize benzemeyen,bize uymayan neden kötü olsun,neden kötülüğümüzü istesin?

Sır şu şiddetsizlik,hakka riayet,edep işte bunlara sahip olmayan sosyal birlik,zümre,parti,dernek,örgüt,birlik ne varsa terk edin evet terk edin' içinizin sesini dinleyin,ne kadar haksızlığa uğramışsanız bile siz yargıç-cellat olamassınız ve kendinizi sevginin,saygının ocağına bırakın işte o zaman etrafınızda çökmüş,kendi kötülüğünü,pisliğini,ideallerine aktaran,çıkarına göre hareket edenlerden kurtulacaksınız ....

Yararlı olabileceğiniz o kadar çok yer var ki yaşam size yeni dostlar yeni yetenekler kazandıracaktır...Yeter ki sulhun içinde,barışın içinde olalım...
 

MehmetCan

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
2 Ara 2017
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İnsan dünyası için biraz fazla optimistik değil mi?

Ben iyi biz iyi ama onlar kötü işte asıl sırrını çözmemiz gereken konu da bu Bu evrimsel sürecin aşamalarında insanların oluşturdukları iç gruplar ve bunların dışında kalan dış gruplarla ilgili. İç gruplarda herkes birbirini tanır ve neyin nasıl yapılacağı bellidir, sınırlar bellidir, potansiyel davranışlar bellidir ama karşınıza bir dış grup veya ona ait bir üye geldiği zaman belirsizlik sinyalleri alınmaya başlanır. Bireyi tanımıyorsunuz, o da sizi tanımıyor ve iki taraf içinde varoluşsal süreçlerin devamlılığı için o kişi sizde böyle bir duygu ve düşünce uyandırdığı için potansiyel tehlike ve tehdit olarak algılanmaya başlıyor. Aynı duygu ve düşünce karşı taraf içinde başlıyor ayrıca. Bu sebeple insanlar dış gruptaki herkese potansiyel iyilik yumağı olarak bakamıyor ve bu temelde de dünyada herkesi kapsayan kalıcı bir barışın içinde bulamıyor kendini.

İç ses bir noktada önemli ama bu doğuştan mı geliyor yoksa sonradan mı gelişiyor? Eğer doğuştan gelen bir iç ses olsaydı sürekli bir barış ortamı sağlanabilirdi belki ama görünün o ki iç sesi şekillendiren çok farklı süreçler mevcut ve iç ses her zaman pozitif yönde tepki vermiyor.

Özet olarak temennimiz barıştan yana olsa da bu yönde dünyanın genelinden bunu beklemek gibi umuda kapılmamak gerekli.
 

tazmanyayahnisi

Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Eyl 2017
Mesajlar
148
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Sn Mehmet Can ;

Dünyadaki siyasi çatışmalar bana çok manasız geliyor biz küçükken böyle gruplara ayrılıp birbirimizi elimizdeki oyuncak silah veya oklarla öldürmeye çalışırdık o günlerden bugunlere geldiğimde gördüm ki savaşların galibi yok ve acılar hepimizi sarsıyor ve ben bir çatışmanın tarafı olmak istemiyorum çünkü politik olan aslında bir puf böreği gibi havadan oluşuyor,birbirimize attığımız havadan,yalanlardan,irinli sözlerden,çıkarlardan oysa gerçek başka ,dünyanın oyun olduğunu kavrayan için gerçek acı tablosuyla önunde duruyor kan ve gözyaşı...

Sadece savaşan tarafların ölmediği savaşlar var mesela yani bir ovada,yaylada,dağda iki askeri grubun çatışması değilde sivillerin öldüğü,yaralandığı,tecavüze ugradığı savaşlar işte bosna,2.dünya savaşı ve ölen askerlerin ailelerinden kalp krizi geçirip ölen anneler,eşler bir ömür boyu abi,kardeş,baba arayanlar savaşa kalkışanın ister hak arama olsun adı veya saldırı neye kalkıştığını bilmiyor aslında bu dünya da adelet dağıtılmıyor ama öbür dünyada bir adil mahkeme varsa bir nizam varsa bu dünyanın bilançosu ömür sonunda çok büyük zararla kapanacaktır....

Ki kaldı ki öbür dünyaya inanmıyorsanız bile bu acılar bu dünya da fazla ve kimsenin kimseyi incitmeye hakkı yok...

Savaş çığırtkanları o kadar fazla ki din adamları,politikacılar,generaller,liderler,örgüt liderleri,teröristler ,yamyamlar insan eti yemek için sıraya girenler,kargalar oysa barış içinde bu ülke bu din bu ırk bu etnik gruplar bu mezhepler hepimize yeter ne hak aramak için ne de olanı korumak için kan dökülmez benim son sözüm işte daha ne diyebilirim,kürtler farslılarla savaşıyor,türklerle savaşıyor,ermenilerle savaşmış,türkler ermenilerle,ruslarla,yunanla,kürtlerle sonra araplar kürtlerle,yahudilerle işte bu döngü anlatabiliyormuyum işte bu döngü çok manasız sonra destanlar yazıp,şehit mezarlarına duaya gidiyoruz oysa yaptığımız ayıp...
 

elbiss

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Şub 2017
Mesajlar
464
Tepkime puanı
7
Puanları
18
Eskıden asker yıllarımda çarşı ıznıne cıktıgımda evımı cok ozlerdım ve devamında ıse evlerde yanan ısıklara bakardım sımdı burada bır aıle var ve ozgurler sıcak bır aş ve yuvaları var derdım.....devamında başka başka hayatların ve hayallerın var oldugunu dusunurdum....

Aslında yanlışta dusunmuyordum çunku her ınsanın farklı yaşamı ve hayat çemberı oldugu ıdı.....Benımde hayat çemberın farklıydı tıpkı senın onun ve dıgerlerının hayat yaşam çemberlerının farklı oldugu gıbı ....

Onemlı olan ortak degerlerde ınsanlık olarak buluşabılmektır dıye dusunmekteyım...Ortak degerlerımız tek tanrıya olan ınanclarımız devamında ıse INSANLIK kavramını ıyı bılebılmek gerektıgıdır kanaatındeyım...

Dunya da mılyarlaca ınsan yaşabılmek ve varolma savası verırken aslında bazı anlarda INSANLIK acı kader ve sonuçlarla karşı karşıya kalabılıyor boyle durumlarda sevgısızlıklıgın hat safhada olabıldıgını gormekteyız INSANLIK olarak kendımıze ortak hedefler gayeler ve amaçlar verebılmelıyız sadece yaşabılmek ıcın degıl tam anlamıyla savaşsız ve acı durumsuz olmak adına ınsanlık ıcın caba verebılmelıyız...

Zor olan katı degerlerımızı aşmakta zorluklar cektıgımız dıyebılırım...Dunyada yaşamak ve varolmak ve bunun mucadelesını verebılmek gerçekten de çok zor ALLAH ınsanlıgın yar ve yardımcısı olsun ınsallah ...

Böylesi.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Dünya çok garip yer 8 milyarımızında istekleri arzuları temelde aynı olsa da gittiğimiz yollar farklı,kimimiz doğuştan getirdiklerimize takılıyor,kimimiz sonradan bulduklarımıza ve insanlık kendi tarihini yazarken,bir çok masum can ya kaybediliyor ya da hayata küsüyor...

Oysa birbirimize yardım edebiliriz,yolumuz zaten pürüzlü ve zor,bazılarımız aşkı-yaşam enerjisini-içine kapanmakta buluyor,bazılarımız da sosyalleşmekte,aslında ikisi de gerekli,insan kendini yenilemeli hem de çevresinden beslenmeli,kitaplardan,insanlardan,sanat eserlerinden,iç sesinden faydalanmalı...

Bizim asıl sorunumuz iletişim sorunu değil asıl sorunumuz vicdan bence,bir grubun veya bir kişinin yerine kendimizi koysak da,insanlığın ortak değerlerini bulup içselleştirmek ve buna uygun hareket etmek zorunda olduğumuzu vicdanımız bize bir türlü söylemiyor...

Ben iyi biz iyi ama onlar kötü işte asıl sırrını çözmemiz gereken konu da bu öteki neden kötü,bize benzemeyen,bize uymayan neden kötü olsun,neden kötülüğümüzü istesin?

Sır şu şiddetsizlik,hakka riayet,edep işte bunlara sahip olmayan sosyal birlik,zümre,parti,dernek,örgüt,birlik ne varsa terk edin evet terk edin' içinizin sesini dinleyin,ne kadar haksızlığa uğramışsanız bile siz yargıç-cellat olamassınız ve kendinizi sevginin,saygının ocağına bırakın işte o zaman etrafınızda çökmüş,kendi kötülüğünü,pisliğini,ideallerine aktaran,çıkarına göre hareket edenlerden kurtulacaksınız ....

Yararlı olabileceğiniz o kadar çok yer var ki yaşam size yeni dostlar yeni yetenekler kazandıracaktır...Yeter ki sulhun içinde,barışın içinde olalım...

Bütün iyi insanların ortak özelliği iyiliği istemelidir. İyi insanlar dinlerine, ırklarına... rağmen bu ortak değerde buluşabilirler. Bu ortak değer "iyilik" bütün insanları bir araya getirmez ama iyi insanları bir araya getirir.

Kötülük iyiliğin düşmanıdır. İyi ve kötü insan doğal olarak birbirlerinin düşmanıdırlar. İyi insanlar iyilik için bir araya gelmelidirler; Dolayısıyla bütün insanlar değil, iyi insanlar birlik olabilir.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Dünyadan geçerken asıl önemli olan, sınırlı koşullarımız sebebi ile çok büyük farklar yaratamasak bile birilerinin yaşamına ya da doğaya iyi yönde katkı sunmaktır.
Vicdanınız rahatsa ve Yaradan katında vereceğiniz hesaptan korkunuz yoksa endişe etmeye de gerek yoktur.
Hepimiz insanız ve bilerek ya da bilmeyerek hatalar yapabiliriz fakat önemli olan fark ettiğimiz an, bir daha tekrar etmemek ve iyilik ile kötülüğü yok etmeye çalışmaktır.
Görünene aldanmamak ve sebepleri bilmediğimiz için kimseyi yargılamamak gerekiyor.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Dünyadan geçerken asıl önemli olan, sınırlı koşullarımız sebebi ile çok büyük farklar yaratamasak bile birilerinin yaşamına ya da doğaya iyi yönde katkı sunmaktır.
Vicdanınız rahatsa ve Yaradan katında vereceğiniz hesaptan korkunuz yoksa endişe etmeye de gerek yoktur.
Hepimiz insanız ve bilerek ya da bilmeyerek hatalar yapabiliriz fakat önemli olan fark ettiğimiz an, bir daha tekrar etmemek ve iyilik ile kötülüğü yok etmeye çalışmaktır.
Görünene aldanmamak ve sebepleri bilmediğimiz için kimseyi yargılamamak gerekiyor.

Hatasız hiçbir kimse yoktur ve bilmeyerek hata yapmak günah değildir. Ben bir insanın iyiliğini isteyerek bir şey yapsam ama yaptığım tam tersine ona zarar verse, bu yaptığım beni kötü birisi yapmaz, aksine bir insanın iyiliğini istediğim için iyi birisi olurum. Bilerek kötülük yapmak, bir insanı kötü yapar.

"sebepleri bilmediğimiz için kimseyi yargılamamak gerekiyor." Dediğin gibi, belki de iyi bir sebepten dolayı yanlış bir şeyi yapıyor.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Hatasız hiçbir kimse yoktur ve bilmeyerek hata yapmak günah değildir. Ben bir insanın iyiliğini isteyerek bir şey yapsam ama yaptığım tam tersine ona zarar verse, bu yaptığım beni kötü birisi yapmaz, aksine bir insanın iyiliğini istediğim için iyi birisi olurum. Bilerek kötülük yapmak, bir insanı kötü yapar.

"sebepleri bilmediğimiz için kimseyi yargılamamak gerekiyor." Dediğin gibi, belki de iyi bir sebepten dolayı yanlış bir şeyi yapıyor.

Einstein'ın atom bombasını Hitler'e önlem ve caydırıcılık amaçlı üretip, kendisine verilen sözün tutulmaması sonucu sarf ettiği sözleri hatırladım yine...

"Bilseydim, bilim adamı değil çilingir olurdum."

Bazen iyi bir amaca hizmet ettiğinizi zannedersiniz fakat çok büyük bir felakete de sebep olabilirsiniz.
İşte bu noktada yargıda bulunmak yine bize düşmez çünkü sebepler ve sonuçlar algılarımızın çok ama çok ötesindedir.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Einstein'ın atom bombasını Hitler'e önlem ve caydırıcılık amaçlı üretip, kendisine verilen sözün tutulmaması sonucu sarf ettiği sözleri hatırladım yine...

"Bilseydim, bilim adamı değil çilingir olurdum."

Bazen iyi bir amaca hizmet ettiğinizi zannedersiniz fakat çok büyük bir felakete de sebep olabilirsiniz.
İşte bu noktada yargıda bulunmak yine bize düşmez çünkü sebepler ve sonuçlar algılarımızın çok ama çok ötesindedir.

Hatasız hiçbir kimse yoktur ve bilmeyerek hata yapmak günah değildir.

Yazdıklarıma bazı eklemeler yapmak istiyorum.

[MENTION=6737]NuriKara[/MENTION] aslında konu bir davranışın günah ya da sevap olması değil, önemli olan eylemlerimizin bilerek ya da bilmeyerek vardığı noktanın karşı tarafta ya da bizim vicdanlarımızda yarattığı etkidir.

Einstein gibi zeki bir insan, er ya da geç bu sözün tutulmayacağını mutlaka tahmin etmiştir fakat o günün koşullarında Nazilerin yarattığı tehdit sebebi ile çaresiz kalıp, bu icadı yapmak zorunda kalmış olabilir.

Bomba atıldıktan ve çok sayıda insan ölüp - yaralandıktan sonra, bu bomba kime karşı - ne amaçla üretilmişti, artık bunun hiçbir önemi kalmamıştır. Einstein ve bu icatta görev alanlar ister istemez vicdan azabı çektiler çünkü kendilerine göre amaçladıkları bu değildi. Bu aşamada günah kavramı da anlamını yitiriyor çünkü ortada zarar gören insanlar ve istemeden de olsa buna sebep olan birileri var.

Vicdan mekanizması işte bu sebeple çok önemlidir ve dünyada birçok kötülüğün önünü kesebilecek olan tek şeydir. Her insanda devreye girmediği için kötülük bu kadar hızlı yükseliyor. Vicdan, çok önemli bir doğru ile yanlışı ayırt etme mekanizmasıdır ve vicdanlı olabilmek bu dünyada büyük bir şanstır. Bazıları sitem ediyor; niye bu kadar merhametliyim ya da niye hep ikilemde kalıp, her konuda hızlı kararlar alamıyorum diye? Oysa ne kadar şanslı olduklarının bilincinde bile değiller çünkü bu mekanizma farkında olsanız da olmasanız da sizi birçok yanlıştan geri çeviriyor.

Sonuç olarak söylemek istediğim şudur: Günah ya da sevap kavramına takılmadan, vicdani olanı seçmeye çabaladığımız sürece daha az hata yaparız.
 
Son düzenleme:

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Yazdıklarıma bazı eklemeler yapmak istiyorum.

[MENTION=6737]NuriKara[/MENTION] aslında konu bir davranışın günah ya da sevap olması değil, önemli olan eylemlerimizin bilerek ya da bilmeyerek vardığı noktanın karşı tarafta ya da bizim vicdanlarımızda yarattığı etkidir.

Einstein gibi zeki bir insan, er ya da geç bu sözün tutulmayacağını mutlaka tahmin etmiştir fakat o günün koşullarında Nazilerin yarattığı tehdit sebebi ile çaresiz kalıp, bu icadı yapmak zorunda kalmış olabilir.

Bomba atıldıktan ve çok sayıda insan ölüp - yaralandıktan sonra, bu bomba kime karşı - ne amaçla üretilmişti, artık bunun hiçbir önemi kalmamıştır. Einstein ve bu icatta görev alanlar ister istemez vicdan azabı çektiler çünkü kendilerine göre amaçladıkları bu değildi. Bu aşamada günah kavramı da anlamını yitiriyor çünkü ortada zarar gören insanlar ve istemeden de olsa buna sebep olan birileri var.

Vicdan mekanizması işte bu sebeple çok önemlidir ve dünyada birçok kötülüğün önünü kesebilecek olan tek şeydir. Her insanda devreye girmediği için kötülük bu kadar hızlı yükseliyor. Vicdan, çok önemli bir doğru ile yanlışı ayırt etme mekanizmasıdır ve vicdanlı olabilmek bu dünyada büyük bir şanstır. Bazıları sitem ediyor; niye bu kadar merhametliyim ya da niye hep ikilemde kalıp, her konuda hızlı kararlar alamıyorum diye? Oysa ne kadar şanslı olduklarının bilincinde bile değiller çünkü bu mekanizma farkında olsanız da olmasanız da sizi birçok yanlıştan geri çeviriyor.

Sonuç olarak söylemek istediğim şudur: Günah ya da sevap kavramına takılmadan, vicdani olanı seçmeye çabaladığımız sürece daha az hata yaparız.

Günah ve sevap benim için doğru ve yanlışla neredeyse eş anlamlı, tek ölçüm: Tanrı iyi insanları sever, kötü insanları sevmez. Küçük fark ise günah ve sevap kavramının olaylara tanrının bakışını belirtmesi. Ben doğru olanı yapmayı, sonuçları için istediğim gibi aynı zamanda tanrının rızası için de istiyorum. Hem iyiliğin yayılmasını hem de tanrının rızasını istiyorum, bu ikisine ulaşmak için tamamiyle aynı şeyler yapılmalı ama bu istekler farklı istekler.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst