Doğa Cani mi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Pyramos tarafından oluşturulan Doğa Cani mi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 7,248 kez görüntülenmiş, 73 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Doğa Cani mi?
Konbuyu başlatan Pyramos
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot
P

Pyramos

Ziyaretçi
Kuzuyu kurda yem eden..ceylanı aslana boğduran..canlıları birbirine kırdıran doğa cani mi? neymiş ekolojik dengeymiş ! sonuçta tüm enerji kaynağımız Güneş.. misal aslan neden direkt güneş enerjisiyle çalışmıyor/doymuyorda Ceylanın etini yiyerek alıyor bu enerjiyi? ölüm olmazsa yaşam olmazmış ! neden böyle kuruldu o zaman bu düzen? alternatifsiz mi? ekolojik dengeymiş yılan sincabı yutmak zorunda ! merhamet yok hunharca katliam var! gelelim insana..insana verdiği herşeyi geri alan bir doğa..sevdiklerini bir bir koparan...kısaca küçük mutluluklara büyük acılar..nemiş hayat devam ediyormuş.. hayır ! benim bundan çıkardığım hayat başka alternatif bırakmıyor..başka yapacak ne var? Albert Camus' un dediği gibi; başkaldırının mantıksal sonucu intihar değil !! doğaya başkaldırmanın bir yolu var mı? bana bu merhameti,bu duyguları, bu bilinci neden verdin o zaman doğa? sende olmayan merhamet bende niye var? bu da dehşetinin başka türlüsü mü? sendeki bu vahşet yüzünden belkide bu kadar şiddet dolu insan.. neden? Sonsuzlukla çarpılmadan, doğa üstücülükle bakılmadan herşey saçma ve uyumsuz yine Albert Camus'unun sözcüklerini kullanırsam..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Kuzuyu kurda yem eden..ceylanı aslana boğduran..canlıları birbirine kırdıran doğa cani mi? neymiş ekolojik dengeymiş ! sonuçta tüm enerji kaynağımız Güneş.. misal aslan neden direkt güneş enerjisiyle çalışmıyor/doymuyorda Ceylanın etini yiyerek alıyor bu enerjiyi? ölüm olmazsa yaşam olmazmış ! neden böyle kuruldu o zaman bu düzen? alternatifsiz mi? ekolojik dengeymiş yılan sincabı yutmak zorunda ! merhamet yok hunharca katliam var! gelelim insana..insana verdiği herşeyi geri alan bir doğa..sevdiklerini bir bir koparan...kısaca küçük mutluluklara büyük acılar..nemiş hayat devam ediyormuş.. hayır ! benim bundan çıkardığım hayat başka alternatif bırakmıyor..başka yapacak ne var? Albert Camus' un dediği gibi; başkaldırının mantıksal sonucu intihar değil !! doğaya başkaldırmanın bir yolu var mı? bana bu merhameti,bu duyguları, bu bilinci neden verdin o zaman doğa? sende olmayan merhamet bende niye var? bu da dehşetinin başka türlüsü mü? sendeki bu vahşet yüzünden belkide bu kadar şiddet dolu insan.. neden? Sonsuzlukla çarpılmadan, doğa üstücülükle bakılmadan herşey saçma ve uyumsuz yine Albert Camus'unun sözcüklerini kullanırsam..

Baslikta ve tum bu siraladiklarinda insanoglunun bir algi ve ifadesidir. Doga ile bir ilgisi yoktur. Cunku doganin ne teleolojik bir amaci ne de akilciligi vardir. Bunlar doganin bir parcasi olan insanogluna aittir.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Baslikta ve tum bu siraladiklarinda insanoglunun bir algi ve ifadesidir. Doga ile bir ilgisi yoktur. Cunku doganin ne teleolojik bir amaci ne de akilciligi vardir. Bunlar doganin bir parcasi olan insanogluna aittir.

Nasıl ilgisi yok ya üstadımm:( bana bunları düşündürenin/algılattıranın hiç mi kabahati yok yani:( bende doğanın bir parçasıyım madem bir açıdan böyle düşünüyorum iştem:) yazdıklarım duygusallık ve taraf dolu elbet ama duygularda benim bir parçam ve ben bir tarafım sonuçta.. amacı, belirsiz akıllcılığı şaibeli gözüken ucube doğaya/evrene serzeniş hakkım olmalı bence..görünen bu yetenek sadece insanda var zaten.. öyle hiçbirşey olmamış gibi ellerini yıkayıpta gidemez doğa:) yaşam vermek için doldur -boşalt yapan doğanın; ekolojik denge,amaçsızlık,anlamsızlık vb gene insan yüklemesi şeylerle bu işten sıyrılması hoşuma gitmiyor.. herşeye bir anlam yükleyen,eleştiren serzenişe,hatta isyana gelen insan doğa karşısında neden bu kadar sessiz? nedir bu kabullenmişlik... içinde yaşıyoruz diye, el mahkum diye mi? başka yol gözükmüyor diye mi?o zaman bana göre bu doğa/evren ve yasaları bir anlamda Cehennem.. herşeyi bilen insanoğlu hadi çık buradan bakalım gücün yetiyorsa diyorum..madem öyle işte böyle:)
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
ve Doğaya böyle bir sıfat yöneltmemin psikolojik sebebini yine Albert Camus'un şu sözü anlatabilir biraz sanırım;

Ben İnsanı savunurum çünkü düştüğünü gördüm..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Nasıl ilgisi yok ya üstadımm:( bana bunları düşündürenin/algılattıranın hiç mi kabahati yok yani:( bende doğanın bir parçasıyım madem bir açıdan böyle düşünüyorum iştem:) yazdıklarım duygusallık ve taraf dolu elbet ama duygularda benim bir parçam ve ben bir tarafım sonuçta.. amacı, belirsiz akıllcılığı şaibeli gözüken ucube doğaya/evrene serzeniş hakkım olmalı bence..görünen bu yetenek sadece insanda var zaten.. öyle hiçbirşey olmamış gibi ellerini yıkayıpta gidemez doğa:) yaşam vermek için doldur -boşalt yapan doğanın; ekolojik denge,amaçsızlık,anlamsızlık vb gene insan yüklemesi şeylerle bu işten sıyrılması hoşuma gitmiyor.. herşeye bir anlam yükleyen,eleştiren serzenişe,hatta isyana gelen insan doğa karşısında neden bu kadar sessiz? nedir bu kabullenmişlik... içinde yaşıyoruz diye, el mahkum diye mi? başka yol gözükmüyor diye mi?o zaman bana göre bu doğa/evren ve yasaları bir anlamda Cehennem.. herşeyi bilen insanoğlu hadi çık buradan bakalım gücün yetiyorsa diyorum..madem öyle işte böyle:)

Sen doganin bir parcasi olabilirsin ama doga ile olan iliskin tek taraflidir. Sen her turlu doga ile iliski kurarken onu algilar, ondan bilgi elde eder ve onu kavram ile ifade ederken, doganin boyle bir islevi yoktur. Dolayisiyle senin yaptigin tek tarafli bir monologdur.

Eger neyin ne oldugunu algilamak istiyorsan, sadece insanoglu ve kendi degerlendirmelerine serzeniste bulun. Yasalar dogaya ait degildir, insanoglunun dogaya verdikleridir. Konu doga karsisinda sessizlik degil, doga ile birlikte yasayabilmeyi ogrenmektir. Ayni deprem ile yasamayi ogrenmek gibi. Cunku yikan deprem degil, yikilan insanoglunun insa ettikleridir.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Sen doganin bir parcasi olabilirsin ama doga ile olan iliskin tek taraflidir. Sen her turlu doga ile iliski kurarken onu algilar, ondan bilgi elde eder ve onu kavram ile ifade ederken, doganin boyle bir islevi yoktur. Dolayisiyle senin yaptigin tek tarafli bir monologdur.

Eger neyin ne oldugunu algilamak istiyorsan, sadece insanoglu ve kendi degerlendirmelerine serzeniste bulun. Yasalar dogaya ait degildir, insanoglunun dogaya verdikleridir. Konu doga karsisinda sessizlik degil, doga ile birlikte yasayabilmeyi ogrenmektir. Ayni deprem ile yasamayi ogrenmek gibi. Cunku yikan deprem degil, yikilan insanoglunun insa ettikleridir.

üstadım ikimizin dediğide doğru..ancak sizin doğrularınız benimkileri ötelemeye çalışıyor hissine kapıldım gene:) Mekansızlık başlığında da küçük bir bir gönderme yaptıydım:) buda 2 oldu:)
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Kuzuyu kurda yem eden..ceylanı aslana boğduran..canlıları birbirine kırdıran doğa cani mi? neymiş ekolojik dengeymiş ! sonuçta tüm enerji kaynağımız Güneş.. misal aslan neden direkt güneş enerjisiyle çalışmıyor/doymuyorda Ceylanın etini yiyerek alıyor bu enerjiyi? ölüm olmazsa yaşam olmazmış ! neden böyle kuruldu o zaman bu düzen? alternatifsiz mi? ekolojik dengeymiş yılan sincabı yutmak zorunda ! merhamet yok hunharca katliam var! gelelim insana..insana verdiği herşeyi geri alan bir doğa..sevdiklerini bir bir koparan...kısaca küçük mutluluklara büyük acılar..nemiş hayat devam ediyormuş.. hayır ! benim bundan çıkardığım hayat başka alternatif bırakmıyor..başka yapacak ne var? Albert Camus' un dediği gibi; başkaldırının mantıksal sonucu intihar değil !! doğaya başkaldırmanın bir yolu var mı? bana bu merhameti,bu duyguları, bu bilinci neden verdin o zaman doğa? sende olmayan merhamet bende niye var? bu da dehşetinin başka türlüsü mü? sendeki bu vahşet yüzünden belkide bu kadar şiddet dolu insan.. neden? Sonsuzlukla çarpılmadan, doğa üstücülükle bakılmadan herşey saçma ve uyumsuz yine Albert Camus'unun sözcüklerini kullanırsam..

İnsan böyle mi yaşardı
Evrenin özü doğruluk olsaydı? diyor ozan..Başkaldırındaki incelik beni de duygulandırdı..:(
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
İnsan böyle mi yaşardı
Evrenin özü doğruluk olsaydı? diyor ozan..Başkaldırındaki incelik beni de duygulandırdı..:(

teşekkürler üstadım..duygusallığı artırayım o zaman biraz:)
ben odamda beliren ve bana çirkin görünen böceği bile mümkün olduğunca zarar vermeden dışarı atmaya çalışırken doğanın ekolojik denge adı altındaki bu merhametsiz vahşetini anlamlandırmam oldukça zor.. eğer o böceğe doğa can verdi ise yapmam gereken şu mu? Zayıfa acımak doğaya ihanettir. A. Hitler (adaş /cani) :( biliyoruz ki evren oldukça büyük doğa bizi sığdıramadı mı bu aleme? bu ölümle beslenen döngüye ve ölümlü bedenlere mahkum muyduk? mahkumsak amaç ne ? neden? ama doğanın bir cevabı yok sessiz ve dilsiz olduğu için masum algılanıyor.. bu bile tek başına benim doğayı, can veren olarak reddetmeme yetecek sebebdir..

bu yazımdan çokta duygusal biri olduğum anlaşılmasın lütfen:) kısaca bilinçli ,çıkarcı, bencil kötülüğe merhametim yoktur..
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
DOĞA CANİ Mİ? *:)

Hay ati n! Doğası, Can' li...had da kanli-canli! ...dolayısı ile can alıyor can veriyor..can alıyor..can veriyor :(
***-

@''...sende olmayan ( merhamet) bende niye var... ''
onda olmayipta sende olan ne var, sen de olupta onda olmayan ne var
***

idraksiz eylem ve eylemsiz idrak...yaşayamayanlar ile gözgöre göre! yaşayanlar...
evet bu dünyada saçmalık çok :/...ve Hayat, Gerçek Zor !

offfffffffffffffffff -)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
İnsan böyle mi yaşardı
Evrenin özü doğruluk olsaydı? diyor ozan..Başkaldırındaki incelik beni de duygulandırdı..:(

Istersen biz ona evrenin degil de, insanoglunun ozu diyelim. Yalniz buradaki sorun dogrulugun goreceli ve degisken olarak her duzey beynin kendi algisinin bir inanci ve ideolojik dogrusu olmasidir. Oyuzden de maalesef, evrensel bir dogru yoktur. Ama olan evrensel kavramdir ve evrensel onay almis bilgi de olgudur. Bunun da yanlislanabilirligini algilayamazsan bu olgudan cikar aklin sabitleme hastaligina tutularak inanc olur.

Oyuzden ister aklin ortaya attigi ister gozlemin ortaya attigi ne olursa olsun, sadece gozlem verirse ve verilen gozlemin ortaya atilani test edilebilirse gecerlidir.

Iste insanoglu bunu algiladigi zaman, kendi ozu olan numenal yetisinin insan ve insanlik kullanim ve paylasimana yonelecek ya da en azindan bunun geregini algilayacaktir. Neyse ben sizlerin duygusal keyfinizi bozmus olmayayim. :)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
teşekkürler üstadım..duygusallığı artırayım o zaman biraz:)
ben odamda beliren ve bana çirkin görünen böceği bile mümkün olduğunca zarar vermeden dışarı atmaya çalışırken doğanın ekolojik denge adı altındaki bu merhametsiz vahşetini anlamlandırmam oldukça zor.. eğer o böceğe doğa can verdi ise yapmam gereken şu mu? Zayıfa acımak doğaya ihanettir. A. Hitler (adaş /cani) :( biliyoruz ki evren oldukça büyük doğa bizi sığdıramadı mı bu aleme? bu ölümle beslenen döngüye ve ölümlü bedenlere mahkum muyduk? mahkumsak amaç ne ? neden? ama doğanın bir cevabı yok sessiz ve dilsiz olduğu için masum algılanıyor.. bu bile tek başına benim doğayı, can veren olarak reddetmeme yetecek sebebdir..

bu yazımdan çokta duygusal biri olduğum anlaşılmasın lütfen:) kısaca bilinçli ,çıkarcı, bencil kötülüğe merhametim yoktur..

Eger olumun (olmek) sadece dogadaki mustakil var olan varliga ozgu bir olgu oldugunu ve doganin genelinde olmadigini ve dogadaki herseyin degisim, donusum, baskalasim ve olusum oldugunu algilarsan; ayni dogum gibi olumun de olgusunu algilarsin. Sonucta olgunun algilanmasi onun kabule/redde acik olmayan bir gerceklik oldugunun algilanmasidir. Yani doga da mustakil var olan her canli olum ile yasamayi ogrenmelidir. Cunku olgular tartisma disidir ve olgu uzerine yapilan kabul/karsi cikis mucadelesinin bir mantigi yoktur.

Zaten beynin olgulari algilamasi onlar ile yasamayi ogrenirken, yanlislanabilirliginin de bilincinde ve farkinda olmalaridir. Iste bilimin bilimselligi bunun icin vardir, olgulamak olgu ile yasayabilmeyi algilamak ve olgularin yanlislanabilirligini algilamak.

Buradan da insanoglunun verdigi mucadelenin olgu disi oldugu cikar. Iste olgu disinda kalan her seyle verilen mucadele beynin ozgurlugunu ve sinirsizligini getirir. Cunku bu mucadele beynin insan olma ve insanliksunma mucadelesidir. Ama ve ne yazikki bu mucadele de sorunun algilanmasina baglidir.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Istersen biz ona evrenin degil de, insanoglunun ozu diyelim. Yalniz buradaki sorun dogrulugun goreceli ve degisken olarak her duzey beynin kendi algisinin bir inanci ve ideolojik dogrusu olmasidir. Oyuzden de maalesef, evrensel bir dogru yoktur. Ama olan evrensel kavramdir ve evrensel onay almis bilgi de olgudur. Bunun da yanlislanabilirligini algilayamazsan bu olgudan cikar aklin sabitleme hastaligina tutularak inanc olur.

Oyuzden ister aklin ortaya attigi ister gozlemin ortaya attigi ne olursa olsun, sadece gozlem verirse ve verilen gozlemin ortaya atilani test edilebilirse gecerlidir.

Iste insanoglu bunu algiladigi zaman, kendi ozu olan numenal yetisinin insan ve insanlik kullanim ve paylasimana yonelecek ya da en azindan bunun geregini algilayacaktir. Neyse ben sizlerin duygusal keyfinizi bozmus olmayayim. :)

taş mısın ,duvar mısın üsta ya:) :)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
gene buz gibi bir yorum:) olgulara fenomenlere değişemem insanlığın sinerjisini:) olgular gitsin insan kalsın:)

Olgulari goturebilmen icin once gozlem sonrada yanlislayacak teori bulman lazim.

Mesela "Butun kugular beyazdir" olgusunu bulunan ve gozlemlenen bir siyah kugu curutur. Iste o zaman artik "butun kugular beyazdir" olgu olmaktan cikar.

Ama ve maalesef inanclarin ve ideolojilerin dogrulugunun ne dogrulanabilmesi, ne de yanlislanabilmesi mumkun degildir. Cunku dogrular gozlem vermez, sadece yorum verir ve sadece aklin inancindaki veya ideolojisindeki dogrudur.

Iste misal olarak bir demokrasi fasist icin baskadir, sosyalist icin baskadir ve biribirlerine ne kendilerini dogrulayabilirler, ne de yanlislayabilirler. Ikisi de iktidar olma, guc ve otorite savasimi verir ve kendi demokrasisinin demokratikligine kendini inandirmistir. Fenomen zaten gozlem verendir. Bu arada insanoglu fenomeni de bir olgudur.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
taş mısın ,duvar mısın üsta ya:) :)

Ikisi de degilim, eskilerin deyimiyle "etten ve kemiktenim" :) Yeri geldiginde gayet guzel espri de ironi de yapar, pratik zeka nuktesini de ortaya koyarim. O senin dedigini, insanoglunu sadece bir madde olarak algilayan materyalistler, ya da bir kul olarak algilayan idealistler yapiyor.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Olgulari goturebilmen icin once gozlem sonrada yanlislayacak teori bulman lazim.

Mesela "Butun kugular beyazdir" olgusunu bulunan ve gozlemlenen bir siyah kugu curutur. Iste o zaman artik "butun kugular beyazdir" olgu olmaktan cikar.

Ama ve maalesef inanclarin ve ideolojilerin dogrulugunun ne dogrulanabilmesi, ne de yanlislanabilmesi mumkun degildir. Cunku dogrular gozlem vermez, sadece yorum verir ve sadece aklin inancindaki veya ideolojisindeki dogrudur.

Iste misal olarak bir demokrasi fasist icin baskadir, sosyalist icin baskadir ve biribirlerine ne kendilerini dogrulayabilirler, ne de yanlislayabilirler. Ikisi de iktidar olma, guc ve otorite savasimi verir ve kendi demokrasisinin demokratikligine kendini inandirmistir. Fenomen zaten gozlem verendir. Bu arada insanoglu fenomeni de bir olgudur.

peki ben kendime göre; birşeyler belirlemezsem(bilmezsem/inanmazsam) dünyaya ve insanlığa nasıl bakış açısı geliştireceğim? neyle yargılayacağım? yada yargılamadan nasıl olacağım? nötr nasıl olunur? kıcaca ben nasıl ben olacağım? ben ben olmak için ne olma-malıyım? ben ben olamazsam dış dünyayı nasıl algılıyacağım, benden nasıl ayrılacağım ? ben ben olamazsam- ben ben olur muyum? o zaman ben ne olurum?
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
peki ben kendime göre; birşeyler belirlemezsem(bilmezsem/inanmazsam) dünyaya ve insanlığa nasıl bakış açısı geliştireceğim? neyle yargılayacağım? yada yargılamadan nasıl olacağım? nötr nasıl olunur? kıcaca ben nasıl ben olacağım? ben ben olmak için ne olma-malıyım? ben ben olamazsam dış dünyayı nasıl algılıyacağım, benden nasıl ayrılacağım ? ben ben olamazsam- ben ben olur muyum? o zaman ben ne olurum?

Burnumu sokmuş olmayayım ama nasıl olsa sn.evrensel-insan da yanıtını verir.Sadece cansızlar "nötr" olabilir..Buradaki nötrlük bana göre, kendini herhangi bir görüşün, inancın ve özellikle kendi egomuzun müptelası, tutsağı kılmadan, mümkün olabildiğince çok yönlü bakabilmektır hayata/insana/kendine..Bakışla bitmez, eylemsellik de önemli.Eylem varsa, nötrlük yerini bir "duruş"a, bir "karar ve davranış"a bırakır.Biz aynada olup biteni izleyen ve sadece kayıt tutan, gözlemi dillendiren seyirciler değiliz-olmamalıyız-Aynayı berraklaştırmak olmalı derdimiz..Çünkü ayna ve "ben" ayrı düşemez..Ne yaşıyor, ne yapıyor-yapmıyorsak hepsi biziz..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
peki ben kendime göre; birşeyler belirlemezsem(bilmezsem/inanmazsam) dünyaya ve insanlığa nasıl bakış açısı geliştireceğim? neyle yargılayacağım? yada yargılamadan nasıl olacağım? nötr nasıl olunur? kıcaca ben nasıl ben olacağım? ben ben olmak için ne olma-malıyım? ben ben olamazsam dış dünyayı nasıl algılıyacağım, benden nasıl ayrılacağım ? ben ben olamazsam- ben ben olur muyum? o zaman ben ne olurum?

Tabiki bir sey belirliyeceksin. Mesela ben numenal insan ve insanligi belirledim. Yalniz belirlemek tek basina yeterli degildir, neye gore belirledigin onemlidir. Burada da ya insanoglunun ortaya koydugu degerlere, verilere tabulara gore; ya da insanoglunun kendisine gore belirlersin.

Notrlugu bir kac kere izah ettim. Notrluk, beynin numenal yetisinin insanoglunun verdigi her turlu deger temelindeki o degerden arinmasi ve o degerin savasimindan kendini arindirmasi ve savasimi gozlem olarak sorunlari ile ortaya koymasidir. Mesela bu savasim tanri varligi/yoklugu olabilir, milliyetcilik olabilir, ideolojik olabilir. Notrluk demek, kavramin ifade savasi disindan kavramin insanogluna getirdigi her turlu sorunu kabul/red disi ve ifade de yer almadan ortaya koyabilmektir.

Kisaca bir ornek verirsek "Tanri bir kavramdir ve benim bu kavramas ihtiyacim yoktur, dolayisiyla ben tanri kavramini varlik ve inanc temelinde akilci bir dogrulamaya cekme ve var/yok ve de inan/inanma savasimina dahil olma ihtiyaci dumuyorum. Bu ihtiyaci duyanlari da onlarin bir algisi olarak algiliyorum. Benim yaptigim tanri kavram savasimini insan ve insanlik adina bilimsel, bilissel olarak gozlemleyip insanoglunu getirdigi her turlu sorunu tum resim olarak resmin icinde yer almadan dile getirmek, yani tanri kavraminin inancsal ve varliksal disinda olmak"

Senin sen olabilmen icin tamamen beyninin ve beyin bunyesindeki her turlu bilgi, inanc, dogru, ideoloji v.s. temelli dusunce ve davranisinin sana ait olmasi gerekir. Yani sana dogumdan itibaren verilenleri kendin kendi kendine sorgulamis algilamis ve bilerek ve farkinda olarak verdigin bir kavram savasinin bilinc ve farkinda olman gerekir. Yani seni sen yapan degerlerin senin tarafindan verilmis/alinmis olmasi gerekir, baskasinin verdigini almis olman degil.

Bu da birey bilinci ister. Notr olabilmekte adi gecen kavramin insan ve insanlik adina sorun oldugunu algilamis olmak ve kavramin ifade savasiminda taraf olarak bulunmamak ve kavrami disaridan gorebilip, sorunlarini ortaya disaridan koyabilmek isterve de kavram icin ifade savasi verenlerin herhangibirinin tarafinda olmamak ister ve de onlara kendi dusunceleri hakkinda empoze yapmamak, kendine cekmemek ister.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Burnumu sokmuş olmayayım ama nasıl olsa sn.evrensel-insan da yanıtını verir.Sadece cansızlar "nötr" olabilir..Buradaki nötrlük bana göre, kendini herhangi bir görüşün, inancın ve özellikle kendi egomuzun müptelası, tutsağı kılmadan, mümkün olabildiğince çok yönlü bakabilmektır hayata/insana/kendine..Bakışla bitmez, eylemsellik de önemli.Eylem varsa, nötrlük yerini bir "duruş"a, bir "karar ve davranış"a bırakır.Biz aynada olup biteni izleyen ve sadece kayıt tutan, gözlemi dillendiren seyirciler değiliz-olmamalıyız-Aynayı berraklaştırmak olmalı derdimiz..Çünkü ayna ve "ben" ayrı düşemez..Ne yaşıyor, ne yapıyor-yapmıyorsak hepsi biziz..

Bu baslikta mi tam hatirlamiyorum ama, sana evrensel-insan zihniyetinin vucutsuzve oznesizligi farki ile bireyin yasam ve iliskideki hak ve ozgurluk saygi ve vicdan farkini aciklamistim. Sana soyle sorayim. Hic seni ilgilendirmeyen bir konu var mi?, ya da onemsemedigin ve etkilenmedigin/tepki vermedigin?

Iste bu konuda ya da kavramda senin aksine iki farkli dusunce birbiri ile savasirken, senin tavrin ne olur? Birini digerine doogru/hakli v.s. mi kilarsin, yoksa disaridan savasimi gozlemler ve savasanlarin savasimina taraf almadan mudahele etmeden, bu savasimi mi degerlendirirsin?, ya da bu gozlemin sana yansiyan ve algiladigin sorununu mu dile getirirsin?

Iste kendince boyle bir konu, kavram dusun; o zaman notrlugu (tarafsizligi degil) algilarsin. Mesela bu bir spor olabilir, bir activite olabilir, bir kavram olabilir v.s.

Istersen bu ornegi dusun ve burda dile getir. Onun uzerine ben sana notrlugu izah edeyim. Tabi burada konu ve kavramin bilincli ve farkindalikli disinda kalmak ile, ilgisizlik, onemsememe ve etki/tepkisizligin verdigi disinda kalmak farklidir.

Bu farka da konu veya kavram senin dile getirmen ile ortaya cikinca tekrar deginiriz. Aslinda notrluk ifade ile degil; kavram ile verilen tutma/birakma mucadelesidir, kavrama teslimiyet/kavrami kontrol altina alma mucadelesidir. Baskasi ile olmaktan ziyade, kisinin kendi ile verdigi mucadeledir. Kisinin kavrami tarafli ifade yerine kavrami kavramasi, algilamasi bilmesi ve insan ve insanliga gore degerlendirmesi mucadelesidir. Ustelik bu mucadele beyni aktif, dusunceye yonelten, zinde ve diri tutan mucadeledir. Olene kadar surecek olan mucadeledir. Kendini bulma, tanima/tanitma, ortaya koyabilme, varliginin bilinc ve farkina varabilme mucadelesidir. Kisaca en onemli ve olmasi gereken fakat bir turlu olmayan ve olmasi engellenen mucadeledir. Kendi yasamini kendin yasamak mucadelesidir, yasami baska degerlerin ugruna harcamamak mucadelesidir, kisaca yasami yasamak mucadelesidir. Aksi yasaminin sana verilenlerce yasatilmasidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bakin sizlere basit bir ornek vereyim. Bir boks maci var ve herkes iki boksorden birini tutuyor ve savunuyor, dolayisiyle digerini tutmuyor ve savunmuyor. Sen ise boksun ne oldugunun bilinc ve farkinda olarak bu sporu savunmak/karsi cikmak, kabul etmek/red etmek yerine ve savunanlari/karsi cikanlari/taraflari/taraftarligi da yorumlamak yerine, bu boksu disaridan ve notr algi ile izliyorsun ve boksun gozlem olarak insanogluna zarar veren bir spor oldugunu ve sorununu tum resmi ile dile getiriyorsun.

Boksun ve boksorlerin ve de boksor tarafliliginin disindasin.(disaridan bakis acisi)

Boksa, boksorlere ve boksor taraflarina bir yorum getirmiyorsun ve onlari kendi dusunce ve davranislari olarak oldugu gibi algiliyorsun. (Notr algi)

Disaridan bakis acisi+Notr algi=Qua Felsefesi ( burada konu boks, o yuzden; boks olarak ortaya koyma, dile getirme)

Ama boksun bilincinde ve farkinda olarak, bu sporun insan ve insanliga ne gibi sorunlar getirdigini de dusunce olarak tum resmi ile dile getiriyorsun. (Dogal zihniyet ve evrensel-insan zihniyeti ile dogal zihniyetin boksta tum resminin numenal insan ve insanliga gore sorunsal dile gelimi)

Burada yukaridaki cumleden farkli olarak bir kisi boksun bilinc ve farkinda olmadan da ona ilgi duymayabilir, onemsemeyebilir, etki/tepki vermeyebilir. Yalniz bu ayni sey degildir. Bu sadece ilgisizlik v.s. anlamina gelir. Yani boksu onemsemez, gale almaz v.s. Oyuzden yukaridaki paragraftaki aciklanan ile bu durum cok farklidir ve biri biri ile mukayese edilmez.

Bu yazilanlar algilanirsa ve yazilanlar ile ilgili gorus belirtilirse devam ederim.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst