-

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Ahlak Felsefesi (Etik) kategorisinde Tahir Yasin PALA tarafından oluşturulan - başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 974 kez görüntülenmiş, 3 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Ahlak Felsefesi (Etik)
Konu Başlığı -
Konbuyu başlatan Tahir Yasin PALA
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Kara Kalem

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
okuması çok yorucu.. bu kadar ağdalı dil zorunluluk olmasa gerek kardeş..
 

berhava

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
29 Ağu 2019
Mesajlar
8
Tepkime puanı
2
Puanları
3
Konum
Türkiye
Tebrik ederim başlangıç için başarılı cümleler. Her ne kadar anlam kopukluğu ve daha uzun cümleler kurarken yapmış olduğun anlam kaymaları olsa da edebi olarak emek vermiş zahmet etmiş olduğun için seni kutlarım. Tabi yazmış olduğun ikinci mesajda kibir seviyeni ilan etmişsin. Ama yinede ilk yazın için sıradan ve basit bir düşünce için bile ebedi konuşmanı ve edebi dili gündeme getirmeni taktir ettim.
 

Kara Kalem

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Haz 2011
Mesajlar
90
Tepkime puanı
17
Puanları
8
Teori soyuttur, yazıya dökülmesi babında soyutlamadan kaynaklı anlaşılabilmesi zor metinler ortaya çıkabiliyor. Bununla beraber kişinin fil dişi kulelerinden, kişisel entellektüel kurgusu içerisinde toplumdan soyutlanarak yazması; ele aldığı konu ne olursa olsun yanlızlaşmasının da nedeni olmamalıdır. Biçime, kelimelerin kullanışına dair iki zıt sapma mevcut; birincisi konuyu açan arkadaşta olduğumuz gibi halktan, toplumdan kopuşa neden olan aşırı öznelci, kelimelere yüklenen anlamların genel kullanımlarının dışında olan bir sapma diğeriyse amiyane tabirle halk dalkavukluğu.

Bizi bulunduğumuz seviyeye getiren, düşünen, sorgulayan, dönüştüren insanlığın ortak birikimidir. Bizi besleyen, ilgi duyduğumuz alanlarda ortalama algıdan farklı, derinlikli, analitik düşünebiliyor, yazabiliyorsak bu aynı konulara ilgi duyan geçmiş kuşakların çabaları sayesindedir. Bir metni gelecek kuşaklara taşıyabilecek, insanlığın gelişimine katkı bulunabilmesi ele aldığımız konudan bağımsız nesnel gerçeklikle uyumlu olması, somut olgulara dayanması gerekir.

İnsanlığın temel toplumsal sorunların kaynağı yaşadığımız sistem olduğunu düşünenlerdenim. Yeryüzünün en zengin 55 kişisi tüm yeraltı ve yer üstü kaynaklarının yarısından fazlasına sahiptir. Egemenler için din kitleleri yeryüzünde isyan etmemesi, dünyasal ilişkilere biat, bu dünyanın sınav alanı olduğu, ahiretin gerçek sonsuz bir yaşama sahip olacağının diktesi vardır. İster feodalizmdeki gerekse kapitalizmin din empozesi bu minvaldedir. Egemenler için din sömürünün meşrulaştırma aracından ibarettir. Sistemle bütünleşmiş din 'alimlerinin' adaletsiz paylaşıma, önlenebilir hastalıklardan ölümlere, ekolojik yıkım gibi insanlığın temel sorunlarına dikkat çekmek yerine suya sabuna dokunmamaları bu yüzdendir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst