- Konbuyu başlatan
- #1
".... olarak görme"
Winngestein göre görmenin 2 muhtelifi vardır :
1-) fiili görme
Bu görme türü hepimizin aşina olduğu tümüyle Algısal olan görme türü .
Örnek olarak "bir kuş görüyorum " , " kırmızı bir araba görüyorum " gibi cümleler bu görme türünü örnek .
2-)"..... olarak görme "
Bu görme türü ise yukarıdaki gibi Algısal bir muhteva içeriyor ancak yarı Algısal . Onu ilk türünden ayıran en önemli özellik ise yarı düşünsel olması .
Peki bir görme olayı nasıl düşünsel olabilir ?
Aradaki farkı anlamak için şu iki cümleyi karsilastiralim .
A-)" mavi bir kuş görüyorum "
B-) "yeşil ışık yandığını görmesine rağmen geçmiyor "
Winngestein a göre ".... olarak görme " nin fiili görmeden ayıran 2 önemli faktör vardır
A-)toplumsal olması
B-)iradevi olması
İmdi daha yakından bakalım 2. cumleye .
Mezkur cümlede geçen yesil ışık görme olayı cidden sadece Algısal mi ?
Öncelikle şunu söylemi liyi ki bu yeşil ışık üzerinden anlaşma olayı tümüyle toplumsal . Sözgelimi mor ışık da geç anlamı verebilirdi ancak toplumun yeşil ışık seçmesi yeşil ışığa geç anlamı veriyor . Kısaca bunun toplumsal olduğu kabul edebiliriz .
Peki iradevi mıdır ? Bunada olumlu yanıt verebiliriz ilk cümleye geri dönelim . Siz mavi bir kuş görürken kendi iradeniz ile kırmızı bir kuş görebilir misiniz ? Tabiki hayır ve yahut ben size şunu kırmızı gör gibi bir söylem söylemem mantıksız olucaktir .
Ama ikinci cümledeki yeşil ışığı geç olarak görmeniz öylemi ? Tabiki değil size şunu söyleyebilirim :"farz et ki kırmızı ışık geç yeşil ışık dur diyor olsun " kısaca siz kendi iradeniz ile yeşili geç veye dur olarak görebilirsiniz .
O zmaan winngesteini takip edersek yeşil ışığı görme olayı hem toplumsal uzlaşmasdan çıkmış hemde iradevi olmasi ile bir "..... olarak görme" olayı .
Artık onun saf Algısal olmadığı aşikar . Çünkü onu birde düşünsel yapan yönü var .
Peki dini inançlarda bir" ..... olarak görme " olayı olabilir mi ? Mesela mucizeleri ele alalım .
Denizin ayrılması , ayın bölünmesi gibi olaylar .
Ateist kimse için toplumsal (yani ateist topluluk için ) olarak saçma ve absürt . Aynı şekilde teist için ise tanrının bir fiili ve hikmeti .
O halde dini inanc "... olarak görme " olma yolunda ilk maddeyi karşılıyor .
Peki ikincisini iradevi mi ?
İnanc değiştirenlerin olduğu ve bizimde bu tip şeylere inanıp inanmamayi kesevilecegimizi düşünürsek buna da olumlu cevap vermek zor görünmüyor .
O halde ikinci maddeyi de karşılıyor .
Belkide Kuran gibi kutsal kitapların inanmayanlari körlük ,sağırlık ve yahut bazı hayvanlar (nitekim hayvanlar sadece fiili Algısal görme yapabilir ,".... olarak görme yok onlarda ")olarak nitelendirmesinin sebebi inanmayanların fiili oalrak görmediklerini ima etmek değildir . Belkide derin bir felsefe ile onlarin ".... olarak görmediği " ima ediyordur .
Siz ne düşünüyorsunuz ? Dini İnanç bir "... oalrak görme olayı mi ?
Ve ya Kuran gibi kutsal kitaplar buna mı vurgu yapıyor ?
Not :yazılar daki görüşler bana ait degil ben recep alpyagil in kitabından onun görüşlerini sadelestiirip size sundum . Üslup bana ait yani .
Winngestein göre görmenin 2 muhtelifi vardır :
1-) fiili görme
Bu görme türü hepimizin aşina olduğu tümüyle Algısal olan görme türü .
Örnek olarak "bir kuş görüyorum " , " kırmızı bir araba görüyorum " gibi cümleler bu görme türünü örnek .
2-)"..... olarak görme "
Bu görme türü ise yukarıdaki gibi Algısal bir muhteva içeriyor ancak yarı Algısal . Onu ilk türünden ayıran en önemli özellik ise yarı düşünsel olması .
Peki bir görme olayı nasıl düşünsel olabilir ?
Aradaki farkı anlamak için şu iki cümleyi karsilastiralim .
A-)" mavi bir kuş görüyorum "
B-) "yeşil ışık yandığını görmesine rağmen geçmiyor "
Winngestein a göre ".... olarak görme " nin fiili görmeden ayıran 2 önemli faktör vardır
A-)toplumsal olması
B-)iradevi olması
İmdi daha yakından bakalım 2. cumleye .
Mezkur cümlede geçen yesil ışık görme olayı cidden sadece Algısal mi ?
Öncelikle şunu söylemi liyi ki bu yeşil ışık üzerinden anlaşma olayı tümüyle toplumsal . Sözgelimi mor ışık da geç anlamı verebilirdi ancak toplumun yeşil ışık seçmesi yeşil ışığa geç anlamı veriyor . Kısaca bunun toplumsal olduğu kabul edebiliriz .
Peki iradevi mıdır ? Bunada olumlu yanıt verebiliriz ilk cümleye geri dönelim . Siz mavi bir kuş görürken kendi iradeniz ile kırmızı bir kuş görebilir misiniz ? Tabiki hayır ve yahut ben size şunu kırmızı gör gibi bir söylem söylemem mantıksız olucaktir .
Ama ikinci cümledeki yeşil ışığı geç olarak görmeniz öylemi ? Tabiki değil size şunu söyleyebilirim :"farz et ki kırmızı ışık geç yeşil ışık dur diyor olsun " kısaca siz kendi iradeniz ile yeşili geç veye dur olarak görebilirsiniz .
O zmaan winngesteini takip edersek yeşil ışığı görme olayı hem toplumsal uzlaşmasdan çıkmış hemde iradevi olmasi ile bir "..... olarak görme" olayı .
Artık onun saf Algısal olmadığı aşikar . Çünkü onu birde düşünsel yapan yönü var .
Peki dini inançlarda bir" ..... olarak görme " olayı olabilir mi ? Mesela mucizeleri ele alalım .
Denizin ayrılması , ayın bölünmesi gibi olaylar .
Ateist kimse için toplumsal (yani ateist topluluk için ) olarak saçma ve absürt . Aynı şekilde teist için ise tanrının bir fiili ve hikmeti .
O halde dini inanc "... olarak görme " olma yolunda ilk maddeyi karşılıyor .
Peki ikincisini iradevi mi ?
İnanc değiştirenlerin olduğu ve bizimde bu tip şeylere inanıp inanmamayi kesevilecegimizi düşünürsek buna da olumlu cevap vermek zor görünmüyor .
O halde ikinci maddeyi de karşılıyor .
Belkide Kuran gibi kutsal kitapların inanmayanlari körlük ,sağırlık ve yahut bazı hayvanlar (nitekim hayvanlar sadece fiili Algısal görme yapabilir ,".... olarak görme yok onlarda ")olarak nitelendirmesinin sebebi inanmayanların fiili oalrak görmediklerini ima etmek değildir . Belkide derin bir felsefe ile onlarin ".... olarak görmediği " ima ediyordur .
Siz ne düşünüyorsunuz ? Dini İnanç bir "... oalrak görme olayı mi ?
Ve ya Kuran gibi kutsal kitaplar buna mı vurgu yapıyor ?
Not :yazılar daki görüşler bana ait degil ben recep alpyagil in kitabından onun görüşlerini sadelestiirip size sundum . Üslup bana ait yani .