Dincilik nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Nusret tarafından oluşturulan Dincilik nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,015 kez görüntülenmiş, 44 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Dincilik nedir?
Konbuyu başlatan Nusret
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan self_evident

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
dinci, dinini kabul ettirmeye; dindar ise dinini yaşamaya, uygulamaya çalışır.

Sorunda buradan başlıyor dindar da dinini kabul ettirmeye çalışır ama bunu zor kullanarak veya kurnazlıkla değil dininin özünü doğru yaşayarak güzel ahlakı ile sevdirerek ve hoş görülü olarak hak olanı anlatır karşısındaki kabul eder etmez o vazifesini yapmıştır kabul etmedi diye kimseyi hor görmez,dışlamaz ''yine gel der''.Ama bundan şahsi dünyevi bir menfaat beklemez.Pratikte bunu uygulayan kişiler içinde dinci deniyor.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
Sorunda buradan başlıyor dindar da dinini kabul ettirmeye çalışır ama bunu zor kullanarak veya kurnazlıkla değil dininin özünü doğru yaşayarak güzel ahlakı ile sevdirerek ve hoş görülü olarak hak olanı anlatır karşısındaki kabul eder etmez o vazifesini yapmıştır kabul etmedi diye kimseyi hor görmez,dışlamaz ''yine gel der''.Ama bundan şahsi dünyevi bir menfaat beklemez.Pratikte bunu uygulayan kişiler içinde dinci deniyor.

dindar ve dinci kavramlarının birini diğerinden ayırt etmek ve tüm diğer kavramlarda olduğu gibi doğru (ve yerinde ) kullanmak, önemlidir... dindar olanların ayırt edici özelliklerinden biri içtenlikleri ve dini değerleri üzerinden çıkar sağlamak şöyle dursun, tam tersine verici olmalarıdır... ancak, hiç kimse müslüman bir görüntü çiziyor, islami bir söylemi dillendiriyor diye, kendisine bir çeşit dokunulmazlık istememeli ve kendisini eleştiriden muaf saymamalıdır... resmi rakamlara göre, almanya'da çalışan türk ailelerin üçte birinin milyonlarca avro parasını, camilerde cuma namazlarından sonra, üstelik imamları da ortak ederek, ''faiz haramdır, bankaya para yatıran, parasına faiz bulaştıran külliyen cehennemliktir, ama biz müslümanız, sizlere kar payı vereceğiz...'' diyerek, dolandıran, kombassan, yimpaş...vb. islami holdinglerin kurucularına ve yönetim kurulu üyelerine ve onlara göz yuman hatta destek olan yetkililere ne demeliyiz... dindar mı / dinci mi... deniz feneri kepazeliğinin aktörleri, topladıkları paraları, insanların temiz duygularını, dini inançlarını sömürerek toplamadılar mı... şimdi bunlar dindar mıdır/ dinci mi... bu toplum, çaldıkları kamu parasıyla, defalarca vip olanaklarıyla umreye giden ve daha sonra yolsuzluk parasıyla kabe manzaralı rezidans daireleri satın alanları görmedi mi... tanıdığım birinin uyarılmasına rağmen, daha önce 10- 12 kere hacca gitmiş ve artık bu işlerin organizasyonunu yapmaya başlamış bir hacıya 2000 dolar rüşvet vererek, hacca gittiğini ve gelir gelmez dükkanının tabelasını değiştirerek, hacı filanca ve oğulları yazdırdığını biliyorum... burada rüşveti alan da hacı, veren de hacı... yine benzer şekilde, çoğumuzun çevresinde, ömründe bir tavuk bile kesmediği halde, kasap olduğunu beyan ederek ve kasaplar derneğinden aldığı uyduruk bir üye belgesiyle (sözde hacdaki müslümanların kurbanlarını kesmek üzere, kontenjandan), hacca gittiğini duyduğumuz insanlar vardır... eğer, samimi dindar ile dinciyi ayırt etmezsek, sığ bir yaklaşımla güya korumaya çalıştığımız dini değerlere zarar vermiş olmaz mıyız....
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
dincilik tabiri dindar kesimi hedef almaz aksine dindar kesimi aklar dinine bağlı yaşayan gerekli yerine getiren kimseye lafı sözü yoktur sadece dini alet olarak gösteriş olarak kullananlara yönelik bir söylemdir.

Yalniz burada "aklama" yerine; "itham ve suclama" daha on plandadir. Yani bir didarin tam istendigi ve emredildigi gibi dinini uygulamadigi uyarisi vardir.

Burada isin acisi, dindisi ve dinsiz olanlarda ayni yolu izlerler. Yani empati yerine bilinclendirme yerine, dindari yeteri kadar dini uygulamamak ile suclarlar.

Toplumumuzdaki bu gozlem; aslinda birey bilinci olmayisinin ve biz/otekikutuplasmasini getiren toplumsal kisiligin bir tezahurudur.

Bu acidan dindar iki ates arasinda kalir ve korku felsefesi ve suru psikolojisi temelinde sessizligini korur ve gozlem olarak ta ayni yontemi uygulayan ve pozitif olana kayar, yani dinciye.

Bu durum zaten dincinin isine gelir. Cunku dinsiz kendi kuyusunu kendi kazmakta, kendini kendi eliyle yalniz ve desteksiz birakmaktadir.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
dinci, dinini kabul ettirmeye; dindar ise dinini yaşamaya, uygulamaya çalışır.

evet... dindar için önemli olan, dininin gereğini yaşamak olabilir, ama aynı zamanda dininin tanıtımını yaparak, başka insanları da kendi dinine çekmeye çalışabilir ve bu durum normaldir, yani dindarlığın sınırları içinde kalabilir.... burada dinciyi ayırt eden şey, dinin değerlerini, aslında dünyevi bir çıkarını gerçekleştirmek için ( yani sırf sevaptır filan diye değil), hayatın bütün alanlarına yaymaya çalışmasıdır...
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
@birazdahaderinmavi Onda hem fikiriz lakin öyle olmayanlara da evirip çevirip aynı kefeye koyuyorlar ona karşıyım.Şöyle izah edeyim bu sözleri diline dolayanlar kendi çıkarlarına ters düştüğü veya islam'a karşı olanlar karşısındaki dindarı aşağılamak,itibarsızlaştırmak için veyahutta ona muhalefet olmaktan rant elde edeceğini anladığı anda ama bunu yaparken de ne şiş yansın ne kebap mantığıyla hareket edip sn. self-evident 'in dediği gibi ''dindarlara sövgünün rafine versiyonu''şeklinde kullanılmasına karşıyım.Şöyle izah etsem kendimi daha iyi ifade edebilirim ülkemizde ''dinci''kelimesi artık dindarı aşağılamak için de kullanılır hale geldi.Esasında ben kelimeye değil maksadından farklı art niyet ile kullanana karşıyım.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
@birazdahaderinmavi Onda hem fikiriz lakin öyle olmayanlara da evirip çevirip aynı kefeye koyuyorlar ona karşıyım.Şöyle izah edeyim bu sözleri diline dolayanlar kendi çıkarlarına ters düştüğü veya islam'a karşı olanlar karşısındaki dindarı aşağılamak,itibarsızlaştırmak için veyahutta ona muhalefet olmaktan rant elde edeceğini anladığı anda ama bunu yaparken de ne şiş yansın ne kebap mantığıyla hareket edip sn. self-evident 'in dediği gibi ''dindarlara sövgünün rafine versiyonu''şeklinde kullanılmasına karşıyım.Şöyle izah etsem kendimi daha iyi ifade edebilirim ülkemizde ''dinci''kelimesi artık dindarı aşağılamak için de kullanılır hale geldi.Esasında ben kelimeye değil maksadından farklı art niyet ile kullanana karşıyım.

evet... yalnız burada söz konusu ettiğimiz, dindar ve dinci kavramları değil , neredeyse ülkemizde ve özellikle son yıllarda bütün kavramların içi boşaltılıp, anlamları aşındırılmaya çalışılıyor... ve bazen kavramlar,neredeyse tam tersi anlamlarda kullanılıyor... adam 'barış için' diye yola çıkıyor, ama eylemleri aslında kanlı bir savaş ortaya koyuyor... 'yargı bağımsızlığı için paket hazırlıyorum' diyor; ama aslında yargıyı kendine bağlamaya çalışıyor... bir başkası, 'ortadoğuya özgürlük ve demokrasi getireceğim' diyor; ama aslında kan ve göz yaşı getiriyor....vb. işte o nedenle kavramların anlamlarını korumak, önemlidir..... ve dolayısıyla, samimi dindarları, dincilerden, din tüccarlarından ayırt etmek önemlidir....
 

cilek_yesili

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
9 Tem 2012
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Sorunda buradan başlıyor dindar da dinini kabul ettirmeye çalışır ama bunu zor kullanarak veya kurnazlıkla değil dininin özünü doğru yaşayarak güzel ahlakı ile sevdirerek ve hoş görülü olarak hak olanı anlatır karşısındaki kabul eder etmez o vazifesini yapmıştır kabul etmedi diye kimseyi hor görmez,dışlamaz ''yine gel der''.Ama bundan şahsi dünyevi bir menfaat beklemez.Pratikte bunu uygulayan kişiler içinde dinci deniyor.

dini sevdirmeye çalışmak dersek dindarlar için daha doğru olur kabul ettirmek bir baskı içerir ve bu toplum mahalle siyasi baskı ile yapanlara dinci diyoruz.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Dinde zorlama yoktur,zorlamayla kendi inancını kabul ettirmeye çalışan dinci değil zorbadır aslında dayatmaya çalıştığı şeyin ne olduğunun bile farkında değildir.Bu dayatmayı inandıkları dinin peygamberleri bile yapmamıştır.Kimse insanların kalplerine hükmedemez.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Dinde zorlama yoktur

Bakınız:


din%2Bde%2Bzorlama%2Bolmaz%2Bdin%2Bdersi%2Bkarikat%25C3%25BCr.jpg
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Bu zorunlu din dersini koyanların sorunu.Bence seçmeli olmalı ve herkes kendi dini değerlerini daha serbest öğrenebilmeli.Şu andaki müfredatta ne öğretildiğini bilmiyorum.Bildiğim ''Din kültürü ve ahlak dersi''adında bir dersin verildiği.Ben böyle bir dersin içeriğinde dünya üzerinde belli başlı ne kadar din varsa,nasıl çıktıkları hakkında ve bu dinlerin öğretileri nedir nasıl yayılmıştır gibi,hatta Ateist'liğin bile öğretilmesi taraftarıyım ki genç beyinlerde yalan yanlış kulaktan dolma bilgilerin oluşmaması için.Yukarıda neyi ima ettiğinizi anlamış değilim.Benim görüşüm budur.Bence de evrensel olan budur.
 

self_evident

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Haz 2012
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
dincilik tabiri dindar kesimi hedef almaz aksine dindar kesimi aklar dinine bağlı yaşayan gerekli yerine getiren kimseye lafı sözü yoktur sadece dini alet olarak gösteriş olarak kullananlara yönelik bir söylemdir.

Söylediğiniz davranışları da parantezine alan bir kavram dinde mevcut: Münafıklık.

İçi dışı bir olmama, inanmadığını söyleme yapma hali.

Maksat, gerçekte dindarların en büyük muhalifi oldukları bu tipleri eleştirmek, teşhis ve teşhir etmek ise doğru kavram münafıklık olmalı.

Ayrıca "dini alet, gösteriş olarak kullanma" da takdir edersiniz ki göreceli bir konu.

Türkiye'de yıllarca(hala da var böyle insanlar) başını örten insanların bunu nenelerinin tarzı ile gerçekleştirmemelerinden hareketle "dini gösteriş, siyasi çıkara alet" çıkaranlar oldu.

Neresinden baksanız çok su götürür bir yafta bu "dinci" yaftası.
 

cilek_yesili

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
9 Tem 2012
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Bu zorunlu din dersini koyanların sorunu.Bence seçmeli olmalı ve herkes kendi dini değerlerini daha serbest öğrenebilmeli.Şu andaki müfredatta ne öğretildiğini bilmiyorum.Bildiğim ''Din kültürü ve ahlak dersi''adında bir dersin verildiği.Ben böyle bir dersin içeriğinde dünya üzerinde belli başlı ne kadar din varsa,nasıl çıktıkları hakkında ve bu dinlerin öğretileri nedir nasıl yayılmıştır gibi,hatta Ateist'liğin bile öğretilmesi taraftarıyım ki genç beyinlerde yalan yanlış kulaktan dolma bilgilerin oluşmaması için.Yukarıda neyi ima ettiğinizi anlamış değilim.Benim görüşüm budur.Bence de evrensel olan budur.

Ahlak bilgisi yönü nedense müfredata az alınan İslamiyet baskılı bir ders dediğiniz gibi bu ders başlardaki amacını kaybetmiş bir derstir.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
[video=youtube;K3eym3KCpRQ]http://www.youtube.com/watch?v=K3eym3KCpRQ&feature=player_detailpage[/video]
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Dinden menfaati olmayan dindar yoktur. İnsanın dünyadaki bütün eylemleri son tahlilde menfaat odaklıdır. Ama peşin peşin elde edilen, ama gelecekte elde edileceği umulan, farketmez. İnsan, istisna olarak sonucunda menfaat elde edileceği umulmayan eylemlerin faili olur.

"Dinci" tanımlaması kötü bir denemedir. Alıcısı hala var ama bana sorarsanız tedavülden kalkması da yakındır.

Din öncelikle içselleştirilmelidir. işte bu yapılamazsa tüccar mantığı ile menfaatten bahsedilebilir. karşınızda bir Tanrı olduğunu ve Tanrının sözlerine teslim olduğunuzu unutmayınız. işte bu unutulmazsa ve anlaşılabilirse Tanrı ile menfaat iilişkisine girilemeyeceği çok net anlaşılır. kalbinizi bilen biri ile nasıl bir menfaat ilişkisinden bahsediyorsunuz? Tanrının şu sözünü dinlersen 10 puan şu sözünü dinlemedim - 5 puan! iyilik yap Cenneti kap ! kusura bakmayın ama bunlar Kutsal kitap sözlerini Tanrının sözü değilde bir insanın sözü /eseri gibi okuyanların /algılayanların hesabı. ateistler tabiki öyle anlayacak onların konumu gereği bu normal diyebiliriz. DİN ATEİSTLER İÇİN ARAÇTIR, İNANANLAR İÇİN DEĞİL. Kalplerini Tanrıya teslim edenler için din bir düşünüş,yaşayış, varoluştur.
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Din öncelikle içselleştirilmelidir. işte bu yapılamazsa tüccar mantığı ile menfaatten bahsedilebilir. karşınızda bir Tanrı olduğunu ve Tanrının sözlerine teslim olduğunuzu unutmayınız. işte bu unutulmazsa ve anlaşılabilirse Tanrı ile menfaat iilişkisine girilemeyeceği çok net anlaşılır. kalbinizi bilen biri ile nasıl bir menfaat ilişkisinden bahsediyorsunuz? Tanrının şu sözünü dinlersen 10 puan şu sözünü dinlemedim - 5 puan! iyilik yap Cenneti kap ! kusura bakmayın ama bunlar Kutsal kitap sözlerini Tanrının sözü değilde bir insanın sözü /eseri gibi okuyanların /algılayanların hesabı. ateistler tabiki öyle anlayacak onların konumu gereği bu normal diyebiliriz. DİN ATEİSTLER İÇİN ARAÇTIR, İNANANLAR İÇİN DEĞİL. Kalplerini Tanrıya teslim edenler için din bir düşünüş,yaşayış, varoluştur.

Çok doğru aslında korku ve menfaat ihanet ve sahtekarlığı getiriyor sevgi ise sadakati.Gönülden inanan cehennemden korkuyor elbet ama yaratanı sevdiğinden onu kaybetmek istemediği için korkuyor cenneti seviyoruz ama o verdiği için onun sevgisinin bir parçası olduğu için seviyor istiyor buna menfaat diyebilir miyiz ki?.Bunun böyle olduğunun farkına varamadığımız için mi bunca sahtekarlık,şiddet,korku var?Kuranda ki ruhu kaybedip sadece ezberlenecek ve uyulacak bir maddeler yığını olarak mı görmeye başladık ?Böyle olduğuna inanıyor isek ilahi yasanın herhangi bir dünyevi yasadan bir farkı olmazsa gerek ondada suça ceza var ötekinde de ona da uymak kişinin menfaatine ötekine de.
 

rainbow64

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
331
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
35
dini kul ile yaratan arasına girmek olarak yorumlamaktır bence dincilik. zaten dini inancı kendisine göre tam olan biri dini muhabbet konusu etmez. sadece yaşadıklarıyla örnek olur.
 

Nusret

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Tem 2012
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Hepinizin değerli yorumları için tekrar teşekkürler, bu ülkede mesajlarda bahsedildiği gibi din tüccarlığı yapılmakta deniz feneri olsun, rüşvetçi hacılar olsun.. Ben bir otobüse bindiğimde ,lkenin en batısında olmama rağmen türbanlı insanlar görmekteyim. (Lütfen yanlış anlamayın onları yargılamıyor ve hor görmüyorum ) sadece şunu anlamak istiyorum bunlardan kaçı gerçekten dindar aslında dindarım diye geçinen kesim içten dinci mi? Öncelikle türban konusunda cevap bulmam gereken konu bu ülkede türban gerçekten din amacıyla mı bağlanıyor yoksa dini propaganda mı.. İnsanlar neden dindarlıklarını göstermek için sembol arıyorlar ki? Herkesin dini kendine değil mi? Bulunan türban sembolü de bir çeşit toplum baskısı ardından sürü psikolojisiyle misyonerlik yapmak değil midir? Buda bütün türbanlıları misyoner yani din tüccarı yani dinci yapmaz mı????
 

self_evident

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Haz 2012
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Din öncelikle içselleştirilmelidir. işte bu yapılamazsa tüccar mantığı ile menfaatten bahsedilebilir. karşınızda bir Tanrı olduğunu ve Tanrının sözlerine teslim olduğunuzu unutmayınız. işte bu unutulmazsa ve anlaşılabilirse Tanrı ile menfaat iilişkisine girilemeyeceği çok net anlaşılır. kalbinizi bilen biri ile nasıl bir menfaat ilişkisinden bahsediyorsunuz? Tanrının şu sözünü dinlersen 10 puan şu sözünü dinlemedim - 5 puan! iyilik yap Cenneti kap ! kusura bakmayın ama bunlar Kutsal kitap sözlerini Tanrının sözü değilde bir insanın sözü /eseri gibi okuyanların /algılayanların hesabı. ateistler tabiki öyle anlayacak onların konumu gereği bu normal diyebiliriz. DİN ATEİSTLER İÇİN ARAÇTIR, İNANANLAR İÇİN DEĞİL. Kalplerini Tanrıya teslim edenler için din bir düşünüş,yaşayış, varoluştur.

Belki piramit metaforunu kullanarak konuya girmem gerekir. İnsanlık ailesini bir piramide benzetirsek, bu piramitte alttan yukarıya yükseldikçe niceliksel bir azalma yaşanır, ancak niteliksel bir zenginleşme de söz konusudur.

"Bana seni gerek seni" piramidin tepe noktalarında duyabileceğiniz bir ses, sesleniştir. İdeal olandır, sözde lafta herkes ona taliptir ama insanlık gerçeği şudur ki bunu diyebilenler daime nicelik olarak azınlıktadır.

Buna rağmen bu azınlık gurupta yer alanlar dahi bir menfaat elde etmiştir: Yaratıcının rızası.

Bunu inkar etmek çok anlamsız. Bu adi bir çıkarcılık değil, maddi bir haz ya da menfaat ile de kıyas edilemez ancak yine de bir menfaattir. Amaçlananın elde edilmesidir.

İnsan boyutu açısından sevdiğiniz(karşı cins olabilir, değer verdiğiniz birisi olabilir) kişinin hoşnutluğunu elde ettiğinizde yaşadığınız tatmini, hiç huzuru düşünün. Bunun bir menfaat olmadığını iddia edebilir misiniz?

İnanan için yaradanın rızasının elde edilmeye çalışılması dahi bir huzur ve tatmine vesiledir. Elde edilmesinin ise ne büyük nimet olduğu İslam özelinde bizzat yaratıcı tarafından zaten ilan edilmiştir.

İnsanın ontolojik gerçekliğini inkar ederek bu konuda bir sonuca varamayız.

İnsanı zihni, sizin farkında olmadan reddettiğiniz gerçek üzere çalışıyor. İnsan çelişkilerden, zıtlardan hareketle bir şeyleri anlıyor, tanıyor, iyi ya da kötü biliyor.

"İyilik yap cenneti kap" basitliğinde olayı ele almak çok yanlış. Kötülüğün olmadığı yerde iyiliği tanımlamanız mümkün değildir. İyi ile kötüye farklı bir yaptırım uygulamadan da bunların birini anlamlı diğerini anlamsız ya da birisini doğru diğerini yanlış kabul edebilmeniz söz konusu olmaz. İnsan zihni böyle çalışıyor. Dolayısıyla ceza-mükafat ilişkisinin varlığı dahi bu insani gerçeklikle ilgili.

Doğru yanlış kabullerinizi zıtları olamdan idrak edip edemeyeceğiniz üzerine biraz düşünün isterim.

Menfaat, çıkar olmadan karşılıksız sevme, verme, yapıp eyleme(benim inancım) ancak yaradana mahsustur.

Menfaat gözetmeksizin insanın bir eylemde bulunabileceğini iddia etmek bana göre çok afaki bir söz.

Bunu söyleyenlerin böyle bir eylem için örnek göstermelerini rica etsem bana nasıl bir örnek verebilirler?

Kısacası dindarın inancından menfaat(burayı maddi çıkar olarak dolduramayacağınızı söylememe gerek yok) elde etmesinin ayıplanacak hiçbir tarafı yoktur.

Hepinizin değerli yorumları için tekrar teşekkürler, bu ülkede mesajlarda bahsedildiği gibi din tüccarlığı yapılmakta deniz feneri olsun, rüşvetçi hacılar olsun.. Ben bir otobüse bindiğimde ,lkenin en batısında olmama rağmen türbanlı insanlar görmekteyim. (Lütfen yanlış anlamayın onları yargılamıyor ve hor görmüyorum ) sadece şunu anlamak istiyorum bunlardan kaçı gerçekten dindar aslında dindarım diye geçinen kesim içten dinci mi? Öncelikle türban konusunda cevap bulmam gereken konu bu ülkede türban gerçekten din amacıyla mı bağlanıyor yoksa dini propaganda mı.. İnsanlar neden dindarlıklarını göstermek için sembol arıyorlar ki? Herkesin dini kendine değil mi? Bulunan türban sembolü de bir çeşit toplum baskısı ardından sürü psikolojisiyle misyonerlik yapmak değil midir? Buda bütün türbanlıları misyoner yani din tüccarı yani dinci yapmaz mı????

Bu nasıl bir akıl yürütme?

Bu nasıl bir zihniyet?

İşte bu sebeple "dinci" tanımlamasının rafine bir sövgü olduğunu ifade ediyorum.

Ülkenin batısında çok sayıda türbanlı görüyormuş?

Alt metin: Ülkenin batısında bu kadar türbanlı olamaz, dolayısıyla bunlar sahtekar!

Bu alt metinde ülkenin batısıyla türbanlu insan sayısı arasında neden bir ters orantı olması gerektiği ile ilgili hiçbir bilgi yok.

"Türban gerçekten din için mi takılıyor?"

Hayır, din için takılmıyor, uluslararası rafting federasyonunun yayınladığı genelge sebebiyle takılıyor!

"Herkesin dini kendine değil mi?"

Alt metin: İslami görünürlülüğünle karşıma çıkma, uyuz oluyorum.

Bu alt metinde, bu düşünce sahibinin böyle bir şeyi hangi hakla talep ettiğine dair, bu talebin meşruiyetine dair hiçbir şey yok. Zaten böyle bir meşruiyet de yok.

"Bulunan türban sembolü"

Alt metin: Ben 40-50 sene önce babam, dedem nasıl giyindi ise bugün öyle giyinmiyorum ama bugünün tesettürlü hanımları 40-50 sene önce anneleri, neneleri nasıl giyiyorsa öyle giyinmedikçe samimi olduklarına beni inandıramazlar.

Bu alt metinde, tesettürlü hanımların bu düşünce yapısındaki insanları samimiyetlerine neden inandırmak zorunda olduklarına dair hiçbir şey yok. Böyle bir mecburiyet de zaten yok.

"sürü psikolojisiyle misyonerlik yapmak değil midir? Buda bütün türbanlıları misyoner yani din tüccarı yani dinci yapmaz mı????"

Tekrar edeyim, bu nasıl bir akıl yürütme, bu nasıl bir zihniyet?

Dinci tanımlaması rafine sövgüdür, hakarettir.
 

yamak

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Tesettürsüze kafir ,tesettürlüye yobaz bu ikisinin sonu gelmez.Bu ikisi var olduktan sonra bunlardan çıkar sağlayanlara bu ülkede daha çok ekmek var.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
İnsan boyutu açısından sevdiğiniz(karşı cins olabilir, değer verdiğiniz birisi olabilir) kişinin hoşnutluğunu elde ettiğinizde yaşadığınız tatmini, hiç huzuru düşünün. Bunun bir menfaat olmadığını iddia edebilir misiniz?

Karşınızda bir Tanrı olduğunu unutuyorsunuz işte. diyelim ki ben sizin tüm kalbinizi biliyorum, bu şartlarda sizin beni aldatmanız mümkün olabilir mi? cevap net değil mi? İMKANSIZ. o zaman aşık oldugunuz kişiye kalbinizi olduğu gibi açın bakalım burda söylediğiniz gibi..arada aşk ilişki falan kalacak mı görelim.

Yaradanın rızasını kazanmayı menfaat olarak değerlendirirseniz onun bizi yaratmasınıda onun lehine menfaat olarak değerlendirmek durumunda kalırsınız. nasıl anlatacağımı bilemedim ama görüşleriniz bir çok şeyi birbirine karıştırmış durumda. kesinlikle katılmıyorum

Doğru yanlış kabullerinizi zıtları olamdan idrak edip edemeyeceğiniz üzerine biraz düşünün isterim.
Konumuzla ne ilgisi var anlamadım.

Menfaat gözetmeksizin insanın bir eylemde bulunabileceğini iddia etmek bana göre çok afaki bir söz.

Bunu söyleyenlerin böyle bir eylem için örnek göstermelerini rica etsem bana nasıl bir örnek verebilirle

Bir değil binlerce verebilirim. nasıl bir düşünce içindesiniz?



Hepinizin değerli yorumları için tekrar teşekkürler, bu ülkede mesajlarda bahsedildiği gibi din tüccarlığı yapılmakta deniz feneri olsun, rüşvetçi hacılar olsun.. Ben bir otobüse bindiğimde ,lkenin en batısında olmama rağmen türbanlı insanlar görmekteyim. (Lütfen yanlış anlamayın onları yargılamıyor ve hor görmüyorum ) sadece şunu anlamak istiyorum bunlardan kaçı gerçekten dindar aslında dindarım diye geçinen kesim içten dinci mi? Öncelikle türban konusunda cevap bulmam gereken konu bu ülkede türban gerçekten din amacıyla mı bağlanıyor yoksa dini propaganda mı.. İnsanlar neden dindarlıklarını göstermek için sembol arıyorlar ki? Herkesin dini kendine değil mi? Bulunan türban sembolü de bir çeşit toplum baskısı ardından sürü psikolojisiyle misyonerlik yapmak değil midir? Buda bütün türbanlıları misyoner yani din tüccarı yani dinci yapmaz mı????

Ne misyonerliği? arkadaşım başta sorundan huysuzlandığını söylemiştim. nasıl bir çerçeveden bakıyorsunuz? bu tespit ve çıkarımlarınız hayret verici durumda.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst