Dincilik nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Nusret tarafından oluşturulan Dincilik nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,029 kez görüntülenmiş, 44 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Dincilik nedir?
Konbuyu başlatan Nusret
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan self_evident
F

Fetâ

Ziyaretçi
Dincilik, dini kazanç vasıtası yapmaktır ki, dinle taban taban zıt bir kavramdır. En basitinden , bir ücret karşılığında, camilerde namaz kıldırmak ve ezan okumak dine aykırıdır.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Sayın; self evident;

Yazılarınızdan anladığım kadarıyla insani tüm eylemleri faydacılık ve hazcılık temeline indirgiyorsunuz. bu durum insan- eşya, insan-insan durumunda yer yer geçerli olabilir ama yaratan-insan konumunda asla geçerli olamaz. benim kökten karşı olduğum durum budur. Yaratan -İnsan. bu konu dinden ve felsefeden de anlaşıldığı üzere oldukça derin bir konu, sizi bilmem ama bu konu beni aşar. ama genel hatları ile şunları söylemek istiyorum; İnsanda ne varsa bu yaratan tarafından verilmiştir. evet insanda ne varsa yaratan tarafından verilmiştir. işte konu bu derinlik ve genişlikte düşünülmelidir. iyi,kötü,çirkin bunların hepsinin ve insanın yaratıcısı Tanrıdır..diğer deyişle; insan ne yapsa doğaldır .işte Tanrının sözüne ve yoluna teslimiyet bu doğallık içinde değerlendirilmelidir. bu da öyle kolay değildir hele hele sizin gibi faydacılık ve hazcılık temeline indirgemek oldukça basitçiliktir ve bu sözde karşı olduğunuz iyilik yap cenneti kap basit söylemine dolaylı yoldan destek vermektir.
 

self_evident

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Haz 2012
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Karşınızda bir Tanrı olduğunu unutuyorsunuz işte.

Hayır.

İnsanın Allah ile muhatap olduğunu unutmuyorum, size insandan bahsettiğimizi hatırlatıyorum.

Arada büyük fark var.

İnancınızı bilmiyorum, müslüman iseniz insanın acul(aceleci), zalim ve cahil olduğunu açıkça ifade eden ayetlere odaklanmanızı öneririm. Bu ayetler ilk başta bana çok ilginç ve biraz da anlaşılmaz geliyordu. Ama bugün görüyorum ki %100 anlaşılır bir gerçekliği ifade ediyor bu ayetler.

Acul, cahil ve zalim olan, noksan eksik bir varlıktan kusursuz, mükemmel ve karşılıksız sevgiyi beklemek. Yani edinimi olmayan bir eylemin faili olmasını ummak, bana göre insana büyük haksızlık, ondan yapamayacağı şeyi beklemektir.

Yaratan bunu beklemiyor, insan kendisinden bunun beklendiğini nasıl nereden çıkarıyor acaba?

diyelim ki ben sizin tüm kalbinizi biliyorum, bu şartlarda sizin beni aldatmanız mümkün olabilir mi? cevap net değil mi? İMKANSIZ.

İnsanın Allah'ı aldattığını iddia etmiyorum ki, söylediğim şey Allah'ın sizin sandığınız türden bir görevi insana yüklemediği.

Yaradanın rızasını kazanmayı menfaat olarak değerlendirirseniz onun bizi yaratmasınıda onun lehine menfaat olarak değerlendirmek durumunda kalırsınız.

Ontolojik olarak aynı kategoride iki varlıktan söz etmediğimiz(kaçırdığınız nokta burası) için böyle bir karşıtlık ve benzerlik ilişkisi kuramazsınız. Allah(ya da Tanrı diyerek ifade ettiğiniz güç) bir menfaate muhtaç olma durumunda değil. Dolayısıyla eylemlerinde de menfaat odaklılık söz konusu olamaz.

Ancak insan, menfaate muhtaç bir varlıktır ve bütün eylemleri bir menfaat ilişkisiyle anlamlı ya da anlamsızdır.

Konumuzla ne ilgisi var anlamadım.

İlgi idrak ile ilgili. Zıt/kaşıtlıklar üzerinden maddenin, olguların anlaşılması gibi ceza-mükafat ilişkisinin de anlamlılık/anlamsızlık, iyi/kötü algısı ile ilişkisi var. Bunlar insan idraki açısından zorunlu ilişkiler.

Karşıtlık ve ceza-mükafat ilişkisi ortada ise eylemlerde menfaatsizlik aramakta boşunadır.

Bir değil binlerce verebilirim.

Binlerceye gerek yok, 1 örnek yeterli.

Sayın; *self evident;




Yazılarınızdan anladığım kadarıyla insani tüm eylemleri faydacılık ve hazcılık temeline indirgiyorsunuz.

Kastettiğiniz hedonizm ise beni hiç anlamamışsınız.

sizi bilmem ama bu konu beni aşar.

Kesin yargılar paylaştığınız bir konunun sizi aşacağını ifade etmeniz ilginç olmuş.

İnsanda ne varsa bu yaratan tarafından verilmiştir. evet insanda ne varsa yaratan tarafından verilmiştir. işte konu bu derinlik ve genişlikte düşünülmelidir. iyi,kötü,çirkin bunların hepsinin ve insanın yaratıcısı Tanrıdır..diğer deyişle; insan ne yapsa doğaldır

Bu söylem ibahiliği çağrıştırıyor ve bana çok anlamsız görünüyor.

İnsana ait her eylemin "insani" olduğunu iddia etmek gibi bir şey.

Yanlış.

Bir de konu din olduğunda "bana göre"ler dinin üzerinde "bana göre" diyebilmek için açık kapılar bıraktığı alanlarda söz konusu olabilir. İnsan yaratıcı ilişkisi üzerine bir tarif yapıyorsunuz(müslüman olduğunuzu varsayarak söylüyorum) ama bu tarifi neye dayandırdığınız meçhul.

"Bana göre böyle" diyebileceğiniz bir alan değil insan yaratıcı ilişkisi. Din bunu tarif etmiş.

Siz İslam'dan bağımsız olarak bunları söylüyorsanız, ben bu durumda size sadece saygı duyar kusura bakmayın insan yaratıcı ilişkisi üzerine söylediklerinize katılmıyorum derim.

Siz, farkında olmadan insanı tanrılaştırıyorsunuz.

Tekrar ediyorum, kusurlu, eksik, muhtaç bir varlık, edinimi olmayan bir eylemin faili olamaz.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Kesin yargılar paylaştığınız bir konunun sizi aşacağını ifade etmeniz ilginç olmuş.

Benin söylemlerimi öncelikle din felsefesi ya da kişisel din algısı ve felsefesi olarak değerlendiriniz lütfen. standart bir çerçeve üzerinden yada dogrudan din üzerinden yorumlar değil bunlar. o sebeble konuyu dağıtmadan sadece menfaat konusu üzerinden cevaplar vermek istiyorum.

Menfaat gözetmeksizin insanın bir eylemde bulunabileceğini iddia etmek bana göre çok afaki bir söz. Binlerceye gerek yok, 1 örnek yeterli.

Kadırımlardan küçük bir kız ve annesi yürüyorlardı küçük kız birden annesinin elinden kurtuldu ve koşmaya başladı ( trafik akışı yoğun bir yol) annesi bağırdı ''dur kızım koşma tutun lütfenn'' koştum kızı yola fırlamadan tuttum annesine teslim ettim. ne menfaatim var? iç huzuru diyecekseniz demeyin düşünmeye fırsat bile yoktu. gerekte yoktu olsaydı gayet saçma olurdu.

TAcul, cahil ve zalim olan, noksan eksik bir varlıktan kusursuz, mükemmel ve karşılıksız sevgiyi beklemek. Yani edinimi olmayan bir eylemin faili olmasını ummak, bana göre insana büyük haksızlık, ondan yapamayacağı şeyi beklemektir.

Ben Tanrının bizden kusursuz,mükemmel,karşılıksız bir sevgi beklediğini ya da buna göre davranışlar beklediğini iddia etmiyorum. bilakis bizi yaratan tüm formatımızı belirleyen Tanrı diyorum. yani siz menfaat için harekette etseniz bu da Tanrının bize verdiği bir duygudan ötürüdür. öyleyse Tanrı bunuda bilmektedir. ve sizin bu menfaatçi tutumunuz Tanrıya karşı /göre menfaatçilik değildir zaten. bu sebeble karşımızda Tanrı (herşeyi bilen ve herşeyi yaratan) olduğunu unutmayalım diyorum.

İnsan bilgici ve maddecidir.İnsan dini içselleştiremezse sırf gelecekteki ve görünmez (cennet /cehennem) kısaca gerçek bir ödül veya tehdit olmayan bu kavramlar üzerinden hareket etmez diyorum. ha ederse de dalgalandım da duruldum hesabı eder(psikolojik din, gerçek din ve din anlayışı değildir bu) şu insanlara ve dünyaya bakınız kim (kaç kişi)-gerçekten-cennet yada cehenneme göre hareket ediyor???
 

self_evident

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Haz 2012
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
48
Ben Tanrının bizden kusursuz,mükemmel,karşılıksız bir sevgi beklediğini ya da buna göre davranışlar beklediğini iddia etmiyorum. bilakis bizi yaratan tüm formatımızı belirleyen Tanrı diyorum. yani siz menfaat için harekette etseniz bu da Tanrının bize verdiği bir duygudan ötürüdür. öyleyse Tanrı bunuda bilmektedir.

O zaman mesele kalmadı.

Diğer konular tali, ana konu bu.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst