E
evrensel-insan
Ziyaretçi
dinin aşaması değilde teoloji dersek sanırım daha doğru olabilir.
TEOLOJİ
Teoloji, kelime olarak Yunanca θεος, theos(Tanrı) ve λογος, logos(bilgi) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Ancak logos biraz daha karmaşık bir kelimedir. Esasında logos “usla kavrama” anlamına gelir ve “duyguyla kavrama” anlamına gelen pathos kelimesinin karşıtı konumundadır. Yinede o dönemde ki us(akıl) rasyonel anlamda kullanılmaktaydı. Platon’a göre bilgi, logosta temelleri idealar hem düşünceler hem de bu düşüncelerin ilkesiz sonsuz nesneleridir. Logos ilahi kelam anlamında da kullanılmaktaydı. Böylece bu kelimelerin birleşimi olarak theos + logos= theology(teoloji) yani Tanrı bilim anlamına gelmektedir. Ama nasıl bir Tanrı?
Dinler uygarlıkların kültürel dış görünümlerini yansıtmada en önemli ayraçlardan biridir. Uygarlıkların bu kültürel algıları, kendi sistemleri içinde ifade bulur. Uygarlığa ait her birey bu sistem ile büyür, gelişir, kavrar, öğrenir, yorumlar, kelimelere anlam yükler, simgeleştirir vs. Ancak kendini beğenmiş 18. ve 19. yy Batı Uygarlığının sandığının aksine, uygarlıklar tek olmadığı gibi bu uygarlıklara ait sistemler de tek değildir. Bu sistemlerin kültürel algıları aynı olmaz, aynı olsa da sistemin bu algılara yüklediği anlamlar farklılaşır. Doğal olarak bir sistem içinde büyümüş birey, farklı sisteme ait bir kavramı kendi sistemi içinde kavramaya çalışır. Kavram, kendi sistemi içinde tutarlı olsa da bireyin kavramaya çalıştığı sistem içinde tutarsız görünür. Örneğin “Rab” kelime anlamı itibariyle muallim/öğreten/terbiye eden/görüp gözeten vs anlamına gelir. İbrani geleneklerinde peygamberlere de “rabbi”(ey muallim) şeklinde seslenilirdi. Oysa bugünkü İslam Ortodoksisi içinde düşünen birey bu kelimeyi Tanrı anlamında algılayıp eski bir metinde bir kişiye “rabbi” şeklinde ki seslenişi bir şirk olarak yorumlayabilir. Sistemlerin kelimelere yükledikleri manayı kavramak yerine mevcut sistem içinde başka sistemlere ait terimleri kavramaya çalışmak bizi yanılgılara götürecektir.
Kelime olarak Tanrı-Bilim anlamına gelen teolojiyi inceleyebilmek için sistemlerin Tanrı/Allah/Hak/Hüda/İlah vb kavramlara yükledikleri anlamı incelemeden bu sistemleri, sistemlerin kültürel dile gelişi olan dinlerin teolojilerini incelememiz mümkün olmayacaktır. Daha da derine inmek gerekirse, bu sistemlerin kavramlara yüklediği mananın sebeplerini ve bu sebeplerin o toplumun üretim ilişkileri ile olan bağlantısını incelemeden havanda su dövmekten daha fazlasını yapmış olmayacağız.
Teoloji sadece metafizik (varliksal) olarak tanrinin varliginin, insanoglunca var/yok tartismasidir. Din ise metafizigin (varliksal) sorunu degil; insanoglunca sistemlesmis, duzen haline gelmis ve yasam ve iliski dusunce ve davranisi olmus uygulamali etik yonlendirim ve yaptirimlar degeridir. Bu da dinin var mi/yok mu tartismasi degil; her turlu din felsefesi temelinde dini felsefelerin ne oldugunun ve insanoglu yasam ve iliskilerindeki gozlem veren sorunlarinin dile gelmesidir. O yuzden bir kisi ya kendisine verilen dini degerleri uygular, ya kendi aldigi dini degerleri uygular; ya da yasam ve iliskisinde hic bir dini degere yer vermez. Bu bir varliksal sorun degil; uygulama/uygulamama sorunudur. Tabi bu uygulama da/uygulamama da basta inanc ve ideoloji ve de din felsefesi algi ve bilgisi yer tutan temeldir.