- Konbuyu başlatan
- #1
Deneme akılla bağlantılı sonuçları ile öğrenmeye yolaçan bilinçli bir durumdur.Kendiliğinden (içgüdüsel veya tesadüfü olarak) ortaya çıkmaz. Aklın bilerek tasarladığı ve dış dünyada ortaya çıkartığı bir fenomendir.Bilimsel devrimlerin ortaya çıkmasına etki eden bu durum, sosyal ,ekonomik ihtiyaçların daha sonra entellektüel zorunlulukların giderilmesi amacıyla yaşanır.Denemeler tesadüfü olarak görülen bir durumun yapay halidir.Taklittir.İnsanların tarih boyunca doğayı evreni tanıma ve taklit ederek hayatta kalma serüvenin baş kahramanıdır.İlk eğitim uygulamalarının gerekçesi ve sonucu olmuştur.
Ateşin keşfini bir örnek olarak ele alırsak; Tesadüfü bir olayla farkedilen ateşin yararı(ısınma ve çiğ etin piştikten sonraki lezzeti ile çiğneme-sindirme rahatlığı) daha sonra doğal ortamın yapay olarak oluşturulması ile Neandertal insanı tarfından mağarda keşfedilmiştir.Velhasıl ilk labaratuvar Neandertal insanın mağarasıdır.Doğada kendiliğinden var olan ateş, yararlarının görülmesi üzerine saklanmaya başlanmıştır.Saklama bir kult olarak sonraki zamana aktarılan geniş ölçekli bir yeniden üretim mekanizması oluşturmaya başlamış ve bu yeniden üretimin bazı aşamaları denenerek keşfedilmiştir.Deneme yolu ile elde edilen bilgi,sonraki tekrarları ile ustalık haline dönüşerek bazı insanları toplumun üretim ilişkilerinin dışında tutarak sadece içeride bu işle uğraşır hale getirmiştir.Bir süre sonra topluluğun tanıdığı bu ayrılacık, kişiyi yaşamsal ihtiyaçları yöneten bir lider konumuna getirmiştir.Varlığın devamını sağlayan aracın etkileyici gücü animist inançları doğurmya yetmiştir.İnsanın hem korktuğu hemde yararı nedeniyle sevdiği ateş nesnesi tapınma ritüelleri eşliğinde yeniden üretilerek ilk rahiplerin(şaman)varlık nedni olmuştur.
Neolitik devrime kadar geçen süre içerisinde toplumun en yaşlısının dağarcığında saklanan efsanelerin örgüsü ile dinsel gelenekler başlamıştır.Neolitik dönemdeki ilk köylerin tarımsal faliyetleri artık ürün oluşturmuş ve toplumsal işbölümü ile bu ürünün saklanması görevi yine rahiplere bırakılmıştır.Tarımsal üretimde kullanılan tekniklerin(su baskını dönemlerinin hesaplanması gibi matematiksel işlemler dahil) pek çok bilgi dokunulmaz tanrısal kaideler haline yine rahipler aracılığı ile dönüşmüştür.
Rarhiplerin-Din adamlarının- varolan tüm icatları tanrısal bir fenomene dönüştürmeleri, onlara tanrısallık katmakla kalmamış,dünyevi zenginlikleri yönetme gücü de vermiştir.İlk artık ürünlerin saklanması ve bu ürünü artırma arayışı dinsel bir kimliğe bürünerek bu günkü eğitim-sermaye-din ilişkisine kadar uzanmıştır.
Ateşin keşfini bir örnek olarak ele alırsak; Tesadüfü bir olayla farkedilen ateşin yararı(ısınma ve çiğ etin piştikten sonraki lezzeti ile çiğneme-sindirme rahatlığı) daha sonra doğal ortamın yapay olarak oluşturulması ile Neandertal insanı tarfından mağarda keşfedilmiştir.Velhasıl ilk labaratuvar Neandertal insanın mağarasıdır.Doğada kendiliğinden var olan ateş, yararlarının görülmesi üzerine saklanmaya başlanmıştır.Saklama bir kult olarak sonraki zamana aktarılan geniş ölçekli bir yeniden üretim mekanizması oluşturmaya başlamış ve bu yeniden üretimin bazı aşamaları denenerek keşfedilmiştir.Deneme yolu ile elde edilen bilgi,sonraki tekrarları ile ustalık haline dönüşerek bazı insanları toplumun üretim ilişkilerinin dışında tutarak sadece içeride bu işle uğraşır hale getirmiştir.Bir süre sonra topluluğun tanıdığı bu ayrılacık, kişiyi yaşamsal ihtiyaçları yöneten bir lider konumuna getirmiştir.Varlığın devamını sağlayan aracın etkileyici gücü animist inançları doğurmya yetmiştir.İnsanın hem korktuğu hemde yararı nedeniyle sevdiği ateş nesnesi tapınma ritüelleri eşliğinde yeniden üretilerek ilk rahiplerin(şaman)varlık nedni olmuştur.
Neolitik devrime kadar geçen süre içerisinde toplumun en yaşlısının dağarcığında saklanan efsanelerin örgüsü ile dinsel gelenekler başlamıştır.Neolitik dönemdeki ilk köylerin tarımsal faliyetleri artık ürün oluşturmuş ve toplumsal işbölümü ile bu ürünün saklanması görevi yine rahiplere bırakılmıştır.Tarımsal üretimde kullanılan tekniklerin(su baskını dönemlerinin hesaplanması gibi matematiksel işlemler dahil) pek çok bilgi dokunulmaz tanrısal kaideler haline yine rahipler aracılığı ile dönüşmüştür.
Rarhiplerin-Din adamlarının- varolan tüm icatları tanrısal bir fenomene dönüştürmeleri, onlara tanrısallık katmakla kalmamış,dünyevi zenginlikleri yönetme gücü de vermiştir.İlk artık ürünlerin saklanması ve bu ürünü artırma arayışı dinsel bir kimliğe bürünerek bu günkü eğitim-sermaye-din ilişkisine kadar uzanmıştır.
