Din Kokenine Farkli Bir Bakis

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Dil Bilimleri kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Din Kokenine Farkli Bir Bakis başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,670 kez görüntülenmiş, 43 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Dil Bilimleri
Konu Başlığı Din Kokenine Farkli Bir Bakis
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Her turlu ideoloji inancsal icerigi ne olursa olsun bir dindirme ve dinme girisimidir...
kimin açısından???
hangi din ve ideoloji bu kapsamda iş görerek tüm insanlık üzerinde hakimiyet kurabilmiştir?

Cunku amac getirilen her turlu yonlendirim ve yaptirimlarin kabulunu ve bunun zorlamasini ve de kabul edemeyenlerin uzerinde baski kurulmasini getirir...
ben anlamadım,birisi bu cümlenin ne anlama geldiğini açıklarsa sevinirim... (bir iki yere ,(virgül) koymayı denedim ama yine bir anlam veremedim...

sn. evrensel, demek istiyor ki, ideolojilerde ve dinlerde, getirilen emir ve yasakların kabul edilmesi gerektiğini, kabul etmeyenler üzerinde de baskı kurulması gerektiğini, ileri sürmek / belirtmek özelliği ortaktır.... demek istiyor......
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
sn. evrensel, demek istiyor ki, ideolojilerde ve dinlerde, getirilen emir ve yasakların kabul edilmesi gerektiğini, kabul etmeyenler üzerinde de baskı kurulması gerektiğini, ileri sürmek / belirtmek özelliği ortaktır.... demek istiyor......

aslında bu tamamen senin beyefendiliğin...

hani bir söz vardır: "yarım hoca dinden,yarım doktor candan eder..." şeklinde...

sayın evrensel,(allah kendisinden razı olsun...)
aklımıza mukayyet edenlerden olmasak bizi hem dinden hem candan edecek...

anlatmaya çalıştığı çok basit aslında ve iki kelime bir=,
yani: din=zorbalık...

buda yarım olmasından,din konusunda hiç bir şey bilmemesinden kaynaklanıyor,
esas hatası da "din" ile "dindar" arasındaki farkı bilmemesi...

yukarı da söyledik: din bir kurallar manzumesidir, dindar ise bu kurallara uyduğunu zanneden insan...
din sabittir,ama dindar iki yana sallanan bir yapı,bu yapının salllanması üzerinden sabit duran din'e saldırı,hele bilgisizce yapılan saldırı sadece "zehirli sarmaşık" olmaktır...
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Tesekkurler. Her turlu ideoloji inancsal icerigi ne olursa olsun bir dindirme ve dinme girisimidir. Cunku amac getirilen her turlu yonlendirim ve yaptirimlarin kabulunu ve bunun zorlamasini ve de kabul edemeyenlerin uzerinde baski kurulmasini getirir.

O yuzden din kokeninin emirsel temeli sadece dini degildir.
"Her türlü ideoloji" ye senin qua felsefen de giriyor; fakat sen onun bir ideoloji olmadığını iddia ediyorsun.

Sadece deneysel bilginin doğru bilgi olduğu görüşünü ileri sürüyor/dayatıyor, akılcı bilgiyi dahi dışlıyorsun. Bu bir ideolojik yaklaşım değil midir?

İdeolojisi olmadan insan, "insan" olmaz. Eğer insanlık adına bir şey yapılacaksa, ayrıştırıcı değil, birleştirici bir ideoloji ile mümkün olabilir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
"Her türlü ideoloji" ye senin qua felsefen de giriyor; fakat sen onun bir ideoloji olmadığını iddia ediyorsun.

Sen aksini dusunuyorsan, qqua felsefesinin bir ideoloji oldugunu goster.

[/quote]Sadece deneysel bilginin doğru bilgi olduğu görüşünü ileri sürüyor/dayatıyor, akılcı bilgiyi dahi dışlıyorsun. Bu bir ideolojik yaklaşım değil midir? [/quote]

Yukaridaki aciklamanin qua felsefesi ile bir ilgisi yok. Ayrica yapilandirmaci epistemolojinin ortaya koydugu, deneysel bilginin dogrulugu, yani emprisizm degil; bilginin bir yapilandirilmislik oldugu ve insanogluna ait oldugudur.

İdeolojisi olmadan insan, "insan" olmaz. Eğer insanlık adına bir şey yapılacaksa, ayrıştırıcı değil, birleştirici bir ideoloji ile mümkün olabilir.

Bir ideolojinin ayristiriciligi ya da birlestiriciliginden ziyade, sorunu empozesi ve baskisidir. Yani kendi ideolojisinin dogrulugunu kabul ettirme cabasidir ve bunun icin kurdugu baskidir.
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Sen aksini dusunuyorsan, qqua felsefesinin bir ideoloji oldugunu goster.

"Sadece deneysel bilginin doğru bilgi olduğu görüşünü ileri sürüyor/dayatıyor, akılcı bilgiyi dahi dışlıyorsun. Bu bir ideolojik yaklaşım değil midir?"

Yazımda göstermişim zaten. Burayı alıntılamamış, es geçmişsin. Aynı şeyi yine soruyorsun. Böyle bir tartışma üslubu etik değildir. Yapma bunu.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
"Sadece deneysel bilginin doğru bilgi olduğu görüşünü ileri sürüyor/dayatıyor, akılcı bilgiyi dahi dışlıyorsun. Bu bir ideolojik yaklaşım değil midir?"

Yazımda göstermişim zaten. Burayı alıntılamamış, es geçmişsin. Aynı şeyi yine soruyorsun. Böyle bir tartışma üslubu etik değildir. Yapma bunu.

Bir onceki mesaji dikkatli okumadin galiba. Birincisi bu yazdigin qua felsefesinin konusu degil, ikincisi bilginin ne deneyselligi ne de dogrulugu soz konusu. Bilginin insanoglu yapilandirilmisligi olmasi ve bilimsel, bilissel olmasi soz konusu.

Sonucta inancsal ve ideolojik olan da bilgidir.

Ayrica alintiladim ama, alinti olarak cikmamis. Cunku quote larin ikisini de /quote olarak yazmisim.
 

Monoteist İnsan

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2012
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
3
Yaş
42
Bir nokta dışında katılıyorum. "Ben Müslüman değilim. Tanrıya inanmıyorum" diyen birisi için zina etme, içki içme, kumar oynama özgürlüğü" nü bugün kuracağınız bir İslam Devletinde uygulamazsınız. Bu bir ütopyadır.

Maalesef. Çünkü Kur'anla hiç alakası olmayan bir hüküm var: "Dinden döneni öldürmek"
Ancak Osmanlı, bunu henüz yüz sene evveline değin yapabiliyordu. Rum meyhanelerine özgürlük tanınması hatta devlet eliyle açılması, bundan ileri geliyordu. Osmanlı'nın bir şeriat devletini olduğunu söyleyememem. Ancak "KUR'AN ŞERİATI" ütopyası, bunu öngörür. Dediğiniz gibi bu saatten sonra, günümüz dahilinde pek mümkün gözükmüyor.
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Maalesef. Çünkü Kur'anla hiç alakası olmayan bir hüküm var: "Dinden döneni öldürmek"
Ancak Osmanlı, bunu henüz yüz sene evveline değin yapabiliyordu. Rum meyhanelerine özgürlük tanınması hatta devlet eliyle açılması, bundan ileri geliyordu. Osmanlı'nın bir şeriat devletini olduğunu söyleyememem. Ancak "KUR'AN ŞERİATI" ütopyası, bunu öngörür. Dediğiniz gibi bu saatten sonra, günümüz dahilinde pek mümkün gözükmüyor.
O yüzden, Din'i temelinden değiştirmedikçe hiç bir şey olmaz. Reform falan demiyorum yanlış anlama.
 

Monoteist İnsan

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2012
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
3
Yaş
42
İslami Reform olmalı. Ancak bu reform, öze dönüşü gerçekleştirecektir. Din'in özü, bugünkü halinden inanılmaz derecede farklı olduğundan, bu öze dönüşü reform olarak algılamakta bir sakınca olmaz herhalde...

İslami Reform İçin Manifesto, oldukça güzel bir kitaptır mesela. Bütün din anlayışını yerle bir eder...
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
İslami Reform olmalı. Ancak bu reform, öze dönüşü gerçekleştirecektir. Din'in özü, bugünkü halinden inanılmaz derecede farklı olduğundan, bu öze dönüşü reform olarak algılamakta bir sakınca olmaz herhalde...

İslami Reform İçin Manifesto, oldukça güzel bir kitaptır mesela. Bütün din anlayışını yerle bir eder...
Bugünkü paramparça haliyle, Din'de reform yapıp, tüm insanlığa hitap eden bir Din ortaya koyulamaz. Sadece yeni bir İslamî Akım yaratılabilir ki, yola çıkış amacıyla ters bir durumla karşılaşılmış olur. Din'in özüne dönmek isterken, parçalanmaya yol açarsınız ki; asıl gaye olan "birlik olmak" amacına ters düşersiniz.
Var olan hiçbir Îslâmî akım da umulan gayeyi gerçekleştiremez. Din'de bölünmeye hizmet hizmet etmekten başka hiç bir işlevleri yok...
Din adına birşeyler yapılabilecekse eğer, yepyeni, devrim niteliğinde fikirlerle yola çıkıp, tüm insanlığa seslenecek yöntemler bulunması gerekir. Reformist bir yaklaşımla, değil tüm insanlığa seslenmek, Müslümanları bile bir araya toplayamazsınız.
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Bir onceki mesaji dikkatli okumadin galiba. Birincisi bu yazdigin qua felsefesinin konusu degil, ikincisi bilginin ne deneyselligi ne de dogrulugu soz konusu. Bilginin insanoglu yapilandirilmisligi olmasi ve bilimsel, bilissel olmasi soz konusu.

Sonucta inancsal ve ideolojik olan da bilgidir.

Ayrica alintiladim ama, alinti olarak cikmamis. Cunku quote larin ikisini de /quote olarak yazmisim.
Deneyselliğe takılıp kalmışşın. Yüz yıl öncesinin fikirleri onlar. Matematik, deneyselliğin çok ilerisinde gidiyor bu günkü bilimde. Belki de yakın bir gelecekte fizik biliminin asıl ağırlığı matematiksel bilgi üzerine olacak.
Videoyu izle bunları daha iyi anlayacaksın. :)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Deneyselliğe takılıp kalmışşın. Yüz yıl öncesinin fikirleri onlar. Matematik, deneyselliğin çok ilerisinde gidiyor bu günkü bilimde. Belki de yakın bir gelecekte fizik biliminin asıl ağırlığı matematiksel bilgi üzerine olacak.
Videoyu izle bunları daha iyi anlayacaksın. :)

Ben deneysellige takilmadim. Senin deneysel olarak degerlendirmene yonelik yazdim.

Matematiksel bilgi kendi basina olamaz. Bilginin en gunceli ve cagdasi olarak yenilenen bilgi, matematiksel/mantiksal bilgidir.

Cunku sosyal ve fiziksel bilgi sadece olandir. Digeri ise olan uzerinden turetilendir.
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Ben deneysellige takilmadim. Senin deneysel olarak degerlendirmene yonelik yazdim.

Matematiksel bilgi kendi basina olamaz. Bilginin en gunceli ve cagdasi olarak yenilenen bilgi, matematiksel/mantiksal bilgidir.

Cunku sosyal ve fiziksel bilgi sadece olandir. Digeri ise olan uzerinden turetilendir.
Matematiksel/mantıksal bilgiden değil, salt matematiksel bilgiden söz ediyorum. Kuantum düzeyinde sistem mantıklı çalışmıyor çünkü.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Matematiksel/mantıksal bilgiden değil, salt matematiksel bilgiden söz ediyorum. Kuantum düzeyinde sistem mantıklı çalışmıyor çünkü.

Iste o dediginde sadece matematik yok, mantik ta var. Cunku matematiksellik bir mantik urunudur. Yani mantiksal disiplini onsarti v.s. vardir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Öyle değildir efendim. Çift yarık deneyini mantıkla açıklayın bakalım.

Zaten aciklamam mantik sonucu olur, baska bir sonuc icermez.

Bu mantigin temeli bilissel olarak ya bilimsellige, ya inanca, ya ideolojiye yada akilciliga dayanir. Temelinde de matematiksel, fiziksel ya da metafiziksel bir taban olur.

Istersen buraya alintila deneyelim.
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Zaten aciklamam mantik sonucu olur, baska bir sonuc icermez.

Bu mantigin temeli bilissel olarak ya bilimsellige, ya inanca, ya ideolojiye yada akilciliga dayanir. Temelinde de matematiksel, fiziksel ya da metafiziksel bir taban olur.

Istersen buraya alintila deneyelim.
Ben farklı bir şey söylüyorum. Mantıkla açıklanamıyor diyorum.

Çift yarık deneyine kadar, gözlemlenen ve formüle edilen tüm fiziksel olaylar, hem matematik olarak doğrulanıyordu; hem de mantıklı olarak açıklanabiliyordu. Fakat, kuantum seviyede, matematiksel olarak açıklanabilen olaylar mantıkla açıklanamıyor. Yani ortada sadece matematiksel açıklama var, mantıklı bir açılaması yok. Bir eletronun aynı anda iki delikten geçtiği gözlemleniyor. Matematiksel olarak da açıklanıyor. Ama mantıklı bir açıklaması yok. Olay budur. Ve tabii kuantum seviyesinde başka olaylar da var gözlemlenip de mantıklı açıklaması olmayan. Yani, fizik bundan böyle, sadece matematiksel sonuçlarla yetinmek zorunda kalacak.

Yani insan aklını aşan bir bilgi söz konusu.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Ben farklı bir şey söylüyorum. Mantıkla açıklanamıyor diyorum.

Çift yarık deneyine kadar, gözlemlenen ve formüle edilen tüm fiziksel olaylar, hem matematik olarak doğrulanıyordu; hem de mantıklı olarak açıklanabiliyordu. Fakat, kuantum seviyede, matematiksel olarak açıklanabilen olaylar mantıkla açıklanamıyor. Yani ortada sadece matematiksel açıklama var, mantıklı bir açılaması yok. Bir eletronun aynı anda iki delikten geçtiği gözlemleniyor. Matematiksel olarak da açıklanıyor. Ama mantıklı bir açıklaması yok. Olay budur. Ve tabii kuantum seviyesinde başka olaylar da var gözlemlenip de mantıklı açıklaması olmayan. Yani, fizik bundan böyle, sadece matematiksel sonuçlarla yetinmek zorunda kalacak.

Yani insan aklını aşan bir bilgi söz konusu.

Sence ya da bildigin sekli ile quantiumun mantigi nedir?

Ya da olmadigini mi dusunuyorsun?

http://www.felsefe.net/bilimsel-mak...nlikten-quotarinmisquot-bilimsel-yanasim.html

http://www.felsefe.net/felsefeye-gi...ernizm-goreci-supheci-relativist-skeptik.html
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Ben söylüyorum işte mantığını. Sence ne?

Mantigi gozlem ve yansi verenin olgu olarak olabilme olasiliginin olmasidir. Bunun orani onemli degildir. Olgudur ve gozlem verir. Bilim de bilimsel olarak bu olgu ve gozlem uzerinden hareket eder.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst