- Konbuyu başlatan
- #1
Dilbilim veya Belâğat, dilleri inceleyen bilim dalıdır. Bu incelemeyle ilgilenen kişiye dilbilimci denir. Dilbilim, teorik de uygulamalı da olabilir.
Genel dilbilim|Genel (veya kuramsal) dilbilim dillerin yapılarını (
Dil bilimi, genelgeçer dil özelliklerini bulmak ve gelişimleri ile kökenlerini açıklamak için dilleri karşılaştırır (
[FONT="]Cenevreli dilbilimci ve gösterge bilimci
[FONT="]De Saussure dilde “iki yönlülük” fikrini ortaya atan ilk kişi değildir. Daha önce Hermann Paul de aynı şekilde “Dil Tarihi Prensipleri” kitabında bunu ifade etmiştir. Hermann kitabında bir kelimenin “normal anlamı”ndan, yani alışılagelmiş kendi anlamından bir de nedensel (nadir) anlamından, yani her bir dilin olasılıklarından kaynaklanabilecek anlamlarından söz etmektedir.[/FONT]
[FONT="]Hem tarih dilbilimci Paul hem de yapısalcı Saussure nedensel (nadir), başka bir deyişle durumsal olarak ortaya çıkan dilin normal anlamı, yani Langue’a ait teorik dil sistemini etkilediğini ve böylece değişikliklerin meydana gelebileceğini ve bunun da dil değişimlerine açıklık getirdiğini tespit etmişlerdir.[/FONT]
[FONT="]Dille ilgili bu ikilemli görüş üretici dilbilgisi modelinde ve özellikle de
[FONT="]Dil yetisi (Kompetenz) özel bir dil sistemine sahip olabilmek için ana dil edinimi süresince kazanılmış yeteneklerdir. Bu yeteneklerin edinimini biyolojik faktörler belirler. Küçük çocukların dilsel gelişimi esnasında her bir dile göre ayrılan temel, dilsel parametreler doğuştandır. Bir konuşmacının dil yetisi, bir insanın dil edinimi sonrasında sahip olabileceği ideal bir dil sistemidir.[/FONT]
[FONT="]Dil edinimi ise konuşma sürecindeyken dilin hatalarla dolu somut kullanımını betimler. Böylece Saussure’ün Parole (söz) kavramıyla hemen hemen özdeştir.[/FONT]
[FONT="]
[FONT="]
[FONT="]Genel dilbilimde dil sistemi ve dil kullanımının, örnek ve uygulamanın bu ayrılmış modelini aşacak az sayıda araştırmalar var. Bütünce dilbilim bu konuyu ele alır. Bütünce dilbilim kullanılan dilin temsili malzeme bütünü yardımıyla bir dil sisteminin (Almanca, İngilizce gibi) yapısal özelliklerini (söz dizimsel, sözlüksel gibi) ve alt sistemlerini (Avusturya ya da İsviçre Almancası gibi) araştırır.[/FONT]
[FONT="]Aynı zamanda bütünce dilbilim belli gruplara ait metinlerin (belli bir sosyal gruba özgü dil, politik ve gazete metinleri gibi) özellikleri, kullanımdaki dilin özellikleri ve dil kullanımı nedenleri gibi dil materyallerini saptar. Doğuştan olan dilbilgisine ilişkin araştırmalara da önemli katkılar sağlayan, çocukların erken yaşlardaki dil edinimine ilişkin gözlemler; kaydedilen çocuk dili materyal ve veri tabanları aracılığı ile yapılır.[/FONT]
Genel dilbilim|Genel (veya kuramsal) dilbilim dillerin yapılarını (
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
), ve anlamlarını (
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
) inceler. Dil bilgisinin incelenmesi,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
(
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
oluşumu ve değişimi) ve
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ni (sözcüklerin
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
veya
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
oluşturmak için bir araya getirilmesi ile ilgili kurallar) kapsar. Dili sesler aracılığıyla ifade etmek için kullanılan sistem olan
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
de bu alanın bir parçasıdır.Dil bilimi, genelgeçer dil özelliklerini bulmak ve gelişimleri ile kökenlerini açıklamak için dilleri karşılaştırır (
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
) ve dillerin tarihleri üzerinde araştırma yapar (
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
).
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
, dilbilimin bir dalı olarak, seslerin üretilişi, hareketi ve algılanışını inceler. Sosyal bir bilim olan dilbilim ile doğa bilimlerinden fiziğin ilişkilendirilebileceği tek noktadır.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
dil bilimsel teorileri yabancı dil öğretimi, konuşma terapisi,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
ve
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
gibi alanlarda uygulamaya geçirir.[FONT="]Cenevreli dilbilimci ve gösterge bilimci
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
(1857–1913) ”dil” kavramına ilişkin köklü ve uzun süredir dilbilimini etkileyen bir görüşe sahiptir. Bunun nedeni biçimsel yapı olarak dil - ki Saussure bunu Langue (yapı/sistem) olarak adlandırır - ve somut kullanılan dil arasında - bunu da Parole (söz) olarak adlandırır - yapmış olduğu ayrımdır. Langue, bir dil topluluğuna ait konuşmacının kafasında mevcut olan teorik, anlaşmalı bir sistemdir. Parole (söz) ise özel zamanlarda konuşmacılar tarafından güncellenmiş dildir. Bunun yanında dilsel öğeler her kullanım durumuna göre farklı bir anlam kazanabilir. Bu sebeple parole (söz) dilin içeriği, Langue ise dilin biçimi olarak ayrılır.[/FONT][FONT="]De Saussure dilde “iki yönlülük” fikrini ortaya atan ilk kişi değildir. Daha önce Hermann Paul de aynı şekilde “Dil Tarihi Prensipleri” kitabında bunu ifade etmiştir. Hermann kitabında bir kelimenin “normal anlamı”ndan, yani alışılagelmiş kendi anlamından bir de nedensel (nadir) anlamından, yani her bir dilin olasılıklarından kaynaklanabilecek anlamlarından söz etmektedir.[/FONT]
[FONT="]Hem tarih dilbilimci Paul hem de yapısalcı Saussure nedensel (nadir), başka bir deyişle durumsal olarak ortaya çıkan dilin normal anlamı, yani Langue’a ait teorik dil sistemini etkilediğini ve böylece değişikliklerin meydana gelebileceğini ve bunun da dil değişimlerine açıklık getirdiğini tespit etmişlerdir.[/FONT]
[FONT="]Dille ilgili bu ikilemli görüş üretici dilbilgisi modelinde ve özellikle de
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
(1928) tarafından kurulan dönüşümsel dilbilgisinde ortaya koyulmuştur. Chomsky’nin modelinin farkı, Paul’unki gibi tek tek kelimeler ya da Saussure’ünki gibi dilsel sistemi esas almamasındadır. Chomsky daha çok biyolojik nedenlerle ilgilenir ve Kompetenz (dil yetisi) ve Performanz (dil edinimi) ayrımını ön plana çıkarır.[/FONT][FONT="]Dil yetisi (Kompetenz) özel bir dil sistemine sahip olabilmek için ana dil edinimi süresince kazanılmış yeteneklerdir. Bu yeteneklerin edinimini biyolojik faktörler belirler. Küçük çocukların dilsel gelişimi esnasında her bir dile göre ayrılan temel, dilsel parametreler doğuştandır. Bir konuşmacının dil yetisi, bir insanın dil edinimi sonrasında sahip olabileceği ideal bir dil sistemidir.[/FONT]
[FONT="]Dil edinimi ise konuşma sürecindeyken dilin hatalarla dolu somut kullanımını betimler. Böylece Saussure’ün Parole (söz) kavramıyla hemen hemen özdeştir.[/FONT]
[FONT="]
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
(dil) sabit bir model ve kurallar sistemi olarak görülür.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
(dil yetisi) ise sınırlı sayıda kurallar ve dilsel öğelere yer verip daha çok sınırsız dil ifadelerinin oluşmasına izin verdiği için dinamik bir model olarak anlaşılır. Bu yönden Kompetenz ve Langue birbirinden ayrılır (ama uygulamada bir dilde kurallar doğrultusunda oluşan bütün kelime birleşimleri aynı ölçüde ifade edilmez; aksine belli kelimeler aynı zamanda başka belli kelimelerle karşılanır. Bu bütünce dilbilime bağlı bir durumdur.)[/FONT][FONT="]
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
; bunu, yaklaşık 20 yıl sonra 1965’te oluşturduğu bir modelle değiştirmiştir. Dilde bulunan hatalardan dolayı konuşulan dil biyolojik olan dilsel yapıların incelenmesine uygun değildir. Bu duruma bağlı olarak Chomsky Kompetenz’i (dil yetisi) sırf zihinsel ve (büyük ölçüde) bilinçsizce oluşturulan yapı olarak görür ve I-dil’den, yani “iç dilden” söz eder. Bu da I-dil sınırlarına girmeyen durumları içeren E-dil, yani biçimsel dili oluşturur. Bir başka deyişle, sadece bir anda gerçekleşen konuşma değil, bir konuşucu topluluğu içinde üzerinde uzlaşı olan bir dilin ayrıntılı özellikleri söz konusudur (bundan dolayı örneğin bir dilin belli bir lehçesi Kompetenz‘in (dil yetisinin) ya da Langue‘un (dilin) bir bölümü olarak değil de, E-dil üst başlığının bir bölümü olarak görülür). Doğal bir dilin sadece biyolojik olan nedenlerle gelişen alt sistemiyle ilgili değildir. Aksine doğuştan olan dil özelliklerine bağlı olmayan değişken dil alışkanlıklarını gösteren bir sistemdir.[/FONT][FONT="]Genel dilbilimde dil sistemi ve dil kullanımının, örnek ve uygulamanın bu ayrılmış modelini aşacak az sayıda araştırmalar var. Bütünce dilbilim bu konuyu ele alır. Bütünce dilbilim kullanılan dilin temsili malzeme bütünü yardımıyla bir dil sisteminin (Almanca, İngilizce gibi) yapısal özelliklerini (söz dizimsel, sözlüksel gibi) ve alt sistemlerini (Avusturya ya da İsviçre Almancası gibi) araştırır.[/FONT]
[FONT="]Aynı zamanda bütünce dilbilim belli gruplara ait metinlerin (belli bir sosyal gruba özgü dil, politik ve gazete metinleri gibi) özellikleri, kullanımdaki dilin özellikleri ve dil kullanımı nedenleri gibi dil materyallerini saptar. Doğuştan olan dilbilgisine ilişkin araştırmalara da önemli katkılar sağlayan, çocukların erken yaşlardaki dil edinimine ilişkin gözlemler; kaydedilen çocuk dili materyal ve veri tabanları aracılığı ile yapılır.[/FONT]