- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 15 Şub 2008
- Mesajlar
- 1,456
- Tepkime puanı
- 3
- Puanları
- 38
- Yaş
- 44
Başkalarına mutluluk sağlayabilen adam mutludur.
İnsan, hayatının dörtte üçünü yapamayacağı şeylerle geçirir.
Yalanın faydası bir defa içindir, gerçeğin faydası ise sonsuz ve ölümsüz.
İnsanı taş ya da kırık kalpli yapan bu dünyadan gidiyorum. Beni nereye gömerlerse gömsünler.
Güler yüzle söylenen bir yalanı bir anda yuttuğumuz halde, acı gerçeği ancak damla damla yutarız.
Felsefeye ilk adım inançsızlıktır.
Aklımız tanrının bir hediyesi ise ve inancımız hakkında aynısını varsayarsak, tanrı bize uzlaşmayan, zıt iki hediye vermiştir demek.
Adaletin aklını kaybettiği yerde felsefe susar...
Büyük bir ormanda kayboldum ve önümü görmek için küçücük bir ışığım var. Orada yanıma biri gelir ve der ki: "Kardeşim, yolunu daha iyi bulmak için mumunu söndür." O birisi bir ilahiyatçıdır.
Arkadaşımın kusurları hakkında sadece kendisiyle konuşurum.
Yanlış yola girdiğinde, hızlandıkça daha da kaybolursun.
Bana bazı şeylerin aklımızı aştığını söyleseler de, bu, saçmalıklara inanmama yol açmaz. Hiç şüphem yok ki aklımızı aşan şeyler var; ama aklımıza aykırı olan herşeyi ve ona zıt düşen ne varsa, cesurca reddediyorum.
İnsan bir şeyi menfaatine, karakterine, zevkine, ihtiraslarına göre ya şişirir, ya küçültür.
Hoşumuza giden yalanları avuç dolusu yutarız da, acı gerçekleri yudum yudum içeriz.
Yalnız iyilik yapmak yetmez, iyiliği incelikle de yapmak gerekir...
Felsefe sadece gerçekle uğraştığı izlenimi verir ama belkide düşlemleri dile getirir, edebiyatsa sadece düşlemlerle uğraştığı izlenimini verir ama belkide doğruyu dile getirir.
İnsan, hayatının dörtte üçünü yapamayacağı şeylerle geçirir.
Yalanın faydası bir defa içindir, gerçeğin faydası ise sonsuz ve ölümsüz.
İnsanı taş ya da kırık kalpli yapan bu dünyadan gidiyorum. Beni nereye gömerlerse gömsünler.
Güler yüzle söylenen bir yalanı bir anda yuttuğumuz halde, acı gerçeği ancak damla damla yutarız.
Felsefeye ilk adım inançsızlıktır.
Aklımız tanrının bir hediyesi ise ve inancımız hakkında aynısını varsayarsak, tanrı bize uzlaşmayan, zıt iki hediye vermiştir demek.
Adaletin aklını kaybettiği yerde felsefe susar...
Büyük bir ormanda kayboldum ve önümü görmek için küçücük bir ışığım var. Orada yanıma biri gelir ve der ki: "Kardeşim, yolunu daha iyi bulmak için mumunu söndür." O birisi bir ilahiyatçıdır.
Arkadaşımın kusurları hakkında sadece kendisiyle konuşurum.
Yanlış yola girdiğinde, hızlandıkça daha da kaybolursun.
Bana bazı şeylerin aklımızı aştığını söyleseler de, bu, saçmalıklara inanmama yol açmaz. Hiç şüphem yok ki aklımızı aşan şeyler var; ama aklımıza aykırı olan herşeyi ve ona zıt düşen ne varsa, cesurca reddediyorum.
İnsan bir şeyi menfaatine, karakterine, zevkine, ihtiraslarına göre ya şişirir, ya küçültür.
Hoşumuza giden yalanları avuç dolusu yutarız da, acı gerçekleri yudum yudum içeriz.
Yalnız iyilik yapmak yetmez, iyiliği incelikle de yapmak gerekir...
Felsefe sadece gerçekle uğraştığı izlenimi verir ama belkide düşlemleri dile getirir, edebiyatsa sadece düşlemlerle uğraştığı izlenimini verir ama belkide doğruyu dile getirir.