- Konbuyu başlatan
- #1
Elden Geldiğince
Dilediğin gibi değilse yaşamın,
hiç olmazsa çalış
elden geldiğince: kirletme onu
kalabalığında yeryüzünün,
koşuşturmalarla, konuşmalarla.
Kirletme yanına alıp sürükleyerek,
sunarak ilişkilerin
toplantıların
günlük bayağılığına,
yaşamak yabancı, ağır bir yük oluncaya.
KENT
"Başka diyarlara, başka denizlere giderim, dedin.
Bundan daha iyi bir kent vardır bir yerde nasıl olsa.
Sanki bir hükümle yazgılanmış bir çabam;
Ve yüreğim sanki bir ceset gibi gömülmüş oraya.
Daha ne kadar çürüyüp yıkılacak böyle aklım?
Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam burada
Gördüğüm kara yıkıntılarıdır hayatımın yalnızca
Yıllar yılı yıktığım ve heder ettiğim hayatımın."
Yeni ülkeler bulamayacaksın, bulamayacaksın yeni denizler.
Hep peşinde, izleyecek durmadan seni kent.
Dolaşacaksın aynı sokaklarda.
Ve aynı mahallede yaşlanacaksın
Ve burada, bu aynı evde ağaracak aklaşacak saçların.
Hep aynı kente varacaksın.
Bir başka kent bekleme sakın,
Ne bir gemi var, ne de bir yol sana.
Nasıl heder ettiysen hayatını bu köşecikte,
Yıktın onu, işte yok ettin onu tüm yeryüzünde.
UZAK
Bu anıyı anlatmak isterdim...
ama nasıl solgun... hiç bir şey kalmamış gibi-
çünkü uzaklarda gömülü,
ilk gençliğim yıllarında.
Yaseminden gerilmiş bir ten...
o Ağustos
gecesi? Ağustos muydu? - o gece...
Yalnız gözleri hatırımda hayal meyal;
gözleri, sanırım
maviydi...
Evet, evet mavi, gökyakut mavisi.