Çok Para Felaket Getirir mi?

Kazandıkları piyango ikramiyeleri sonrası hayatı kabusa dönen 5 talihli, insanın parayı doğru kullanamazsa, nasıl bir yük altına girdiğinin acı birer örneğidir. Para maddi bir yapı gibi görünse de bu evrende her şey birer enerjidir. Para enerjisi de şayet doğru yönlendirilemezse, sonu yıkımdır.

-Para neden insanları bu kadar değiştirir, parası olduğu halde insan neden kumar oynar ya da madde kullanımına başlar? Bu nasıl bir tatminsizlik hissi olabilir acaba?

-Trump, şu an dünyanın en zenginlerinden birisi fakat yaptıkları hiç de mutlu bir insan olmadığının göstergesi değil midir?

• 2002 yılında piyango talihlisi olan ve müteahhitlik yapan Whittaker, kazandığı paranın bir bölümünü hayır işlerinde harcadı fakat ilerleyen dönemde birkaç defa hırsızlar tarafından soyuldu. İlerleyen dönemde torununu aşırı doz uyuşturucudan kaybetti. Kızı da aynı sene nedeni bilinmeyen bir şekilde ölü bulundu. Hayatı mahvolan Whittaker "Keşke o bileti hiç kullanmasaydım, yırtıp atsaydım." dedi.

• Dampier isimli talihli ise, 1986 yılında 20 bin dolar ikramiye kazandı. Bu para ile ailesine ve çevresine yardım edip, ticarete atıldı fakat parası için üvey kız kardeşi ve erkek arkadaşı tarafından öldürüldü.
  
  
• Justin Reiter isimli diğer bir talihli, kazandığı 600 bin dolar ikramiye ile ne yapacağını şaşıran ilginç isimlerden birisidir çünkü vücudunu altınla kaplatma hayali ve enjekte ettirdiği altınlar sebebi ile, kısa sürede canından oldu.
  
  
• İki defa üst üste piyango kazanmış bir kadın talihli ise toplamda 5 milyon 400 bin dolar ikramiye kazandı. Tüm parası ile kumar oynadı ve tamamını kaybetti, kalan ömrünü evsiz ve her şeyini kaybetmiş bir şekilde yaşıyor.
  
  
• 26 yaşında, 15 milyon dolar kazanan başka bir talihli ise, uyuşturucu ve eğlence hayatı sonunda yine her şeyini kaybetti ve haftada 42 dolar kazanan birisi haline geldi. İnsanlara verdiği mesaj ise; "42 dolar ile yaşamak 1 milyon dolar ile yaşamaktan çok daha kolay."
  

Kaynak:

Parayı tutacak bilgi birikimi yoksa o para mutsuzluk stres getirir. Hele amaç olursa dahada kötü. Yapılan araştırmalarda zaten kanıtlanmıştırda.

Para insanı gerçekten değiştiriyor ve ne kadar çok parası olursa olsun tam manası ile mutlu olamıyor, bağımlılıklardan kurtulamıyor. Kumar ya da madde kullanımı ile, bir türlü yaşayamadığı "mutluluk hissini" yakalamaya çalışıyor. Tatminsizlik sendromu olarak da bilinen bu tip vakalarda, kişi her şeyden bıkıyor ve yeni heyecanlar arıyor. Paranın bir gücü varmış gibi algılansa da, kişinin beyni sağlıklı çalışmıyorsa ve duygularını kontrol edemiyorsa, elli kez de ikramiye kazansa yine kaybedecektir.


ZENGİNLİK VE EMPATİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nden Dacher Keltner bu son çalışmalarda başı çekiyor. Keltner, Wall Street bankacılarında yaygın olan “kişisel çıkar ve sosyal kopukluk” olgusu ile yoksul mahallelerdeki yardımseverlik ve dayanışma alışkanlığını karşılaştırdığı zaman, zenginlik ve empati arasındaki bağlantının incelenmesi gerektiğine karar verdi. Keltner’e göre insan, çevresindekilerin yardımlarına muhtaç ise, kendisi de çevresindekilerin duygularına daha büyük duyarlılıkla yaklaşıyor. Örneğin evinize giren para, çocuğunuzun eğitimine ve beslenmesine yetmiyor ve siz başkalarının yardımları ile ayakta duruyorsanız, bir takım sosyal beceriler kazanmak zorunda kalırsınız.

Oysa bunun tam tersi, parası olanlar çevresindekilere çok fazla ilgi göstermek zorunda değildir. Bu da işletmenin kasasına sahip olan patronun sempatik olmak için niçin gayret sarf etmediğini açıklar. San Francisco’daki Kaliforniya Üniversitesi’nden Michael Kraus ile birlikte çalışan Keltner, tasarladıkları deneylerle farklı sosyal çevrelerden gelen insanların kurdukları ilişkileri incelediler. Çalışmalarından birinde, yaklaşık 100 gönüllüyü birbiriyle eşleştirdiler. Daha sonra her çiftin birbirleri ile tanışma anlarını filme aldılar. Bu görüntüleri değerlendiren Keltner ve Kraus, yanlı yorumlarda bulunmamak için iki bağımsız gözlemciye daha videoları izletti.

ZENGİNLER SOĞUK VE UZAK...

Sonuçlar Keltner’in kuramını destekler nitelikteydi. Beklenildiği üzere görece olarak yoksul denekler daha sıcak ve daha cana yakın bir vücut dili sergilerken, zenginler daha mesafeli ve ilgisizdi (Psiychological Science, vol 20, p 99). Deneyi yürütenlere göre iletişim tarzı, deneklerin diğer insanların duygularını tahmin etme yeteneğine bağlı olarak değişiyor. Araştırmacılar, zenginlik ile empati arasında bir bağlantı olup olmadığını anlamak için bir dizi deney daha yaptılar. Hepsinden aynı sonucu aldılar: Statüsü yüksek olanların ve zenginlerin duygusal zekâsı, yoksul ve düşük seviyedekilerden daha zayıftı. Daha da önemlisi Keltner ve Kraus zengin-yoksul arasındaki davranış farklılıklarının, kişinin grup içinde kendi konumunu nasıl algıladığı ile de ilgili olduğunu düşünüyor. Bu amaca yönelik olarak yapılan deneylerden şu sonuçlar alındı: İnsanlar kendilerini diğerlerinden düşük konumdaymış gibi hissettiği zaman, o diğerlerine karşı daha anlayışlı ve duyarlı olabiliyor.

Kimin sözüydü hatırlayamadım.
"Para deniz suyu gibidir içtikçe susatır"

M3CSL' Alıntı:

Kimin sözüydü hatırlayamadım.
"Para deniz suyu gibidir içtikçe susatır"

Genişletmek için tıkla ...

Para ya da mal-mülk takıntısı, insanı hasta ediyor. Gereğinden fazla parası olan da nereye kullanacağını şaşırıyor çünkü içindeki mutsuzluk hissi asla para-pul ile giderilemez. Sanatçılarda da var bu durum, her şeye sahipler ama bir bakıyorsun madde kullanımına başlamış çünkü içinde öyle büyük bir boşluk hissi var ki, dünyaya hakim olsa giderilemez.

Trump aslında bu konuda en iyi örnek, adamın para ile elde edeceği bir şey kalmadığı için başka tatmin yolları arıyor. Dünyaya meydan okuyor kendince fakat asıl olay, içinde sürekli var olan ve asla yok edemediği mutsuzluk hissi, beraberinde çevresini de zehirliyor.

Yeni düşüncelere açığız