Ceza Hukuku'nda temel felsefe ve ilkeleri sorgularken...

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe.Net Arşiv kategorisinde ihaveanidea tarafından oluşturulan Ceza Hukuku'nda temel felsefe ve ilkeleri sorgularken... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,111 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe.Net Arşiv
Konu Başlığı Ceza Hukuku'nda temel felsefe ve ilkeleri sorgularken...
Konbuyu başlatan ihaveanidea
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
Bugünlerde miladı 15 Temmuz kara hadisesine dayanan "idam" cezası çeşitli suçların karşılığı olarak hararetle tartışılmaya başlandı.


Öncelikle ilgili haberlerden birini veriyorum:





Ardından konuya gaisi itibari ile ucundan dokunan bir yazımı veriyorum:


Lakin metot ve felsefesi olmayan devletler yetki-arz çizgisinde merkez olmaktan çıkıp kanatlardadır.

Çok veren de devlet değildir çok alan da.



Bir başka husus can yandığında mantıklı ve objektif düşünmeye çalışmak ilkin doğru iken bunda aşırıcılık yapmak güveni azaltır.

Güven duyulmayan sistemler ya çöker ya da ona itaat edilmez.

Hırsızlık suçundan tutuklanmış kişi tutulduğu hapishanede öldürülse buna pek takılmayız.Ancak verilen cezaların suçlara denk olması gerekir.O insanın yaptığı yüz kızartıcı bir suç da olsa:

Hırsız birisinin malını haksız yolla aslen iktisap etmiş ve buna mütekabil suçunu hayatıyla ödemiştir.

Ortada bir kaç mal ve bir de hayat vardır.

Bunlar denk midir?Değildir.




Şunu düşünelim.İdam cezası geldiğinde hatta idama denk başka türlü "insan hayatı için geri dönüşü olmayan" cezalar getirildiğinde bunun sonu nereye varacak?


Çocuk istismarı,vatana ihanet ve hatta gündemimizi çoğunlukla meşgul eden kadına şiddet bile lanetlenecek derecede pis suçlardır.Allah,bunlar gibi ağır suçların mağduru insanlara çokça yardım etsin.




Fakat,durum o kadar basit çözümlü değil.Her ne kadar bu suçların niteliği belirttiğim gibi berbat olsa da bu suçların karşılığı olan idamın asla ve asla geri dönüşü yoktur.


Hal böyle olunca ülkemizde idam uygulanmaya başlandığı andan itibaren hukuk ve özellikle kamu hukukumuz ciddi bir sorumluluk altına girecektir.


Ayrıca postumda belirttiğim gibi maddi ve manevi bir suç işlemiş kişiler,bu suçlarını "canlarıyla" ödeyecektir.




Ha böyle deyince de bu aciz,alüfte çocuklarına idam cezası verilmesini savunmasam da bariz şekilde hadımlık cezası verilmesinin taraftarıyım.


Günümüz hukukunda vücut bütünlüğü çekirdek haklar arasında bulunsa da umrumda bile değil gerekli düzenlemeler yapılır ve "suç aletleri" ellerinden alınır.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Pedofili insanın beyninde ciddi anormallikler saptanmıştır ve tedavisi çok zordur. Hadım etmekten çok bu anormallikleri gidermenin yoluna bakmaları gerekiyor. Ölümsüzlüğün formülünü aramak yerine bu tip işlere zaman ayırmalılar.

Pedofili Beyni

Pedofil bireylerin beyinlerinde yapısal anormallikler olduğunu gösteren önemli deliller mevcuttur. Beyin gelişimi sırasında ortaya çıkan bu anormallikler belirli deneyimler ile -örneğin, çocukken istismara uğramak gibi- zihindeki yerini alır.

Pedofil bireylerin beyinlerindeki anormallikler; zorlanmaya, muhakeme zayıflığına ve tekrarlı düşüncelere sebep olabilir. Beyindeki bu anormallikler, erken nörogelişimsel bozulmalardan kaynaklanır. Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) tekniği ve pozitron emisyon tomografisi taramaları (PET) kullanılarak, pedofil bireylerin beyinlerinde, frontal ve santral bölgelerde anormallikler olduğu belirlendi. Daha da özelleştirirsek, santral striyatumdaki gri maddede hacimsel azalma söz konusudur. Sonuç olarak da, beynin ödül merkezleri, orbital frontal korteks ve beyincik, etkilenen kısımlardır. Beyindeki bu bölgeler, bağımlılık davranışında önemli bir role sahiptir. Ödül merkezleri, ödül sinyallerinin ve ödül beklentisinin merkezi aracılarıdır. Striyatum ve orbito frontal korteks ise bu ödül sistemlerini kontrol eder. Sonuç olarak da, ödül eksikliği karmaşası, kompülsif ve bağımlılık davranışlarında yer alan dopamin nörotransmisyonunu bozmaktadır. Frontotemporal işlevsizlikten kaynaklı, pedofili, obsesif-kompülsif spektrum aralığına düşen psikiyatrik hastalıklarla benzer nöral karakteristikleri paylaşır. Bu dürtüsel hastalıklar; patolojik kumar, kleptomani ve hatta Tourette sendromunu da içerir. Bu iddia üzerinde tartışmalar sürse de, fizyolojik ve genetik örtüşmelerin varlığına dair önemli deliller mevcut. Yapılan çalışmalar, özellikle frontostriyal devrelerdeki değişikliklerin, obsesif-kompülsif davranışa neden olan önemli bir anormallik olduğunu göstermiştir. Pedofiller, dürtülerini kontrol etme yeteneğinden yoksun oldukları için uygunsuz davranmaya ve zayıf muhakemeye sahiptirler. Bu yapısal değişiklikler, pedofil birisi tarafından sergilenen anti-sosyal davranışların temelini oluşturmaktadır. Pedofiller, tekrarlı düşüncelerle ve dürtülerle yüklü haldedirler. Sonuç olarak da, bu istekleri toplumsal olarak kabul edilemez olan ve hatta -bir zamanlar- yasadışı olan davranışlarla yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Çoğu pedofil, bu ahlâksız davranışlarından sonra utanç ve suçluluk ifade eder, çünkü nörolojik işlev bozuklukları, duygularla değil kesinlikle dürtülerle ilgilenir.

 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst