- 19 Ağu 2008
- 3,589
- 179
- 63
- 61
ÇELİŞKİSİZ SENTEZ
İnsan düşünür, ne düşündüğünü düşündüğünde ise düşünmüş olduğunu düşünür. Düşüncenin düşüncesi doğar bundan. Düşüncenin düşüncesi, düşüncenin karşı-tezidir. Her iki düşünce çatışır ve yeni bir düşünce çıkar ortaya. Yeni olan bu düşünce bir bilgi kaynağıdır. Ancak yoğrulmamış ve ham bir bilgidir henüz. Bu durum yeniyi sorgulayan bir düşüncenin habercisi olup ilk iki durumdan farklı noktaya düşer. Bu aşamada düşünceye dayalı düşünce ile, bilgiye dayalı düşünce ayrışmaya başlarlar. Sentezlenirler ve sentez çelişkiye düşmeden bir yeni düşünceyi doğurur. – buna çelişkisiz sentez adını veriyorum- Çelişkisiz sentez bir yapı oluşturur. Bu aşamada düşünce eylem ile zıtlaşır, pratiğin katılımı ile yeni bir çelişki yaşanır. Yapısal düşünce bir temel taş olmadan önce pratik ile çelişkisini yaşamak zorundadır. –buna zorundalık ilkesi diyorum-
Düşünceye dayalı düşünce, bilgiye dayalı düşünce ve yapısal düşünce pratik ile kendilerini doğrulamak için yep yeni bir çelişkiyi yaşarlar ve bunu görmek isterler. Yeni olan durumu düşüncenin eylem-pratiği ile yaşadığı öz-denetim olarak yorumlamak mümkündür. Bu aşamada dengeyi yaratmak isteyen bir kaos/dengesizlik yaşanmaya başlar. İlk düşünce pratik ile sentezlenir ve bir yapı taşı oluşturur. Düşüncenin eylem pratiği ile sentezlendiği yapı taşları oluştuğunda ilk düşünce kendiliğinden yok olur. Bu son durumda ise denetlenebilir bilgi/düşünce doğar.
Denetlenebilir bilgisel düşünce eş-düzey düşüncelerle yeni bir çatışmaya girer. Eş-düzey düşünceler arasındaki çatışma bir belirsizliğe yol açarlar önce. Hiyerarşik bir duruşları yoktur onların. Bu son durum yoğunluğun atmasına neden olur. Çatışma en yüksek noktalarda yaşanmaya başlar. En küçük parçacık bile çok büyüktür artık. Doğrusal çizgi bu çatışmaların sonucunda ortaya çıkarlar. Doğrusal sonuçlar ortaya çıktıklarında onlar artık birer veridirler.
Temel taşından veriye dönüşen düşünce yeni bir düşünceyi doğurur. Düşüncenin sonsuz devinimi böylece pratikle sonsuz çelişkisini yaşar. Bilgiye dayalı pratik ile doğrulanan düşüncelerin yoğrulmasında zaman ögesi akışkandır. Zaman yeniyi yıpratma çelişkisini yaratır. Tortusal düşünce zaman ile başka boyutta farklı bir çelişki içerisindedir. Tortusal düşünce zaman ile girdiği çelişkide öncelik kazansa da bu durum onun saf/rafineri olduğunu göstermez. Bu son durum ile düşünce farklı bir boyut kazanarak görecelenir. Göreceli düşünce yapısal veri düşünce ile bir çelişki yaşamaya başlar. Çizginin sürekli değiştiği, çıtanın yükselip alçaldığı dilimler arasında düşünceler tutunmaya çalışırlar. Bu aşamada düşünceler kendileri ile bir kırılma yaşarlar. Güncele düşenler yok olur, diğerleri sonsuzlaşırlar...
Küçüksu,
16 Ağustos 2008
İnsan düşünür, ne düşündüğünü düşündüğünde ise düşünmüş olduğunu düşünür. Düşüncenin düşüncesi doğar bundan. Düşüncenin düşüncesi, düşüncenin karşı-tezidir. Her iki düşünce çatışır ve yeni bir düşünce çıkar ortaya. Yeni olan bu düşünce bir bilgi kaynağıdır. Ancak yoğrulmamış ve ham bir bilgidir henüz. Bu durum yeniyi sorgulayan bir düşüncenin habercisi olup ilk iki durumdan farklı noktaya düşer. Bu aşamada düşünceye dayalı düşünce ile, bilgiye dayalı düşünce ayrışmaya başlarlar. Sentezlenirler ve sentez çelişkiye düşmeden bir yeni düşünceyi doğurur. – buna çelişkisiz sentez adını veriyorum- Çelişkisiz sentez bir yapı oluşturur. Bu aşamada düşünce eylem ile zıtlaşır, pratiğin katılımı ile yeni bir çelişki yaşanır. Yapısal düşünce bir temel taş olmadan önce pratik ile çelişkisini yaşamak zorundadır. –buna zorundalık ilkesi diyorum-
Düşünceye dayalı düşünce, bilgiye dayalı düşünce ve yapısal düşünce pratik ile kendilerini doğrulamak için yep yeni bir çelişkiyi yaşarlar ve bunu görmek isterler. Yeni olan durumu düşüncenin eylem-pratiği ile yaşadığı öz-denetim olarak yorumlamak mümkündür. Bu aşamada dengeyi yaratmak isteyen bir kaos/dengesizlik yaşanmaya başlar. İlk düşünce pratik ile sentezlenir ve bir yapı taşı oluşturur. Düşüncenin eylem pratiği ile sentezlendiği yapı taşları oluştuğunda ilk düşünce kendiliğinden yok olur. Bu son durumda ise denetlenebilir bilgi/düşünce doğar.
Denetlenebilir bilgisel düşünce eş-düzey düşüncelerle yeni bir çatışmaya girer. Eş-düzey düşünceler arasındaki çatışma bir belirsizliğe yol açarlar önce. Hiyerarşik bir duruşları yoktur onların. Bu son durum yoğunluğun atmasına neden olur. Çatışma en yüksek noktalarda yaşanmaya başlar. En küçük parçacık bile çok büyüktür artık. Doğrusal çizgi bu çatışmaların sonucunda ortaya çıkarlar. Doğrusal sonuçlar ortaya çıktıklarında onlar artık birer veridirler.
Temel taşından veriye dönüşen düşünce yeni bir düşünceyi doğurur. Düşüncenin sonsuz devinimi böylece pratikle sonsuz çelişkisini yaşar. Bilgiye dayalı pratik ile doğrulanan düşüncelerin yoğrulmasında zaman ögesi akışkandır. Zaman yeniyi yıpratma çelişkisini yaratır. Tortusal düşünce zaman ile başka boyutta farklı bir çelişki içerisindedir. Tortusal düşünce zaman ile girdiği çelişkide öncelik kazansa da bu durum onun saf/rafineri olduğunu göstermez. Bu son durum ile düşünce farklı bir boyut kazanarak görecelenir. Göreceli düşünce yapısal veri düşünce ile bir çelişki yaşamaya başlar. Çizginin sürekli değiştiği, çıtanın yükselip alçaldığı dilimler arasında düşünceler tutunmaya çalışırlar. Bu aşamada düşünceler kendileri ile bir kırılma yaşarlar. Güncele düşenler yok olur, diğerleri sonsuzlaşırlar...
Küçüksu,
16 Ağustos 2008