Can bahsİ

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Din Bilimleri kategorisinde nefha tarafından oluşturulan Can bahsİ başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,145 kez görüntülenmiş, 2 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Din Bilimleri
Konu Başlığı Can bahsİ
Konbuyu başlatan nefha
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan nefha

nefha

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
86
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Akli bahis, inci ve mercan bile olsa can bahsi, başka bir bahistir. Can bahsi başka bir makamdır, can şarabının başka bir kıvamı vardır. Akıl bahisleri hüküm sürdüğü sırada Ömer’le Ebülhakem sırdaştı. Fakat Ömer, akıl aleminden can alemine gelince can bahsinde Ebülhakem, Ebucehil oldu. Ebucehil, cana nispetle esasen cahil olmakla beraber his ve akıl bakımından kamildi.

Akıl ve bahsi, bil ki eser, yahut sebeptir (onunla müessir ve müsebbip anlaşılır). Can bahsi ise büsbütün şaşılacak bir şeydir.

Ey nur isteyen! Can ziyası parladı; lazım, mülzem, nafi, muktazi kalmadı. Bir gören kişinin. Nuru doğmuş parlamaktayken sopa gibi bir delilden vazgeçeceği meydandadır.

Mevlana
 

nefha

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
86
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Ey Can! Şu fâni varlıklara gönül vererek yerlerde sürünme; Aşk kanadını aç da, birazcık yüksel, uç! Çünkü ay, yerde değildir, yücelerdedir; Gölge ise aşağılardadır! Dilenciler gibi her kapıyı çalma, Her kapıdan bir şey bekleme! Aklını başına al, yer kapılarını çalma da Gök kapısını çal! Korkma; sen, Üstün bir varlıksın! Elin göklere kadar uzanır; Gök kapısını çalabilirsin!" Hz. Mevlâna
 

nefha

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
86
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Yürü, can gözünü aç

Yürü, can gözünü aç,
şu âşıklara bir bak hele:
Nasıl sarmaşdolaş, gönül gibi bir şey olmuşlar,
nasıl gelmişler can gibi
elsiz, ayaksız hale.

Bahçeden daha güler yüzlü onlar,
gülden daha güler yüzlü.
bilgiden daha doğru,
akıldan daha hünerli,
serviden daha hür.
Ölmezlik suyundan daha arı, duru.

Hep zerreler gibi hovardalar.
Güneş onlara kaftan.
Balçığa ayak basmışlar,
baş komuşlar gönül dizine.
Kanların üzerinden geçmişler,
kan denizlerin dalgaları arasından.
Etekleri gene tertemiz;
bir şey bulaşmadan eteklerine.

Diken içindeler,
ama gül gibiler.
Hapisteler,
ama şarap gibiler.
Balçık içindeler,
ama gönül gibiler.
Gece içindeler,
ama sabah gibiler.

Sen onların şarabını bir iç de gör:
Naıl birdenbire ferah olur, aydınlanır yüreğin,
birdenbire nasıl unutulur her şey,
nasıl birdenbire gözlerinin içi güler.



Mevlana Celaleddin Rumi
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst