- Konbuyu başlatan
- #1
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Paylaşımınız için teşekkürler..Sosoyolojinin iki kavramından söz edeceğim:Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.
Ben türkçe dahil tüm dillerin tüm ülkelerin tarihleri gibi asimile olup kaybolması yanlısıyım. Beni ben yapan şeyin, dilim, ülkem,dinim olduğuna inanmıyorum. İnsanı insan yapan düşünceleri ve eylemleridir. ve düşünceler rahatlıkla tüm dillerden tek bir dile kişinin anlayabileceği halde çevrilebilir.
İnsanı insan yapan düşünebilmesidir evet...İnsan, kavramlarla, dille (kullandığı dille) düşünür...Dil, insanın beynidir...Düşünceden sadece gündelik hayatın gereksinimlerini kastediyorsanız, tüm dillere karşılık basit bir iletişim dili oluşturabilirsiniz...Kabile dili...Hatta sembolik...Hatta hiyeroglif...Hatta doğadaki sesleri taklit edebiliriz...Hatta....İşaret dili...
sezin benim söylediklerimden senin varsaydığın ilkellik çıkmaz ya hadi çıktığını varsayalım insanlık ailesi senin saymış olduğun tüm süreçlerden fazlasıyla geçmiştir. Ve tarihte binlerce dil kaybolup gitmiştir. Daha bugün hürriyette meksida konuşulan bir lehçeyi yalnız iki kişin bildiğine ve onlarında birbirleriyle olan dargınlıkları yüzünden bu dili konuşmadığını ve kimseye öğretmediğini yazıyordu. Demek ki adamlara ispanyolca yahut kullandıkları diğer lehçeler fazlasıyla yetiyor ki bir dili rahatlıkla öldürebiliyorlar.
Aynen öyle..Öldürüyorlar ve sonra sömürgeleşip kendileri de ölüyorlar...
TDK nın abukluklarını biliyoruz.Ama tüm yaptıkları abukluktan ibaret olmamıştır hiç bir zaman...Çok güzel sözlükler de hazırladılar...Onca Türkoloji mezunu ne yaptı peki?Sahip çıkmadılar...Yunus'un , Karacaoğlan'ın diline...geliştirmediler.
bilimsel anlamda geri kalışımız dilimize de yansıyor..yıllar önce yurtdışından gelen yabancı bir arkadaşımla bir gün matematik ve fizik sohbeti yapıyorduk..(kendisi italyan asıllı amerikalı ve harvard mezunu)..kimi terimlerin türkçesini sordu ben de söyledim..ama işin kötü yanı, İngilizce kelimeleri Türkçe ye uyarlamışız..yani, o da şaşırdı..kendinize has bir bilim diliniz yok mu dedi..yok dedim, bilim yok ki dilide olsun.
Belki de böylesi doğruymuş..zira üreten onlar, neden biz yeni kelime bulalım ki..
bilemiyorum hangisi doğru.
Aslında ben de Türkçeye öneri/tavsiye anlamı taşıyan aynı zamanda emir olarak kullanılan ek "se/sa"nın yerine "should" gibi kelimelerin getirilmesinden yanayım.Ülkemizde kullanılmakta olan ve "ayrıcalıklı" bir sınıf yaratan hukuk ve tıp dillerinin de Türkçeleştirilmesinden yanayım...
Aslında ben de Türkçeye öneri/tavsiye anlamı taşıyan aynı zamanda emir olarak kullanılan ek "se/sa"nın yerine "should" gibi kelimelerin getirilmesinden yanayım.
Ben dünyada bu kadar sakız gibi çekilerek her şeyin her anlama gelebileceği bir dil olabileceğini sanmıyorum. Bu konuyu da açıklayacağım. Öncelikle "Should" konusunu açıklayayım. Cep telefonu veya msn üzerindeki arkadaşlarımla yazışmalarımda pek ideal olduğumu söyleyemem.Bu yüzden pek yazışmıyorum arkadaşlarımla.Nette yazışmalarımdan sonra ya telefon ederler sonrasında, ya bir daha seninle nette yazışmayacağım derler, ya da küserler. Örneğin şöyle bir örnek yazışma vereyim.
XXXXXX: - Bir kaç yerden iş teklifi aldım. Ya Bursa'ya gideceğim ya da İstanbul'a gideceğim.Ama emin değilim İstanbul boğuyor beni.
Fides: -İstanbul'a gitsene. Hem ordan istediğin yere geçersin
XXXXXX: - Bana emir verme
Fides: :S
Başka bir konuşma.Öncesinde bir muhabbet geçmiş.Ardından;
XXXXXX: - .....bir şey söyleyeceğim sana şimdi inanmayacaksın.
Fides: -Söylesene
XXXXXX: - Lütfen bana emir kipiyle konuşma.
Fides: :S
Türkçe ilginç bir dil.
Şunu yapsana.
Şunu yapsana!
Aynı cümle sadece sonunda birinde nokta diğerinde ünlem var.Birisi öneri anlamı taşırken diğeri emir anlamı taşıyor.Belki de bu yüzden jest ve mimiklerimiz daha gelişmiştir.
Msn ve telefon mesajlarımda forumda dikkat ettiğim kadar etmem noktalama işaretlerine. Ama bu Türkçe'de çok oluyor
Ayrıca sıradan fiiller "almak,vermek,yemek,içmek, götürmek" kelimeleri her an her anlama gelebiliyor. Yeri geldi mi argoda bile kullanılıyor.Eleştirdiğim zaman, zaten toplum olarak pek kibar olduğumuz söylenemez(hemen de kendi kabalığıma yandaş buluyorum) Bunu başka bir dille karşılaştırdığımda Örneğin İngilizce bana göre çok çok daha kibar Türkçeden.Ama nedense "amele dili" olarak da söylendiği de olmuştur. Bunun tarihe yorumluyorlar Öneri anlamında "should" emir ya da kural anlamında "have to" ya da "must" kullanılabiliyor.
Kişisel olarak tavsiye ve öneri olarak farklı kelimelerin(dolandırmadan) emir yerine de farklı bir kelime kullanarak kendimizi ifade etmeyi isterdim.Taktım ben "should" a ama çok dertliyim Türkçe konusunda. Ayrıca saf bir dil olmasını beklemiyorum diller birbirinden etkilenmiştir tıpkı diğer dillerin de etkilendiği gibi bu kaçınılmaz.
Bilmem hiç ütopya kurdunuz mu?Benim ütopyamdaki özelliklerden biri de bütün insanların sadece tek bir dili kullanması. Dünyada sürekli bir dil yok oluyor.Bu aynı zamanda kültürün de yok olduğunu gösteriyor. Efkara bağlandım şimdi Türkçeyi koruyalım falan desem yazdığımdan utanacağım... Bu konu uzar arkadaş...Bu memlekette dil konusu çok dertli bir konu.Valla dil dile gelir oturur ağlar.
Dil konusundaki saptamalar kötülemek amacıyla yapılmamıştır, sadece durumu ortaya koyar.İletişimde:Kendi dilini yetersiz gören arkadaşlar acaba bugüne kadar hayatlarındakş iletişim olgusunu nasıl yoğurmuşlar merak ediyorum
Kendi dilini yetersiz gören arkadaşlar acaba bugüne kadar hayatlarındakş iletişim olgusunu nasıl yoğurmuşlar merak ediyorum