Bilinmeyen Hitler - Aytunç Altındal

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kitaplardan Alıntılar kategorisinde Objectivity tarafından oluşturulan Bilinmeyen Hitler - Aytunç Altındal başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,155 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kitaplardan Alıntılar
Konu Başlığı Bilinmeyen Hitler - Aytunç Altındal
Konbuyu başlatan Objectivity
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Okültizm (Gizli İlimler) Nazilerin iktidara gelmesinde çok önemli bir rol oynamıştı fakat yakın zamana kadar Nazizm'in bu yönü tarihçiler tarafından ya hiç bilinmemiş ya da görmezden gelinmişti. Nazi dönemine tanıklık etmiş bir Alman tarihçisinin sözleriyle belirtirsek "Hitler Bir İş Kazası Değildi!" Bu gizli Okült örgütünü kuran, yöneten ve Hitler'e iktidar "Yolunu Açan" (Wegbereiter) bir kişinin hiç değinilmemiş, hep gizli tutulmuş bazı yönleri ilk kez bu kitapta belgeleriyle dünya kamuoyuna açıklanmaktadır. Hitler'in gerisinde, perde arkasından onu yönlendiren Thule adlı gizli bir örgütün bulunduğuna dikkati ilk çeken akademisyen Dr. Reginald Phelps olmuştur. Phelps, 1963'te "Journal of Modern History" dergisinde Thule'yi ve Sebottendorff'u anlatan uzun bir inceleme yayınlamıştı. Bir yıl sonra Alman tarihçi Dietrich Bronderde bu konuyu inceleyen bir kitap yayınladı. Bronder, çalışmasında Thule'nin çok tehlikeli fakat tarihçilerin dikkatinden kaçmış gizli bir Okült merkezi olduğunu anlattı. Bu örgütün kurucusu Baron Kudolf von Sebottendorff'u ise eşi bulunmaz bir "Konspiratör" olarak tanımladı. 1989'dan sonra özellikle Avrupalı ciddi televizyon kanalları Nazizm ve Okült bağlantısını işleyen diziler ve belgeseller hazırladılar. Örneğin, Avusturya Devlet Televizyonu tarafından hazırlanan dizide Thule oldukça ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştı. Daha sonra Kanadalı ve Amerikalı özel belgesel yapımcıları da bu konuyu işleyen diziler hazırladılar. Gördükleri büyük ilgi üzerine haftalık video kasetleri ve dergiler çıkarmaya başladılar. Sebottendorff ve Thule olmasaydı, ne NSDAP (Nazi Partisi) ne Hitler, ne Holokost, ne de milyonlarca ölü olurdu. Sebottendorff ve Thule, Adolf Hitler'i arkasından iterek tarih sahnesine çıkartan göze görünmeyen güçlerdi. Öyle ki, Hitler'i işbaşına getiren kadrodaki ilk on kişinin tamamı bu gizli örgütün üyeleriydiler. Bunların arasında Dietrich Eckart'ı, Alfred Rosenberg'i, Rudolf Hess'i, İçişleri Bakanı VVilhelm Frick'i ve Hitler'in avukatı Hans Frank'ı (Polonya Kasabı) saymak yeterli olur sanırım. Alman akademisyen Klaus Kreiser'in yazdığına göre, Sebottendorff, Hitler'in hem yol göstericisi hem de rakibi olmuştu. Başka bir Alman tarihçiye, George L. Mosse'ye göre de Thule Örgütü DAP'ı (Alman İşçi Partisi) kurarak Nazilere iktidar yolunu açmıştı. Bu parti kısa bir süre sonra Hitler'i Genel Başkanlığa getirdi ve adını NSDAP (Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi) olarak değiştirdi. Thule'nin 1200 kadar aristokrat ve zengin üyesi bu partiyi perde arkasından destekledi ve bu üyeler Adolf Hitler'i iktidara taşımadan önce Thule'nin "Dünya Görüşü"ne uygun olarak eğittiler. "Bilinmeyen Hitler"de tarihin en şaşırtıcı liderlerinden biri olan Adolf Hitler'in alışılmadık bir portresini okuyacaksınız. Ailesiyle ve yetiştiği ortamla ilgili dünyada az bilinen, Türkiye'de ise bilindiğini sanmadığım bazı 'Garip' özelliklerini bulacaksınız. Daha önemlisi çeşitli sahte kimliklerin ardına saklanarak kendisini Tarih'ten ve akademisyenlerden on yıllarca gizlemeyi başarmış bir "Casus"un yaşamını ve Türkiye'deki faaliyetlerini öğreneceksiniz. Bu kişi Hitler'in "Yol Göstericisi" ve "Rakibi" olan Baron Rudolf von Sebottendorff tur.
• Baron Rudolf von Sebottendorff, Türk vatandaşıydı! Sebottendorff la ilgili bazı resmi belgeler işte ilk kez bu kitapta dünya kamuoyuna açıklandı.

"Bilinmeyen Hitler" okunması güç, hatta "Okültizm" (Gizli İlimler) ile ilgili akademik içeriği nedeniyle de alışılmadık tarzda zor bir kitaptır. "Bilinmeyen Hitler"in yayınlandığı Ekim 2000'den sonra Hitler'in anavatanı Avusturya'da "Hitler ve Okültizm" bağlantısını inceleyen iki akademik eser yayınlandı. Bunlardan biri Eduard Gugenberger'in Hitlers Visionaire/Die Okkulten Wegbereiter des Dritten Reichs (3. Reich'ın Okültist Öncüleri/Yol Göstericileri) idi. Kitap Viyana'da Mayıs 2001'de Ueberreatur Yayınevi'nce çıkarıldı.
Hitler iktidara gelince kendi karanlık geçmişiyle ilgili bilgilere sahip olan herkesi öldürtmüştü. Hitler'in babası Alois'un kuvvetle muhtemelen Alman veya Avusturya asıllı değil 'Çek' asıllı olduğunun altını çizmiştim. Bu görüşümü doğrulayan bir belge/bilgi geçtiğimiz aylarda Amerikalı araştırmacıların ilgisine sunulmuş. Amerika'daki bir dostum, C1A arşivindeki Hitler'le ilgili bir gizli dosyanın 'Classified' (Yayın yasağı konulmuş gizli bilgi) olmaktan çıkartıldığını bildirdi. 3 Aralık 1942 tarihli bu gizli raporun üzerindeki 60 yıllık yayın yasağı kaldırılmış. Dosyanın mikrofilm katalog giriş sayısı "OSS/CiA 069-5930" olarak bildirilmiş ve yasağı kaldırma tarihi de anlaşılan iki yıl sonra yürürlüğe girmesi kaydıyla Mayıs 18, 2000 olarak düzenlenmiş. Bu belgede Hitler'in babasının Çek asıllı olduğu belirtilmiş!
"Bilinmeyen Hitler"de ırkçılığın ve Nazizm'in temelindeki Okült geleneğini ve bununla birlikte gelişen gizli bir örgütün dünyanın başına ne gibi dertler açtığını anlattım. Bu tip gizli örgütler ilginçtir ki günümüzde geçen yüzyıldan daha etkili durumdalar. Örneğin P2 Mason Locası ve AMORC (Mystical Order of Rosy Cross) gibi Okült örgütleri 'Synarchic' (Devlet Egemenliğine Ortak Baskı Grubu) yapılarıyla devletlerin iktisadi, siyasi, toplumsal, tarihsel ve kültürel gelişimlerine müdahale edebilmek ve onları kendi istekleri doğrultusunda yönlendirebilmek arzusundadırlar.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:35 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 19:50 ----------

Bu insanlar benim gerçek kimliğimi hiçbir zaman öğrenmemelidirler. Benim nereden geldiğimi ve aile geçmişimi hiçbir zaman bilmemelidirler. Adolf Hitler – 1930

5 Kasım 1937'de Almanya'nın Führer'i Adolf Hitler gizli bir savaş konseyi topladı. Bu 'en üst düzeyde gizli' toplantıya Dışişleri Bakanı Baron Konstantin von Neurath, Savaş Bakanı General Werner von Blomberg, Genelkurmay Başkanı ve Kam Kuvvetleri Komutanı Freiherr Werner von Fritsh, Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Erich Raeder ve Hava Kuvvetleri Komutanı Hermann Göring katıldılar.
Hitler, Almanya'nın ve Avrupa'nın geleceği ile ilgili gerçek düşüncelerini işte ilk kez bu gizli toplantı sırasında açıkça dile getirdi. Savaş konseyinin toplantısı Hitler'in şu kısa konuşmasıyla başladı:
"Bu sözlerim benim sizlere vasiyetimdir. Eğer hedefime ulaşamadan ölürsem gerekeni yapın..."

Bu dokunaklı açış konuşmasından sonra Hitler bir süre suskun kaldı; sonra ondan beklenmeyecek kadar alçak fakat kesin kararlılık gösteren bir sesle sözlerini sürdürdü: "Bütün iktisadi ve toplumsal zorluklar, ırksal tehditler ve tehlikeler toprak yetersizliğinin üstesinden gelinmek suretiyle çözümlenebilir. Almanya'nın geleceği işte buna bağlıdır... Bu toprak eksikliğini gidermenin yolu Avusturya'nın ve Çekoslovakya'nın Almanya tarafından en kısa zamanda ilhak edilmesinden geçmektedir. Almanya'nın toprak eksikliği sorununu çözümlemesi için güç kullanılması tek çıkar yoldur.
Hitler'in açıklamaları toplantıdaki generallerin üzerinde soğuk duş etkisi yapmıştı. Bu sözler bir 'vasiyet' olmaktan çok bir ültimatomu çağrıştırıyordu. Generaller şaşkınlıktan dillerini yutmuş gibi oturuyorlardı. Acaba Führer durup dururken Almanca konuşan ve onun gibi Katolik inanca sahip komşu Avusturya'yı ve hiçbir askeri tehdit değeri olmayan Çekoslovakya'yı niçin işgal etmek istiyordu? Üstelik Avusturya onun anavatanıydı. 1. Dünya Savaşı biteli henüz yirmi yıl bile olmamıştı. Almanya'da düzenli ordu dağılmış, silah bulundurma sınırlandırılmış ve Almanya Versay Antlaşması'yla yüklü ve haksız bir savaş tazminatı ödemek zorunda bırakılmıştı. Hitler bu işgalleri yapabilmek için sokaklarda aylak dolaşan on binlerce başıbozuk askerden ve eski subaylardan oluşturulmuş 'Siyah Üniformalı' SS Birlikleri'ne mi güveniyordu? Dünyanın devleri Almanya'nın bu yeni işgalciliğine yine ağır bir ceza keserlerse o zaman yeryüzünde Almanya diye bir ülke kalmazdı. Belli ki Hitler bu tehlikeyi hiç umursamıyordu.

11 Mart Cuma sabahı saat 5:30'da Avusturya Devleti'nin Şansölyesi Dr. Kurt Schuschnigg yatağının başucunda çalan telefonla uyandı. Telefonda Avusturya Polis ve Güvenlik Örgütü'nün başı Dr. Skubl vardı. "Almanlar Salzburg'daki gümrük kapısını tek taraflı olarak kapattılar, iki ülke arasındaki tren seferleri durduruldu. Alman Birlikleri sınırlarımızda yığmak yapıyorlar. "Ertesi gün 12 Mart 1938'de Alman Birlikleri ellerindeki Pagan inançlarının simgesi 'toprağa ve kana tapınmayı' sembolize eden Gamalı Haçlı bayraklarıyla Avusturya sınırını geçerek ülkeyi işgale başladılar. İlginçtir ki Hitler, atalarının ve kendisinin eski vatanının işgaline, yeni vatanının ordularıyla ilkin kendi doğum yeri olan sınır kasabası Braunau am Inn'den geçerek başlamaları komutunu vermişti.13 Mart günü Avusturya'nın işgali tamamlanmıştı ve hızla kimliklerini açıklayan Avusturyalı Naziler, Führerlerini çılgınca alkışlayarak buyur etmişlerdi.
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst