Bilim Adamları ve Filozofların Kısa Öz-Geçmişleri

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe.Net Arşiv kategorisinde faust tarafından oluşturulan Bilim Adamları ve Filozofların Kısa Öz-Geçmişleri başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,617 kez görüntülenmiş, 2 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe.Net Arşiv
Konu Başlığı Bilim Adamları ve Filozofların Kısa Öz-Geçmişleri
Konbuyu başlatan faust
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Aksiyom
F

faust

Ziyaretçi
Archimedes(Arşimet) (M.Ö.287.212-Siraküza)
Yunan Matematikçi ve Fizikçisidir.Matematik ve Fizik problemlerine kendisini kaptırıp,yemek yemeği ve uyumayı unutan düşünürdür.Kitaplara konu olan,hamamda çıplak olarak sokağa fırlayıp ‘’evraka,evraka’’(Buldum,Buldum) diye haykıran yine bu düşünürdür.(Suyun Kaldırma Kuvveti)En büyük tutkusu problem çözmekti.Söylentilere göre,kumsalda bir geometri problemi üzerinde uğraşırken kendisine yaklaşan Romalı askerlerin farkına varmaz,saldırıya uğrayarak yaşamını yitirir.Kendinden emin bu düşünür.’’Bana bir dayanak gösterin,tüm dünya’yı yerinden oynatayım ‘’deme cesaretinde’de bulunmuştur.(Suyun kaldırma kuvveti)

Aristophanes Üzerine (M.Ö.445.395 - Atina)
Sokrates'i çok yakından tanıyan ve onun öğrencisi olan,mizaci kabiliyeti yüksek,edebi kişiliği ve tarihsel bilgisi olan bir düşünürdür.Bu tanımanın ötesinde bazı alışıla gelmedik durumlarda ortaya çıkmıştır.Düşünürün 423 yılında ''bulutlar'' adlı eserinde,Sokrates'i Atinalılar için bir tehdit unsuru,gençlere kötü örnek olarak aks etmiş bir eser olup,daha ileriki zamanlarda Sokrates'in savunmasında,savunmasına karşılık gelen ifadeler kullanmıştır.
Aristophanes ve Sokrates arasındaki anlaşmazlık ve tutarsızlık kişisel değildi.Aristophanes bulunduğu dönem içerisinde,Filozofların,gençlere ve Atina halkına kötü örnek sergilediğini düşünüp diğer kesimede saldırılarda bulunuyordu.(Yazar ve Düşünürler.)Bunu çok iyi bütünleştirdiği kendi mizahi ve eserleriyle dile getiriyordu.Diğer bir taraftan ise,Sokrates bulunduğu dönem ve psikoloji içerisinde,Aristophanes hakkında bazı yükümleride dile getirmesinin sebebi olmuştur.''Sokrates,Aristophanes hakkında;İnsanların zihinlerini daha çocukluklarından itibaren zehirlediği için,kendisini mahkemeye veren Meletos ve Anytos gibi fiili suçlayıcılardan daha tehlikeli olduğunu söyler''

''Bulutlar'' adlı eserinden bir bölüm alıntı

Bulutlar'ın Sokrates'inde tek bir kişide hiçbir zaman böylesine kusursuz bir biçimde bir araya gelmemiş olan en azından üç farklı tipi birbirinden ayırt edebiliyoruz.Birincisi;kötüyü iyi,haksızı haklı,güçsüzü güçlü gösterme sanatını öğreten bir sofist,İkincisi;Anaksagoras gibi,ateist bir doğa filozofu;dünyevi kaygılara karşı mutlak bir ilgisizlik içinde,aç ve pejmürde bir şekilde dolaşıp,kendisini her türlü dünyevi zevkten uzak tutan bir ahlak öğretmeni.Yeni tanrılara tapınma söz konusu olduğunda,bunlara ruhu arındırmanın araçlarını satan tüccar rahip kimliğinide ekleyebiliriz...Gerek Platon ve gerekse Ksenophanes,onun gençliğinde doğa felsefesi tarafından çekimlediği konusunda fikir birliği içindedirler;O,sofistlerle de arkadaşlık etmiş,fakat düşünce özgürlüğünün savunuculuğunuda yapmakla birlikte,sofistlerin karakteristik görüşleri oldukları savunulabilecek uzlaşımsal görüşlere en küçük bir saygı beslememiştir.Fakat sıra doğa biliminin kendisine geldiğinde o,doğa biliminden,bütün konular içinde en önemli konu olarak görme durumuna geldiği konu,yani insan yaşamını doğru ve iyi bir biçimde idame ettirilmesi adına uzaklaşmıştırO,bir yandan ister özel öğrencileriyle,ister halka açık konferanslarda yada ister festivallerdeki hitabet gösterilerinde olsun,parası ödenen bir meslek kapsamı içinde yer alan eğitim pratiklerine karşı çıkarken,diğer yandan sofistlerle temel konularda ayrılığa düştü.Üçüncü tipe,bilerek isteyerek yoksulluk içinde yaşayan çileciye gelince,paraya,kılık kıyafete ve çok lezzetli yemeklere olan kayıtsızlığı dikkate alındığında,Sokrates'in böylesi bir yoksunluğu bizatihi kendisi için istemediğini gösteren deliller olmasına rağmen,o böyle bir tiple muhtemelen çok güçlü bir benzerlik göstermekteydi;Sadece onun misyonunun önce gelmesindendi,bu.

Kaynak:Bulutlar Adlı Eserin (Aristophanes,clouds(trans.by A.H.Sommerstein,Oxford,Clarendon Press,pp.247-48,367,423-24)


Antoine-Laurent Lavoisier (1743.1794-Fransa)
Fransiz Kimyacısıdır.Lavoisier’i bilim dünyasına adını yazdıran hiçbir zaman buluşları olmamıştır(Bir buluşa yoktur).Aksine onu bilime bağlayan ve ötesini görmede etken olan bilme ve araştırma merakıydı.Kuramsal kimya’nın zemine oturmasında en büyük etken olmuştur.Lavoisier’in dikkatli ve titiz oluşu,bilimi ışığa yaklaştırn yine bu etkendir.Yöntem itibari ile oksijen gazını esasında keşfeden,ünlü kimyager Joseph priesley’dir.İsmi de ‘’Yetkin Gaz’’dır.Oksijen gazı’nın gerçek varlığının bilinmesi,Lavoisier’de kendini bulur.Bunun ötesinde bulunduğu dönem içinde,siyasi olaylar içindedir ve parti etkinliklerini sürdürmektedir.Siyasi kargaşa ve bilim merakı Lavoisier’in giyotin’le kafasının bedeninden ayrılmasına sebep olmuştur (Oksijen Gazı)


Charles Darwin (1809.1882-İngiltere)
İngiliz Doğa bilimcisidir.Darwin’in doğa merakı ve hayvanlara olan ilgisi daha küçük yaşlarda başlamıştır.Bu nedenle de çevresiyle hiç uyum sağlayamayan bir bilim adamı olmuştur.Ne Varki,bu tutumu çocuk yaştaki Darwin’i ,babası ile aralarının devamlı açılmasına ve ters düşmesine,babası tarafından ‘’Seni anlaşılan ava çıkma,köpeklerle eğlenme ve fare yakalama dışında hiç birşey ilgilendirmiyor.Geleceğin,kendin ve ailen için yüz karası olacaktır.’’ Sözü hep dile getirilecektir.Okul yaşantısında da başarıyı elde etmiş değildir.Kimi hocası ona ‘’aptal’’ gözüyle dahi bakıyordu.Kim bilir,ileride bilime ışık tutacak şeylerin buradan geçtiğini.Okul yaşantısı devam ederken,Darwin yine kendi dünyası içinde boş durmayıp,böcek koleksiyonu dahi yapmıştır.Az da olsa çevresinin beğenisini kazanmıştır.İleriki zamanlarda,evrim teorisini dile getirişi,din adamları ve kendisi için son nokta gibi görünüyordu.Bu kez şans Darwin’den yanaydı.Sonu bazı bilim adamları gibi kafası bedeninden ayrı olmayacaktı.(Darwin’e bilim yolunu açan,Güney Amerika kıyılarında gezintiye çıkmış oluşu ve bu olanağı kendisine tanınmış olmasıdır.Bu süre zarfında (Beş Yıl)evrim teorisinin açıklığa kavuşması,evrim teorisini Darwin’de son noktaya ulaştırmıştır).(Evrim Teorisi,Canlıların Kökeni)
Bunun dışında, Darwin’inde büyük babası,kendi gibi büyük bir doğa bilimcisidir.


Diogenes (Diyojen) (İ.Ö.413.323-Sinop)
Yunan Filozofudur.Platon tarafından ‘’Çılgın Sokrates’’ adıyla anılırdı.Erdemin en üstün ‘’iyi’’ olduğu kanaatindeydi.Yaşamıda düşüncelerine uygun olarak geçmiştir.Ayakkabısız dolaşır,bir fıçı içinde uyurdu.Çeşmeden avucuyla su içen bir çocuğu görünce,su tasının gereksizliğine inanmış,tasını atıp kırmıştır.Kendisinden bir isteği olup olmadığını soran Büyük İskender’e ‘’Gölge etme başka ihsan istemem’’ deyişi,davranışlarını beğenmediği çoğunluğu küçümsemek için,Atina sokaklarında güpegündüz fenerle ‘’ Adam’’ aramaya kalkışan,hareketi reddeden düşünür,Zenon’un dersinde ona cevap olarak kalkıp yürümeye başlaması,günümüze kadar ulaşan ünlü davranışlarındandır.


Ernest Rutherford (1871.1937-Yeni Zelanda)
Yeni Zelanda'lı fizikçisidir.Hiçbir şekilde kuramsallığı kabul etmeyen,herşeyi deneysel olarak inceleyen katı bir fizik bilginidir.Onun için tek bir bilim dalı vardır,o da fiziktir.Diğerleri onun için sadece pul koleksiyonudur.Nobel ödülünü kimyadan aldığını hatırlatan dostlarına,kendisininde elementler gibi transmutasyona uğradığını söyleyerek,işi şakayla geçiştiriyordu.Rutherford dış yapısı itibariyle hiçte bir bilim adamını andırmıyordu.(Beyaz Önlük ve Gözlüklü ...).Rutherford dış görünüşü ile tamamen bir çiftlik ağasını ve aşiret reisini andırıyordu.Esmer irikıyım yapısı,gür sesi ve pos bıyıklarıyla heybetli bir kişiydi;Laboratuvarında birşeyler tersine gitmeyi versin,kükreyen sesi ortalığı sarsar,asistanları susup kalırlardı.Elbetteki bu ürkütücü bilim adamınıvar eden şeyler bunlar değildi.Bilimle onu özdeşleştiren iyi kalpli ve kararlı oluşudur. (Atom Teorisi)


Albert Einstein (1879.1955-Almanya)
Alman Fizikçi ve Filozofudur.Küçük Albert yaşamının ilk yıllarında,annesi ve babası gözünde hiçbir yaşam belirtisi göstermiyordu.Konuşmaya okul yıllarında başlamış ve zorluk içerisinde bitirmiş bir bilgindir.Ne Var ki,küçük Albert hem konuşamama hem de içindeki büyük dünyası,annesi ve babasını hayrete düşüyürdu.Konuşmaya başlamasınada sebep olan,içindeki dünyasının dile getirilme çabasıdır,kim bilir.Diğer bir sorun ise Albert’ın okul yaşantısı idi.Okuduğu okulu hapishane,öğretmenleri gardiyan olarak görüyordu.Bu bile küçük Albert’ı soru sorma,bilme ve anlama merakını kıramamıştır.Albert Einstein’ı filozofluğa iten bir etkende,okulda okutulan derslerin,tutarsız ve ezberci oluşudur.Daha sonraki yıllarda ezberci sistemi kendinde bozup,ileriyi görme adına birilerinin omuzlarına (Newton,Maxwell)çıkı,çok öteleri görmesi ve bunu kuramsallaştırması ,Einstein’ı bilimin öncülerinde biri yapar.Einstein’ın sıra dışı gibi görünen (Kendi halinde ve kendi içinde)yaşamı hiçte dışarıdan yadırganmıyordu.Yaşamıda düşünceleri gibi,belirgin,saf ve özentisiz geçmiştir.Kim bilir,Einstein’ın çocuksu ruhu ve saflığı,onu hep düşüncelerin başına getirmiş,hayallerine tepeden bakmasına sebep olmuştur (İzafiyet (Görelilik)Kuramı,Fotoelektrik Olayı…)


Galileo Galilei (1564.1642-İtalya)
İtalyan matematik,fizik ve astronumudur.Yapısı itibariyle (Düşünce olarak)çevresi ile uyum sağlayamayan,dönemin teoloji alanının başka kapılara açılmasında ve galilei'nin buna ters düşmesi yaşantısını hep etkilemiştir.Kilise ile devamlı ters düşüşü birçok tatsız olayıda beraberinde getirmiştir.Güneşin dünya etrafında değilde,dünya'nın güneş etrafında dönüşü kuramını dile getirişi galilei'nin yaşamının son noktası olur.Ama bu mahkumiyet galilei'nin değil,dinsel bağnazlığın kendi ölüm fermanı olur.Kilise işlediği ayıbın ezikliğinden bugün bile tam olarak kurtulmuş değildir. (Astronomi)


John Forbes Nash (13 Haziran 1928-ABD)
ABD'li Matematikçisidir.Profesörlük yapmaya başladığında karısı Alicia larde ile tanıştı.Nash'ın sorunu ise şizofreni oluşudur.Nash'ın şizofreni sorunları başlamadan kısa süre önce çiftin bir oğlu oldu.Hastalığının ilk belirtileri 1958 yılında görülmeye başladı.Bir oda arkadaşının olmamasına rağmen bir oda arkadaşından bahsedip,etrafındakileri korkutmuş ve oda arkadaşıyla yaptığı hayali sohbetler onun şizofreni olduğunu ortaya koymuştur. (Oyun Teorisi)


Leonardo Da Vinci (1451.1519-İtalya)
İtalyan Resam,Mimar, ve Filozofudur.Da vinci’nin resim sevgisi ve renkli kişiliği,bilgenin resim dışı etkinliklerini ört-pas etmiştir.Resim dışı çalışmaları Botanik,Jeoloji ve Fizyolojiye temel hazırlamıştır.Bu tür çalışmaları,tutarsız ve dağınık olduğu için belli bir zaman içerisinde kesinliğe ulaşmıştır.Başladığı bir işi yarım bırakıp,daha önce üzerinde düşünmediği bir proje üzerinde çalışan bilgindir. (Mona Lisa,Son Akşam Yemeği)


Marie Curie (1867.1934 - Polonya)
Polonyalı fizikçi ve kimya bilginidir.Daha genç yaşta hayatının çıkmaza girdiğini,yaşamının sonuna geldiğini düşünmüş ve ihtihar etmeye kalkışmıştır.Bu çaresiz durumdan onu kurtaran şey,bilime olan ilgisidir.Bunun dışında Marie,okul yaşamında başarısını devamlı göstermiş,hayatı birinciliklerle devam etmiş bir bilim kadınıdır.Bu başarısı ona,''Polonyum,Bizmut,Radyum'' elementlerinin bulunmasına sebep olmuştur.Hayatından koparamadığı radyoaktivite ileriki zamanlarda önüne hep çıkacaktır.Bunun ötesinde başarısı nedeniylede iki nobel ödülü kazanmıştır.(Birini bacquerel ile paylaşmıştır.) Bir zaman içerisinde kendisi gibi bilim dünyasından Pierre Curie ile evlenir.Kocasıda kendi gibi çok başarılı bir bilim adamıdır.Ne var ki,mutlu aile Pierre Curie'nin bir atlı'nın,arabası altında kalıp ölmedi,Marie Curie'yi derinden etkilemiştir.Kendini tamamiyle hayattan soyutlaştıran Marie,kendini tamamiyle laboratuvarına adamıştır.Çok geçmeden bu bilime olan ilgi ve sevgi,bir drama dönüşmüştür.Bulduğu radyoaktif elementler intikamını almıştır Marie Curie'den ve de bu yaşamının sonu olmuştur.
(Curie'nin hayatına son vermesine neden olan şey,genç yaşında sevdiği kişiye kavuşamamasıdır.Sonraki zamanlarda tanışır Pierre Curie ile ve evlenir.) (Radyo Aktivite)


Niels Bohr (1885.1962 - Danimarka)
Danimarkalı fizikçisidir.Küçük yaştaki Bohr,yaşama ümidi vermeyen,bulunduğu ortamda hep ikinci plana atılmış bir bilim adamıdır.Çevresi tarafından uyuşuk ve hımbıl biri olarak tanınmıştır.Bunun dışında okul öğreniminde başarılı ve birincilikleri Bohr'u bilim yolunda ilk'lerin arasına sokmuştur.Bu başarı elbette tesadüf değildir.Bunu dışarıya farklı aks ettiren Bohr,ikinci plana atılmış oluşu ve öğrenimi süresince haksızlığa uğrayışı onu,bilimin ötesine götürmüştür.Asistan olarak araştırma yaptığı üniversitede,hocası Thomsun ile hiçbir zaman uyum sağlayamamıştır.Thomsun,küçümsediği ve küçük gördüğü Bohr'un düşüncelerini yok sayıp kendine mal ediyor,düşüncelerinden dolayıda eleştiriyordu.Bunu sindiremeyen Bohr çıkış yolu arar ve Rutherford'un yanına gider.Bundan sonra başarısını hocasının çizdiği yolda dahada ilerletir ve nobel ödülü almaya hak kazanır,Bohr görüntüsü itibariyle hiçte hocasına benzemiyordu,dışarıdan cılız ve sıska biridir.Onu hocası ile bütünleştirip,atom'un kuramsallık teorisini ortaya konmasının baş nedenide bu yapısının ötesine geçmesidir. (Atom'un Kuramsallığı)


Pisagor (İ.Ö.570.490-Metapontes (Sisam))
Yunan Filozofu ve Matematikçisidir.Dünya’nın yuvarlak olduğunu dile getiren düşünürdür.Daha sonra Venüs gezegenini keşfetmiştir.Bunun dışında Pisagor’un öne sürdüğü düşünceler tepkilere neden olmuştur.Pisagor’un matematik,fizik,felsefe,astronomi ve müzikte getirmek istediği yenilikleri,buluşları hazmedemeyen bir takım siyasetçi ve gruplar halkı pisagor’a karşı kışkırtarak,okulu ateşe verip,pisagor ve öğrencilerinin bu alevlerle can vermelerine sebep olmuşlardır.(Matematik,Uzay Geometrisi)


Kaynak:Bilimin Öncüleri-Cemal Yıldırım,Kültür Ansiklopedisi,Sokrates(Say Yayıncılık)
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Ynt: Bilim Adamları ve Filozofların Kısa Öz-Geçmişleri

emeğine sağlık arkadaş,

devamı varsa onları da aktarırısan daha zengin olacak, paylaşım için teşekkürlerimi iletiyorum
 

Aksiyom

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Tem 2009
Mesajlar
569
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Bilim Adamları ve Filozofların Kısa Öz-Geçmişleri

Emeğine sağlık..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst