beni geçtim karşımdaki kim

ben kimim? bundan daha garibi karşımdaki kim?

Bu nasıl bir konu başlığıdır?Çöp gibi ortaya konu atmışsın.Sen neyi öğrenmeye çalışıyorsun? Kimle konuşuyorsun?Aynayla mı?
Muhtemelen senin karşındaki kendi enkazın...

mesela bu soruyu kendime sorduğumda somut cevaplar alabiliyorum çünkü soru ve cevap aynı oluyorlar. karşımdakine sorduğumda
ise aldığım cevaplar tamamı ile soyut cevaplar oluyor. ifadenin temelinde bu var zaten. soyutluk.
ifadenin temelinde güvenilmez bir zemin var. ellerimiz, yüzümüz, dilimiz vs...
bahsetmeye çalıştığım bu ifade araçlarının ne kadar güvenilmez oldukları.eğer kendimizi bir aynanın karşısına geçip tanımaya çalışırsak muhtemelen yanılacağız aslında aynadaki kişi başka biri hatta başka bir şey. kendini tanımanın tek yolu zaten kendin olmaktır, herhangi bir anlatım aracına başvurmadan yapılabilir bu.
iş karşındakini tanımaya gelince(bu aynadaki kişi bile olsa) ifadeyi algıyı kullanma zorunluluğu ortaya çıkıyor. bu da bizi
yanıltıyor. ya da aynı soruya karşı binlerce cevaba yöneltiyor.
ve şu an senin(seyduna) verdiğin gibi saçma sapan cevaplar yazmamıza sebep oluyor. merakımı mazur gör... aynaya baktığında ne görüyorsun sen. blok blok apartmanlar mı?

Sen kendine bu soruyu sorduğun zaman nasıl somut cevaplar alıyorsun? Neymiş o somutluk?
Sana kendini anlat dediğin zaman nasıl anlatırsın? Başkasını nasıl anlatırsın?
Saçma sapan konular açan sensin.Çöplük gibi 2 zırva cümle yazıp atmışsın ortaya. Daha buranın felsefe temelli bir yer olduğunu bile idrak edememişsin. Kendini bile ifade edemiyorsun.

b

bir şeyin soyut olması için insan süzgecinden geçmesi gerekir. soru-cevap gibi mesela. kendime kim olduğumu sorarsam eğer alacağım cevap yanıltıcı olacaktır çünkü sonuç soyuttur. şöyle anlatayım. olduğu yerde duran bir taş somuttur,, soru ve cevabı içerisinde kendiliğinden barındırır. ve taş bu yüzden kendini bilir ya da kendidir. ben de öyleyim. kim olduğumu anlamak için kendime soru sormuyorum. biliyorum ki, her sorumun karşılığı yanıltıcı cevaplar olacaktır.
biri bana kendini anlat demişse eğer bir nedeni vardır bunun... kim olduğumdan ziyade,, amacına yönelik olarak işine yarayacağı kısım önemlidir. mesela iş başurularında kimse senden felsefi bir anlatım beklemez,, önemli olan o işle alakalı olabilecek becerileri ya da beklentileri, karşılayıp karşılamayacağındır,, bunu bilmek isterler. belki de aşk dışında her tanıma amacı, amaca(somut) yöneliktir.
insan cevabını bildiği soruyu kendine sormaz ancak başkasına sorar. ben kendimi biliyorum ve bunu tartışmıyorum. kimim diye sorduğum soru beni tanımaya yönelik değildir ve bu yüzden sonuca ulaşılamaz..
kendimi ifade etmeye çalıştığımı ve beceremediğimi kim söyledi, blok apartmanlardaki arkadaşların mı?

Eşini sevgilini ayrılırken-ayrıldıktan sonra, dostluktan-insanlıktan dem vuranı veya herhangi bir elitist tavrın bozulumunu...aydınlığın söyleminin, 3-5 derlenmiş fikir ile diktesinin gerçek sesini de ancak bam teline dokunduğunuzda duyabilirsiniz.

kısa kısa! hoşluklar yapmak, paketi süslü (kasa kasa içi boşaltılmış) sunumlar vb... karşılığını! bulunca zevkliyse de kendi içinden yola çıkıp empati geliştirmeyen, sadece kendi aynasından dünyaya bakarak aynaya sıkışmışlığın söylemini dikte edenler..her ayağı tökezledi,kafası karıştı!-dili sürçtü! bütün bu hoşlukları kursağınızda da!! bırakacaktır, bir de bakmışsınız... senin için ölen seni öldürmeye de hak görüyor kendinde ve dostum diyenin muhabbeti sadece tellallıkmış, kimi de tiranmış da Mesihliğe soyunmuş.

Bunlar hep hayatın içinde olan şeyler ve dünya da; 'mutluluk oyunu' sergilenen,seyir edilen veya oyunda istediğin rolü çalıp-söylemek için kurulu bir sahne değil. Her hal ve şartta dönüşebilen,İbret-i alem varlığın oyunları ile insanın bizatihi çözümlenmesi.

İşte bütün bunları duyumsamak, hissetmek,görmek..yaşamak, 'içinde olmak! 'için, acıdan da geçebilmek! anlayışı ile haz ıra konma hayali görmeden!? olanca yüreklilikte yaşamın içindeyiz ve O'nu (kendini) anlamanın sonu yok... ne ben'in ne de karşında görüp kim? dediğinin

Sen karşındaki değilsin hele arkandaki hiç değilsin. Karşındakini boşver, asıl arkandaki kim?

ben kimim ? beni.. geçtim karşımdaki kim?


'ben'i bilmek ve geçmek ...hiç!! kolay değil

çoğunlukla;
temeli ortak algı..anlamda anlaştıklarımız ile mana yüklenmiş bi dünya da,

kendi çapımızda ise ;
ben ne/kadar isem 'sen' o kadar ifade olabilensin aynı şekilde sen ne/kadar isen 'ben' de o kadar ifade olabilenim...

...burada!

3 boyutlu olan!!! insandır... zamanla beraber, 2 boyutlu maddeler dünyasına (ki kendi dahil yanına da) derinliğine anlam katan da O nun bilinci (düşüncesi) dir (...düşünceyi neler besler köreltir.. -tabi ki- sosyal/ biyolojik-psikolojik ayrıca! açmak gerekir)

bu nedenle madde boyutda değil...de ancak zamanlamaya takılı (gelişen!) bilinclenmekle, birbirimizin derinliğinde boğuluyoruz biz (düşüncem)

yine de...derinlik! avcısına -avcılarına (av oladan) kolay gelsin

bazen içimdeki benin, ben olmadığıma yani benim aslında ben değil başka birşey (biri,yabancı,başka vs) olduğuna inandırabiliyorum kendimi, hissedebiliyorum .. vazgeçebiliyorum kendimden (anlık).. acayip bir şey/his bu..ama ürpertici..kontroldende çıkabilir..garip bişey anlatamam.

not: deli değilim

"beni geçtim karşımdaki kim?"

"ben" i geçtiğinde karşındakini idrak şansını yitirmişsin demektir...

aslında sorun şu. ben kendime, kimim ben, diye sorduğumuda bu soru samimiyetini kaybediyor. çünkü soru başka birine sorulmuş gibi oluyor. ya da bana öyle geliyor. kendi kendine konuşmaktan farksız. yani kendi kendine konuşurken bile aslında karşına başka birini alıyorsundur. aldığın cevap karşındakinin cevabı oluyor.
konuyu ilk açtığımda söylemek istediğim aslında buydu. yani biz aslında kendimizi biliriz. asıl bilemediğimiz karşımızdaki. bu kişi kendi kendimiz de olabilir bir arkadaşımız ya da düşmanımız da... belki bahsettiğim saçma bir şeydir bilmiyorum ancak gene de benim kafamı karıştıran bir şey...

"ben kimim" felsefe içerisinde önemli bir başlangıçtır,
senin soruna,yaptığın samimi açıklamadan sonra şöyle yaklaşabiliriz; esas sorun;"ben kimim" den önce "insan kim" sorusuna cevap verilemeyişinden,insan hakkında bir tanım ortaya konulamamasından kaynaklanmaktadır...

1-bütün bilgilerinizi elden geçirin ve dilerseniz yeniden bir araştırma yapın,bakalım insan için yapılmış bir tanım bulabilecekmisiniz?
2-eski-yeni felsefe adına verilmiş eserlere ve bu eserleri bize devredenlere bakın,bir insan tanımı bulabilecekmisiniz?
3-sonra birde dinsel metinler ile ezoterik öğretilere bakın bakalım aradığınız oralar da olabilir mi?

insan=::::: sorusunun cevabını verip bir tanım yapamadan,
"ben kimin?" sorusuna cevap verebileceğimizi zannetmiyorum...

enkaz' Alıntı:

aslında sorun şu. ben kendime, kimim ben, diye sorduğumuda bu soru samimiyetini kaybediyor. çünkü soru başka birine sorulmuş gibi oluyor. ya da bana öyle geliyor. kendi kendine konuşmaktan farksız. yani kendi kendine konuşurken bile aslında karşına başka birini alıyorsundur. aldığın cevap karşındakinin cevabı oluyor.
konuyu ilk açtığımda söylemek istediğim aslında buydu. yani biz aslında kendimizi biliriz. asıl bilemediğimiz karşımızdaki. bu kişi kendi kendimiz de olabilir bir arkadaşımız ya da düşmanımız da... belki bahsettiğim saçma bir şeydir bilmiyorum ancak gene de benim kafamı karıştıran bir şey...

Genişletmek için tıkla ...

Kendi bilincini bir kac kisa madde ile aciklar misin? Mesela nasil bir benlige sahipsin? yasam ve iliskilerinde onem verdigin deger verdigin her turlu kisilik kimlik degerini neden korudugunu/savundugunu biliyor musun?

Ben kimim? sorusuna kisa ve oz nasil yanit verirsin ve neden o yaniti verirsin? Ben bilinci sence nedir?

Mor ve Ötesi' Alıntı:

"ben kimim" felsefe içerisinde önemli bir başlangıçtır,
senin soruna,yaptığın samimi açıklamadan sonra şöyle yaklaşabiliriz; esas sorun;"ben kimim" den önce "insan kim" sorusuna cevap verilemeyişinden,insan hakkında bir tanım ortaya konulamamasından kaynaklanmaktadır...

1-bütün bilgilerinizi elden geçirin ve dilerseniz yeniden bir araştırma yapın,bakalım insan için yapılmış bir tanım bulabilecekmisiniz?
2-eski-yeni felsefe adına verilmiş eserlere ve bu eserleri bize devredenlere bakın,bir insan tanımı bulabilecekmisiniz?
3-sonra birde dinsel metinler ile ezoterik öğretilere bakın bakalım aradığınız oralar da olabilir mi?

insan=::::: sorusunun cevabını verip bir tanım yapamadan,
"ben kimin?" sorusuna cevap verebileceğimizi zannetmiyorum...

Genişletmek için tıkla ...

Insan tanimi da her turlu fenomenin tanimi gibi, hem konusuna hem de beyin duzeyine gore degiskendir. Onemli olan insan algi ve bilgisindeki olumsuzluklarin gozlemlenebilmesidir.

Yani soru insan nedir, degil; insan ne degildir? uzerinedir. Cunku bilinc olumsuzluk ve sorgulama ile kazanilir, noktalama ile degil.

PEKİ SENİN FENOMENİN OLAN İNSAN NE DEĞİLDİR???

bu konuşma tarzın hiç kimseye hiç bir şey katmıyor,özellikle bana...
senden ricam benim yazdıklarımı fenomendir, numendir, epistomolojidir,metafiziktir diyerek tekrarlayıp durma,
olurmu? bu senden ricamdır...

Mor ve Ötesi' Alıntı:

PEKİ SENİN FENOMENİN OLAN İNSAN NE DEĞİLDİR???

bu konuşma tarzın hiç kimseye hiç bir şey katmıyor,özellikle bana...
senden ricam benim yazdıklarımı fenomendir, numendir, epistomolojidir,metafiziktir diyerek tekrarlayıp durma,
olurmu? bu senden ricamdır...

Genişletmek için tıkla ...

Peki bundan sonra bende senden fikir tekrari beklemiyorum. Bu da benim ricam. Hele hele bilgi ve dusunce icermeyen hic bir mesaj beklemiyorum.

Ayrica polemige davet eden sahsi hedef alan bir yazi dili uslubuda beklemiyorum. Mesela insan kelimesini tekrar etmeyeceksin. Cunku bu benden tekrar etmesini istemedigin fenomena esdegerdir. Inanc kelimesini de tekrar etmeyeceksin, bu da metafizige esdegerdir.

Ayrica ekrana oynamayacaksin ve sadece kendi adina yazacaksin, baskalarini kendi cumlelerine katip ekrana oynamayacaksin, ben de senden bunu rica ediyorum.

Bakalim bu mesajima fides tesekkur edecek mi?

evrensel-insan' Alıntı:

Peki bundan sonra bende senden fikir tekrari beklemiyorum. Bu da benim ricam. Hele hele bilgi ve dusunce icermeyen hic bir mesaj beklemiyorum.

Ayrica polemige davet eden sahsi hedef alan bir yazi dili uslubuda beklemiyorum. Mesela insan kelimesini tekrar etmeyeceksin. Cunku bu benden tekrar etmesini istemedigin fenomena esdegerdir. Inanc kelimesini de tekrar etmeyeceksin, bu da metafizige esdegerdir.

Ayrica ekrana oynamayacaksin ve sadece kendi adina yazacaksin, baskalarini kendi cumlelerine katip ekrana oynamayacaksin, ben de senden bunu rica ediyorum.

Bakalim bu mesajima fides tesekkur edecek mi?

Genişletmek için tıkla ...

ekrana oynamayalım mı???

evrensel-insan' Alıntı:

Peki bundan sonra bende senden fikir tekrari beklemiyorum. Bu da benim ricam. Hele hele bilgi ve dusunce icermeyen hic bir mesaj beklemiyorum.

Ayrica polemige davet eden sahsi hedef alan bir yazi dili uslubuda beklemiyorum. Mesela insan kelimesini tekrar etmeyeceksin. Cunku bu benden tekrar etmesini istemedigin fenomena esdegerdir. Inanc kelimesini de tekrar etmeyeceksin, bu da metafizige esdegerdir.

Ayrica ekrana oynamayacaksin ve sadece kendi adina yazacaksin, baskalarini kendi cumlelerine katip ekrana oynamayacaksin, ben de senden bunu rica ediyorum.

Bakalim bu mesajima fides tesekkur edecek mi?

Genişletmek için tıkla ...

1-"Peki bundan sonra bende senden fikir tekrari beklemiyorum. Bu da benim ricam. Hele hele bilgi ve dusunce icermeyen hic bir mesaj beklemiyorum."

fikir tekrar etmek??? sana fikir tekrar etme demedim;sana dediğim ayni kelimeleri tekrar ederek bir şey konuşuyormuş gibi yapma...

2-"Ayrica polemige davet eden sahsi hedef alan bir yazi dili uslubuda beklemiyorum. Mesela insan kelimesini tekrar etmeyeceksin. Cunku bu benden tekrar etmesini istemedigin fenomena esdegerdir. Inanc kelimesini de tekrar etmeyeceksin, bu da metafizige esdegerdir."
-polemik sadece senin hüsnü kuruntun ve kaçış yöntemin...
insan dediğimde fenomeni değil fenomenleri varsayan temel kaynağı kast ediyorum,
inanç kelimesini kullanan ben değilim,yazdıklarımıza bak,
ayrıca inanç=metafizik diyende sensin...

3-"Ayrica ekrana oynamayacaksin ve sadece kendi adina yazacaksin, baskalarini kendi cumlelerine katip ekrana oynamayacaksin, ben de senden bunu rica ediyorum."
-ben hep kendi adıma yazarım;"ayn rand felsefesi..."
-ekrana oynamayı yukarıda örnekledim...

Mor ve Ötesi' Alıntı:

1-"Peki bundan sonra bende senden fikir tekrari beklemiyorum. Bu da benim ricam. Hele hele bilgi ve dusunce icermeyen hic bir mesaj beklemiyorum."

fikir tekrar etmek??? sana fikir tekrar etme demedim;sana dediğim ayni kelimeleri tekrar ederek bir şey konuşuyormuş gibi yapma...

2-"Ayrica polemige davet eden sahsi hedef alan bir yazi dili uslubuda beklemiyorum. Mesela insan kelimesini tekrar etmeyeceksin. Cunku bu benden tekrar etmesini istemedigin fenomena esdegerdir. Inanc kelimesini de tekrar etmeyeceksin, bu da metafizige esdegerdir."
-polemik sadece senin hüsnü kuruntun ve kaçış yöntemin...
insan dediğimde fenomeni değil fenomenleri varsayan temel kaynağı kast ediyorum,
inanç kelimesini kullanan ben değilim,yazdıklarımıza bak,
ayrıca inanç=metafizik diyende sensin...

3-"Ayrica ekrana oynamayacaksin ve sadece kendi adina yazacaksin, baskalarini kendi cumlelerine katip ekrana oynamayacaksin, ben de senden bunu rica ediyorum."
-ben hep kendi adıma yazarım;"ayn rand felsefesi..."
-ekrana oynamayı yukarıda örnekledim...

Genişletmek için tıkla ...

Tekrar edilen kelimeler cumle icinde gecen kelimelerdir. Fenomenler varsayilmaz, bilimsel olarak gozlem ve yansi verir.

"ben hep kendi adima yazarim; ayn rand felsefesi" cumlesini eger benim bir mesajimdan aldiysan, bu "ekrana oynamak" degil; ayn Rand felsefesinin ne oldugunu bir cumle ile ortaya koymaktir.

"Ekrana oynamak" kendin yerine cogul sahis dili kullanarak sanki herkes senin gibi dusunuyormus gibi bir onyargi ve sabit fikirli olup, baskalarinin kendi dusuncesine saygisizlik gosterip kendi dusuncenin sanki basskalarinda da varmis gibi gosterme psikolojisidir.

Iste asil husnu kuruntu da budur. Cunku her baslik ve mesaja senin disinda gelen yanit, hic de yazan yazarin senin gibi dusundugunu gostermemektedir.

O yuzden baskalarinin adina konusma saygisizligi yerine, sadece kendi gorus ve yorumunu yaparsan, ekrana oynamamis olursun.

evrensel-insan' Alıntı:

Tekrar edilen kelimeler cumle icinde gecen kelimelerdir. Fenomenler varsayilmaz, bilimsel olarak gozlem ve yansi verir.

"ben hep kendi adima yazarim; ayn rand felsefesi" cumlesini eger benim bir mesajimdan aldiysan, bu "ekrana oynamak" degil; ayn Rand felsefesinin ne oldugunu bir cumle ile ortaya koymaktir.

"Ekrana oynamak" kendin yerine cogul sahis dili kullanarak sanki herkes senin gibi dusunuyormus gibi bir onyargi ve sabit fikirli olup, baskalarinin kendi dusuncesine saygisizlik gosterip kendi dusuncenin sanki basskalarinda da varmis gibi gosterme psikolojisidir.

Iste asil husnu kuruntu da budur. Cunku her baslik ve mesaja senin disinda gelen yanit, hic de yazan yazarin senin gibi dusundugunu gostermemektedir.

O yuzden baskalarinin adina konusma saygisizligi yerine, sadece kendi gorus ve yorumunu yaparsan, ekrana oynamamis olursun.

Genişletmek için tıkla ...

1-"Tekrar edilen kelimeler cumle icinde gecen kelimelerdir. Fenomenler varsayilmaz, bilimsel olarak gozlem ve yansi verir."
-bende onu diyorum;cümlelerini ezberlediğin üç beş kelime ile kullanmandan sıkıldım...
-bak yine ayni "dil":fenomenler varsayılmaz/mış,bilimsel olarak gözlem ve yansı verir/miş..., işte bunu söylüyorum;bırak fenomendi,gözlemdi,bilimsellikti vs kalıplaşmış konuşmaları,anlatacağın bir şey var ise onu anlat...
mezar başı kitabesi seviyesine inmiş söylemler ile günümüz paradigmaları oluşmaz,senin bu dilin bana ağaca çaput bağlamak gibi geliyor...

2-"ben hep kendi adima yazarim; ayn rand felsefesi" cumlesini eger benim bir mesajimdan aldiysan, bu "ekrana oynamak" degil; ayn Rand felsefesinin ne oldugunu bir cumle ile ortaya koymaktir..."
sana her zaman ne diyorum;dağarcığın da kısılıp kalmış üç beş cümle ötesin de birikimin yok,olsa idi imzamın ne anlama geldiğini bilir ve bana bunu yazmazdın...

3-"Ekrana oynamak" kendin yerine cogul sahis dili kullanarak sanki herkes senin gibi dusunuyormus gibi bir onyargi ve sabit fikirli olup, baskalarinin kendi dusuncesine saygisizlik gosterip kendi dusuncenin sanki basskalarinda da varmis gibi gosterme psikolojisidir..."
bize,bu yola çıktığımızda ilk öğretilen "ben" demememiz gerektiği idi,("ben" çok kullanılırsa enaniyet oluşur bu da gelişmenize engel olur...) diye öğrettiler,
imzama dikkat edersen derdimin"çoğul" olmadığını anlayabilirsin...
psikoloji ile ilgili söz söylememen de fayda var,istediğimde nasıl "tanı" koyabildiğimi en iyi bilenlerden birisi de sensin,
unutmuş olamazsın değil mi?

4-"Iste asil husnu kuruntu da budur. Cunku her baslik ve mesaja senin disinda gelen yanit, hic de yazan yazarin senin gibi dusundugunu gostermemektedir..."
"benim kızım elif okur,döner döner yine okur... (yorum yok,yoruma gerekte yok...)

5-"O yuzden baskalarinin adina konusma saygisizligi yerine, sadece kendi gorus ve yorumunu yaparsan, ekrana oynamamis olursun..."
yukarıda yazdıklarımı anlayabilirsen,yaptığın saygısızlık için özür dilemesi gerekenin sen olduğunu idrak edebilirsin diye düşünüyorum...