Beni ben yapan şey nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde rtahaeslik tarafından oluşturulan Beni ben yapan şey nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,376 kez görüntülenmiş, 22 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Beni ben yapan şey nedir?
Konbuyu başlatan rtahaeslik
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

rtahaeslik

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
10 Nis 2019
Mesajlar
5
Tepkime puanı
4
Puanları
3
İyi forumlar, iki ayrı çift olarak erkek ve kadının ilişkiye girdiğini düşünelim. Ve bu ilişki sonucunda yeni iki birey dünyaya gelecek. Peki benim hangi bireylerin ilişkisinin sonucu dünyaya gelen olduğumu belirleyen nedir? Ben neden x ve y nin ilişkisi sonucunda dünyaya gelenim neden a ve b nin değil? Bu bilinmezlik hayatımızı belirleyen bir durum değilmi. Örneğin x ve y nin ilişkisi sonucu açlık ve sefalet içine doğarken a ve b nin ilişkisi sonucunda rahat bir hayat yaşanabilir.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
İyi forumlar, iki ayrı çift olarak erkek ve kadının ilişkiye girdiğini düşünelim. Ve bu ilişki sonucunda yeni iki birey dünyaya gelecek. Peki benim hangi bireylerin ilişkisinin sonucu dünyaya gelen olduğumu belirleyen nedir? Ben neden x ve y nin ilişkisi sonucunda dünyaya gelenim neden a ve b nin değil? Bu bilinmezlik hayatımızı belirleyen bir durum değilmi. Örneğin x ve y nin ilişkisi sonucu açlık ve sefalet içine doğarken a ve b nin ilişkisi sonucunda rahat bir hayat yaşanabilir.
İnsanlar bir zamanlar köle olarak doğmuşlar. Birileri ise prenslermiş. Elbetteki karakterlerini etkiler, ancak beni ben yapan nedir, buna bakılarak karar verilemez, nice prensler gaddarken, nice prensler iyidiler. Seni sen yapan şartlara rağmen verdiğin kararlardır. Bence yani.
 

rtahaeslik

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
10 Nis 2019
Mesajlar
5
Tepkime puanı
4
Puanları
3
İnsanlar bir zamanlar köle olarak doğmuşlar. Birileri ise prenslermiş. Elbetteki karakterlerini etkiler, ancak beni ben yapan nedir, buna bakılarak karar verilemez, nice prensler gaddarken, nice prensler iyidiler. Seni sen yapan şartlara rağmen verdiğin kararlardır. Bence yani.
Cevap için teşekkür ederim fakat aslında söylemek istediğim o kölenin ve prensin hangi ailenin çocuğu olacağını belirleyen nedir. Prens olan birey neden x dir de y değildir. İki ailede ilişki yasadi sonuçta fiziksel farklılıklari anlayabiliyorum genetik vesaire ama bunu belirleyen nedir. Ben sanırım başlığı biraz yanlış seçtim.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Cevap için teşekkür ederim fakat aslında söylemek istediğim o kölenin ve prensin hangi ailenin çocuğu olacağını belirleyen nedir. Prens olan birey neden x dir de y değildir. İki ailede ilişki yasadi sonuçta fiziksel farklılıklari anlayabiliyorum genetik vesaire ama bunu belirleyen nedir. Ben sanırım başlığı biraz yanlış seçtim.
Şans kader bunun cevabı yokki... Bu sorunun cevabı gözlemlenebilir alemde değil.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
x-y ve a-b den olan çocuklar birer birey olarak doğarlar. "ins" olarak tanımlanacaklardır. inorganik maddeden organik maddeye geçiş sürecinden sonra mikro organizmalardan makro organizmalara evrimleşen diğer türler gibi insan da varlığını sürdürme eğilimi taşır. x-y ve a-b nin yaşadığı koşullar z ve c nin doğum nedeni değildir. varlığını sürdürme güdüsü temel belirleyendir. insanların içinde yaşadıkları koşulları sosyal-ekonomik-politik olgular belirle; ki, filozof "üretim araçlarının gelişmişlik düzey"ne göre ilişkilerin geliştiğini göstermiştir.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Benliğim ve sahip olup kazandığım değerlerimdir diye düşünüyorum....

Benliğim olmadan ben aslında bir hiçim eğer benliğim olupta kazandığım ve sahip olduğum değerlerim olmasaydı kendimi uçurumun kenarında bekler gibi hissederdim...

Aslında kazanırken paylaşmayı öğrendiğimden beri sahip olduğum benliğimden ötürü çok mutluyum diyebilirim.

Öyle.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Bir başlık altına yazılmış iyi bir cevap... bunun için insanın kendisinin bir filozof olması gerekir. Nedenmi? Alıntı yapılarak güzel bir cevap yazılamazda o yüzden. Kendine aid olanı sunan bir filozoftur. Sanılanın aksine, milyonlarca filozof vardır. Kendilerine ait fikirlerle yaşıyorlar, kendilerine aid olanı anlatıyorlar. Sadece bazı insanların fikirleri birden fazla kişi tarafından kabül ediliyor. Havada kalmasın, neden alıntı güzel bir cevap olamaz. Çünkü bir kişi anlamadan konuşur. Alıntı budur. Anlayarak alıntı yapılamazmı, iyice saçmaladım. Anlayanın kendi cümleleri vardır. Alıntıya gerek duymaz. Ne demiş: Uşağım bile olsa, yanlışlarımı düzelten efendim olur. Ne güzel söylemiş. Biri diyorki, sen nasıl bir adamsın, kötüsün. Diğeride diyorki, eminmisin? Oda evet, testide ne varsa dışına o sızar. Diğeride diyorki ben testimiyim? Tabiiki böyle demiyor, daha güzel cevaplıyor. Buda güzel ama o daha güzelini düşünmüş. Sözde güzel bu arada, herşey güzel. Kullanırım bende arada. Alıntılarım yani. Ne kaypak çıktım. Hem kötü deyip hem alıntı yapıyorum. Başkasının gözünden hayatı göremezsiniz. O yaşadıklarına binaen konuşur. Neden diye sorulduğunda cevap verir. Verebilir yani. Anlamıştır, özümsemiştir. Alıntı böyle yapılır. Bir sözü benimseyen o sözü alıntıladığında kendine ait olanı söylemiştir. Arkasında durur. Evet sen testi gibisin der. Davranışların seni yansıtıyor, insan sevdiğine zarar veremez. Veriyorsan kötüsün. Alıntısız bir dünya dileğiyle.
 

meyelan

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
785
Tepkime puanı
26
Puanları
28
39 Senemin 27 si en az bu denklemin parçalarını bulmak için geçti
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Esen bir rüzgarın estiği yöne doğru hareket eden, yaptığı işi kendi öyle istediği için yaptığını açıkça göstermiştir. Rüzgara kapılanlar, rüzgarla mücadele etmemeyi yeğ tutmuşlardır. Rüzgar bir çoğunu uçuruma sürükler, uçurumu gördüklerinde rüzgara karşı gelmeye çalıştılar, ancak ayakları tutmadı. Zira sağlam basmayı öğrenmeleri için daha fazla zamana ihtiyaçları olacaktı.

Bir garip benzetme, ancak içi boş. Güzel olanı değil içi dolu olanı arayan bir insan sözlerin süslüsüne tamah etmez. Bir sürü kelime-i vücudun görünüşüne aldanıp salyalarını akıtıyorlar. Bu sözlere akıttıkları gibi...

Süslü püslü eski püskü. Kocaman fıçı içi boş hacı.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Bunun yerine anlaşılmasının kolaylığı açısından daha basit cümleler kuraraktan olayı anlatayım. Çoğu insan birşeyi takdir ettikten sonra ona aid olanı sorgulamadan beğenir. Böyle insanlar süslü cümleleri seçip anlamadan alıntılarlar. Midemin bulantısını bir yere bırakırsak, kibar bir dille açıkça akılsız oldukları görülür. Tamamen içgüdüsel olarak paylaşımlarda bulunurlar. Tabiiki basit dil birşeyleri anlaşılır kılmaz ancak insanların anladıklarını sanmalarına yol açabilir. En yaygın örnek düşünüyom öyle ise varım cümlesi olabilir. Düşünmeyi ve var olmayı bilen kesim anladığını zanneder. Bir sor değilmi, sorsana, ne alaka .mk düşünmekle var olmanın ne alakası var, sormak yerine bu cümleyi yaymayı tercih ederler. Sormuş biri olarak bir mantık bulsamda onaylamıyorum, kaldıki bunu eleştirmek, duvara konuşsam daha iyi. Bunun ismi kendini beğenmişlik olabilir, olmayabilirde. Anlamayan insana anlamadığı şey üzerinden eleştiri getirmek, duvara konuşmak değilde nedir. Basit bir dille öküzün bana baktığı gibi bakarlar. Kırıcı, yıkıcı, ezici... zihnimin zincirlerinden birini kırıyorum. Bilgisiz insanları bilgisizler ilan ediyorum. Bilgi bana ait değil, bilmek beni başka insanlara üstün kılmaz, en azından Allah katında. En azından dediğim... Kısacası kendini beğenmiş biri değilim, sadece kendimi bilgili görüyorum. Bilginin olmadığı yerde zeka olamaz. Bu cümle bir yargı cümlesi, bir açıklama değil. Kuran çok yapar bunu, açıklamaz. İnsanlar ise umursamazca alıntı yaparlar. Ne alıntıladığı kişi anlıyor nede alıntıladığı kişi için bir anlama söz konusu. Böyle cümleleri anlamayıpda paylaşanlara... Naber. Kendini beğenmişliğin yanına ukalalık yakışır. İyilikten bahseden biri olarak, kendini beğenmişliği kınıyorum. Kınadığım ikinci şey ise yersiz mütevazilik. İyi yemek yapanın konuşurken iyi yemek yaptığını bilmesine rağmen ayh işte bende birşeyler yapıyorum demesi. Messi'nin kendi çapımda top oynuyorum demesi. Örnekler çok. Sırıtan şey insanların sizi övmezken kendinizi övmenizdir. Messi iyi oynadığını söylerse kimse kınamaz. Kendini beğenmişliğin bir yönüde her fırsatta bunu dillendirmektir. İyi olsalar bile bu kendini beğenmişlik, hoş değildir. Ben ise üstünlüğümü dikte etmeye değil sadece hak ettiğimi düşündüğüm ilgiyi anlatmaya çalışıyorum. İnsanların benimle tartışmaktan çok korkarlarken beni aynı zamanda bilgisiz ilan etmeleri üzücü. Madem bilgili olan sensin abi, ozaman bağırarak üste çıkan ben olmalıydım. Gelgelelimki soyut bir konuda kendini gösterebilmenin yolu tek taraflı değildir. Bu yüzden olsa gerek birçok insanın değeri çok geç anlaşılır.

Bir konu daha var ki, en azından -ki, -mi, -de ve "," gibi şeyleri toplumun anlayışına uygun kullanıp kendimi daha bilgili göstermeliyim diye düşünmedim değil. Ama yerli yersiz şeylere takılanlar pekde umurumda değil. Çok da değil yani.

Kısacası ne güzel yazdım yaaa...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Yapan/yapma/yapılma nedir
Şey nedir?
Nedir nedir
ve Ben nasıl tanımlanır gibi sorular var
Hatta soru nedir bile bir soru ve soruyu soru yapan nedir de bir soru
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Alıntı alıntı deyip duruyorumda bu başlıkla ne alakası varki buraya yazıyorum. Bilgisizliğimi bağışlayın başlığı yanlış okumuşum, dermişim. Bende sizin bilgisizliğinizi bağışlayayım. Zira alıntı ile başlık alakalı.

Bir fikir insanı inşa eder, yani onu o yapar. İnsan fikirlerine göre yaşar. Tabiiki sadece benimsediği fikirler, alıntıladıkları değil. İçki içmek haramdır. İçki içmek iyidir. Hangisini benimsediklerini söyliyeyim. İçmesek iyi olur deyip içenler haram olduklarını bildiği halde içiyorlar, zira onu kendileri için iyi görüyorlar. Alışmış olanlar ise bırakmayı kötü görüyorlar. Kim uğraşacak. Her davranış bir fikirdir. Bir fikrin tecellisidir. Bu önemsiz konuyu bir kenara bırakırsak, alıntıladıkları fikirler benimsenmemiş fikirler. Hayatlarında izi yok. Lan malak madem iyi hoş yaşasana. Pardon anlamamıştın sahi.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Daha öncede yazmışsım gerçi ama geçen süre zarfında yine değerlendirmem gerekirse...

Bizi biz yapan en büyük kazancımız değerlerimizdir...Değerleri olan bir insanın hayata bakışı ufku devamında ise düşüncesi bir bakıma daha belirgin olur...

Saydam ve Kırılgan bir dünya akışı içerisindeyiz böyle akış içerisinde akan su misali örneğini sunmak istiyorum suda aslında saydamdır devamında ise kırılgandır aslında görünürde su hiç kırılmaz diye düşünebiliriz ama hayatın neresinden baktığımızla ilgili diyebilirim bunu görebilmek için suyun önüne ufak bir set çektiğinizde aslında suyun akışının belli yerinde kırılgan oldugunu görebiliyor olmamızdır..

Aslında yazıları şuraya bağlamak istiyorum...

Sahip oldugumuz degerler unvanlar meslekler yada dını degerler bızı bız yapan etmenler degıldır her bırı bellı bır yere kadar sızı tasırr gerçekte özde görmemiz gereken şeyler aslında kişiliğimizi oluşturan ve temellendiren değerlerimizdir...

Bazen esnek hatta kırılgan olabiliyoruz ama öyle zaman geliyor ki kişiliğimizde sahip olduğumuz degerler bizi daha güçlü ve daha iradeli saglayabiliyor..

Değerlerimize kimlik atayamayız yada onu şemalandıramayız tamamiyle deneyımleyerek sahıp olabiliriz deneyımlerken kendı degerlerımızı ve öz yapımızı şekillendiririz aslında ortaya çıkan üründe bizi biz yapan olgunun olmuş olmasıdır diyebiliriz.

Böyle.
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Daha öncede yazmışsım gerçi ama geçen süre zarfında yine değerlendirmem gerekirse...

Bizi biz yapan en büyük kazancımız değerlerimizdir...Değerleri olan bir insanın hayata bakışı ufku devamında ise düşüncesi bir bakıma daha belirgin olur...

Saydam ve Kırılgan bir dünya akışı içerisindeyiz böyle akış içerisinde akan su misali örneğini sunmak istiyorum suda aslında saydamdır devamında ise kırılgandır aslında görünürde su hiç kırılmaz diye düşünebiliriz ama hayatın neresinden baktığımızla ilgili diyebilirim bunu görebilmek için suyun önüne ufak bir set çektiğinizde aslında suyun akışının belli yerinde kırılgan oldugunu görebiliyor olmamızdır..

Aslında yazıları şuraya bağlamak istiyorum...

Sahip oldugumuz degerler unvanlar meslekler yada dını degerler bızı bız yapan etmenler degıldır her bırı bellı bır yere kadar sızı tasırr gerçekte özde görmemiz gereken şeyler aslında kişiliğimizi oluşturan ve temellendiren değerlerimizdir...

Bazen esnek hatta kırılgan olabiliyoruz ama öyle zaman geliyor ki kişiliğimizde sahip olduğumuz degerler bizi daha güçlü ve daha iradeli saglayabiliyor..

Değerlerimize kimlik atayamayız yada onu şemalandıramayız tamamiyle deneyımleyerek sahıp olabiliriz deneyımlerken kendı degerlerımızı ve öz yapımızı şekillendiririz aslında ortaya çıkan üründe bizi biz yapan olgunun olmuş olmasıdır diyebiliriz.

Böyle.
Aksine kişiyi kişi yapan şey, yani o kişinin biricik/özgün olması durumu değerler sayesinde değil içsel düşünceler sayesinde gerçekleşir. Çünkü değerler uzun zaman içerisinde bir çok kişinin etkileşimiyle oluşan şeylerdir. Yani değerler diğer insanların kişinin karakterine müdahele ettiği alandır. Oysa ki içsel düşünceler, kişinin kendisi hakkında düşünmesi ve tamamen kendi özgür iradesiyle kendi kişiliğini şekillendirmesi onu o kişi yapan şeydir.

Özetle beni ben yapan şey, kendi düşünce sistemimi kendi düşüncelerimle geliştirmemdir.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Aksine kişiyi kişi yapan şey, yani o kişinin biricik/özgün olması durumu değerler sayesinde değil içsel düşünceler sayesinde gerçekleşir. Çünkü değerler uzun zaman içerisinde bir çok kişinin etkileşimiyle oluşan şeylerdir. Yani değerler diğer insanların kişinin karakterine müdahele ettiği alandır. Oysa ki içsel düşünceler, kişinin kendisi hakkında düşünmesi ve tamamen kendi özgür iradesiyle kendi kişiliğini şekillendirmesi onu o kişi yapan şeydir.

Özetle beni ben yapan şey, kendi düşünce sistemimi kendi düşüncelerimle geliştirmemdir.
Düşünceleri geliştirmek ve ilerletmek oldukça harika bir unsurdur insanların böyle olmasını en çok arzulayan bir insanım fakat insanı insan yapan değerler değildir...

Düşünceler ve yapısallıklar zaman içerisinde evrilebilir ve değişebilir biz buna deneyimleme devamında ise tecrübelenme diyoruz eğer birşeyi deneyimlemek gerekiyorsa o süreci yaşamak gerekiyor buda beraberinde içsellikte yatan ana değerleri oluşturuyor..

Bir insanın düşünebilmesi o insanın değerlerinin fit seviyede olması anlamına gelmiyor düşünmek aslında beraberinde muhakeme ve hakim olma yeteneginide beraberinde getiriyor ...

Eğer sizi siz yapan değerleriniz yoksa muhakemede ve hakim olmada sorunlar yaşayacaksınız bazen öyle bir süreç gelir ki burada içsellik yapısından ziyade tamamiyle değerlerinizden aldığınız öğretiler ile yola daim edersiniz...

Size ve düşüncenize saygım sonsuz farklı bir bakış açısı ama şunu unutmamak gerekir ki hayatta her insanın düşünce yapısı ve fizyolojik yapısı çok farklı bu süreci ele alıp onu işlemek gerekiyor bunun için değerlerinizin olması gerekiyor yani sizi siz yapan degerinizi bir şekilde hayatınızda kazanmanız gerekiyor...

Şöyle örnek vermek istiyorum..

Umarım okurken degerli vaktinizden çalmıyorumdur geç bir saatte siteye girdim yazmadan geçmek istemedim...

Bir fabrikaya müdür alınacak olsun ve karşımıza tüm elemelerden sonra 5 kişi arasından 2 kişi kaldı bu iki kişiyi son tura taşımış olalım...

Burada seçilme esnasında tüm kariyerler göz önüne alındı ama biz doğru olan kişiyi seçmek istiyoruz yani doğru adrese ulaşmak istiyoruz...ve kendilerine mini bir test yapıyoruz...

ve bu test çok basit bir test...

2 kişiyi birbirinden habersiz bir şekilde farklı bir oda da beklemeye alıyoruz beklemeye alırken önemli bir toplantı oldugunu bittiğinde kendileriyle konuşacağımızı söylüyoruz ve bizi beklemelerini istiyoruz... fakat onları öyle bir bekletiyoruz ki yaklaşık 4 saat bekliyorlar ...

O da da hiçbir su filan yok aslında onlar beklerken bizde onları izliyor olucaz....böyle durumda bazı testlerimizde belli yerlerde var mesela yerde ekmek kırıntısı devamında devrılmış fotograf devamında karşılarında buyuk punto ile yazılmış fabrika vizyon ve hedefleri gibi bir çok mini teste burada var hatta sıkça yapılan açık bir kasada paranın olmasıda düşünülebilinir...

Kameralar gizli bizden habersiz olacaklar ......böyle durumda kişilerin davranışları ve dikkati detayları yakalaması bizler için çok değerli burada düşünce yada içsellik ten ziyade deneyimleri ve hayat değerleri bizler için daha önemli...

Bazen hayat beklenmedik anlarda zorlu sınavlar sunabiliyor böyle anlarda fabrika mudurunu dogru seçmek daha önemli oluyor çünkü bizler süreci yönetirken değerleri olan tıpkı STEVE JOBS gibi ilkeleri olan ve hayalleri olan insanları seçmek bizler için daha önemli hal alabiliyor...

Seni sen yapan şey nedir dediğimizde Duruşunla degerlerinle bunu ifade edebilmen çok önemli .....çünkü şirket patronları hiçbirzaman senin içsel düşüncelerini bilemez yani iç kimyanı okuyamaz bir insanı insan yapan hayatında edinmiş olduğu değerlerdir ...

Bazen bu değerler öyle bir hal alırki sen karşı tarafa duruşunla bile ne kadar samimi ve içten olduğunu ifade edebilirsin....Fabrikada müdür seçmek aslında kolay değildir çünkü koca bir üretim tesisini devrediyorsunuz her anlamda iyi olması gerekiyor iş tecrübesi iyi olabilir hatta düşüncesi iyi olabilir ama dürüst degılse samimi degılse ve sureklı fabrıkada birşeyler eksiliyorsa o kişi bizim için degerler konusunda başarılı değildir

O yüzden yazıları toplamak gerekirse bir insanı insan yapan hayatında kazanmış olduğu degerlerdir....bu sürecte çocukluk döneminden başlayıp ergenlık donemınde son bulur...ergenlıkten sonra kışı degerler kazanamaz sadece hayatına deneyımleme ve tecrube ekler....degerler kavramı ahlak edep terbıye çalışkanlık samımıyet durustluk erdemlık vb şeyler dıyebılırım..

Böyle..
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Bedenin ve dışındakilerle kurduğun ilişkidir.

duyduğum en iyi cevap şu an için bu..
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Düşünceleri geliştirmek ve ilerletmek oldukça harika bir unsurdur insanların böyle olmasını en çok arzulayan bir insanım fakat insanı insan yapan değerler değildir...

Düşünceler ve yapısallıklar zaman içerisinde evrilebilir ve değişebilir biz buna deneyimleme devamında ise tecrübelenme diyoruz eğer birşeyi deneyimlemek gerekiyorsa o süreci yaşamak gerekiyor buda beraberinde içsellikte yatan ana değerleri oluşturuyor..

Bir insanın düşünebilmesi o insanın değerlerinin fit seviyede olması anlamına gelmiyor düşünmek aslında beraberinde muhakeme ve hakim olma yeteneginide beraberinde getiriyor ...

Eğer sizi siz yapan değerleriniz yoksa muhakemede ve hakim olmada sorunlar yaşayacaksınız bazen öyle bir süreç gelir ki burada içsellik yapısından ziyade tamamiyle değerlerinizden aldığınız öğretiler ile yola daim edersiniz...

Size ve düşüncenize saygım sonsuz farklı bir bakış açısı ama şunu unutmamak gerekir ki hayatta her insanın düşünce yapısı ve fizyolojik yapısı çok farklı bu süreci ele alıp onu işlemek gerekiyor bunun için değerlerinizin olması gerekiyor yani sizi siz yapan degerinizi bir şekilde hayatınızda kazanmanız gerekiyor...

Şöyle örnek vermek istiyorum..

Umarım okurken degerli vaktinizden çalmıyorumdur geç bir saatte siteye girdim yazmadan geçmek istemedim...

Bir fabrikaya müdür alınacak olsun ve karşımıza tüm elemelerden sonra 5 kişi arasından 2 kişi kaldı bu iki kişiyi son tura taşımış olalım...

Burada seçilme esnasında tüm kariyerler göz önüne alındı ama biz doğru olan kişiyi seçmek istiyoruz yani doğru adrese ulaşmak istiyoruz...ve kendilerine mini bir test yapıyoruz...

ve bu test çok basit bir test...

2 kişiyi birbirinden habersiz bir şekilde farklı bir oda da beklemeye alıyoruz beklemeye alırken önemli bir toplantı oldugunu bittiğinde kendileriyle konuşacağımızı söylüyoruz ve bizi beklemelerini istiyoruz... fakat onları öyle bir bekletiyoruz ki yaklaşık 4 saat bekliyorlar ...

O da da hiçbir su filan yok aslında onlar beklerken bizde onları izliyor olucaz....böyle durumda bazı testlerimizde belli yerlerde var mesela yerde ekmek kırıntısı devamında devrılmış fotograf devamında karşılarında buyuk punto ile yazılmış fabrika vizyon ve hedefleri gibi bir çok mini teste burada var hatta sıkça yapılan açık bir kasada paranın olmasıda düşünülebilinir...

Kameralar gizli bizden habersiz olacaklar ......böyle durumda kişilerin davranışları ve dikkati detayları yakalaması bizler için çok değerli burada düşünce yada içsellik ten ziyade deneyimleri ve hayat değerleri bizler için daha önemli...

Bazen hayat beklenmedik anlarda zorlu sınavlar sunabiliyor böyle anlarda fabrika mudurunu dogru seçmek daha önemli oluyor çünkü bizler süreci yönetirken değerleri olan tıpkı STEVE JOBS gibi ilkeleri olan ve hayalleri olan insanları seçmek bizler için daha önemli hal alabiliyor...

Seni sen yapan şey nedir dediğimizde Duruşunla degerlerinle bunu ifade edebilmen çok önemli .....çünkü şirket patronları hiçbirzaman senin içsel düşüncelerini bilemez yani iç kimyanı okuyamaz bir insanı insan yapan hayatında edinmiş olduğu değerlerdir ...

Bazen bu değerler öyle bir hal alırki sen karşı tarafa duruşunla bile ne kadar samimi ve içten olduğunu ifade edebilirsin....Fabrikada müdür seçmek aslında kolay değildir çünkü koca bir üretim tesisini devrediyorsunuz her anlamda iyi olması gerekiyor iş tecrübesi iyi olabilir hatta düşüncesi iyi olabilir ama dürüst degılse samimi degılse ve sureklı fabrıkada birşeyler eksiliyorsa o kişi bizim için degerler konusunda başarılı değildir

O yüzden yazıları toplamak gerekirse bir insanı insan yapan hayatında kazanmış olduğu degerlerdir....bu sürecte çocukluk döneminden başlayıp ergenlık donemınde son bulur...ergenlıkten sonra kışı degerler kazanamaz sadece hayatına deneyımleme ve tecrube ekler....degerler kavramı ahlak edep terbıye çalışkanlık samımıyet durustluk erdemlık vb şeyler dıyebılırım..

Böyle..

Bahsettiğim konu toplumsal doğrular olaran nitelendirilebilecek din, ahlak, kültür gibi kavramların insana tüm yaşamı boyunca nüfuz etmesi ve onu özgün halinden çıkarıp toplumun bir parçası haline getirmesi. Anlatmak istediğim ise eğer kişi kendisine ben diyorsa ve kendisini diğer her şeyden ayrı olarak görüyorsa onu diğerlerine katacak olan "değerlerden" sıyrılmalı ve karar alırken kendisi için en mantıklı olan düşünce mekanizmaları geliştirmeli.

İnsan bir toplumda yaşamak istiyorsa o toplumun değerlerine uymak zorundadır aksi halde ya toplumdan dışlanır ya da öldürülür. Bu yüzden duruma bir şirketin müdür adayı olabilecek kadar hakim birisi kişiliğini diğer her şeyden bağımsız olarak yaratsa dahi bahsi geçen olayda toplumsal değerleri amacına uygun şekilde kullanacaktır. Kişiliği öyle olmasa dahi değerlere uyarak çok dürüst bir adam gibi davranması örnek olarak verilebilir.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Bahsettiğim konu toplumsal doğrular olaran nitelendirilebilecek din, ahlak, kültür gibi kavramların insana tüm yaşamı boyunca nüfuz etmesi ve onu özgün halinden çıkarıp toplumun bir parçası haline getirmesi. Anlatmak istediğim ise eğer kişi kendisine ben diyorsa ve kendisini diğer her şeyden ayrı olarak görüyorsa onu diğerlerine katacak olan "değerlerden" sıyrılmalı ve karar alırken kendisi için en mantıklı olan düşünce mekanizmaları geliştirmeli.

İnsan bir toplumda yaşamak istiyorsa o toplumun değerlerine uymak zorundadır aksi halde ya toplumdan dışlanır ya da öldürülür. Bu yüzden duruma bir şirketin müdür adayı olabilecek kadar hakim birisi kişiliğini diğer her şeyden bağımsız olarak yaratsa dahi bahsi geçen olayda toplumsal değerleri amacına uygun şekilde kullanacaktır. Kişiliği öyle olmasa dahi değerlere uyarak çok dürüst bir adam gibi davranması örnek olarak verilebilir.
Kişi hayatı boyunca ben olgusu ıle yaşadıysa hayatının gerı kalanından sonrasınıda ben olarak geliştirecektir kişinin ben olgusundan sıyrılması biz diyebilmesi önemlidir ama çok çok nadir insanlar kendilerini yargılar ve dogrulara adım atabilir...

Düşünce yapıları sabıtlenmış gibi gözüksede aslında değişkendir kişinin anlık kayıp endişesi bile tüm oturmuş düşünce yapısını değiştirebilir...

Mesela
Yıllarca fabrıkada mudur olan bir insana bir şaka yapın değin ki 1 ay sonra seninle çalışmayacağız değin...bu insanı 1 ay takip edin tüm sistemsel yapısı düşünce yapısı değişecektir çünkü kaygı ve endişe bir çok düşünceyi bozacaktır

En yakın örnek covid salgını bir çok düşünce yapısını değiştirdi..

Düşünce başlı başına bir kişilik olgusunu oluşturacak etmen değildir...Kişileri oluşturacak en iyi etmen hayatında sahip oldugu degerleridir.

Toplum kuralları ahlak kuralları riayeti içerisinde yer alır bu kurallar hayatın mıhenk taşlarıdır buna insanların özen göstermesi elbette önemlidir Toplumun ahlak degerlerine dikkat etmeyen insan elbette dışlanır hatta piyasada güven duyulmayan insan haline gelir...İnsanların yaşamları pamuk tarlasında gezer gibidir...

Pamuk tarlasından kalıtelı urun almak için ektiginiz hasatın verimli olması ve hergün özenle hasatlarınızın bakımını yapmanız gerekir...

İnsanda öyledir hergün bakım ister hergün gelişim ister her gün yenilik ister ama bunları yaparken bile öz kimliğinizde sahip oldugunuz degerleriniz olması gerekir yoksa yolda pusulayı dogru yere koymak oldukça zor olur...

Böyle.
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Düşünceyi anlık ve basit olarak ele almak hatalı bir davranış. Benim "düşünce"den kastettiğim yaşanmışlıkla yoğrulan ve sadece kişinin kendisine hizmet eden bir lisan, bir inanç, bir var oluş vb. Kısacası bence "düşünce" zamanla birleşen düşünceler bütünüdür.

Neden insanın "biz" demesi "ben" demesinden daha önemlidir? Biz diyen insan sürüsünün daha kolay kontrol edilebilmesi için mi? Yoksa biz diyen insanın kendisini çoğunluğa ait hissedip kendisi hakkında düşünme gerekliliğinden kurtulması için mi?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst