Beden - Ruh Dualizmine Teolojik Angostik Tavır / Caner Taslaman

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe Makaleleri kategorisinde Objectivity tarafından oluşturulan Beden - Ruh Dualizmine Teolojik Angostik Tavır \/ Caner Taslaman başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,970 kez görüntülenmiş, 7 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe Makaleleri
Konu Başlığı Beden - Ruh Dualizmine Teolojik Angostik Tavır \/ Caner Taslaman
Konbuyu başlatan Objectivity
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan IdeaFante

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Beyin hakkındaki bilimsel araştırmalar ne kadar ilerlerse ilerlesin, insan zihninin sadece maddi cevherle açıklanabileceğini söyleyen yaklaşımın doğrulanması mümkün gözükmemektedir. Her şeyden önce zihnin en önemli özelliği olan bilinç maddi süreçlere indirgenememektedir. Bilincin öznelliği, kendine mahsus epistemolojik durumunu oluşturmaktadır; bilimsel araştırmanın konusu nesnel olmalıdır, oysa bilinç durumları birinci şahıs ontolojisi olarak yaşanırlar ve nesnel araştırmanın konusu olamazlar. Searle’ün dediği gibi, daha da kötüsü, kendi öznelliğimizi biz bile gözlemleyemeyiz, çünkü gözlenmesi beklenen ile gözlem aynıdır ve ayırt edilmeleri imkansızdır. Ayrıca Penrose’un gösterdiği gibi matematiksel anlayışın kendisi bile matematikleştirilememektedir. Bu ise, insan zihnini maddeci yaklaşımla anlamada en çok umut bağlanan yapay zekaların hiçbir zaman insan zihnini taklit edememesi demektir, çünkü matematikleştirilemeyen bilgisayarlara yüklenemez. Bunlar, insan zihninin maddi süreçlerle anlaşılmasının imkansız olması demektir (insan zihni sadece maddi cevherden oluşuyorsa bile); ne bilincin öznelliğini nesnelleştirmek, ne de matematiksel olmayanın matematikleştirilmesi mümkündür. Burada karşımıza çıkan epistemolojik barikatın aşılmasının insani yetenekler ve araçlarla mümkün olmaması yüzünden ‘güçlü bir agnostik tavır’ (ilerleyen zamanla da bu sorunun çözülemeyeceğini savunan bir tavır) benimsiyoruz.

Diğer yandan insan doğasının materyalist bir yaklaşımla açıklanamaması dualist bir yaklaşımın kabulünü gerektirmez. Dualist iddialarla insan zihninin neliğinin anlaşılmasına ciddi bir katkıda bulunulamamakta, bunun yerine açıklanamayan boşlukların ayrı bir cevherle doldurulması önerilmektedir. Fakat zihnin açıklanmasında -varlığını bizim de savunduğumuz- boşlukların, ayrı bir cevherle doldurulmasının tek yol olduğuna dair iddianın temellendirilmesi mümkün değildir. Nitekim, eleyici materyalizmin yanlışlarına düşmeden, bilincin, maddenin belli bir bileşimde bir araya geldiğinde ‘zuhur eden’ bir fenomen olduğunu söyleyen ve bilincin maddenin parçaları ile açıklanamayacağını, fakat madde-dışı bir cevherle de ilgili olmadığını savunan yaklaşımlar da vardır. Bu yaklaşımlar, zihnin doğasının anlaşılmasına ciddi bir katkı yapmasa da, diğer maddeci yaklaşımların göstermeye çalıştığımız hatalarını tekrarlamamaktadır, diğer yandan dualist yaklaşım da zihnin doğasının anlaşılmasına daha fazla katkı yapıyor değildir. Bilinci yok sayan ve önemsemeyen tek maddi cevherci yaklaşımlar ile beyin fonksiyonlarıyla ilgisiz veya az ilgili bir cevher olarak ruhu kabul eden yaklaşımların yanlış olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ama ‘zuhur etme’ yaklaşımı ve insanın bedeniyle ruhunun sıkı irtibatını reddetmeyen dualist yaklaşım arasında -aslında zihnin doğası adına çok az şey söyleyen bu yaklaşımlar arasında- karar vermenin mümkün olmadığını ve bu hususta agnostik tavır benimsemenin en tutarlı yol olduğunu düşünüyoruz.

Felsefi ve bilimsel açıdan agnostik kaldığımız bu konudaki tavrımızı sürdürmekte teist dinlerin teolojileri açısından da bir sorun olmadığı kanaatindeyiz. Öncelikle teist dinlerin Kutsal Metinleri’nde ‘cevher’ kavramı geçmemektedir ve bu metinlerde ‘ayrı cevher’ anlamına geldiği söylenen ifadeleri kişi, can, yaşam veya ayrı özellik gibi anlayan birçok düşünür ve yorumcu da bulunmaktadır.

Teizmin bütün sisteminin üzerine inşa edildiği ‘Tanrı inancı’ açısından da dualist veya karşıt görüşten birinin benimsenmesi herhangi bir fark oluşturmayacaktır; bu görüşlerden biri doğruysa Tanrı’nın daha mükemmel olduğu, diğeri doğruysa Tanrı’nın daha az yüce olduğu iddia edilemez.

Teolojik açıdan özgür iradenin ne olduğu, hatta olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Eğer özgür iradenin varlığına inanmayı teolojik bir zaruret olarak görüyorsak bile, bunun ancak ruhun ayrı bir cevher olması durumunda mümkün olduğunu savunmak hatalı olacaktır. Genelde, sadece maddi olanda özgürlük olamayacağına dair iddialar Newton fiziğine bağlı bir determinizm anlayışıyla savunulmuştur, oysa bu anlayışa günümüzde kuantum ve kaos teorileriyle karşı çıkılmaktadır.Ayrıca bilinç ile beraber özgür iradenin de ‘zuhur ettiği’ savunulabilir; bu yaklaşım yine dualist yaklaşım gibi çok az şey söyler nitelikte olmasına karşın, sadece maddi cevher içinde kalındığında da özgür iradenin savunulmasının mümkün olduğunu gösterebilmektedir.

Yeniden yaratılışın savunulabilmesi için de insan doğasının madde-dışı bir cevher ihtiva etmesi gerektiği iddiası hatalıdır. Her şeyden önce teizmin eskatolojik anlatımları, Tanrı’nın bilgisine ve kudretine bağlanarak temellendirilir; yeniden yaratılış için Tanrı ayrı bir cevher yaratmaya muhtaçmış gibi bir yaklaşım, teist teolojinin en merkezi inançlarından olan Tanrı’nın kudretinin sınırsızlığı ile çelişkili olacaktır. Tanrı’nın merkezde olmadığı Hint düşüncesi açısından ruhun ayrı bir cevher olmaması sistemin çöküşü anlamına gelecek olsa da, yeniden yaratılışın, ruhun ezeliliği gibi ruhun sıfatlarına değil de Tanrı’nın sıfatlarına bağlandığı teizm için bir sorun olmayacaktır. Teist ontolojiye göre, farklı iki cevherin irtibatı Tanrı’nın bunu düzenlemesiyle mümkün olduğu için, bir teistin bu irtibat sorunu yüzünden -materyalistler ve metodolojik natüralizmi benimseyenler gibi- dualizmi imkansız görmesi gerekmez. Diğer yandan, bir teist ‘Tanrı isterse her şey mümkündür’ inancından dolayı Tanrı’nın iki cevherle yapabileceği her şeyi (yeniden yaratılış gibi) tek cevherle de gerçekleştirebileceğine inanır ki bu da teist teolojinin yeniden yaratılışın imkanı için dualizme ihtiyacı olmaması demektir.

Bütün bunlar bizi - bilimsel ve felsefi yönden olduğu gibi- teolojik olarak; Kutsal Metinlerdeki ifadeler, Tanrı kavramı ve özgür irade sorunu açısından olduğu gibi yeniden yaratılış sorunu açısından da, insan doğasını, dualizmle ve sadece maddi cevherle açıklayan yaklaşımlar karşısında agnostik kalabileceğimiz sonucuna -hatta en tutarlı yolun böylesi bir tavır belirlemek olduğu sonucuna- ulaştırmaktadır. Tanrısal kudret açısından mümkün olan farklı alternatifler varsa ve bu şıklardan birininin seçilmesinin Tanrısal hikmete daha uygun olduğunu belirleyemiyorsak, Tanrı’nın bunlardan hangisini gerçekleştirdiği ile ilgili sorulara “Bilemiyoruz” demek hem tutarlılık, hem de teolojik tavır açısından en uygunu olacaktır. Böylesi bir tavır, hem Tanrı’nın bütün hikmetleri çözülebilmiş gibi iddialarda bulunmanın kibrinden sakınılmasına; hem de din ve bilim arasında bu konuda çıkartılan çatışmanın, dinen bu şıklardan birinin tercih edilmesinin zarureti olmadığı gösterilerek, çözümlenmesine vesile olabilir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Cevap: Beden - Ruh Dualizmine Teolojik Angostik Tavır / Caner Ta

öznenin kendini tanımlayamaması halinde sonuçsal/yargılara varması agnostik bir çelişkidir. ruh-beden bir bütündür.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Cevap: Beden - Ruh Dualizmine Teolojik Angostik Tavır / Caner Ta

öznenin kendini tanımlayamaması halinde sonuçsal/yargılara varması agnostik bir çelişkidir. ruh-beden bir bütündür.

Dün Ferdinand ile bu konuda bir uzlaşma sağlayamadık ve ben de bu makaleyi eklemek sureti ile orta noktayı bulmaya çalıştım. Ruh-beden bütündür aynı görüşteyim.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Cevap: Beden - Ruh Dualizmine Teolojik Angostik Tavır / Caner Ta

yapay-zeka üzerinde bir hayli yol alınmış görülmektedir; ancak, bu durum "ruh-beden" olgusundan ayrı olarak değerlendirilmelidir. yeni bir olgu ile karşı-karşıya kalmış isek onun tanımını ayrıca yapmak durumundayız. bu tanım henüz yapılabilmiş değildir ve bu aşamada da yapılması beklenemez. ne demiş üstadlar ; "her çözüm sorun ile başlar" ..yapay-zekanın sosyal hayata katılması ile güncelleşecek sorun kendine uygun çözümleri dayatacaktır. tüm olanlara/yaşanacaklara rağmen insan türüne dair "ruh-beden" tartışması hiçbir zaman bitmeyecektir.
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Cevap: Beden - Ruh Dualizmine Teolojik Angostik Tavır / Caner Ta

“Baş olmadan göz, beden olmadan baş tedavi edilemeyeceğine göre beden de ruh göz önüne alınmadan tedavi edilemez” demiştir Socrates
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Cevap: Beden - Ruh Dualizmine Teolojik Angostik Tavır / Caner Ta

“Baş olmadan göz, beden olmadan baş tedavi edilemeyeceğine göre beden de ruh göz önüne alınmadan tedavi edilemez” demiştir Socrates

Psikosomatik tıpta bazı psikolojik faktörlerin fiziksel sağlığı ciddi şekilde etkilediği ve tıbbın bu olayları açıklamada yetersiz kaldığı vakalar olmuştur. Böylece bütün fiziksel hastalıkların oluşumunda ve gelişiminde psikolojik etmenler farklı derecelerde rol oynamaktadır.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Cevap: Beden - Ruh Dualizmine Teolojik Angostik Tavır / Caner Ta

yapay-zeka üzerinde bir hayli yol alınmış görülmektedir; ancak, bu durum "ruh-beden" olgusundan ayrı olarak değerlendirilmelidir. yeni bir olgu ile karşı-karşıya kalmış isek onun tanımını ayrıca yapmak durumundayız. bu tanım henüz yapılabilmiş değildir ve bu aşamada da yapılması beklenemez. ne demiş üstadlar ; "her çözüm sorun ile başlar" ..yapay-zekanın sosyal hayata katılması ile güncelleşecek sorun kendine uygun çözümleri dayatacaktır. tüm olanlara/yaşanacaklara rağmen insan türüne dair "ruh-beden" tartışması hiçbir zaman bitmeyecektir.

Yapay zeka ne kadar başarılı olursa olsun, bilinç halleri maddeye indirgenemeyeceği için ne kadar mükemmel bir taklit olursa olsun asla gerçekte insan gibi bilinçli olamayacaktır.
 

IdeaFante

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Kas 2011
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
30
Cevap: Beden - Ruh Dualizmine Teolojik Angostik Tavır / Caner Ta

Beyin ile bilinç arasındaki bağlantı hakkında uzun uzun düşününce bu bağlantının tanımlanamayacağı sezilebilir. Fakat bu durumda 'bilinemez'liği kendimize bu kadar kolay yedirmememiz gerekiyor.

Öncelikle bilinç tam olarak nedir ve nasıl oluşur konusunda kesin tanım yapamasak da etkileşimlerinden kolayca bahsedebiliyoruz artık. Kafaya alınan bir darbe, kafein, hastalıklar vs. bilinç ve beyin arasındaki sıkı bağlantıyı tanımlayan şeylerden sadece bazıları. Bu durumda bu ikisini ayrımak ve ayakları yere basmayan fantastik düşünceler uçmak gereksizdir.

Kuramlararası indirgeme bu konuda bize şöyle yardımcı olabilir: Eskiler ısı, sıcak soğuk kavramlarına sahipken biz artık bu durumlara 'toplam moleküler kinetik enerji, yüksek/düşük ortalama moleküler kinetik enerji' şeklinde yaklaşabiliyoruz. Aynı şekilde şimdiki madde-bilinç sorununda da beyin durumu terimleri, sağduyunun varsayımları ve ilkelerindeki zihin durumlarının yerine geçecektir. Zihin durumlarıyla beyin durumunda biz özdeşlikten bahsedebileceğiz bu durumda.

''Nörobilim, mevcut kavrayışlarımızın yetersizliğinin herkesçe görülebileceği kadar olgunlaştığı zaman ve yeni kavramsal çerçevemizin üstünlüğü kabul gördüğü zaman, içsel durumlarımızı ve etkinliklerimizi nihayet gerçekten upuygun bir kavramsal çerçevede yeniden kavrama olanağını yakalamış olacağız. Bu şekilde halk psikolojisinin kavramları (inanç, arzu, korku, duyum, ağrı, neşe, vs.) yerini yeni kavramsal çerçevemize bırakacaktır.'' Paul M. Churchland - Madde ve Bilinç

Eskiler ısı-sıcaklık karamlarına bizim şimdi zihin ve bilinç kavramlarına baktığımız gibi bakıyor olabilirler. Ve artık nasıl moleküler kinetik enerji kavramı bu sorunu ortadan kaldırdıysa ileride madde-bilinç sorunu da ortadan kalkabilir.

Halk psikolojisinin içsel durum ve etkinliklerimizin yanlış bir tasarımı olduğunu savunan eleyici materyalizmi de parçada yanlış olarak nitelenmiş. Bu konuda da kesin yargılardan kaçınmak gerekir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst