Bebek Gıda Sektöründe Bir Obez: Nestle

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Ekoloji kategorisinde HoŞÇa tarafından oluşturulan Bebek Gıda Sektöründe Bir Obez: Nestle başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,449 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Ekoloji
Konu Başlığı Bebek Gıda Sektöründe Bir Obez: Nestle
Konbuyu başlatan HoŞÇa
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan HoŞÇa

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 1979 yılında sık bebek ölümlerine ve sağlık sorunlarına rastlanması üzerine bir araştırma başlatır. Bulgular, suni bebek mamalarının çok yüksek seviyelerde ve yanlış şekilde tüketildiğini gösterir. Bunun üzerine aynı yıl Ekim ayında WHO'nun önderliğinde 'Bebek ve Küçük Çocukların Beslenmesi' konulu bir toplantı düzenlenir.

Toplantı, UNİCEF gibi kurumların yanı sıra çeşitli ülkelerin hükümet görevlileri, bilim adamları, bebek maması sektörü temsilcileri ve emzirme yanlısı sivil toplum örgütleri gibi geniş bir katılımla gerçekleştirilir. Bu toplantının sonucunda, sektörle ilgili süregelen malum pazarlama faaliyetlerinin bu şekilde devam edemeyeceği ve tüm üreticilerin ürünlerinin satışı için uygulaması gereken uluslar arası bir regülasyonun tespit edilmesinin şart olduğu kararına varılır.

Sonuçta, üretici firmaların uluslar arası arenada da uygulamak zorunda olduğu bu kurallar (Kod), tarafların 1981'de WHO liderliğinde toplanmasıyla, oldukça sancılı bir itiraz sürecinden sonra tarihi bir oylamayla kabul edilir. 3 ülkenin katılmadığı oylama, 118 ülkenin kabul oyu ve bir ülkenin de karşı oy kullanmasıyla sonuçlanarak uygulamaya koyulur.

Karşı oy Amerika Birleşik Devletlerine aittir. Kodun oluşturulmasında en çok söz hakkı üretici ülkelere ait olmasına rağmen uygulamada pek çok sorunla karşılaşılır.
1981'deki toplantıda alınan karar özetle, bebek maması üreten firmaların, bu ürünleri satmak için herhangi bir pazarlama faaliyeti yapmasını ve bunların anne sütünü ikame eden bir alternatifmiş gibi muhtelif reklam ve promosyon taktikleri kullanılarak piyasalara sunmasını kesinlikle yasaklar.

Ancak, yaklaşık 10-15 uluslar arası firmanın bebek gıda piyasasına hakim olduğu sektörde durum tam tersine işler. Anneler, yasaklanmış olmasına rağmen devam eden direkt veya dolaylı reklam ve promosyonlardan etkilenerek hem yanlış yönlendirilmekte hem de bu mamaların kullanımına bağımlı hale getirilmektedir.

WHO'nun araştırmalarına göre, özellikle gelişmekte olan ülkelerde her yıl 1,5 milyon çocuğun anne sütü ile beslenmemesinden kaynaklanan bağışıklık sorunlarından ötürü yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor.
Bundan 25 yıl önce sadece bu konuya odaklanarak gönüllü bir örgüt olarak kurulan IBFAN (International Baby Food Action Network- Uluslararası Bebek Gıda Hareketi Ağı), bebeklerin suni mamalar yerine doğal anne sütü ile beslenmesi için, uluslar arası boyutta kabul edilmiş olan bu Kod'un uygulanmasında en önemli takipçi durumuna gelmiş.

Bugün 90 ülkede 200 temsilciliğe kadar genişleyen IBFAN'ın sektör raporları ise, WHO'da referans olarak kullanılmakta. Ancak, yine IBFAN'ın muhtelif ülkelerde konuyla ilgili yaptığı araştırma sonuçlarına göre Kod, sektör lideri belli başlı firmalar tarafından ya hiç dikkate alınmıyor veya sık sık ihlal ediliyor. Bütçe gelirlerinin büyük bir kısmını Amerika Birleşik Devletleri tarafından temin eden Birleşmiş Milletler'e bağlı bir yan kurum olan WHO ise, yeterince özerk bir yapıya sahip olamadığından, Kod'u uygulatma konusunda çok etkin değil. Bu sebepten IBFAN, kendi bünyesinde bir yan hizmet olarak, uluslar arası vakıf tüzel kişiliğinde ICDC (International Code Documentation Centre- Uluslar Arası Kod Raporlama Merkezi)'i kurarak, Kod'un uygulanmasına dair sektör faaliyetlerini hem ülke bazında, hem de firma bazında gözlemleyip, düzenli aralıklarla veri toplayan bir araştırma hizmeti sunmaya başlamış.


Bu merkezin en son 2001 yılında hazırladığı rapora göre Nestle, kamuda "1979 Boykotu" olarak bilinen skandala rağmen, hala en çok kural ihlali yapan veya kural dışı faaliyetlerde bulunan firma olarak bir kez daha başı çekmekte.

1979 Boykotu kısaca, firmanın bebek sağlığı konusundaki olumsuz faaliyetlerinden sonra bir grup öğrencinin "Nestle Bebekleri Öldürüyor" isimli bir yayın çıkartarak, firmanın kamuoyunda "Bebek Katili" olarak algılanmasına sebep olan bir sivil hareket. İki yıl süren yargılama süreci sonunda yargı kararı firmanın pazarlama taktiklerini değiştirmesi hükmü ile son buldu. Ancak, firma uygulamalarında çok kısıtlı bir değişime gidince, Kuzey Amerika'da halk Nestle'yi Boykot eden bir tüketici hareketi başlattı. Hareket kısa zamanda o kadar yaygınlaştı ki, en sonunda WHO ve UNICEF yazının başında bahsedilen uluslar arası bir regülasyon oluşturmak için ilgililere çağrıda bulundu.

1984'te, yedi yıl süren boykot neticesinde Nestle istenilen değişiklikleri yapmaya söz vererek hareketi durdurdu. Ta ki 1988'de tekrar başlayıncaya dek. Bir kez daha İngiltere'de başlayan hareket yirmi ülkeye yayıldı. Firma bu kez pazarlama ve promosyonel faaliyetlerini değiştireceği yerde, bazı göz boyayıcı ufak değişikliklere razı geldi. 90'lı yıllarda ise, pek çok firma gibi, NGO'ların eleştirilerinden kurtulmak için farklı halkla ilişkiler stratejileri geliştirme yoluna gitti.

Nestle, global bazda bebek gıdası sektörünün yaklaşık yüzde 40'ını kontrol eden, Euromonitor'un 2001 araştırmalarına göre de neredeyse 17 milyar dolarlık piyasa değeriyle sektörün lideri. Bundan hareketle Nestle, sektör içerisinde rahatlıkla pazar şartlarını temin edip, diretebilecek, dolayısı ile sektöre şekil verecek güce sahip bir kuruluş olarak, bebek maması tüketimi üzerindeki promosyonel faaliyetlerini durdurarak bebek sağlığı üzerinde anlamlı bir gelişim sağlayabilir. Ancak, firma tarafından bebek maması gelirlerinin toplam ciro içerisindeki payının yalnızca yüzde ikiye denk geldiği vurgulanırken ve tüm bu boykotlara ve yıllarca mücadele etmeyi gerektiren firma imajı üzerindeki olumsuz etkilere rağmen, neden Nestle hala oyunu kural dışı oynuyor, anlamak imkansız.

Gerçek olan bir şey var ki; para hırsı uğruna, hedef tahtasına konan masum ve savunmasız bebekler üzerinden onların sağlıklı yaşam haklarını bile bile ellerinden alıp ve bunun devamı için de cahil veya biçare annelerin saflığından yararlanmak dahil her türlü entrikayı çevirmek, buna göz yummak, farklı bir ahlak anlayışı ile bizi karşı karşıya getiriyor ki, bunun günümüzdeki tarifi "vahşi kapitalizm"dir.


Kaynak:
A Journal of International Development Coorparation, by Deag Hammarskjeöld Foundation Development Dialouge, Special Issue: Fighting an Old Battle in a New World, by Analiese Allain
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst