- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 29 May 2014
- Mesajlar
- 416
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 18
- Yaş
- 47
Ayıdan post ........ dost olmaz.
Artik herkes noktaların yerine kendi istediğini koysun.
Konu ile ilgili Mesnevide güzel bir hikaye var.
AYI İLE DOST OLAN ADAM'IN HİKÂYESİ..
Bir ejderha bir ayıyı yakalamıştı. Yiğidin biri giderken ayının
bağırmasını duydu. Alemde düşkünlere yardımcı erler vardır.
Onlar, mazlumlar feryat ettiler mi derhal yetişirler.
Mazlum seslerini her yerden işitirler, Hak rahmeti gibi oraya
koşarlar. Alemin sarsıntılatına ve yıkıntılarına direk, destek
olan, gizli dertlerin tabibi bulunan o erler; muhabbetin ve
adaletin rahmetin ta kendisidirler.
Ayı, ejderhadan feryat edince, o er ayıyı onun pençesinden
kurtardı.
Ayı ejderhadan kurtulup o babayiğit erden o keremi görünce,
Eshab-ı Kehf’in köpeği gibi onun peşine takıldı. O Müslüman
hastalanıp yastığa baş koyunca da ayı ona bağlanmış, gönül
vermiş olduğundan bırakmadı, başında beklemeye başladı.
Biri oradan geçerken “Halin nasıl? Kardeş, ayıyla ne işin var?”
dedi. Er ejderha hikayesini nakletti.
O adam, “Ayıya güvenme be ahmak. Ahmağın dostluğu
düşmanlıktan beterdir. Ne suretle olursa olsun sürülmesi
gerek” dedi.
Er dedi ki; “Vallahi bunu hasedinden söyledin, yoksa sen
ayıya ne bakıyorsun, sevgisini gör!”
Adam, “Ahmakların sevgisi aldatıcı bir sevgidir, benim bu
hasedim, onun sevgisinden iyidir. Be adam gel benimle bir
ol da o ayıyı sür, defet. Hemcinsini bırakıp ayıya güvenme”
dediyse de Er, “Git, git hasetçi herif, kendi işine bak” dedi.
Adam, “İşim buydu ama sana nasip değil. Yüce kişi ben bir
ayıdan daha aşağı değilim ya onu bırak da eşin dostun ben
olayım. Başına bir şey gelecek diye yüreğim titriyor. Böyle
bir ayı ile ormanlığa gitme. Yüreğim asla olmayacak şeyden
titremedi. Seziş Tanrı nurundandır, boş değil. Ben müminim
“mümin Tanrı nuruyla bakar” sırrına mazharım. Kendine gel,
kendine! Bu ateşgedeyi bırak!” dedi.
Bu sözler erin kulağına girmedi. Su-i zan adama kuvvetli bir
seddir. Ayının elini tuttu, adamın elini bıraktı.
Adam da “Senin aklın başında değil, gidiyorum” dedi.
Er dedi ki: “Git de benim kaydıma kalma. Boş boğaz herif, o
derece bilirlikten dem vurup durma”
Adam tekrar “Ben senin düşmanın değilim. Peşimden gelirsen
kendine lütfetmiş olursun” dedi.
Er, “Uykum geldi. Bırak beni işine git”dedi.
Adam, “Yahu, ne olur dosta uy da, akıllı birisinin himayesinde,
gönül sahibi bir dostun civarında uyu” dedi.
Babayiğit, o adamın ısrarından hayallenip kızıverdi, yüzünü
çevirip, “Bu galiba bir katil, bana kastetmeye geldi, yahut
bir şey umuyor, dilenci ve külhani herifin biri.Yahut da beni
bu ayıyla korkutma hususunda evvelce dostlarıyla bahse
girişmiş olmalı” dedi. İçinin kötülüğünden hatırına iyi bir şey
gelmedi. Bütün hüsn-ü zannı ayıyaydı. Sanki ayıyla aynı
cinstendi! Bir köpek uğruna bir akılıyı itham etti ve o ayıyı
muhabbet ve merhamet sahibi bir dost bildi!
O Müslüman, kızarak ve içinden “La havle” diyerek ahmağı
bırakıp gitti. “Benim ona ciddiyetle nasihat vermemden, hem
üstüne düşmemden, gönlündeki hayalleri arttı, büsbütün
vehimlendi. Demek ki nasihat yolu kapandı” dedi.
Adam uyudu, ayı sinek kovalamaktaydı. Sinek, kovulunca
kalktı, fakat inadına gene kalktığı yere gelip kondu. Ayı o
gencin yüzünden kaç kere sineği kovdu. Fakat sinek gene
derhal kalktığı yere gelip konmaktaydı. Ayı sineğe kızıp gitti
dağdan kocaman bir taş yakalayıp getirdi. Sineğin gene
uyuyan adamın suratına konmuş olduğunu görünce, o koca
değirmen taşını alıp sineği ezmek için adamın suratına fırlattı.
Taş uyuyan adamın suratını paramparça etti.
Bu mesele de bütün aleme yayıldı!
Aptalın sevgisi şüphesiz ayının sevgisidir.
Kini sevgidir, sevgisi kin.
Ahdi gevşek, zayıf ve bozuk.
Sözü büyük, vefası artık.
Ant içse bile inanma.
Eğri sözlü adam andını da bozar.
Madem ki yeminsiz sözü yalan, hilesine yeminine inanma.
Mesnevi
Artik herkes noktaların yerine kendi istediğini koysun.
Konu ile ilgili Mesnevide güzel bir hikaye var.
AYI İLE DOST OLAN ADAM'IN HİKÂYESİ..
Bir ejderha bir ayıyı yakalamıştı. Yiğidin biri giderken ayının
bağırmasını duydu. Alemde düşkünlere yardımcı erler vardır.
Onlar, mazlumlar feryat ettiler mi derhal yetişirler.
Mazlum seslerini her yerden işitirler, Hak rahmeti gibi oraya
koşarlar. Alemin sarsıntılatına ve yıkıntılarına direk, destek
olan, gizli dertlerin tabibi bulunan o erler; muhabbetin ve
adaletin rahmetin ta kendisidirler.
Ayı, ejderhadan feryat edince, o er ayıyı onun pençesinden
kurtardı.
Ayı ejderhadan kurtulup o babayiğit erden o keremi görünce,
Eshab-ı Kehf’in köpeği gibi onun peşine takıldı. O Müslüman
hastalanıp yastığa baş koyunca da ayı ona bağlanmış, gönül
vermiş olduğundan bırakmadı, başında beklemeye başladı.
Biri oradan geçerken “Halin nasıl? Kardeş, ayıyla ne işin var?”
dedi. Er ejderha hikayesini nakletti.
O adam, “Ayıya güvenme be ahmak. Ahmağın dostluğu
düşmanlıktan beterdir. Ne suretle olursa olsun sürülmesi
gerek” dedi.
Er dedi ki; “Vallahi bunu hasedinden söyledin, yoksa sen
ayıya ne bakıyorsun, sevgisini gör!”
Adam, “Ahmakların sevgisi aldatıcı bir sevgidir, benim bu
hasedim, onun sevgisinden iyidir. Be adam gel benimle bir
ol da o ayıyı sür, defet. Hemcinsini bırakıp ayıya güvenme”
dediyse de Er, “Git, git hasetçi herif, kendi işine bak” dedi.
Adam, “İşim buydu ama sana nasip değil. Yüce kişi ben bir
ayıdan daha aşağı değilim ya onu bırak da eşin dostun ben
olayım. Başına bir şey gelecek diye yüreğim titriyor. Böyle
bir ayı ile ormanlığa gitme. Yüreğim asla olmayacak şeyden
titremedi. Seziş Tanrı nurundandır, boş değil. Ben müminim
“mümin Tanrı nuruyla bakar” sırrına mazharım. Kendine gel,
kendine! Bu ateşgedeyi bırak!” dedi.
Bu sözler erin kulağına girmedi. Su-i zan adama kuvvetli bir
seddir. Ayının elini tuttu, adamın elini bıraktı.
Adam da “Senin aklın başında değil, gidiyorum” dedi.
Er dedi ki: “Git de benim kaydıma kalma. Boş boğaz herif, o
derece bilirlikten dem vurup durma”
Adam tekrar “Ben senin düşmanın değilim. Peşimden gelirsen
kendine lütfetmiş olursun” dedi.
Er, “Uykum geldi. Bırak beni işine git”dedi.
Adam, “Yahu, ne olur dosta uy da, akıllı birisinin himayesinde,
gönül sahibi bir dostun civarında uyu” dedi.
Babayiğit, o adamın ısrarından hayallenip kızıverdi, yüzünü
çevirip, “Bu galiba bir katil, bana kastetmeye geldi, yahut
bir şey umuyor, dilenci ve külhani herifin biri.Yahut da beni
bu ayıyla korkutma hususunda evvelce dostlarıyla bahse
girişmiş olmalı” dedi. İçinin kötülüğünden hatırına iyi bir şey
gelmedi. Bütün hüsn-ü zannı ayıyaydı. Sanki ayıyla aynı
cinstendi! Bir köpek uğruna bir akılıyı itham etti ve o ayıyı
muhabbet ve merhamet sahibi bir dost bildi!
O Müslüman, kızarak ve içinden “La havle” diyerek ahmağı
bırakıp gitti. “Benim ona ciddiyetle nasihat vermemden, hem
üstüne düşmemden, gönlündeki hayalleri arttı, büsbütün
vehimlendi. Demek ki nasihat yolu kapandı” dedi.
Adam uyudu, ayı sinek kovalamaktaydı. Sinek, kovulunca
kalktı, fakat inadına gene kalktığı yere gelip kondu. Ayı o
gencin yüzünden kaç kere sineği kovdu. Fakat sinek gene
derhal kalktığı yere gelip konmaktaydı. Ayı sineğe kızıp gitti
dağdan kocaman bir taş yakalayıp getirdi. Sineğin gene
uyuyan adamın suratına konmuş olduğunu görünce, o koca
değirmen taşını alıp sineği ezmek için adamın suratına fırlattı.
Taş uyuyan adamın suratını paramparça etti.
Bu mesele de bütün aleme yayıldı!
Aptalın sevgisi şüphesiz ayının sevgisidir.
Kini sevgidir, sevgisi kin.
Ahdi gevşek, zayıf ve bozuk.
Sözü büyük, vefası artık.
Ant içse bile inanma.
Eğri sözlü adam andını da bozar.
Madem ki yeminsiz sözü yalan, hilesine yeminine inanma.
Mesnevi