Avrupa Birliği

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Ekonomi kategorisinde chimera tarafından oluşturulan Avrupa Birliği başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,940 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Ekonomi
Konu Başlığı Avrupa Birliği
Konbuyu başlatan chimera
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan chimera

chimera

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
463
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
56
1965'te Brüksel Antlaşması ile kurulup 1967'de işlerlik kazanan Avrupa Birliği (EC), Avrupa'da var olan üç örgütü bir araya getirdi: Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (ECSC), Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (Euratom). ECSC, kömür ve çelik sağlanması konusunda ortak bir yol izlemek amacıyla 1952'de kurulmuştu.

AET 1958'de üye devletlere ortak bir pazar oluşturmak ve mal, personel ve hizmetlerin serbestçe taşınması amacıyla kuruldu. Euratom da 1958'de kuruldu, amacı atom enerjisinin barışçı amaçla kullanımını sağlamaktır. Başlangıçta her örgütün de altı üyesi vardı; Belçika, Fransa, Federal Almanya, Hollanda, Lüksembourg ve İtalya-"Altılar Avrupası". Aynı altı ülke Avrupa Birliği'nin de üyelerini oluşturuyordu. Avrupa Birliği kendisini oluşturan kuruluşların amaçlarına uymaya sürdürdü ve kendi uzun vadeli hedefi olarak, ECSC, AET ve Euratom'um ayn ayn başarabileceğinden daha geniş kapsamlı uluslararası politik işbirliği sağlandı.

1 Ocak 1973'te İngiltere, İrlanda ve Danimarka, Avrupa Birliği'ne üye oldular. Yunanistan 1 Ocak 1981'de Avrupa Birliği'nin onuncu üyesi oldu. İspanya, Portekiz ve Türkiye'nin ileride üye olabilmeleri için görüşmeler sürmektedir. Şu anda üye devlet sayısı 12'dir.

Kuruluşu

2. Dünya Savaşı'nı izleyen yeniden kalkınma döneminde ortaya çıkan Avrupa işbirliği düşüncesi, başlangıçta Doğu-Batı arasındaki anlaşmazlıktan geniş ölçüde etkilendi. Doğu bloku ülkelerinin karşı çıktıktan Marshall Planı'nı uygulamak için 1948'de Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü (EEC), 1949'da Avrupa Konseyi kuruldu. Bunları 1952'de ESCS izledi; bu tek tek hükümetlerden bağımsız olarak karar verebilen ilk uluslararası kuruluştu.

ECSC'nin baransı pek büyük olmadı. Özellikle Fransa'nın geniş kapsamlı uluslararası güçlere karşı olması ve örgütün çelik endüstrisindeki kartellere karşı durabilecek kadar güçlü olmaması yüzünden, öncü niteliğinin getireceği sonuçlara ulaşılmadıysa da ekonomi politikası alanında işbirliğine yönelik ilk adımlar atıldı ve 1957'de Roma'da AET ve Euratom'un kurulmasını sağlayan anlaşmalar imzalandı.

AET, 1970'den önce bir ortak Pazar ve ortak bir tarım politikası gerçekleştirmenin yollarını aradı, tam bir ekonomik bütünleşmeye 1970'li yıllar içinde varılacaktı. ECSC ile kazanılan deneyimlerin ışığı altında, uluslararası olma niteliği bir ölçüde sınırlandı. Yürütme organı olan komisyon, karar verme süresi içinde hazırlık çalışması yapacak ancak, san kararlar Bakanlar Konseyi tarafından verilecekti. Bu durum 1967'de Avrupa Konseyi'nin kurulmasından sonra da geniş ölçüde sürdürüldü.

Örgütlenme

Bakanlar Konseyi, karar verme ve yasama görevini yürüten organ olarak genel ekonomi politikasını düzenler ve üye olmayan devletlerle anlaşmalar yapar. En yüksek yargı organı, Avrupa politikasının ana çizgilerini belirlemek için yılda üç kez toplanan devlet yöneticilerinin yan resmi görüşme organı olan Avrupa Koııseyi'dir.

Konseye ve Avrupa Parlamentosu'na sunulan öneri ve kararlar Avrupa Birliği'nin etkin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu'nca hazırlanır. Komisyon'un, konsey kararıyla belirlenen çerçeve içinde bağımsız karar verebilme yetkisi vardır. Yunanistan'ın da katılmasıyla komisyon, üye devletler tarafından önerilen ve 4 yıl görevde kalan 14 üyeden oluşmâktadır. Görev dağıtımı komisyonun kendi içinde yapılır.

Avrupa Birliği'nin sürekli bir merkezi yoktur, toplantılar Brüksel, Lüksembourg ya da Strasburg'ta düzenlenir. Avrupa Parlamentosu ayda bir kez Strasburg ve Lüksemburg'da toplanır. 1979'dan bu yana doğrudan seçimlerin yapıldığı parlamentonun 410 üyesi vardır.

Ulusal devletlerden Avrupa Birliği'ne geçen yetkilerin çoğu konseyde ve komisyonda toplanır; hiçbir yasama yetkisi olmayan yalnız danışma ve denetleme işlevi olan parlamentonun yetkisi oldukça azdır. Bununla birlikte parlamento, komisyonu istifaya zorlama ve konseyin hazırladığı bütçeyi geri çevirme yetkisiyle baskı uygulayabilir. Parlamento bu yetkiyi 1979'da kullanmıştır.

Avrupa Birliği'nin Lüksembourg'da adalet mahkemesi biçiminde bir yargı organı bulunur. İki gruba ayrılan mahkeme, Avrupa Birliği'nin yaptığı anlaşmaların uygulanmasını denetler ve topluluk içindeki kurumlar, üye devletler ve bireyler arasındaki anlaşmazlıklarda karar verir. Mahkeme üye devletleri Avrupa Birliğinin kararlarına uymaya zorlayabilir. Önemli kararların alınmasında çoğunlukla fikir birliği gerekir, ancak bazı durumlarda, bu durumda yetkili olan çoğunluğunun oylama gerek vardır. Fransa, Federal Almanya, İngiltere ve İtalya'nın onar, Hollanda ve Belçika'nın beşer, Danimarka, Yunanistan ve İrlanda'nın üçer, Lüksembourg'un iki oy hakkı vardır.

Çok uzun süren toplantılar artık normal süreye inmiş ve çoğunlukla uzlaşma yoluyla sağlanan kararlar güç de olsa alınabilmektedir. Avrupa Birliği'nin, ekonomik yapılan oldukça farklı olan 10 üyesi arasında karar verme işleminin giderek daha da zorlaşacağı ve fikir birliği ilkesinden vazgeçmek zorunda kalınabileceği sanılmaktadır. Bu durumda üyeler arasındaki birliğin korunup korunamayacağı belli değildir.

İşleyiş

İngiltere'nin Birlik'e geç üye olması en büyük iki üye devlet olan Fransa ve Federal Almanya'nın etkinliği kendilerinde toplamalarına yol açmıştır. İki ülke birlikte, Avrupa Birliği üyelerinin toplamının üçte ikisini ellerinde tutuyorlardı ve aynı zamanda ekonomik yönden en güçlü olan ülkelerdi.

Federal Almanya ve Fransa arasındaki anlaşma öteki ülkeleri pek çok konuda oldu bit tiye getiriyordu. Bu durum, küçük devletler arasında geniş ölçüde huzursuzluğa neden oldu. İngiltere topluluğu katıldığında, büyük güç olma niteliğini çoktan yitirmişti ve Federal Almanya ile Fransa'nın üstünlüğünde önemli bir azalma olmadı.

Tarım Politikası

Değişik ekonomik sektörlere gösterilen ilginin ölçüsü konusunda Avrupa Birliği kendi İçinde çelişkilere düşmektedir. Avrupa Birliği bütçesinin dörtte üçü, işgücünün %10'undan azını karşılayan tarım sektörü için ayrılmıştır.

Tarım politikasının amacı, yeterli üretim değişmeyen fiyatlar, yiyecek sağlanması ve çiftçiler için uygun bir gelirdir. Bu amaçlara ulaşmak için Avrupa Birliği belli ürünlerin taban fiyatlarını dondurmuştur. Bununla birlikte belirlenen düzeyler gerekenden fazla üretim yapılmasına neden olmaktadır. (tereyağı üretiminde olduğu gibi)

Başka bir olumsuz etken de paylaştırmadaki eşitsizliktir. Az sayı da küçük çiftçi ve belli ürünlerin alındığı verimli geniş çiftlikler. Bu tarım politikası, 1970'e kadar Avrupa işbirliği alanında bir başarı olarak nitelendirildi. 1970'lerde ortaya çıkan ekonomik durgunluk görüntüyü değiştirdi. Akaryakıt ve gübre fiyatları yükselirken, tarımdaki fiyatlar düştü. Ürün fazlasından ve fiyatlardaki düşüşten kurtulmak için getirilen önlemler yeterince başarılı olmadı.

Avrupa Birliği bütçenin tarım politikası, ekonomik politikanın büyük bir bölümü, ekonomideki öteki alanların zararına tarım politikasına ayrıldı. Avrupa Birliğinin iflas etmemesi için tarıma ayrılan payın azaltılması zorunludur.

Komisyon, tarım harcamalarının artışını durdurmayı ve böylece artacak parayı yöresel fona ve artan işsizlik gibi toplumsal sorunlar karşılama fonuna ayırmayı istemektedir. Bu politikanın uygulanması bakanlar konseyinin etkisiyle büyük ölçüde engellenmektedir. Üye ülkelerin tarım bakanları kendi tarım ödeneklerini azaltmadıkça, Avrupa Birliği tarıma ayrılan büyük harcamalarının azaltılması için çok az şey yapılabilir.

Vergiler

Ortak bir pazar kurulması için dışalım vergilerini kaldırmak ve birbirine benzer ulusal bir vergi düzenlemesi getirmek gerekiyordu. 1968'de AET içinde yapılan ticarette gümrük vergileri tümüyle kaldırıldı ve aynı zamanda AET dışı uygulanacak bir gümrük tarifesi getirildi.

Vergi konusu daha da zordu. En akla uygun önlem Fransız vergi iadesi ya da katma değer vergisi sisteminin getirilişiydi. Uygulanan oran değişmekle birlikti, bu 1972'den beri bütün üye devletlerle geçerlidir.

Davranış Özgürlüğü

Malların serbestçe taşınması konusuyla ilgili sınırlı da olsa bir ilerleme sağlandı. Ülke içi gümrük vergileri ortadan kalkmakla birlikte gümrükle ilgisi olmayan çok sayıda engel vardır. Tüm üye ülkelerde serbest yerleşme hakkı yasal olarak kabul edilmişti ancak, burada hala mesleki niteliklerin farklı ülkelerde kabul edilme durumu gibi pek çok sorun vardır.

Serbest yolculuk olanakları ve herhangi bir üye ülkede çalışma hakkı ile birlikte kişilerin hareket özgürlüğü de vardır. Avrupa Birliği'ne üye ülkelerde yaşayanlar, her yerde işsizlik sigortası, vergi ve sağlık konusunda yasal olarak aynı haklardan yararlanır.

Sermayenin serbestçe yer değiştirmesi henüz bir kuram aşamasındadır. Avrupa Birliği'nin henüz gerçekleşmemiş amaçlarından bir olan ekonomik ve mali işbirliği kurulmasını sağlamak amacıyla üyeler kambiyo kurları konusunda işbirliğine varmak için çalışmaktadır. Özellikle, sermaye yatırımlarının kar sağlayan birkaç alanda toplanacağı ya da değersiz dövizlerle spekülasyon yaratmak için kullanılacağı endişesiyle sermayenin serbestçe yer değiştirmesi engellenmektedir.

Bölgesel Politika

Avrupa Birliği içinde belli bölgeler bazı yönlerden gelişmemiştir. Bu yüzden Avrupa Komisyonu 1975'te işlerlik kazanan bölgesel fonu kurmuştur. Fondaki en büyük pay İtalya'nındır. Özellikle İtalya'nın güneyinde yoksulluk, yüksek oranda işsizlik, kötü yerleşme koşullan ve yanlış gelişmiş yapı sıkıntısı çekilmektedir.

Fonun para kaynaklarının dağılımındaki çarpıcı özellik, Fransa ve İngiltere gibi oldukça zengin ülkelerin, Yunanistan gibi gelişme yönünden geri ülkelerden daha büyük paylan olmasıdır. Buna benzer bir soruna, daha da büyük ölçüde, Avrupa Birliği'nin tarıma yönelik desteklemelerinin bölgesel dağılımında rastlanır.

1980'de Paris Havzası, Kuzeydoğu Almanya ve Güneydoğu İngiltere'dekiler gibi gelişmiş tarım alanları, Kuzeydoğu İtalya ve Güney Fransa gibi alanlarda %60'ın üzerinde Sicilya'dan %100'ün üzerinde daha fazla destek görmekteydiler.

Genel Görünüm

İngiltere'nin topluluğa katılması ülkede geniş tepkiyle karşılandı. Norveç halkı ise yapılan oylamada üyeliğe hayır deyince bu ülke topluluğa katılmadı. Sol görüşlü ülkeler, örgütün büyük kapitalist ülkeler için bir araç olduğunu ileri sürerek Avrupa Birliği'ne karşı çıkmalarının yanı sıra, ulusal etkinliğinin sınırlanacağı ve eski ulusal geleneklerin yok olacağından korkan sağ görüşlü ülkeler de örgüte karşı çıkmaktadırlar.

Yunanistan'daki muhalefet, güçlü Avrupa ekonomileriyle birleşmenin zayıf sekt6rlerde işsizliğe yol açacağından korkmaktadır. Ulusal hükümetler etkin çıkar gruplarına, özellikle çiftçi birliklerine karşı her zaman duyarlı olmuşlardır. Tarım konusunda daha fazla önemi olan bazı ülkelerin üyeliğe alınması bunu daha da büyük bir sorun durumuna getirecektir.

Batı Avrupalı şarap üreticileri ve sebze yetiştiricileri Türk, Yunan, İspanyol ve Portekiz ürünlerinin rekabetinden korkmaktadırlar. Genelde, 1970'lerde başlayan ciddi ekonomik bunalım Avrupa Birliğinin görev yapmasını daha da zorlaştırmaktadır. 1980'de Avrupa Birliği içindeki toplam işsiz sayısı 8 milyona ulaşmıştır.

Enflasyon, yüksek faiz oranlan ve artan uluslararası rekabet, ekonomik durgunluğu artırmaktadır. Bu durumda hükümetler, Avrupa'nınkinden çok, kendi ulusal çıkarlarına yönelme eğilimindedirler. Ne ölçüde olursa olsun, Avrupa Birliği için destek fonları kısa dönemde hazır olmayacaktır, bu da tarımdan çok öteki ekonomik sektörleri özendirmeyi amaçlayan politikanın pek başarı şansı olmadığı anlamına gelir.

Avrupa'da ekonomik birleşme ulusal ekonomilerdeki durgunluk nedeniyle yavaşladı. Avrupa Birliği içinde ekonomik ve politik bir birlik oluşturulması her zamankinden daha uzak görünmektedir. Avrupa Birliği, ekonomik bir güç olarak yalnız Avrupa'da değil, aynı zamanda Üçüncü Dünya Ülkelerinde de giderek önem kazanmaktadır.

Doğu Avrupa, İskandinavya, Akdeniz ülkelerinin çoğu ve gelişmekte olan birçok ülkeyle ilişkiler korunmaktadır. Değişik ülkelerle ortaklık anlaşmaları, serbest ya da öncelikli ticaret anlaşmaları gibi çeşitli anlaşmaları yapılmaktadır.
 

chimera

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
463
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
56
Ynt: Avrupa Birliği

Avrupa Birliği Organları
Uluslarüstü bir yapıya sahip olan Avrupa Birliği çeşitli organlarla kurucu antlaşmalardan kaynaklanan yetkilerini ve görevlerini yürütmektedir. Bunları, temel organlar ve danışma organları şeklinde ikiye ayırmak mümkündür.

A.Temel Organlar

Avrupa Konseyi

Avrupa Konseyi topluluğun en üst düzey karar verme organıdır. Dış İşleri Bakanlarından oluşmakla birlikte ele alınacak konuya bağlı olarak ilgili bakanlarla da oluşturulabilmektedir. Konsey, Komisyon tarafından hazırlanan tasarıları tartışmakta ve karara bağlamaktadır.

Bakanlar Konseyinden farklı olarak, ayrıca, yılda en az iki defa olmak üzere, üye ülke Devlet ve Hükümet Başkanları ile Komisyon Başkanını biraraya getiren ve siyasi işbirliği alanında ve politikalarda öncülük yapmak üzere kararlar alan bir Avrupa Konseyi (Zirve) bulunmaktadır. Konsey Başkanlığı üye ülkeler arasında altı aylık peryotlarla değişir. Konsey Başkanlığı; Konseyin toplantıya çağrılması, gündemin oluşturulması, tüzüklerin yürürlüğe konulması, tavsiye ve direktif gibi AB yasal tasarruflarının ilgililerine bildirilmesi ve Konseyin Avrupa Parlamentosunda temsili gibi görevleri yürütmektedir.

Konsey kararlarını; basit çoğunluk, nitelikli çoğunluk veya oybirliğiyle almaktadır. Nitelikli çoğunluğu gerektiren kararlar için üye ülkelerin oyları, ekonomik ve politik durumları ve nüfuslarına göre aşağıdaki gibi ağırlıklandırılmıştır:

Almanya, Fransa, İtalya ve İngiltere 10 oy
İspanya 8 oy
Belçika, Yunanistan, Hollanda ve Protekiz 5 oy
Avusturya ve İsveç 4 oy
Danimarka, Finlandiya ve İrlanda 3 oy
Lüksemburg 2 oy

Avrupa Komisyonu

Komisyon, AB'nin Bakanlar Kurulu olarak bilinmektedir. Avrupa Toplulukları Komisyonu veya Avrupa Komisyonu olarak da adlandırılmaktadır. 5 yıllığına Konseyin önerisi ve Avrupa Parlamentosunun onayıyla seçilen 20 Komisyon(erden) Üyesinden oluşur. Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve İngiltere'den 2'şer, diğer üyelerden birer Komisyoner bulunmaktadır. Ancak, Komisyonerler ülkelerinin değil AB'nin memurudurlar. Komisyon; Kurucu Antlaşmaların koruyucusu olarak görülmektedir. Kurucu antlaşmaların ve organlarca alınan kararların gerektiği gibi uygulanıp uygulanmadığını izlemekle görevlidir.

Bakanlar Konseyine sunduğu tüzük ve direktif önerileriyle AB politikalarının oluşmasını sağlamaktadır. Konsey tarafından alınan kararların uygulamasından sorumludurlar. Topluluğu uluslararası arenada hukuken temsil eder ve Topluluk fonlarının idaresinde yetkilidir. Komisyonerler politikalarla ilgili sorumluluklarını kendilerine bağlı genel müdürlükler aracılığıyla yürütmektedir. İdari anlamda Komisyona bağlı olarak çok sayıda genel müdürlük, bir hukuk servisi ve bir istatistik ofisi bulunmaktadır. Komisyon nitelikli oy çokluğuyla karar alır.

Avrupa Parlamentosu

Avrupa Parlamentosu (AP), AB'nin demokratik denetlemeden sorumlu organıdır. AB karar alma mekanizmasında yer almakla birlikte daha çok danışma meclisi gibi çalışmaktadır. AP, doğrudan ve genel oyla 5 yıllığına seçilen 626 temsilciden meydana gelir. Üye ülkelerin nüfus sayısına göre kontenjanı olmakla birlikte temsilciler ülkelerini değil bağlı oldukları siyasal eğilimleri temsil ederler.

Parlamentoda 7 farklı siyasal eğilim vardır. Bunlar; Avrupa Halkları Partisi ve Avrupa Demokratları Grubu (EPP- ED), Avrupa Sosyalistleri Partisi Grubu (PES), Avrupa Liberal, Demokrat ve Reformcu Parti Grubu (ELDR), Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı Grubu (Greens/EFA), Avrupa Birleşik Sol/Kuzey Yeşil Sol Konfederal Grubu (EUL/NGL), Uluslar Avrupası için Birlik Grubu (UEN) ve Demokrasiler ve Farklılıklar Avrupası Grubu (EDD)'dur. Parlamento, ağustos ayı hariç ayda bir hafta boyunca toplantı yapmaktadır.

Bir başkan, 14 başkan yardımcısı, divan, genişletilmiş divan ve 19 sürekli komisyon aracılığı ile işlerini yürütmektedir. AP, işbirliği ve uzlaşma prosedürleri çerçevesiyle sınırlı alanlarda yasama görevlerinde rol almak, bütçeyi onaylamak ve yazılı ve sözlü sorular ve genel görüşme talepleri yoluyla Komisyon ve Konseyin faaliyetlerini denetlemekle görevlidir. Yasama aşamasında AP'nin yetkilerinin sınırlı olması AB'nin "demokrasi açığı" olarak adlandırılmaktadır.

AP, bütçenin tarım harcamaları gibi zorunlu harcamalar kaleminde değişiklik önerisi verebilmek gibi sınırlı bir yetkiye sahipken, Avrupa Sosyal Fonu, sanayi politikası gibi konuları kapsayan bütçenin zorunlu olmayan harcamalar kısmında son söz sahibi konumundadır. AP'nin üçte iki çoğunlukla Komisyonu görevden alma yetkisi vardır.

AP üyelerinin ülkelere göre dağılımı

Almanya 99 üye
Fransa, İngiltere ve İtalya 87 üye
İspanya 64 üye
Hollanda 31 üye
Belçika, Yunanistan ve Portekiz 25 üye
İsveç 22 üye
Avusturya 21 üye
Danimarka ve Finlandiya 16 üye
İrlanda 15 üye
Lüksemburg 6 üye

Avrupa Toplulukları Adalet Divanı

AB'nin yargı organı olan Adalet Divanı (ATAD); Topluluk hukukunun tek bir şekilde yorumlanmasından ve etkin bir şekilde uygulanmasından sorumludur. ATAD, antlaşmaları, yasa ve kararları incelemekte ve AB organlarının üye ülkelerle, üye ülkelerin birbirleriyle ihtilaflarına veya özel kişi ve kuruluşlarla AB organları arasındaki ihtilaflara bakmaktadır. 6 yıllığına seçilen 16 yargıç ve 6 savcıdan oluşan Adalet Divanının kararları bağlayıcı olup temyizi mümkün değildir. Davaların yoğunluğu sebebiyle 1989 yılından itibaren ilk derece mahkemeleri kurulmuştur.

Avrupa Sayıştayı

12 üyeden oluşan Sayıştay, AB'nin gelir ve giderlerini incelemek ve bunlara ilişkin raporları Komisyona sunmakla görevlidir.

B. Danışma Organları

Ekonomik ve Sosyal Komite, Bölgeler Komitesi, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Ombudsmanı AB'nin yardımcı organlarıdır.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst