Askerlik, İnsan Öldürme Sanatı Mı?

10 senelik bir konuyu hortlatmak gibi olacak, olsun.

Konu başlıĝındaki soru şu: Askerlik, insan öldürme sanatı mı?
İnsan öldürme sanatı mı varmış?

Asker nedir? Asker, bir ordunun veya bir silahlı gücün silahlı bir bireyidir.
Yani bir kere tek başına veya silahsız asker olunmaz. Buradan yola çıkarsak asker olan birisi, istese de istemese de silah kullanmasını öĝrenmesi lazım. Silah kullanmasını öĝrenen birisi, silahın görevinin ne olduĝunu da öĝrenecek elbette.

Peki, silah nedir ve bir silahın görevi nedir? Canlıları yaralayarak ve öldürerek saf dışı bırakan bir nesnedir. Bu silahların binbir çeşidi vardır; en basitinden bıçaktan tutun tüfeĝe, tabancaya, topa, rokete kadar canlılara zarar veren aklınıza gelebilecek her türlü nesne işte. Görevi canlılara zarar vermek.

Yani bir askere, ilk etapta canlılara nasıl ve ne ile zarar vermesi gerektiĝi öĝretiliyor. Amaç belli yani; canlılara zarar vermek. Bu noktayı herhangi bir şeyle süslemenin, güzel göstermenin bir anlamı yok, çünkü gerçek durum tam olarak bu.

Bana sorarsanız: Ben askerliĝe karşıyım, çünkü silah öldürür ve savaş hiçbir zaman kalıcı çözüm getirmemiştir, tam tersine hep göz yaşına sebep olmuştur. Evet; insan da bir canlı olduĝuna göre asker, insan öldürür. Ancak bunun sanatla uzaktan yakından bir alakası yoktur.

Rusya, Ukrayna´yı istila ettiĝinden beri binlerce insan (asker, erkek, kadın, çocuklar) hayatını kaybetti veya zarar gördü. Her savaşta olduĝu gibi bilhassa siviller bir hiç uĝruna evlerini terk etmek zorunda kaldılar. Savaş hâlâ devam ediyor ve insanlar hayatını kaybediyor.

Ne zaman bir yerde savaş haberini duysam, aklıma şu sözler gelir: "Savaş ilân edildi ancak hiçkimse savaşmaya gitmiyor."
Keşke böyle bir durum yaşansa da savaş ilân etmeye yeltenenlerin o morarmış suratlarını görmek isterdim. Elbette böyle bir durum kısa ve orta vadede maalesef yaşanmayacak, çünkü insanlar henüz o seviyeye erişmedi.