Arayış

Bahtiyar soğuk bu kış gününde kara, bata çıka ilerlemeye çalışıyordu,elbet kurtlara yem olma ihtimalide oldukça kuvvetliydi ve nihayet 1 saat sonra kadar,sığınacak bir mağara bulmuştu.Yükünü açtı ve içinden çakmağını ve çırasını çıkardı,mağarada bulduğu odun parçalarını tutuşturup ısınmaya başladı,düşünüyordu,yol uzundu ve hava ansızın değişti,bakalım burada kaç gün kalabilecekti,Allahtan azığınıda kuvvetlendirmişti yola çıkmadan ve biraz ısındıktan sonra tüfeğini kılıfından çıkarıp hazır hale getirdi o bu gecenin zorlu olabileceğini düşünüyordu,koruması gereken biri var,kendi.Akşam karanlığı yavaş yavaş çöktü,mağaranın karşı yamacında 2 kurt ışığı görmüşlerdi,kendi aralarında şöyle dediler, -ne dersin bir bakalım mı? -evet ama şimdi değil. -sence kaç kişi vardır. -sayı önemli değil,silahları ve sak bir uykuları olmasın yeter. -sanşımızı başka yerde denemeyemez miyiz?her zaman ki gibi.. -bu sefer olmaz,hava çok bozuk bu bize bile zarar,sadece bu korunaklı yerde, gecenin iyice bastırmasını bekleyeceğiz.. Bahtiyar bir taraftan ısınırken bir taraftanda bulunduğu mağarayı düşünüyordu,acaba buradan daha korunaklı bir kısım daha var mı?ya uyursam?hiç olmazsa yüksekçe bir konum olsaydı,kemikleri iyice ısındığında ateşten bir parça dal alıp mağaranın biraz içine ilerledi ve az ötede tamda arağını bulmuştu,mağaranın tavanına doğru bir çıkıntı vardı aynı bir yatay cep gibi ve az sonra geri gelerek oraya nasıl tırmanması gerektiğini düşündü,yüküne şöyle bir göz attı işine yarayacak ne vardı acaba?Ateş sönmeye yüz tuturken,dönüp en baştan tırmanmanın kolaylığını test etti evet tutunacak çok yer var bakıncada öyle görünüyor,hemen tulumunu battaniyesini ve kürkünü alıp yukarıya attı,tam isabet şimdi sıra oraya çıkmaktaydı ve en sonunda o korunaklı yere ulaşıp gayet emin ve rahat bir şekilde uykuya daldı..gecenin bir vakti o iki kurt ateşin çoktan sönmüş ve oradakilerin çoktan uyumuş oldduklarını düşünerek mağaraya doğru ilerlediler,mağaraya geldiklerinde bulabildikleri geride sadece yanmış dal parçaları,az ilerlediklerinde güven içinde yatan Bahtiyarı gördüler ama ne çare?oraya asla tırmanamazlardı,ne beklemenin nede çabalamanın bir anlamı yoktu çünkü bahtiyar gereken önlem ne ise onu almıştı,çaresiz başka bir yerde nasiplerini hayıflanarak aramaya koyuldular..Bahtiyar o gece bir rüya gördü..rüyasında elinde sadece bir merdiven vardı ve kendiside bir kuyuda idi oradan çıkmak nede kolay diye düşündü ve merdiveni duvara dayadı o her yukarı adım attıkça eski basamak düşüyordu yani geri inme şansı asla yoktu ve o en sonunda kuyudan çıktığında geriye duvara dayalı merdiven yerine 2 adet uzun sopa kalmıştı..çevresine baktığında bir çıkıntının üzerinde olduğunu gördü karşıya mesafe ancak o merdivenden arta kalanlar kadardı,iki sopayıda kuyudan çıkarıp o araya koydu sonra çömelerek iki eli iki sopada,iki dizi iki sopada olacak şekilde emekleyerek o arayı geçiverdi..nereye gideceğim veya gitmeliyim diye biraz düşündükten sonra çevrede dikkatini çeken bir gariplik gördü,bastığı topraktan geçip gidecekti ama aşağısı veya karşısı yoktu ki..her tarafına baktı ne ilerde düzlük ne beride inilecek bir toprak,sanki havada duruyordu,gidilecek tek yer yukarısıydı,toprak ve kayalar yukarıya doğru yol alıyordu,o zaman Bahtiyar bunun bir tepe olduğunu düşündü,nasıl olsa burayı aştıktan sonra düzlüğe ulaşacak ve oradanda evinin yolunu tutacaktı,tırmanmaya başladı ama aynı merdiven basamaklarında olduğu gibi geçtiği her yer birden göçüyordu sağlam yer hep yukarısıydı,geriye dönüş imkansızdı çünkü dönebilecek ne bir kaya nede bir toprrak parçası görünmüyordu ve o tırmanmasını sürdürerek en sonunda yukarıdaki düzlüğe ulaştı..nihayet bir ağaç görebilmişti az uzakta..çevresi pek tanıdık gelmiyordu ama ağacın üzerine çıkarsa belki çevreyi daha iyi görebilir ve tanıyabilirdi toprağını evini yurdunu..o ağaca tam yanaşmıştı ki ağacın hemen yanında oturan bir ihtiyar ile karşılaştı,selamlaştılar ve sonra sohbete daldılar,ihtiyar dedi ki;Delikanlı,nereden gelirsin nereye gidersin? -Şu an nerede olduğumu bilmiyorum ama gideceğim yeri biliyorum ama önce nerede olduğumu bilmem lazım,anlamak için ağacın tepesinden şöyle bir çevreye bakacaktım.. -hımm,peki gideceğin yeri görsende gidebileceğini nasıl düşünüyorsun ki.. neden dedi Bahtiyar..ve sonra biraz düşündü,o ne zaman bir yukarıya çıkmaya çalışsa hemen altındaki yerler anında görünmez oluyordu,acaba o da bunu biliyor mu?denesem mi acaba diye içinden geçirdi.. İhtiyar dedi ki,evet delikanlı ne yapmayı düşünyorsun?çıkıp etrafı şöyle bir kolaçan edecek misin yoksa burada bana yoldaş mı olmak istersin? Bahtiyar ağaca çıkmanın doğru olmadığına karar verdi çünkü o çıktğında sohbet ettiği bu adam ve bastığı bu toprakta hemen kaybola bilirdi..en iyisi aşağı inmenin yollarını bulmak hem belki bu ihtiyar biliyordur buralı olduğuna göre.. Ey yaşlı yoldaşım bir sorum var.. buyur dedi ihtiyar.. -neden her yukarı çıkışımda altımdaki toprak veya basamak kayboluyor oysa bu normal değil ki,hem geri dönmek istesem de dönemem ki.. Evladım dedi ihtiyar,sence güneş batıdan doğabilir mi ve sence zaman geri çevrile bilir mi?Sence yağan yağmur gerisin geriye yukarı çıkabilir mi?sence geçen ömrün artık geri döndürüle bilir mi? Ey ihtiyar bunun benim burada olmam ile ne alakası var? Peki o zaman delikanlı bana söyler misin?bu kuşlar geri geri uçabilir mi?bu yanımızdaki dere neden hep aşağıya akıyor?ağzından çıkan her kelimeyi bir daha geri çevirebilir misin?Gözlerin çok uzakları görebilir mi?Yıldızlara bakmadıktan sonra,ileriye doğru yürüyebilir misin?gözlerin hep arkaya bakarken ve susadığında içebilir misin tersine akan bir suyu?ve işine yarar mı ısıtmayan ve ışıtmayan bir ateş?ve canına kıymak istediğine kendini attığın o uçurumun ne önemi var,çarpacak bir zemin olmadıkça? Ey ihtiyar,yapmam gereken nedir peki sence? Söyleyeyim hemen amma umarım sabredebilirsin çünkü her duydukça itaat etmek mecburiyetindesin ve madem talip oldun o halde bunun dönüşü olmadığınıda bilmelisin.. Kabul ediyorum ihtiyar çünkü buranın ne çıkışını nede yolunu göremiyorum,bastığım her toprağın her dalın kayboluşuna artık sabredemiyorum.. sabredemiyorsun demek peki o zaman ölüm anında neden ''Ey Allahım beni geri gönderde,iyi ameller sergileyen bir adam olayım''diyorsun? ?? O zaman iyi dinle şimdi beni, Sen buradan çıkıp gitmeyi istemekle neyi umuyorsun? -Elbet evimi işimi aşımı ummaktayım.. Sence bunlar nedir? -benim yaşamım,ayaklarımın bastığı zemin,ayakta durma sebebim.. Evet,kargalarda zaten bunun için yaşarlar ve diğerleride.. -karga ha,ihtiyar öfkelendirme beni.. Evlat,o öfkenide artık geri getiremezsin dikkat ettin mi? -evet Öyleyse kulak ver,mağarada neden yukarıya çıktın? -kurt olma ihtimali yüzünden, peki kuyudan neden çıktın? -elbet orası bir hapis gibiydi,yol alabilmem için oradan çıkabilmem gerekti.. peki kuudan çıktıktan sonra neden yukarı tırmandın? -çünkü gidecek başka bir yer görünmüyordu.. Hımm,peki sabit kalamaz mıydın hiç? -kalamazdım,çünkü ilkinde can korkusu vardı ikincisinde hapislik üçüncüsünde ise önümde alınacak bir yol.. O zaman sorumu sorayım.sence şeytan neden ademe secde etmedi..? -çünkü o kibirlendi.. yani?tam olarak? -secde etmedi işte olay bu.. ben diyeyim,secdeden kasıt yere kapanması değildi,secde orada üstünlük tanıma idi,iblis ademin kendisinden üstün olduğunu kabul etmedi..ve zaten hemen sonraki mazeretinde bunu söyledi,ona göre adem kolay ayartılabilir değersiz basit bir varlıktı..ben ondan üstünüm derken dikkat et,açıkça bir üstünlüğe dem vurmaktadır.. peki sence üstünlük nedir? -bence üstün olmanın tek anlamı var,diğerlerinden her bakımdan daha iyi bir konumda olmak.. her bakımdan derken,bunun içine ruhsal üstünlüğüde katıyor musun? elbette,ben zaten her yönden demiştim.. peki ruhsal üstünlüğü de kattım dedin açar mısın? -elbet,şöyle ki;yalan nedir bilmem,hak yemem hukuk çiğnemem,kimseye de zulüm etmem. putların var mı peki? -asla,ben müşrik değilim şirkte koşmam ki ben yolumu bilen adamım.. peki madem yolunu bilen adamsın durmadan yükseklere çıkmanın adı nedir? -yüksek derken aslında bastığım zemin kayıp kayboluyor ben ne yapabilirim? yani bu durumda sen zemine göre yani duruma göre inanansın olmuyor mu? -neden olsun ki,bende hata yok,hata zeminde,eğer gidecek bir düzlüğüm ve yokuş aşağı olsa idi oraya yol alırdım.. şöyle mi;

Araf 22, Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?" buradaki gibi bir aşağı mı?yoksa; '''Yoksa onların ekserîsini işitirler veya akıl ederler mi zannediyorsun? Onlar sırf hayvan gibi hattâ gidişçe daha sapkındırlar.

'' Furkan 44, yoksa; ''Şüphesiz siz, içinizden Cumartesi yasağını çiğneyenleri bilirsiniz. Biz onlara, “Aşağılık maymunlar olun” demiştik.''

Bakara 65. İlk ayeti gördün mü aşağıya düşmek aşağılık olmak yüksekten düşmek değersiz olmak neymiş?bir günah işlediğinde kendi karakterinden pay veriyorsun,kime?elbet iblise ve iblis kim?aşağının adamlarındandır o ve sen ona prim verdiğin için onunla neredeyse aynı seviyeye geliyorsun..

ve ikinci ayete dikkat ettin mi?bunlar düşünmeyen akılları olduğu halde işletmeyenlerdendir ve üçüncü ayet ne anlatıyor?bir yakınlığın ardından sözden cayanların durumunu...şimdi düşün bakalım sen bunların arasında mısın? - hımm,ben bunların arasında değilim çünkü günah işlemedim..desem yalan olur ama yinede arasında değilim ikinci ayetin kapsamınada giremem hele üçüncü ayet bana tamamen uymuyor,en başta bir kere yahudideğilim..

anlıyorum,şu gelenleri görüyor musun? -aa bunlar,?? evet bunlar gerçek aynasını ellerinde taşıyan melekler,senin cevapların üzere buraya geldiler bakalım neler olacak? -bakaım.. -Gerçek aynası mı? Şimdi anlarsın..

Merhabalar biz Bahtiyarı bir tartalım bakalım? Bahtiyar şu aynaya bak bakalım.. Bahtiyar aynaya baktığında sağında ve solunda oturan adamlar gördü ve irkildi,bu nasıl olabilir?oysa yanımda kimse yok ki benim..bu kim?sen kim sin? Ben senin nefsinim.. İyide sen neden böyle şişmansın? İhtiyar dedi ki;onu çok beslediğin için olmasın sakın.

Furkan 43 İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?

Peki şu kim?sen kimsin? Ben?ben senin korkularınım..ben senin fakirlik korkunum,ben senin dünyalık mal hırsınım.. Peki sen? Ben senin yargılarınım,sana dayatılmış ve senin kabullendiğin tüm yargıların,öğretilerinim.. Peki sen? Ben senin boş vermişçinim,her şeye boş verdiririm,sen aç mı gördün boş ver derim,sen zulüm mü gördün boş ver derim,sen imkan mı buldun,paylaşma boş ver derim.. Peki sen? Ben senin yaşamı anlamanımım,sen bana danışırsın sana işin yüzünü öyle anlatırım ve senin mal sevginim aynı zamanda ve ben senin törelerinim,örflerinim,senin tüm değerlerinim.. Delikanlı gördün mü yanındakileri?şimdi kurtlardan korunmak için mağara kovuğuna,kuyudan çıkıp aydınlığa kaçışın için mücadelene,izini bulmak için durmadan tırmanmana bakarak,şimdi sen egemen olan Allahına kaçışın için ne yapacaksın? Egemen mi? Evet,o tüm otoritelerin üzerindedir..

Enam (18) Ve kulları üzerinde hüküm ve egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Tüm hikmetlerin kaynağıdır O. Her şeyden haberdardır.

Enam (61) Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de vaktinden sonra.

Taha (5) O Rahman, arş üzerine egemenlik kurmuştur. Tur (37) Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Yoksa güç ve egemenlik sahibi onlar mı?

Hac (6) Bu böyledir, çünkü Allah hakkın ta kendisidir. O, ölüleri diriltiyor ve O, herşey üzerinde kudretiyle egemendir. Yoksa Allahın egemenliğinden daha kuvvetli güç ve yönetim mi var?

Kasas (4) Gerçek şu: Firavun o yerde egemenlik kurmuş ve ora halkını gruplara ayırmıştı. Onlardan bir topluluğu horlayıp eziyordu: Bu topluluğun erkek çocuklarını boğazlıyor, kadınlarına hayasızca davranıyor/kadınların rahimlerini yokluyor/kadınlarını hayata salıyordu. O gerçekten fesadı yayanlardandı. Ve şu soruyu soruyor Allah,

Tur (37) Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Yoksa güç ve egemenlik sahibi onlar mı? Ölüm gelip çattığında,kişi kendisine egemen olan tüm güçlerin yok olduğunu anlar,tek egemenin Allah olduğu bilinciyle,pişmanlıkla yanar..yanmaz mı?bak bakalım; O kâfirler, nefislerine zulmederlerken melekler onların canlarını alır da onlar teslim olup, Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk derler. (Melekler de şöyle diyecekler) Hayır! Allah sizin yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilmektedir.Bir de görseydin Melekler canlarını alırken o küfr edenlerin yüzlerine ve arkalarına vura vura, tadın bakalım! diyerek: yangın azâbını Sebep peki? Bu işte sizin kendi ellerinizin takdim ettiği yüzünden ve Allahın kullarına zulümkâr olmadığındandır. Peki egemenler nereye kayboldu? (99-100) Nihayet onlardan birine ölüm gelince, Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım der. Hayır! Bu, sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır. Bizim mi ? bizde egemen çoook,vatan millet Sakarya,ya sev ya terk et,yaşasın cumhuriyetimiz,ilelebet varız..nasıl varsınız?kapitalist işleyişle varız,dini bozunumla varız,35 milyon yarım akıllının egemenliğinde varız..bayrakla varız,töre ile gelenek ile hatta etiket ile varız,ölüm anında tümü kaybolacak,Rable baş başa kalınacak..günah adamı seviyeden aşağı çeker,Müslüman=oruç,namaz,yardım,dedikodu,fitne,toprakçılık,ırkçılık,rejimcilik,adamcılık bunların tamamı Hakkın önünde perdedir.. Yani;Allahtan gayri üstler edinmek,Allahı 2.,3. vs değerde bırakmak,kısaca Allahın Egemenliğinden başka bir otorite ve egemenlik tanımak insanım diyene sonsuz kayıp ve ziyandır.

Aklını kullanabilmen için, önüne çıkan bütün ihtimalleri sorgulaman gerekir. Önemli olan gerçeği bulabilme arayışı. Akıllı olmak zor değil, geriye 'tek seçenek kalıyor çünkü. Arayıştır aslolan..

Bir yere dahil veya ait olma arzusu, kişinin dolaylı maskesidir. Çünkü kişinin bütün vasf i kimlikleri bir kılıftır. Arayış ve bilinçtir, ulaşabileceğin ve yürüyeceğin yol.

Sınırlı süre içinde bulamayacağınız şeyleri aramayın.