Antropocentrism-Insanmerkezcilik

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe Kulübü kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Antropocentrism-Insanmerkezcilik başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 935 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe Kulübü
Konu Başlığı Antropocentrism-Insanmerkezcilik
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Antropocentrism, yani insanmerkezciligin; evrensel-insan dusuncesindeki algisini size bildirmek istiyorum.

Ne demektir insanmerkezcilik?, insanmerkezcilik, konulara/soyuta ve somuta, bilimsel, felsefi ve her turlu soru-cevap dialogunda, sadece insan yeti ve becerisi, dusuncesi, algisi, kavrami, temelinde bakmak demektir.

Dogal dusuncenin, mustakil var olan varliga; insandisi bakis acilarini hatirlarsak; materyalizm, yani madde; idealizm, yani tanri, pozitivizm; ise mustakil var olan varliga "yok" demektedir. Burada gorundugu gibi, materyalizmin merkezi, madde; idealizmin merkezi, tanri, ya da her turlu yaratici, pozitivizmin ise, her ikisini de red etmesidir.

Dogal dusuncenin gercek/evrensel varliga bakis acisi ise; ralizmin nesnel merkezciligi, kavramciligin (kavramsallikla karistirilmamalidir), oznel merkezciligi ve isimciligin ise, her ikisini de inkar eden "yok" merkezciligidir.

Evrensel-insan dusuncesi, insanmerkezcilik temelinde, varliga ve herseye, ki buna insanin kendisi dahil; epistemolojinin, evrensel, bilgisel, bilissel, bilimsel ve kavramsal temelinde baktigindan, merkez insan butunudur. Zaten, bu insan butunu; hem madde ve nesne, hem dusunce ve ozne, hem somut ve hem soyut, ayrica hem ozel ve hem genel ve hem gorunussel ve hem ozsel, hem dissal ve hem icseldir.

Zaten; tum dogal dusuncenin varliga, ister mustakil, ister gercek/evrensel yanassin; yanasan insan oldugundan, onun kendi ozellikleri, biribirine rakip olmaktadir ve bu rekabeti de, kavramin diyalektik ifade karsitligi verir.

Soyle ozetlersek; insanin kendi dahil, uzerinde yasam ve iliski surdugu dahil, kendi disinda kalan turler canli veya cansiz dahil; ve de tum soyutlar, bilim, felsefe, dil dahil; hepsi insanmerkezci bir yeti, beceri ve alginin bir urunudur.

Sonucta bu kavramlastirma, tek tarafli, pozitif, noktasal ve tektir. Kavramlasanin "beni boyle kavramlastirma, ben bu degilim" deme olanagi yoktur. Olsa bile, bu dialogu algilayacak bir insan yeti, beceri ve algisi yoktur.

Oyuzden ne sorar ve neye cevap verirsek verelim, bunun bir bilgi ve turev oldugunu ve insan merkezli oldyugunu unutmayalim.

Isin ilginci, bu tek tarafli kavramlastirmanin ifadesel karsitlik tartismasinin diyalektigi de, baska bir canli ve cansizdan ya da butunden degil, ya da insandisi madde ve yaraticidan degil; yine insanin kendisinden gelmektedir.

Su insan aslinda garip bir yaratiktir. Once varlar ve sonra o varladigini doner diyalektik olarak, ya kabullenir, ya red eder. Halbuki varladigini, epistemolojik gerceklik temelinde, sorgulasa, sabitlemese, sahiplenmese, ve yeni bir gercekle yanlislayarak ilerlese, ne bu tartismalar ve ne de bu insanlikdisi yerlesmis, alisilagelmis ve kalicilastirilmaya calisan, diyalektik tartisma cikmazinin teke indirgeme ideolojik inanci olur.

Iste insanoglu, ne zaman bu "bosa kurek cekmenin" ve kendi turune, kendinin her turlu zarar verdiginin bilincine varir, iste o zaman; bu dogal dusunceyi icinde yer almadan sorgular ve onun evrensel ve sorunsal tum kokenlerinin her turlu temelini yanlislamaya ve curutmeye yonelir. Aksi, insanoglunun dusunce ve davranista ve toplumsal sistemlenis ve duzen kurusunda, "birbirini yemekten ve birbirine oyle veya boyle ustunluk kurma yarisindan" gordugu zararin bilincine varamamasidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst