- Konbuyu başlatan
- #1
Yazının amacı da, sizin hedef dediğiniz anlam kaynaklarını bulmak.
---Keşke bu kadar genel ifadeler veya detaya takılmalar yerine, daha spesifik ve kapsamlı eleştiriler ile övgüler alabilsem. Bir tek bu konu yüzünden söylemiyorum, daha önceki denemelerde de aynı durumla karşılaştım. Bu şekilde ya tek bir detaya takılıp kalınıyor ve konu tamamen dağılıyor, ya da o kadar genel ifadeler veriliyor ki, tartışılabilecek bir konu olmuyor.
(...)İnançlı olup, başka konularda çok güzel eleştirel ve kanıtla düşünebilen insanlar da var. Yine de, genel olarak, dindarlık ne kadar artarsa, kanıtla düşünmenin o kadar köreldiği fikrindeyim(...)
Ben, şahsen, inanmayı bıraktığım sıralarda bir sonsuzluk olmaması fikri yüzünden hiç korkmadım. Çok doğal gelmişti. George Carlin'in deyimiyle, boşluktan geldik, kısa bir süre için var olduk, sonunda tekrar boşluğa döneceğiz, bunda garip olan ne var?
@dijital
Alan Wolf kendi makalelerini peer review dediğimiz meslektaş incelemesine açmış bir kişi değil. Başka bir deyişle, makaleleri bilimsel olarak başka bilim insanları tarafından değerlendirilmiş değil çünkü bunu yapmamış olsaydı, bilimsellik açısından ne kadar yanlış oldukları hemen görülebilecekti. Yani, titrine rağmen bilimle uğraşmıyor. Hatta, bu tavrı onu bir bir sahte bilimci yapıyor. Bahsettiği kuantum iddiaları da bilimsel olarak desteksiz şeyler. Organizmalarda kuantum fiziği boyutunda süreçlerin rolleri yavaş yavaş açığa açığa çıkıyor. Ancak, bunların da, onun verdiği örneklerle uzaktan yakından alakası yok. Bilincin, yani kompleks bir biyolojik oluşumun fiziksel süreçlerden kaynaklanamayacağını düşünüyorsa, bir fizyoloğa danışmasının ve nasıl da bütün biyolojik sistemlerin kimyasal ve fiziksel süreçlerle açıklanabildiğini görmesini salık veririm.
Elbette herkesin amacı tek değil ve dinlere de yatırım yapabilirler. Hatta, insan hayatını herhangi bir şeye adayabilir. Ancak, doğru yatırımları açığa çıkarmak amacım. Dine yatırım yapmak, bir illüzyon üstüne yatırım yapmaktır, diyorum.
Alan Wolf'u hangi kriterlere göre sahte bilim insanı ilan ettiniz? Birçok bilim insanın yapamadığı sınırları aşması sebebi ile mi?
Fred Alan Wolf araştırmalarını tek başına yürütmemiştir. Fundamental Fysiks Group adı altında diğer fizikçi-matematikçiler ile beraber ortak çalışmalar yapmışlardır. Grubun başlıca üyeleri; Fritjof Capra, John Clauser, Philippe Eberhard, Nick Herbert , Jack Sarfatti , Saul-Paul Sirag, Henry Stapp ve Elizabeth Rauscher'dır. Elizabeth Rauscher fizikçi olması dışında aynı zamanda bir parapsikoloji ve NASA araştırmacısıdır. Bu insanların hepsi bilinç konusunda da araştırmalar yapmışlardır kaldı ki nörologlar bile bu kişileri kendi yazılarında referans göstermekten çekinmiyorken siz hangi sahte bilimcilerden bahsediyorsunuz? Fred Alan Wolf Amerikan Ulusal Bilim Ödülü almış, çeşitli belgesel,makale ve kitaplarla isim yapmış birisidir.
Gördüğümüz üzere siz bir biyolog olarak katı bir bakış açısına sahipsiniz ve tarafsız olamıyorsunuz. Yeniliklere ve araştırmalara sizin fikirlerinize ters düştüğü an şiddetle karşı çıkıyorsunuz. Ruh konusu ya da Kuantum Teorisi henüz son noktada değil ki nasıl bu kadar net konuşabiliyorsunuz hem de bilimsel bir bakış açısına sahipken?
Ruh ile bilinç farklı oluşumlardır. İnsan, beynin otomatik kontrol sistemine bağlı olarak yaşayıp, gidiyor fakat farkındalık çalışmaları ile bu otomatik kontrol sisteminin dışına çıkılabilir yani geçmişe takılmadan An'da kalmak sureti ile insan, olaylara vereceği otomatik tepkilerin önüne geçebilir. Bu da özgür iradenin bu yönü ile varlığına işarettir.
Bu hayatta herkesin kendine göre önem verdiği konular vardır ve bu yönde yaşamını sürdürür. Kimisi dini konulara zaman harcar, kimisi sanata kendini adar, kimisi de bilimsel konulara zaman harcar fakat sonuçta her kim ne yaparsa yapsın önemli olan en iyi şekilde yapmasıdır. Dini konuları zaman kaybı olarak gören birisine zorla sevdirmek zaten mümkün değildir kaldı ki yine söylüyorum tekamül planı denen süreçte böyle bir müdahale söz konusu olamaz. Herkes kendi yolunu seçecektir, içine nasıl siniyorsa öyle yaşamalı ve hayat amacını da bu doğrultuda belirlemelidir fakat yanılan taraf olursa da bu sorumluluğu baştan almalıdır. Benim de ateist arkadaşlarım var, kendi meslek yaşamlarına göre hedefleri de var ayrıca ateist olmak insanı amaçsız yapmadığı gibi inançlı olmak da sonsuz yaşamı garantilediği anlamına gelmez. Kısacası kul ile Allah arasına kimse giremeyeceği için herkes seçimlerinde özgürdür.
@ls2
Evet, geldi. Ölümün doğal bir şey olduğunu kabullenemiyorsanız, bu sizin probleminiz. Zira, hayatın -güzel olmasa da- bir parçası. Sonsuza kadar yaşam olacağı fikrine ihtiyaç duymuyorum, bu gerçeklikle baş etmek için. Hatta, bu sonsuzluk iddiasının bildiğim her şeye ters olduğunu görüyorum. Ortada doğaya bir iman durumu yok.
Son paragtafta yazdıklarınızın çoğuna katılıyorum. Evet, sizin bakış açınızdan da benimki bir illüzyon olacaktır ve hangisinin doğru olduğunu -veya daha doğru olduğunu- zaman gösterecektir. Ancak, bu gerçekliğin bilinemez olduğu anlamına gelmez. Bu yazıda da, olabildiğince hakikate dayalı bir anlam inşa edilmek amaçlandı. Sizin hakikat olduğunu düşündüğünüz şeylerle çakışıyor ve bu yüzden, anlaşabileceğimizi sanmıyorum. Zaten okuyucu kitlesini inananları baz alarak bu yazıyı yazdığımı söyleyemem.@Celebhol
Wolf, büyük bir araştırma grubunun parçası olarak yaptığı araştırmaları zaten meslektaşları ya da akademik çevreler ile paylaşıyor ayrıca bu çalışmaları dışarıdan takip edip, katılmak isteyenlere de imkan tanıyorlar kısacası şeffaf bir şekilde çalışmalar yürütülüyor. Grup zaten bilgi birikimini daha genç yaştaki fizikçilere aktarmak sureti ile de çalışmaların aksamadan devamını hedefliyor. Bu sebeple bilim dışı bir tavır takındıklarını düşünmüyorum.
Katı tavır takındığınızı iddia ettim çünkü henüz sonuçlanmamış araştırmalarda son noktaya gelinmiş gibi kesin konuşuyorsunuz. Ben de bazı konularda net konuştuğumun farkındayım, öznel deneyimlerim ya da gözlemlerim sonucu emin olduğum konular var fakat bu şekilde davranmamam gerektiğinin de bilincindeyim.
Tabii ki bir tarafa yakın olacaksınız sonuçta savunduğunuz görüşler var ancak yine de biraz esnek düşünmek daha faydalı olacaktır.
Beynin ön bölgesini güçlendirme çalışmaları yani farkındalık nörologların-psikiyatristlerin ortaya attığı bir iddia ve kendi yaşamımda da deneyimlediğim kadarı ile olumlu sonuç veriyor. Ne geçmiş ne de gelecek sadece An'da kalabilmek hedefleniyor.
Size göre dinler bir illüzyon olabilir fakat inanan birisi için de inanmamak bir illüzyondur. Gerçeklikle uyumlu bir dünya görüşü arıyorsunuz fakat hangi gerçeklik? Sizin gerçeklik kabul ettikleriniz hakikatin bir yansıması sadece ve trilyonlarca gerçeklik ile karşı karşıyayız. Kişi her an ölebilir ve yaşamı boyunca gerçeklik adı altında hakikatin yakınından bile geçmemiş olabilir, bu durum hepimizin başına gelebilir. İşte tüm mesele her bireyin kendi yaşam amacını bulmak için gayret sarf etmesidir ancak bunu yaparken de başkalarının yaşamını hiçe sayarak değil, bütünün hayrına olabilecek bir yön bulmalıdır. Kendi yaşamında neye inanmak istiyorsa inansın yeter ki başkalarının yaşamına müdahale etmesin. Yaşatılan dinler ile hakiki dinler çok farklı, bu sebeple bu yanıltıcı tablodan dolayı inanmayanların da tepkisini anlayabiliyorum.
@Celephol
Gerçekliği bilmek yani hakikati idrak edebilmek o kadar kolay görünmüyor. Bilimin geldiği son nokta, bir gerçeklik gibi algılanamaz çünkü her an değişebilir. Beynimizin bize yarattığı dünyanın dışına çıkamıyoruz ki hakikati bulabilelim. Beyin bize maddeyi katı algılatıyor fakat ortada katı bir madde bile olmayabilir. Beyin dalga frekanslarını dönüştürmek sureti ile duygular, düşünceler ya da koku algısı yaratıyor, peki madde gerçekten katı mı yoksa beynin yarattığı bir algı mı?
Bilinmeyen ve zamanla netleşmesini beklediğimiz o kadar çok konu var ki, şu aşamada hakikate temas zor görünüyor. Parapsikolojik araştırmalar bu sebeple çok önemli çünkü şu an bilinmeyen konuların cevaplarının bu alandan geleceğini düşünüyorum.
Ben de yazdığım bir hikayede ülkede OHAL edileceğini, bunun da baştaki insanın kendi gücünü arttırmak ve muhalifleri bastırmak için olduğunu planlamıştım. 15 Temmuz'dan bir buçuk ay önce de, bir denememde ülkenin büyük bir kaosa sürüklendiği, bir dönüm noktasında olduğumuzu, yakın zamanda feci şekilde kan döküleceği ve bunun her şeyi değiştireceği tahminini yapmıştım. Tanrılığımı ilan ediyorum burada. Yine de, sizin parlaklığınıza ulaşmam için daha çok ama çok fazla çabalamam gerek (Teach me, senpai).@Celebhol
Moleküller de atomlardan, atomlar da atomaltı parçacıklardan oluştuğuna göre katı diye algılatan beyin olmalıdır. Kalbi duran bir insan, dakikalar sonra elektro şok ile hayata döndürüldüğünde bu şok cihazı, molekülleri bir araya mı getirmiş oluyor?
Parapsikolojik araştırmalar bazı Metafizik istihbarat örgütleri tarafından kontrol edildiği için kolay kolay sonuçlar insanlığa duyurulmayacaktır. Astral seyahat deneyimi olan birisi olarak şunu söyleyebilirim ki; beden terk edildiği an ortaya çıkan dünya yaşadığımız dünya ile kıyaslanamayacak kadar huzurlu ve sakin bir ortam. Bedenini dışardan görebilmek ve düşündüğün an, o düşünülen yerde olabilmek de ayrı bir tecrübe ve beden dışındaki beni ne temsil ediyor olabilir, ruh tabii ki.Tüm bu konuları Parapsikoloji olmadan çözemeyiz.
Astroloji konusu ise yine ciddi olarak ele alınması gereken, saçma gazete fallarına indirgenemeyecek kadar önemli bir alandır. Darbeden bir gün önce Antalya'lı bir astrolog yorum yazmıştı ve bu yorumu Türkiye'nin yıldız haritasına bakarak, gezegenlerin dizilimine göre yaptı. Piramitlerin hepsi de yıldızlara göre dizilmiştir.
Astrolog Sema Kılıç 15 Temmuz darbe girişiminden 1 gün önce Twitter'da Türkiye’nin yıldız haritasını inceleyip “Ya tepemizdekiler bu ülkede darbe gibi bir şey yapacaklar ya da birileri bunların üstüne darbe yapacak ve sıkıyönetim gelecek. Sanki ortası yok gibi bu işin” diye yazmıştı. Sema Kılıç'ın attığı bu tweet 14 Temmuz'da takipçileri tarafından okundu, 15 Temmuz sonrası da tüm gazetelere manşet oldu.
Bilim insanları da bizler gibi birer insan bu sebeple hakikatin ne kadarına temas edebilirler, bilinmez. Bilim de ilerleyecek elbette fakat ömrümüz yeter mi ki?
Ölümden neden korkuyorsunuz? Ölüm sonrası, zihninizde bir bıçak gibi kesiliyor mu yoksa ölümden sonrası bile zihninizde canlanıyor mu? Kendinizi yukarıdan görmek veya yakınlarınızın ağlaması v.s. gibi bir görüntü canlanıyor mu? Ölümden sonrasını yok olmak gibi algılamamızın mümkün olmayacağını düşünüyorum. Ölüm sonrası bir sürpriz sizi korkutuyor olabilir mi?
Ben de yazdığım bir hikayede ülkede OHAL edileceğini, bunun da baştaki insanın kendi gücünü arttırmak ve muhalifleri bastırmak için olduğunu planlamıştım. 15 Temmuz'dan bir buçuk ay önce de, bir denememde ülkenin büyük bir kaosa sürüklendiği, bir dönüm noktasında olduğumuzu, yakın zamanda feci şekilde kan döküleceği ve bunun her şeyi değiştireceği tahminini yapmıştım. Tanrılığımı ilan ediyorum burada. Yine de, sizin parlaklığınıza ulaşmam için daha çok ama çok fazla çabalamam gerek (Teach me, senpai).
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.pratiğini görmek güzel bir deneyim oldu. Bu konuda huhteşem bir yeteneğiniz var. Umarım gelecekte, sizin gibi insanlar daha da çoğalır. Aydınlatma için -floresanla da olsa- teşekkürler.