AKP işçi ve emekçi düşmanı-Şaban İBA

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Köşe Yazıları kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan AKP işçi ve emekçi düşmanı-Şaban İBA başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,035 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Köşe Yazıları
Konu Başlığı AKP işçi ve emekçi düşmanı-Şaban İBA
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan alpine

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
AKP iktidarı ilk yıllarından itibaren işçi sınıfı ve emekçilerin ekonomik ve demokratik haklarını gasp etmeye başladı. 2003 yılında 4857 sayılı İş Kanunu’nu “güvencesiz, esnek ve taşeron” çalışma biçimine göre yeniden düzenleyerek sosyal güvenliği piyasaya açtı. 1 Ekim 2008’de çıkardığı 5510 sayılı Kanun’la emeklilik yaşını 65’e yükseltti. 2011’de çıkardığı 6111 sayılı Torba Yasa ile işsizlik sigortası fonunda birikmiş kaynaklara el koyarken, sosyal güvenliği de tasfiye etti. Yerel yönetimlerde taşeronlaşmayı bu dönemde yaygınlaştırdı.

18 Ekim 2012 tarihinde çıkardığı 6356 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile sendikalar ve toplu iş sözleşmelerini sermayenin çıkarlarına göre düzenledi. Sendikaların toplu iş sözleşmesi yapmak için sahip olmaları gereken ehliyet ve yetki barajlarını değiştirdi. Bu nedenle çok sayıda sendika yüzde 1 olan işkolu barajı altında kalırken, bazı sendikalar barajı kıl payı geçebildi. Toplam 115 işçi sendikadan sadece 47’si barajı aşarak toplu iş sözleşmesi yapma yetkisini alabildi. Baraj 2016’da yüzde 2’ye, 2018’de yüzde 3’e yükselecek. 12 Eylül’ün ardından çıkarılan 2821 ve 2822 sayılı yasalar döneminde bile bu kadar çok sendika işkolu barajının altında kalmamıştı. İşkolu barajı sendikal faaliyetler için ciddi bir tehdit oluştururken, yasal sınırlamaların dışında da sendikalara üye olmak isteyen işçilere birçok engel çıkarıldı. 2018’e kadar sendikalar ciddi bir üye artışı sağlayamazsa pek çoğu yetki kaybedecek ve böylelikle Türkiye’de büyük çaplı bir sendikasızlaşma dönemi başlayacak.

İstatistiklere göre Türkiye’de 11 milyon 600 bin 554 işçiden 1 milyon 96 bin 540’ı sendikalı. Sadece kayıtlı işçiler dikkate alınarak yapılan hesaplamada yüzde 9.45 olan genel sendikalaşma oranı, bazı işkollarında yüzde 2-3’lere düşüyor. Yüzde 9.45’lik sendikalaşma oranı uluslararası standartlara uygun olarak hesaplandığında bu oran daha da düşüyor. Buna göre kayıt dışı ve taşeron yanında çalışanlar da dahil toplamda 16.5 milyona ulaşan işçi sayısı esas alındığında sendikalaşma oranı yüzde 6.6’da kalıyor. Toplam sendikalı işçi sayısının toplam kayıtlı işçiler içindeki payı OECD ülkelerinde yüzde 20’yi bulurken, bu oran Türkiye’de yüzde 6 dolayında kalıyor.

Bulundukları işkollarında çok sayıda sendikanın yetkisiz kalması çalışma yaşamında sendikasızlaştırma ile birlikte taşeronlaşmayı yaygınlaştırıyor. Mevzuatta “alt işverenlik” şeklinde yer alan taşeronluk uygulaması AKP döneminde tam bir patlama yaşadı. 2002’de 358 bin olan taşeron işçi sayısı bugün kamu ve özel sektör toplamı olarak 2.7 milyona ulaşmış durumda. Bunun 1.1 milyonu başta belediyeler olmak üzere kamuda çalışıyor. Taşeron işçilik; yaygın iş kazaları, eksik ve düşük ücretler, ödenmeyen maaş ve sigorta primleri, kullandırılmayan ücretli izinler vb. uygulamalarıyla yasal çalışma sürelerinin çok üzerinde kölece çalıştırma anlamına geliyor. Taşeron işçilerin yıllık izin, kıdem tazminatı, fazla mesai ve sendikal örgütlenme hakları taşeron firmalarca girdi-çıktı oyunları ile gasp edilerek işçilerin hukuk yollarına başvurması engelleniyor.

AKP iktidarı döneminde iş kazalarında yaşamını yitiren işçi sayısında da patlama yaşandı. Aralık 2002-Mart 2015 döneminde iş kazalarında, daha doğrusu iş cinayetlerinde ölen işçilerin sayısı 14 bin 555’e ulaştı. Bu kazalarda binlerce işçi de sakat kaldı. Her saat 80 iş kazasının olduğu Türkiye, iş cinayetlerinde Avrupa’da 1. dünyada 3. Sırada bulunuyor. Ayrıca iş cinayetleri ve işçi uyuşmazlıklarında işçileri mahkeme kapılarında süründüren AKP hükümeti, ya işçileri dava açtıklarına bin pişman ediyor ya da işçiler lehine çıkan mahkeme kararlarını uygulamayarak patronları sorumluluktan kurtarıyor.

Hiçbir iktidar AKP kadar işçi ve emekçi düşmanı olmadı. İşçiler ve emekçiler için AKP iktidarı zam, zulüm, işsizlik, yoksulluk ve tahakküm haline geldi. 7 Haziran 2015 seçimleri AKP iktidarını yıkmak için tarihi bir fırsattır. Bu görevin bilinciyle şimdi birlik, mücadele ve dayanışma zamanıdır.

 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Bunlar yer altinda 300 isciyi fare gibi zehirlediler. Yetmedi, yer ustundekileri de tekme tokat dovduler.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst