Ağladığım Ne Benim?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Düzyazı kategorisinde Mad_Kimblee tarafından oluşturulan Ağladığım Ne Benim? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,630 kez görüntülenmiş, 6 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Düzyazı
Konu Başlığı Ağladığım Ne Benim?
Konbuyu başlatan Mad_Kimblee
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ilk nur

Mad_Kimblee

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2012
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Bazen çok çaresiz kalıyoruz hayatta. Hiç pes etmemize, olası her yolu denememize rağmen dört duvar arasındaki karanlıkta kalıveriyoruz. Bunu hiç hak etmiyoruz belki, böyle düşünüyoruz. Fakat geriye baktığımızda yanlış şekilde değerlendirilen fırsatlar ve sapılmış yollar görüyoruz. Keşkeler çok sık çıkıyor ağzımızdan. Pişmanlığı hücrelerimize kadar zerk ettiriyoruz. Arada sırada o karanlığa uğrayan meraklılar, daha da karartıyorlar daha da siyaha çeviriyorlar dört duvar içini verdikleri tavsiyelerle. Kendimiz ile başbaşa bırakıp gidiyorlar bizi, sonuçta yine yalnız kalıyoruz. Keşke fark edebilseler onlar da bunu da, bizi yalnız bıraksalar o karanlıkta. Onlara uygun olmadığımızı fark ettikten sonra çekip gitmeseler. Bilseler, o karanlığa gömülü kalmamızın bir nedeni de onlar...

Yanlış kararlar vermiş, yanlış yollara sapmış olabiliriz. Bu bizim geçmişimizdir, artık. Fakat şuanki bizi yapanlar da yine o geçmişin biz de bıraktıkları izler ve değerlerdir. İnsanlar bunu anlamıyor. Onlarla aynı yola geçebilmeniz için sizden tüm geçmişinizden kurtulmanızı bir an bile düşünmemenizi istiyorlar. Ya bu mümkün mü? Onca pişmanlık ve onca acı içimizi eritmişken, sağlıklı bir şekilde düşünebilmek, sadece önüne bakabilen bir insan olabilmek mümkün mü? Belirtemediğimiz de bu işte. O insanlara o kadar çok bağlanıyor, öyle değerli ediyoruz ki mutlu olsunlar diye istedikleri gibi olmaya çalışıyoruz. Dillendirmiyoruz kafamızdan geçse bile acı hatıralar. Fakat gün geliyor tutamıyoruz kafamızın içinde onları, çıkıyor ağzımızdan. Hiçbir mutluluk vermemesine, hiçbir duygu uyandırmamasına rağmen.

İnsanlar nefret ediyor bundan işte. Sizin istediğinde hafızasını sıfırlayabilen bir robot olmanızı bekliyorlar. İmkansız ya bu. Onların sizler için ne kadar değerli olduğunu anlatmaya çalışırsanız çalışın, hep bu geçmişte kalan ayrıntılara takılıyorlar. İtiyorlar sizi hayatlarından, rest çekiyorlar. İmkansızı başarmamızı bekliyorlar. Ne kadar acı ve elem dolu bir şey bu. Gözyaşlarınız kan oluyor da, inandıramıyorsunuz kendinize. İçten içten kuruyorsunuz da, görmüyorlar acınızı.
 

IdeaFante

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Kas 2011
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
30
Empati kurmak zordur. Bu olgunluğu gösteremeyenlerin, duyduklarını kendi kişilikleriyle törpüleyip algılamaları, karşılıklı anlayışı daha da zorlaştırır.

Kişi, kendi benliğini, elinden geldiğince sorguladığına ve her an sorguluyor olduğuna inanıyorsa, kendi yapması gerektiklerine daha verimli karar verir. Geçmişini, acı yerine başkalarını ve kendini anlatan tecrübelere dönüştürür.

Bu kişi kendi içinde bu savaşı kazandıysa başkalarına karşı nasıl bir tutum içinde olmasının farkına varmıştır.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Geçmişte bir sürü aptallık yaptım, bazı şeylerde üzerinde zaman geçtikten sonra aptalca gelmeye başlıyor..ama ne olursa olsun o zamanda ve o şartlarda aptallıkta olsa verdiğim kararlara saygı duyuyorum ve çok pişman olmamaya çalışıyorum.. çünkü anladım ki bunu böyle düşünmezsem kendime olan saygımı ve özgüvenimi kaybedebilirim..ve o zaman şimdide ve gelecekte dahada aptalca şeyler yapabilirim.
 

selda20

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Haz 2012
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
geçmişteki aptallıklarım beni bugünlerde güçlü kılann..
 

Mad_Kimblee

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2012
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Dün yaptığın doğru bugün yanlış geliyorken yarın da bugün yaptığın yanlış geleceğine göre doğru olabilmek ne derece mümkün?
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Dün yaptığın doğru bugün yanlış geliyorken yarın da bugün yaptığın yanlış geleceğine göre doğru olabilmek ne derece mümkün?

Muratkarahan arkadaşımızın beğendiğiniz sözler yazılar başlığında paylaştığı güzel bir alıntı, bu bahsettiginiz mümkünlük konusuna bir bakış açısı getirebilir belki..


Yalnız beden değil, ruh da değişir. Tabiat, huy, inanışlar, arzular, zevkler, dertler, kaygılar; bunların hiçbiri aynı kalmaz; biri ölürken, bir yenisi doğar. İşin en tuhafı, bilgilerimiz bile bir yandan doğar, bir yandan ölür, hiçbir zaman aynı kalmaz, bildiklerimiz hep değişir. Bilgi yitirildiği için, öğrenme diye bir şey vardır. Unutmak, bilginin silinmesidir. Öğrenmek, gidenin yerine bir yenisini koymakla bilgiyi yaşatır, böylece bilgi hiç değişmemiş gibi görünür. Bütün ölümlü varlıklar, bedeniyle, her şeyiyle ölümsüzlüğe bu yoldan erişir. Bunun başka yolu da yoktur. Böyle olunca artık neden bütün canlılar, yavruları üstüne bu kadar düşüyor diye şaşırma. Bütün o emekler, sevgiler hep ölümsüzlük uğrunadır."

Platon / Şölen
 

ilk nur

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2013
Mesajlar
31
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
geçmişten kopup anı yaşamak duygulardan sıyrılıp robot gibi yaşayabilmek...ya da ruhun değişmesini sağlamak zor.herşeyi kontrol ederek mi yaşamak istiyoruz yoksa doğamızda varolan birşey mi zamana bırakamadan kendimizi yıpratarak geçmişte kalarak yaşıyoruz...belkide ağlamak yakışıyordur bize:)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst