Hür irade

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde efefel tarafından oluşturulan Hür irade başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 18,455 kez görüntülenmiş, 137 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Hür irade
Konbuyu başlatan efefel
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan perkon

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
bir papatyanın ya da kuzuların sorumluluğundan söz edilemeyeceğine göre; insan varoluşunun/bilinçli varoluşun, zorunlu bir sonucu olarak sorumluluk, bir bakıma özgürlüğün bedeli olduğundan, aşılamaz ve vazgeçilemez bir kavramdır... sorumluluk taşımak istemeyen bir insan, bilincine ve dolayısıyla insanlığına veda etmek isteyen bir insandır...
 

Şeytanın Oğlu

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2012
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
bir papatyanın ya da kuzuların sorumluluğundan söz edilemeyeceğine göre; insan varoluşunun/bilinçli varoluşun, zorunlu bir sonucu olarak sorumluluk, bir bakıma özgürlüğün bedeli olduğundan, aşılamaz ve vazgeçilemez bir kavramdır... sorumluluk taşımak istemeyen bir insan, bilincine ve dolayısıyla insanlığına veda etmek isteyen bir insandır...

Aksine hayvanlarında yüklendikleri sorumluluklar vardır.Söz gelimi,kendine yuva yapan bir kuş,yuva yapmayı sorumluluk edinmiştir veya yavru kuşlar için yiyecek toplayan bir kuş,yavru kuşları beslemeyi sorumluluk edinmiştir.

Aslına bakarsanız sorumluluk hissinin konuyla tam olarak bir ilgisi de yok.Bu daha çok varlıkların sosyal evrimiyle açıklanabilir.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
Aksine hayvanlarında yüklendikleri sorumluluklar vardır.Söz gelimi,kendine yuva yapan bir kuş,yuva yapmayı sorumluluk edinmiştir veya yavru kuşlar için yiyecek toplayan bir kuş,yavru kuşları beslemeyi sorumluluk edinmiştir.

Aslına bakarsanız sorumluluk hissinin konuyla tam olarak bir ilgisi de yok.Bu daha çok varlıkların sosyal evrimiyle açıklanabilir.

yanılıyorsunuz, gibime geliyor... sorumluluk her zaman özgür bir seçimle olanaklı olduğundan, sıkı biçimde insan bilincine bağımlıdır... hayvanların yavruları için yuva yapmaları, sorumluluktan değil, içgüdüsel nedenlerden kaynaklanır...
 

perkon

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
1 Şub 2012
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
(birazdahaderinmavi Nickli Üyeden Alıntı
bir papatyanın ya da kuzuların sorumluluğundan söz edilemeyeceğine göre; insan varoluşunun/bilinçli varoluşun, zorunlu bir sonucu olarak sorumluluk, bir bakıma özgürlüğün bedeli olduğundan, aşılamaz ve vazgeçilemez bir kavramdır... sorumluluk taşımak istemeyen bir insan, bilincine ve dolayısıyla insanlığına veda etmek isteyen bir insandır...)

sanırım burada sorumluluğun anlamını biraz açmak gerekecek zira ben başkalarına ve çevreme karşı hiçbir sorumluluk almadan yaşamak istiyorum bu durumda insanlığımdan vazgeçmiş mi oluyorum? yoksa insan olma,kendim olma yolunda biraz daha ileri mi gidiyorum???
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Tahminimce siz sorumluluk duygusundan bahsediyorsunuz.Benim bahsettiğim ise herhangi bir olayın gerçekleşmesinde aracı olan insanın olay karşısındaki mesuliyetidir.

hayır. bizzat aklın doğurduğu sorumluluktan bahsediyorum. aracı olmak sebeb olmaktır, sebeb içinde yer alan sonuçları öngörsede,öngöremesede sonuçtan payına düşen mesuliyeti alır. aklın ölçüleri bellidir,siz aklınızla akıl ölçülerini kasden reddemezsiniz ,ha edersiniz ama akıl bunuda farkeder. akıl kendini kandırabilir ama acı olan bu kandırmayıda fark eder ve size söyler, işinize gelsede gelmesede. o yüzden seçenek yok,ya akıllısın yada değilsin. hiçbir sağlıklı akıl bilinçli olarak kendini kandıramaz çünkü kendini kandırdığını farketmenin sonucu aslında kendini kandıramamaktır.
 

paslıçivi

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
[video=youtube;8eCGKsamLAE]http://www.youtube.com/watch?v=8eCGKsamLAE[/video]
 

Şeytanın Oğlu

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2012
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
yanılıyorsunuz, gibime geliyor... sorumluluk her zaman özgür bir seçimle olanaklı olduğundan, sıkı biçimde insan bilincine bağımlıdır... hayvanların yavruları için yuva yapmaları, sorumluluktan değil, içgüdüsel nedenlerden kaynaklanır...

İnsanları diğer canlılardan farklı kılan durum,daha komplike olan yapılarından başka bir şey değil.Neticede ben her canlının ortak bir atadan evrimleştiğini düşünüyorum ve her canlıda olduğu gibi insanında doğa kurallarına mahkum olduğunu kabul ediyorum.Bu durumda,zamanla insanlarda gelişen ancak hayvanlarda evrimini tamamlayamayan bir (hür) iradeden bahsetmek usa yatkın bir kanı değil.İnsanların "sorumluluk" olarak yorumladığı duygunun da aynen diğer canlılardaki gibi bir içgüdüden ibaret olduğunu söyleyebilirim.

hayır. bizzat aklın doğurduğu sorumluluktan bahsediyorum. aracı olmak sebeb olmaktır, sebeb içinde yer alan sonuçları öngörsede,öngöremesede sonuçtan payına düşen mesuliyeti alır. aklın ölçüleri bellidir,siz aklınızla akıl ölçülerini kasden reddemezsiniz ,ha edersiniz ama akıl bunuda farkeder. akıl kendini kandırabilir ama acı olan bu kandırmayıda fark eder ve size söyler, işinize gelsede gelmesede. o yüzden seçenek yok,ya akıllısın yada değilsin. hiçbir sağlıklı akıl bilinçli olarak kendini kandıramaz çünkü kendini kandırdığını farketmenin sonucu aslında kendini kandıramamaktır.

Eğer (hür) iradeyi yok sayıyorsak hiçbir aracı sonuçtan mesul değildir.Aklınız bunu reddedebilir ama bu böyledir.Aracı,iradeyi yok sayıyor ve hala sonuçlardan kendini mesul tutuyorsa,bunu biraz da duygusal bir bakış açısının sonucu olarak yorumlayabilirim.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
İnsanları diğer canlılardan farklı kılan durum,daha komplike olan yapılarından başka bir şey değil.Neticede ben her canlının ortak bir atadan evrimleştiğini düşünüyorum ve her canlıda olduğu gibi insanında doğa kurallarına mahkum olduğunu kabul ediyorum.Bu durumda,zamanla insanlarda gelişen ancak hayvanlarda evrimini tamamlayamayan bir (hür) iradeden bahsetmek usa yatkın bir kanı değil.İnsanların "sorumluluk" olarak yorumladığı duygunun da aynen diğer canlılardaki gibi bir içgüdüden ibaret olduğunu söyleyebilirim.

Sorumluluk duygusu -ki bu kavramın -duygu- olarak adlandırılmasını da çok doğru bulmuyorum-tıpkı yetenek gibi potansiyel olarak insan türünde ve sadece bu türe özgü olmak kaydıyla var olan bir niteliktir.Çocuk, sorumluluk yetisini yaşadığı ortamda geliştirir.Eğitim vb, bu niteliğin doğru yönlendirilmesini sağlar.Eğer bunu başaramaz ise , sağlıklı bir sosyalleşme de gerçekleştiremeyeceğinden, topluma entegre olamaz.Bazı hayvanlarda sorumluluk benzeri davranışlar var ise de, ör:primatlarda erkeğin bölgeyi ve diğer bireyleri koruması vb..bu daha çok cinsiyete bağlı bir işbölümüdür ve hayatidir.Bitkiler, yaban keçilerinin oradan geçmekte olduğunu türdeşlerine iletebilirler.Şunu söylemek isterim, sorumluluk yetisini ille de doğal dürtülere bağlamak gerekiyorsa, canlıların ortak doğal özelliğidir-hayatta kalmak ve türün devamı adına-.Ancak, insanın tüm varoluş sorunu beslenmek ve üremek değildir.Sorumluluk potansiyelini geliştirme özelliği tam da bu noktada önem kazanır ve onu bir ağaçtan/aslandan ayırır.Üstelik insan doğasına da aykırı değildir.
 

for me

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2012
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
[video=youtube;8eCGKsamLAE]http://www.youtube.com/watch?v=8eCGKsamLAE[/video]

yaptığımız seçim, farkında olmamızdan tabiki biraz öncedir, bu öncelik belki saliselerle ölçülebilir ama videoda 6 saniye denmesi oldukça absürd. 6 saniyede messi 6 kişiyi çalımlar, insan 6 saniyede 20 kez karar değiştirebilir, daha doğmamış bir poziyonda topu aniden önünde bulan ronaldonun kararı 6 saniye önce yani daha pozisyon oluşmadan mı verilmiş oluyor yani. saliseler içinde yapacak hamlesini.binlerce örnek verilebilir. bu video absürd ama bu video bir şeyi kanıtlıyor; İnsanın hür iradesi vardır ama bu videoya inanan insanın hür iradesi şüphelidir. ya fazla şartlanmıştır bir şeylere ya da artık sorgulama gücü pas tutmuştur.
 

Şeytanın Oğlu

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2012
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Sorumluluk duygusu -ki bu kavramın -duygu- olarak adlandırılmasını da çok doğru bulmuyorum-tıpkı yetenek gibi potansiyel olarak insan türünde ve sadece bu türe özgü olmak kaydıyla var olan bir niteliktir.Çocuk, sorumluluk yetisini yaşadığı ortamda geliştirir.Eğitim vb, bu niteliğin doğru yönlendirilmesini sağlar.Eğer bunu başaramaz ise , sağlıklı bir sosyalleşme de gerçekleştiremeyeceğinden, topluma entegre olamaz.Bazı hayvanlarda sorumluluk benzeri davranışlar var ise de, ör:primatlarda erkeğin bölgeyi ve diğer bireyleri koruması vb..bu daha çok cinsiyete bağlı bir işbölümüdür ve hayatidir.Bitkiler, yaban keçilerinin oradan geçmekte olduğunu türdeşlerine iletebilirler.Şunu söylemek isterim, sorumluluk yetisini ille de doğal dürtülere bağlamak gerekiyorsa, canlıların ortak doğal özelliğidir-hayatta kalmak ve türün devamı adına-.Ancak, insanın tüm varoluş sorunu beslenmek ve üremek değildir.Sorumluluk potansiyelini geliştirme özelliği tam da bu noktada önem kazanır ve onu bir ağaçtan/aslandan ayırır.Üstelik insan doğasına da aykırı değildir.

Aslına bakarsanız yazdıklarınız,yazdıklarıma detay kazandırıyor.Tahminim öyle ki "sorumluluk" kavramının,(hür) iradenin bir tecellisi olmadığı konusunda hemfikiriz.

Örneğini verdiğiniz (insan haricinde) primatlarda ki durumun daha komplike bir işleyişi insan yaşamında mevcuttur.Şahsen ben,diğer canlılardaki iş bölümünün,insanlarda daha kapsamlı bir yapıya bürünmesiyle "sorumluluk" kavramına tabi olduğunu düşünüyorum.Zira ömrü boyunca vahşi yaşam şartlarında hayatını sürdüren bir insan*,modern insanda var olan sorumluluk anlayışının aksine,vahşi yaşamda süregelen iş bölümünün bir parçası olacaktır.Buna istinaden sorumluluk kavramının insanda doğuştan beliren bir özellik olmadığını söyleyebilirim.Bu nedenle "sorumluluk" kavramı (hür) iradenin bir tecellisi değildir.

* :
 

paslıçivi

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
yaptığımız seçim, farkında olmamızdan tabiki biraz öncedir, bu öncelik belki saliselerle ölçülebilir ama videoda 6 saniye denmesi oldukça absürd. 6 saniyede messi 6 kişiyi çalımlar, insan 6 saniyede 20 kez karar değiştirebilir, daha doğmamış bir poziyonda topu aniden önünde bulan ronaldonun kararı 6 saniye önce yani daha pozisyon oluşmadan mı verilmiş oluyor yani. saliseler içinde yapacak hamlesini.binlerce örnek verilebilir.

sevgili for me

videoyu dikkatlice izlersen insanın bir eylemi gerçekleştirdiği andan itibaren 6 saniye önce beyinde bunun gözlemlenebilir olduğu ve tahmin edilebilir olduğu vurgulanıyor.. bu oldukça karışık ve henüz çözülmeyi bekleyen beyin gibi organda basitçe yapılmış bir deney.. bu deneyi yapıp videoya çekenlerin ne amaçla neye hizmet etmeye çalıştıklarını araştırmadım ve bilmiyorum.. ama bu deneyin sonunda dile getirilenlerde -"insan 6 saniyede başka şeyler düşünmez, 20 kez karar değiştirmez" gibi bir şey vurgulanmıyor ve bu videoyu çekenlerde bunun farkında olabilecek kadar bilinçli ve eğitimli insanlar..

ayrıca insanın her davranışını ve hareketini bilinçli düşünerek yapmadığını, bazı şeyleri öğrendikten sonra otomatiğe bağlayarak(bilinçaltı diyelim kabaca) yaptığını biliyoruz.. bunun en güzel örneği otomobil kullanmaktır.. otomobil kulanırken direksiyon çevirmeler, vites değiştirmeler, gaz, debriyaj fren pedallarına basmalar, aynaları dikizlemek vs, bilinçli düşünülerek karar alınarak uygulamaya geçirilen hareketler olmadığını sanırım da siz de biliyorsunuzdur..

ama benim değinmek istediğim konu daha farklı, sizin burdaki yaklaşımınız

bu video absürd ama bu video bir şeyi kanıtlıyor; İnsanın hür iradesi vardır ama bu videoya inanan insanın hür iradesi şüphelidir. ya fazla şartlanmıştır bir şeylere ya da artık sorgulama gücü pas tutmuştur.

insanoğlunda hür irade olup olmadığı henüz pozitif bilim tarafından teori ya da kanun düzeyinde ortaya konmamışken, siz kişisel olarak insanoğlunda hür irade olduğunu kanısına varmış yani inanmış ve bu konuda farklı inanca sahip olanları hemen "şartlanmış ya da sorgulama gücü pas tutmuş olarak" eleştirip dışlıyorsunuz, küçümsüyorsunuz..

bu videouyu türkiyede özellikle sahiplenen ve savunan insanlar dinci dediğimiz kesim.. ve hemen "işte islamdaki kader kavramının bilimsel kanıtı" diye değişik platformalarda bunu dile getiriyorlar.. beni soracak olursanız ben ne müslümanım ne hristiyan ne ateist ne deist ne agnostik ne bilmem ne? ben mutlak inançsız biri olarak tüm evreni hiç bir önyargı/inanç olmadan sorgulayan, gözlemleyen ve gerçek bilgiye ulaşmaya çalışan ve bu arada kendi türdeşlerimle insani bir ilişki içinde yaşamaya çalışan biriyim..

evrene ve insanlığa bilimsel/bilişsel bir bilinç ve gözle bakmanın insanoğlunu insanlaştırma yönünü zaman zaman dile getiriyorum, son 4-5 yıl içerisinde geliştirdiğim bir tezim/hipotezim var, zamanı geldiğinde burda da paylaşmayı düşünüyorum.

-insanoğlu nörokimysal bir robottur..
-teizm ve nonteizm düzeyi bilinçaçıklığı tıbbi bir hastalıktır, bilinçyetmezliği sendromudur..
(burda bahsedilen genel anlayıştaki teizm ya da nonteizm değildir, bunlardan yola çıkarak bir bilinçaıklığını ifade etmek için kullanılmıştır, istenirse daha detaylandırım)

daha önce de bahsettiğim gibi hür irade konusunda pozitif bilim(fizik kimya biyoloji) henüz

-gözlemlenebilir
-sınanabilinir
-tekrarlanabilinir
-ve evrensel onay alan

bir veri ortaya koymamıştır..

hal böyleyken sizin -insanda hür irade vardır ama bu videoya inananlarda hür irade şüphelidir, şartlanmıştır, sorgulama gücü paslanmıştır gibi bir ifadenizi tekrar gözden geçirmenizi dilerim..

konuyla ilgili bir video daha eklemek istiyorum..

[video=dailymotion;xf80tz]http://www.dailymotion.com/video/xf80tz_i-am-my-connectome-konektomum-neyse_tech[/video]
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Aslına bakarsanız yazdıklarınız,yazdıklarıma detay kazandırıyor.Tahminim öyle ki "sorumluluk" kavramının,(hür) iradenin bir tecellisi olmadığı konusunda hemfikiriz.

Örneğini verdiğiniz (insan haricinde) primatlarda ki durumun daha komplike bir işleyişi insan yaşamında mevcuttur.
Söylediğim, sorumluluk potansiyelinin insan türüne özgü olduğu ve bunun da doğal olduğudur.Ama bu yetinin kullanımı, insanın sosyal/tarihsel/kültürel gelişimine bağlı olarak devingendir.Yani sorumluluk "zorunluluk" değildir.Öyle olsa idi, hukuka ve eğitime gerek kalmazdı.Sibiryada bulunan -ve benzeri-çocuklarda bu yetinin gelişmemiş olması, onların toplumsal yaşamdan uzak olmalarıyla açıklanabilir.Kaldı ki, tek başına yaşamaya mahkum bir bireyin tek ve öncelikli sorumluluğu "hayatta kalma" yönünde olacaktır.Oysa insan, değer üreten bir canlıdır ve bazı durumlarda değerlerini hayatta kalma güdüsünün önüne geçirebilir.Buradaki seçim, tamamen hür iradesinin yansımasıdır..
 

Şeytanın Oğlu

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2012
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Söylediğim, sorumluluk potansiyelinin insan türüne özgü olduğu ve bunun da doğal olduğudur.Ama bu yetinin kullanımı, insanın sosyal/tarihsel/kültürel gelişimine bağlı olarak devingendir.Yani sorumluluk "zorunluluk" değildir.Öyle olsa idi, hukuka ve eğitime gerek kalmazdı.Sibiryada bulunan -ve benzeri-çocuklarda bu yetinin gelişmemiş olması, onların toplumsal yaşamdan uzak olmalarıyla açıklanabilir.Kaldı ki, tek başına yaşamaya mahkum bir bireyin tek ve öncelikli sorumluluğu "hayatta kalma" yönünde olacaktır.Oysa insan, değer üreten bir canlıdır ve bazı durumlarda değerlerini hayatta kalma güdüsünün önüne geçirebilir.Buradaki seçim, tamamen hür iradesinin yansımasıdır..


Sorumluluğun yalnızca insanlara özgü olduğunu düşünmüyorum.Farklı canlılarda da insanınkine benzer sorumluluk belirtileri vardır ve zaten olmalıdır.İnsan yaşantılarından çıkarımlarda bulunur.Bu durum diğer canlılarda da geçerlidir.Nitekim canlıların sosyal bütünlüğü bu şekilde işler ve gelişir.Olgulardan çıkarımlarda bulunan canlı yalnızca insan değildir.İnsanın daha çeşitli dışa vurumlar sergilemesinin nedeni diğer canlılara göre daha kompleks bir yapıya sahip olmasıdır.Farklı ideallerin yaşama arzusunun önüne geçmesi de bunun bir görüngüsüdür.İnsan ırkının bu kompleks yapısına bağlı olarak ideallere sadık olmak,bağlı kalmak gibi durumlar diğer canlılara göre daha sık ve çeşitli görülebilir.Zira bir köpek,ölen sahibinin başında yıllarca bekleyebilir.Bu olay,insanlardaki ideallere bağlılığın diğer canlılarda bulunan daha farklı bir yansıması olarak düşünülebilir.Ancak insanların sahip olduğu kompleks yapı neticesinde insanalar da daha çeşitli olgular görülebilir.Bu (hür) iradeden çok kompleks yapının bir sonucudur.
 

for me

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2012
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
ayrıca insanın her davranışını ve hareketini bilinçli düşünerek yapmadığını, bazı şeyleri öğrendikten sonra otomatiğe bağlayarak(bilinçaltı diyelim kabaca) yaptığını biliyoruz.. bunun en güzel örneği otomobil kullanmaktır.. otomobil kulanırken direksiyon çevirmeler, vites değiştirmeler, gaz, debriyaj fren pedallarına basmalar, aynaları dikizlemek vs, bilinçli düşünülerek karar alınarak uygulamaya geçirilen hareketler olmadığını sanırım da siz de biliyorsunuzdur..
bu saydıklarınız şartlı refleks. bu video da anlatılanlar ile hiçbir alakası yok

bu videouyu türkiyede özellikle sahiplenen ve savunan insanlar dinci dediğimiz kesim.. ve hemen "işte islamdaki kader kavramının bilimsel kanıtı" diye değişik platformalarda bunu dile getiriyorlar.

ne olduklarının önemi yok. Dinlerdeki Kader kavramını iyi inceleyin. çokca gelecekten haberler verilir. bu olaylar kesindir çünkü olmuş ve bitmişlerdir.ama biz oraya yaşayarak gitmek zorundayız. Allah için böyle bir durum söz konusu değil. Örneğin Cehennemdeki durumlardan ve konuşmalardan bahsedilir, oysa ki şimdiki zaman da Cehennem boştur. kısaca gelecek senin, benim için var Allah için yok !


ben mutlak inançsız biri olarak tüm evreni hiç bir önyargı/inanç olmadan sorgulayan, gözlemleyen ve gerçek bilgiye ulaşmaya çalışan ve bu arada kendi türdeşlerimle insani bir ilişki içinde yaşamaya çalışan biriyim.

mutlak inançsız mı? mutlak bir inanç var mı ki ??? mutlak bilmek deseniz daha doğru olur.

-gözlemlenebilir
-sınanabilinir
-tekrarlanabilinir
-ve evrensel onay alan

pozivitizm bulunda ve kısmen çöktü bile haberiniz yok mu :D:D:D


Hür nedir? irade nedir?

insan istediğini isteyemez. yani örneğin canım mangala gitmek istesin diyemez bunu yönetemez.
kısaca istediğini isteyemez ama istediğini seçer ve yapar. seçimlerinde hürdür.

seçimleri seçmek ? nasıl olabilir Hür irade yoktur diyenler yazsın tartışalım.
 

paslıçivi

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
bu saydıklarınız şartlı refleks. bu video da anlatılanlar ile hiçbir alakası yok

sevgili for me, anlattıklarımın bu videoyla bir ilgisi olduğunu söylemedim zaten, siz bu videoya inanmadığınızı ve bunun da nedeni olarak bir futbolcunun saliseler içinde çokça karar değiştirebileceğini söyleyince bu örneği vermek durumunda kaldım.

bu videoya "inanıyorum" ya da "inanmıyorum" demedim, sadece yapılan bir deneyi oldukça ilginç bulduğum ve farklı düşünceleri öğrenmek için burda paylaştım..

ben mutlak inançsız biri olarak; bu videodaki veriler henüz

gözlemlenebilir
sınanabilinir
tekrarlanabilinir
ve evrensel onay

alıncaya kadar benim için henüz "non-bilgi" düzeyindedir.. yani tez, hipotez ve teori olabilir ancak.

yukarıdaki özelliklere haiz olduğunda da benim için "bilgi" olmuştur artık ve kabullenirim..

ama şu aşamada sadece bir videodaki deneye bakarak

"-bu videodakiler doğrudur/yanlıştır" gibi "inançsal bir yaklaşım" sergilemem..

mutlak inançsız mı? mutlak bir inanç var mı ki ??? mutlak bilmek deseniz daha doğru olur.
pozivitizm bulunda ve kısmen çöktü bile haberiniz yok mu

yukarıdaki cümlelerimde kendi felsefemde bilmek ve inanmak arasındaki farkı vurguladım. bunun klasik felsefedeki adının pozitivizm olduğunu bilmiyorum.

ve pozitivizmin çöküp çökmemesi de beni çok ilgilendirmiyor.

beni ilgilediren şey;
şayet bir datayı yukarıdaki özelliklerine bakarak değerlendirirsem bir şeyi "biliyormuyum" yoksa "inanıyormuyum" onu ayırtedebiliyorum..

bunu ayırt etmenin önemi ne peki?

kendi türümün diğer bireyleriyle yani insanlarla bir bölünmeye dalaşmaya yani insani olmayan düşünce, tutum ve davranışlara gitmeyip insanca birlik ve beraberlik içinde yaşamayı becerebiliyorum..

yani benim önceliğim;
bilgiye ulaşmak değil,
kendi türümün diğer bireyleriyle birlik ve beraberlik içinde bir yaşam sürmek..
çünkü benim de yegane değerli olan yaşamım, diğer bireyle bu insani ilişki içinde olmama bağlı..
 

paslıçivi

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2012
Mesajlar
153
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
Dinlerdeki Kader kavramını iyi inceleyin. çokca gelecekten haberler verilir. bu olaylar kesindir çünkü olmuş ve bitmişlerdir.ama biz oraya yaşayarak gitmek zorundayız. Allah için böyle bir durum söz konusu değil. Örneğin Cehennemdeki durumlardan ve konuşmalardan bahsedilir, oysa ki şimdiki zaman da Cehennem boştur. kısaca gelecek senin, benim için var Allah için yok !

burda bahsettiğiniz veriler varlık aleminde belli bir zaman ve coğrafyada etkili olan semavi diye anılan tek tanrılı dinlerin öğretileridir..

benim açımdan bunlar non-bilgidir ve gözlem vermediği için tez/iddia sınıfına girer..

varoluşa "anlam ve içerik verme tabanlı" bilinçaçıklığında yaşayan insanoğlunun dünya coğrafyasında daha çok batı kısmının sahiplendiği/inandığı dinlerin öğretileridir ve inananları bağlar, tüm insanlığı değil..

doğu coğrafyasında da yine varoluşa anlam ve içerik verme tabanlı bilinçaçılığında yaşayan ve ölüm sonrası çoklu yaşamın öğretileri olan farklı dinler vardır ve yine sadece inananları bağlar, tüm insanlığı değil..
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
(birazdahaderinmavi Nickli Üyeden Alıntı
bir papatyanın ya da kuzuların sorumluluğundan söz edilemeyeceğine göre; insan varoluşunun/bilinçli varoluşun, zorunlu bir sonucu olarak sorumluluk, bir bakıma özgürlüğün bedeli olduğundan, aşılamaz ve vazgeçilemez bir kavramdır... sorumluluk taşımak istemeyen bir insan, bilincine ve dolayısıyla insanlığına veda etmek isteyen bir insandır...)

sanırım burada sorumluluğun anlamını biraz açmak gerekecek zira ben başkalarına ve çevreme karşı hiçbir sorumluluk almadan yaşamak istiyorum bu durumda insanlığımdan vazgeçmiş mi oluyorum? yoksa insan olma,kendim olma yolunda biraz daha ileri mi gidiyorum???

insanın başkalarına ve çevresine ve hatta kendisine karşı hiçbir sorumluluk almadan yaşaması -ve elbette ki, 'insan olarak' yaşamasını kastediyorum- olanaklı değildir... insanın bilinci, özgürlüğünün altyapısını oluşturur...yani insan bilinciyle, doğanın ve toplumun gelişimindeki 'zorunluluk ilişkilerini', kavrar ve bilinç yoluyla kavradığı zorunluluğu, eylem yoluyla aşarak, özgürlüğünü gerçekleştirir....işte gerçekleşen özgürlüğün yani, özgür eylemin sonuçlarını üstlenmek sorumluluğu ortaya koyar... sonuçlarının sorumluluğunu üstlenemeyeceğimiz eylemler, bize ait olamaz, olsa olsa başka bir bilinç tarafından düşünülmüş, planlanmış ve bize dışardan dayatılmıştır...biz de aldığımız emir gereği bir şeyler yapmışızdır... bu durum, yani ''dış bir otoriteden emir almak'' bizi sorumluluktan kurtarır, fakat bu yolla 'kendimizi gerçekleştirmiş' olamayız... belki, bize emir veren dış otoritenin 'kendini gerçekleştirmesinde' araç olarak kullanılmış oluruz.... kısacası, kendinizi gerçekleştirmekten, özgürlüğünüzden,bilincinizden vazgeçmedikçe; sorumluluktan kurtulamazsınız... ''iyi bir restoranda iyi bir akşam yemeği yiyebileyim, ama faturayı ödemeyeyim''... demekten vazgeçmelisiniz....
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
...Bu (hür) iradeden çok kompleks yapının bir sonucudur.

Bir konuda ikilemde kaldım:
1-Hür iradenin insanın yapısal bir yetisi olduğunu, ama doğallığından kaynaklandığını ve bu nedenle "hür" olarak adlandırılamayacağını söylemektesiniz
2-Tüm eylemlerimizin önceden belirlenmişliği dolayısıyla, sadece payımıza düşen rolü oynayan varlıklar konumuna indirgeniyoruz.
Bu iki savınız (doğru algılamış isem), belirlenmişliği tanrısal bir irade üzerinden mi, olasılıklar mı, doğal evrilme üzerine mi temellendiriliyor?
 

for me

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2012
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
bu videodakiler doğrudur/yanlıştır" gibi "inançsal bir yaklaşım" sergilemem.

varoluşa "anlam ve içerik verme tabanlı" bilinçaçıklığında yaşayan insanoğlunun dünya coğrafyasında daha çok batı kısmının sahiplendiği/inandığı dinlerin öğretileridir ve inananları bağlar, tüm insanlığı değil..

alıntı ,copy ve uyarlama dolu görüşleriniz. inançsal yaklaşım sergilemiyorsunuz öyle mi? şu linke bakın bakalım.



Şahsınıza ve yaşınıza saygısızlık olarak anlaşılmamasını umuyorum.

görüşlerinizin bu ve benzerleri ile benzer olması bir yere kadar normal olabilir belki ancak bunlar yeni değil. adamlar bu işlerin ticaretini yapıyor sözde insanların ruhlarındaki boşluğu dolduruyorlar ama ceplerinide ihmal etmiyorlar:D:D:D
 

Şeytanın Oğlu

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2012
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Bir konuda ikilemde kaldım:
1-Hür iradenin insanın yapısal bir yetisi olduğunu, ama doğallığından kaynaklandığını ve bu nedenle "hür" olarak adlandırılamayacağını söylemektesiniz
2-Tüm eylemlerimizin önceden belirlenmişliği dolayısıyla, sadece payımıza düşen rolü oynayan varlıklar konumuna indirgeniyoruz.
Bu iki savınız (doğru algılamış isem), belirlenmişliği tanrısal bir irade üzerinden mi, olasılıklar mı, doğal evrilme üzerine mi temellendiriliyor?

Aslına bakarsanız irade kavramı üzerinde kesin bir kanıda bulunmak tutarsızlıklara yol açabiliyor.Kesin bir yargıda bulunmaktan pek hoşlanmıyorum.Ancak,eğer bir karar vermem gerekirse hür iradeye inanmadığımı söyleyebilirim.Hür iradenin insana özgü bir yeti olduğunu da düşünmüyorum.Daha doğrusu hür irade kavramını bütünüyle reddediyorum.

Yazdığınız ikinci sav düşüncelerimle paralel.Buna ilaveten doğa kurallarının işleyişine etki edecek bir tanrı öngörmüyorum.Savımı olasılıklara ve olasılıklar dahilinde gerçekleşen evrime dayandırıyorum.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst