Aidiyet Duygusu

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Psikoloji kategorisinde Epilogue tarafından oluşturulan Aidiyet Duygusu başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 7,729 kez görüntülenmiş, 18 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Psikoloji
Konu Başlığı Aidiyet Duygusu
Konbuyu başlatan Epilogue
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Feylesof TeCe

Epilogue

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
279
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Ahlakın en büyük gizi sevgidir, ya da kendi doğamızın dışına çıkmak ve kendimizi, kendi güzelliğimizle değil, düşüncede, eylemde ya da kişide var olan
güzellikle özdeşleştirmektir.Shelley İnsanların çoğu tek başlarına kendilerini güçsüz, savunmasız, büyük işler başarma kabiliyetinden yoksun, yalnız
hissederler ve özellikle bilmediklerinden, hükmedemediklerinden, kendilerine dokunulmasından korkarlar.Bu nedenlerle sürekli olarak etraflarına mesafeler
koyarlar.
Bu korkulardan,savunmasızlıklarından kurtulabilme duygularıyla, üyeleriyle aynileşebildiği,her şeyin tek bir bedende yaşanıyormuşçasına hissedildiği
kitlelerin içinde bulunmayı arzu ederler.Çok basit bir örnek verecek olursak insanların bir kalabalık gördüklerinde gayri ihtiyari de olsa oraya
yöneldiklerini gözlemlediğimiz çok olmuştur.Kalabalığın oluşma sebebini bilmese de o topluluğun içinde olma arzusu insanın yapısında içgüdüsel olarak
mevcuttur.Zulme uğramış olma duygusu da insanı bir yerlere ait olmaya iter ve ait olduğu kitleler vasıtasıyla deşarj olma isteklerini de biraz olsun
giderebilirler.
Bireyler, kültürel olarak tanımlanmış çeşitli gruplarla kendi aralarında özdeşim kurarlar. Kitle içerisinde kişisel farklılıklar silinir, eşitlik,
aynilikler ön plana çıkar.Kitle içerisinde sosyal sınıf farklılıkları, güçlü-güçsüz çekişmeleri, kültürlü-cahil ayrımları en aza inmiş, herkes kendisinin
yapabileceği en iyi şeyi yapıyor hale gelmiştir.Ancak şunu ifade etmekte yarar var; bireysel olarak zayıf olan insanlar genelde güçlü bir insanın veya
güçlü olduğuna inandıkları bir düşüncenin etrafında kitle oluştururlar.Kişinin kendisinden daha büyük ve daha güçlü bir şeyin içinde sürüklenmesi, onun
kendisini ait olduğu şeyle özdeşleştirmesine, aynileştiği şey kadar güçlü olduğunu hissetmesine sebep olur.Onlarca bedenin heyecanından, kolektif güçlülüğün
yarattığı heyecan dalgasından daha büyük bir afrodizyak olabilir mi?
Cemaat ve kimlik duygusu, süregelen arkadaşlık ve bağlar; diyalogun, işbirliğinin ve rekabetin çeşitliliği ve kışkırtıcılığı insana cazip gelir. Kolektif
coşkunluk halinin bir yönü güçlülüktür. Katılımcıların, değişimi gerçekleştirebileceklerine ve hem bireysel hem de kolektif güce sahip olduklarına inandıkları
zaman yaşadıkları “güçlülük” duyguları onları son derece tatmin eder.
Kitleler yoluyla başkalarını ikna etme, yeni örgüt biçimleri yaratma, toplumsal dünyanın parçalarını yeniden adlandırma ya da toplumun kendisini şekillendirmeye
çalışma düşünceleri ve tüm bunları gerçekleştirebilmeye yönelik pratiklerin hayata geçirilmesi kitle üyeleri için çok büyük haz kaynağıdır.Bir anlığına, toplumun
ileride nasıl olabileceğini görmekten duyulan keyif de benzer bir tatmindir. Umut ve arzu, duygusal heyecanı, bilinçli planlar ve ahlaki görüşlerle birleştirir.
Arzu dünyayı değiştirme tasarılarının önünü açabilir.
Tasarılar yerel ve kişisel ya da hırslı ve global olabilir. Başarı şansları az ya da çok olabilir. Kişinin hayatına bir yön, amaç ve akış duygusu kazandırarak
bugünü ve yarını birbirine sıkıca bağlarlar. İnsan hayatının amacını bulduğuna inanır.Bir tasarının zaman içinde adım adım gerçeğe dökülmesi, insanların hayatlarına
bir anlam ve mutluluk katar. Kitleler yoluyla ahlâki ilkelerin ilan edilir, ahlâki sesler yükseltilerek çoğunlukla son derece tatmin edici hayatlar yaşanır.

Yeni görüşlerin ve yeni bakış açılarının doğması her zaman zordur ancak bunlar, ahlaki duyarlılıkları sunmak için önemli toplumsal bilgi ve fırsatlar sunabilir.
Yinede bazıları, farklı düşünme, hissetme ya da yaşama çabalarının karşılığında karalamalar ve yanlış anlamalarla, hayati tehlikelerle karşı karşıya kalırlar,
özel hayatın hazlarından vazgeçmek durumunda kalırlar.“Büyük bir sapma, insanlar tarafından paylaşıldığında fraksiyon olarak adlandırılır, paylaşılmadığında ise paranoya..”
(1) Ciddi hareketlerin ciddi ideolojileri vardır.Kişisel olmayan, ideolojik disiplin, sıra dışı bir özgüveni ve cüreti teşvik eder. Kendisiyle aynı düşünceleri paylaşan bir
grupla beslenen, bireysel vicdanın inatçı gücü, en devrimci protesto eylemlerini yaratmaya muktedir olan öz-denetimi ve güveni sağlar. Katılık, ideolojik güven ve
marjinallik duygusu güçlü bir bileşim oluşturabilir. “Her büyük hareket şu üç aşamadan geçmelidir: gülünç bulunma, tartışılma, benimsenme.”
(2) Büyüme isteği kitlenin temel özelliğidir. Herkese açık, sınırları olmayan kitleler çok çabuk büyüyebilir, ancak bunların dağılmaları da kolay ve çabuk olur. Kapalı
kitleler kendi içinde sınırları ve belli ortak kabulleri olan kitlelerdir.Burada sayıdan ziyade devamlılık, kalıcılık esastır, dağılmaları zordur. Bu kitleler zamanla
kurumlara dönüşürler. Kitle hareket halinde olmayı ve bir hedefe doğru ilerlemeyi ister.
Kişinin katıldığı her hareket, önceden var olan kişisel ihtiyaçların dile getirilmesi için bir araç işlevi görebilir. Bu öteki dünya, genelde bize günlük hayatımızdan daha gerçek gelir,
çünkü “gerçek” benliklerimizi orada deneyebilir ve doğal olarak günlük rutinlerimizin önünü kapattığı derin hakikatlere ve aidiyetlere, orada ulaşabiliriz.
Kitlelerin kendi kuralları ve gerçekleri olduğundan, orada alışılmış öznelliğimizden sıyrılıp, başka bir şeyin parçası olarak kendimizi kaybedebiliriz.
Bireysel olarak gerçekleştiremeyeceğimiz şeyleri kitleler vasıtasıyla gerçekleştirdiğimizde, ait olduğumuz kitlenin başarılarını, vizyon ve duruşunu sahiplenir
en azından ortak oluruz. Bu bir yönüyle kişinin kendisinden kaçış, bir yerlere sığınıştır. Diğer taraftan bir ortak hedef etrafında küçük küçük bireysel çaba ve
kabiliyetlerin birleşmesi, kişiliklerin ortaya çıkmasıdır.


Mehmet Çobanoğlu
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
sayın melisa polen,

insanca dergisi-nin internet sitesinde 9/3/2007 tarihli olarak Mehmet Çobanoğlu adına yukarıdaki yazının yayımlanmış olduğunu görüyorum. yukarıdaki yazınıda alıntı olduğunu belirtmediğiniz gibi, atıf ta yapmamışsınız. bu bir dikkatsizlik ise daha dikkatli olmanızı öneririm.

okuyucu olarak alıntı olduğunu fark etmediğim taktirde sizin düşünceleriniz olarak değlendirip yorum yapacağım. bu okuyucuya olduğu kadar yazara da haksızlık olacaktır. diğer forumlarınızı siz kendiniz değerlendirmelisiniz, onlara bakmayacağım.
 

Epilogue

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
279
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
sayın melisa polen,

insanca dergisi-nin internet sitesinde 9/3/2007 tarihli olarak Mehmet Çobanoğlu adına yukarıdaki yazının yayımlanmış olduğunu görüyorum. yukarıdaki yazınıda alıntı olduğunu belirtmediğiniz gibi, atıf ta yapmamışsınız. bu bir dikkatsizlik ise daha dikkatli olmanızı öneririm.

okuyucu olarak alıntı olduğunu fark etmediğim taktirde sizin düşünceleriniz olarak değlendirip yorum yapacağım. bu okuyucuya olduğu kadar yazara da haksızlık olacaktır. diğer forumlarınızı siz kendiniz değerlendirmelisiniz, onlara bakmayacağım.

Sayın Nejdet

Önerinizi dikkate alacağım.Yalnız belirtmek istediğim bir nokta var.Şöyle ki ;
Konu ve konular bana ait olsa altına adımı yazma onurundan esirgemezdim şahsımı ve değerli okurları.
Fakat sizinde haklı olduğunuz yön; okuyucuları sağlam verilere dayanarak bilgi edindirmektir.

Saygılar .
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
forum açarken yazdıklarınızın size ait olduğunu nasıl anlayabiliriz? her yazılan forum altına isim/imza açılmaz ki? ve forum açan kişi bunu açık olarak belirtmiyorsa ve kendi forumda yayımlıyor ise kendisine ait olduğunu ileri sürmüş olur.

her gün okuduğunuz gazetede bir köşe yazarı bir düşünürün fkirlerini kendi köşesinde aktardı ve hiç atıf yapmadı diyelim - aynen sizin yaptığınız gibi- siz de okudunuz. kime ait diye düşüneceksiniz?
 

Epilogue

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
279
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
forum açarken yazdıklarınızın size ait olduğunu nasıl anlayabiliriz? her yazılan forum altına isim/imza açılmaz ki? ve forum açan kişi bunu açık olarak belirtmiyorsa ve kendi forumda yayımlıyor ise kendisine ait olduğunu ileri sürmüş olur.

her gün okuduğunuz gazetede bir köşe yazarı bir düşünürün fkirlerini kendi köşesinde aktardı ve hiç atıf yapmadı diyelim - aynen sizin yaptığınız gibi- siz de okudunuz. kime ait diye düşüneceksiniz?

Fazla tekrara düşmek pek de iyi olmasa gerek sayın Nejdet.Gerekli açıklamayı şahsınıza ve de değerli okurlara sundum.

Saygılarımla .
 

şehrin yabancısı

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2009
Mesajlar
426
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
ortaya bir yazı koyup önce yazının kime ait olduğunu söylememek, sonrada uyarı karşısında şu uzmana aittir demek.. pes doğrusu..sonra o uzmanın nasıl olsa doğru söylediğini söylemek .kimi kandırıyorsunuz, sevgili melisa polen... o konuda bir çok uzman varsa, ve o konuda farklı şeyler söylüyorsa ne olacak.. nasıl birşeydir bu düşüncenizi yazıya dökmek ,sonrada bunu savunmak.. bir insan istediği bir konuda araştırma yapmak istiyorsa yapar ve o konuda hangi uzman ne söylemiş onu öğrenir. sizin savunmanınız ne benim olsaydı, altına ismimi yazardım.bu ne büyük çelişki.kendiniz gerçekten de böylemi avutuyorsunuz, normal yaşamda.hatayı kabul etmek en büyük onurdur,gururdur.acizlik o na kılıf uydurmaktır.yazıyı alın saklayın tekrar tekrar okuyun ama kimseye lütfen satmayın..necdet bey bu arada annem yeni lahana turşusu yaptı.suyu ziyan almasın diye... bitenin içine lahana aldım yeni turşu oldu..bu şimdi ne perhiz ne laha turşusu desem annem bile evet diyecektir..
 

Epilogue

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
279
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
ortaya bir yazı koyup önce yazının kime ait olduğunu söylememek, sonrada uyarı karşısında şu uzmana aittir demek.. pes doğrusu..sonra o uzmanın nasıl olsa doğru söylediğini söylemek .kimi kandırıyorsunuz, sevgili melisa polen... o konuda bir çok uzman varsa, ve o konuda farklı şeyler söylüyorsa ne olacak.. nasıl birşeydir bu düşüncenizi yazıya dökmek ,sonrada bunu savunmak.. bir insan istediği bir konuda araştırma yapmak istiyorsa yapar ve o konuda hangi uzman ne söylemiş onu öğrenir. sizin savunmanınız ne benim olsaydı, altına ismimi yazardım.bu ne büyük çelişki.kendiniz gerçekten de böylemi avutuyorsunuz, normal yaşamda.hatayı kabul etmek en büyük onurdur,gururdur.acizlik o na kılıf uydurmaktır.yazıyı alın saklayın tekrar tekrar okuyun ama kimseye lütfen satmayın..


Sayın Şehrin Yabancısı ; Siz kurulan cümleleri nasıl alıp değerlendirdiniz inanın hiç bir fikrim yok yorumlara bakılırsa.Bir tür iç dökümüydü sanırım ama garip . Evet Sayın Nejdet'in önerisini dikkate aldığımı ve katıldığım noktaları belirttim . Siz nereden çıkartıyorsunuz tüm bu söylediklerinizi ? Kim kimi kandırıp ne gibi bir avunma içersinde ? Algılayışta farklılıklar var .

necdet bey bu arada annem yeni lahana turşusu yaptı.suyu ziyan almasın diye... bitenin içine lahana aldım yeni turşu oldu..bu şimdi ne perhiz ne laha turşusu desem annem bile evet diyecektir "

Çok çirkin .
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
şehrin yabancısı daha açık söyle ne demek bu ?

bu konuda tek bir değişik söylemim mi var? ya da kişiye göre farklı bir yol mu izledim? ki bu sözleri sarf ediyorsunuz?
...
araştırın, bulamayacaksınız ve kendi sözlerinizin ağırlığı altında kalacaksınız; sizi farklı bir yere koymuştum oysa?
...
değil miş!!!!
 
K

kuzeys

Ziyaretçi
copy paste ve uzun yüz solukta bitmeyen sıkıcı makaleler. Aynı hazır çorba gibi tadına bakmadan kokusundan anlaşılıyor bence. Bir forum ilk kurulduğunda temel ve kaynak açısından alıntılar ve copy pasteler anlaşılabilir. Ama ilerleyiş ve işleyiş esnasında çok donuk ve sönük oluyor. İnternette yüzbinlerce makale var.. Alıntı yapan kişi konunun sonuna imzalardan çok temel düşüncesini yahut sorunsalını koyarsa bizlerede konuşma hakkı doğar.. Diğer anlamda genel tanımlamalar genel değerlendirmelere girip yüzeysel bakışaçısı taşımakla birlikte kişin kendini ifade hakkında çok bilgilendirmesine yönelik olur diye düşünüyorum.. yovsam kopyalıyormuyum...
 

Epilogue

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
279
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Sayın kuzeys ,
Herhangi bir konudaki bir yazıyı (şiir,felsefe,makale,öykü,deneme,psikoloji,..) yazarın kendi söylemiyle açılan konu gereği copy-paste yapmadan kaç kişinin bunu tek tek yazarak yaptığını sormalıyım önce . Alıntılanan yazının yazarının fark edilmeden yazıldığını sayın Necdet tarafından belirtilmiş ve bu düzeltme yapılmıştır . Bazen yazmak yada dile getirmek istediğimiz bir düşünceyi bir başkasının araştırmasıyla ve yorumuyla ortaya konulmuşsa neden bundan istifade etmeyelim. Sanırım bizler herhangi bir konudaki yazıları okumadan önce onu yazan kişinin kim olduğuna göre davranıyoruz . Kendi adıma böyle bir ayırıma gitmeden bilimsel,felsefi,sosyolojik …içeriği ne olursa olsun okumaya değer görürüm ve paylaşırım . Üstelik hazır çorba tadında degil , ağız tadında bulurum .
 
K

kuzeys

Ziyaretçi
:) sevgili apilogue öncelikle bazen dile getirlmek istenen ama hazırı kullanılan şeylerin akatarımı sırasında copy paste ye başvurmak anatlitik yani akılcı ve hızlı düşünmeden ziyade kişin konuya ilgisizliği ama olaya ilgi duyduğunu açıklar ve kişin tembellik hakkını kullandığını tasvir eder. Bazı makaleler vardıur mükemmelliğine gözlge ve iz düşürülmeyecek kalite ve nitelikte yazılır. Ve o makale belliki size bir kazanım ve haz vermiştir. Ama sizin onu buraya kopyalayıp altına hiç bir yorum yapmadan tek bir soru sormadan koymanız boş bir etellektüellikten başka bir şey değildir.

Değildir diyorum çünkü yazarın yazdıklarıma bir şey katamadığınız gibi onun mevcut sorunsallarını kavrayıp izah edememiştirsiniz. Yazar yazısına onca emeği katarken siz o yazıya en ufak bir değer vermeden kopyalayıp yapıştırmanız sizin kişisel ilgi alanınızı işaret etmek dışında ufak bir popülasyon yaratır. Her yazar her şair her ressam tepeden tırnağa eleştirilmeyi ve yorumlanmayı hak eder ve bunu canı gönülden isterken birazda okuyucu yorumlayıcısı tarafından beğeni olmazsa dahi anlaşılmayı ister.

Diğer yandan herkesin copy paste yapması diğerlerininde yapması gerektiği anlamına gelmeyeceği gibi forumlar vikipedi gibi makalesel kaynak olmaktan çıkıp yazarların üretim alanı olmalıdır diye düşünüyorum. Alıntılan yazının altında yazarın adının olması gerektiğinede inanmıyorum. En azından bu yazarına göre değişir. Çünkü bir çok yazar kendinden ve telif haklarından önce toplumsal düşünceye ve etkileşime sadıktır..

Bu yüzden yapı kredi yayınlarını kınıyorum. Telif hakları gerekçesiyle net üzerinde kendi ile antlaşması olan bir yazarın eserlerini kısıtladılar. Ve o yazarları derin bir yalnızlığa bıraktılar.
Diğer bi yandan ben damak tadından ziyade kokudan bahsetmiştim sevgili epilogue.. Yani biz buna algıda seçicilik de diye biliriz. gerçi net üzerinde sizin gibi düşünen insanlar bunu algida seçicilik olarak düşünüp yorum bırakabiliyorlar.. bkz : esenlikle kalın..
 

Epilogue

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
279
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Sayın Kuzeys ,
herkesin birşeyleri dile getiriliş şekilleri farklıdır hatta algılayış şekilleride . Burada hazırı kullanmaktan öte ilginç bulduğunuz herhangi bir konuyu paylaşma ilgisinde bulunabilir insan . En azından kendi tercihim olduğunu belirtmiştim . Sanırım bunu gözardı etmişsiniz.Belki size göre kolaya kaçmak gibi gelebilir .Bunun analitik ya da rasyonel olup olmadığı kişiye göre değişebilir . Her alıntılanan yazının altına yorum yapmak zorunluluk degildir .

Yazarın yazdıkları beni yeterince tatmin etmişse neden birşeyler daha ekleme gereği duyayım . Sırf yazmak için yazmak mı gerekir . Bunu çokta sağlıklı bulmuyorum.Sonuçta bu bir tercih meselesi .Bazen sayfalarca süren bir yazıyı elle yazmak zaman kaybından başka bir şey değildir.O zaman teknolojiyi boşu boşuna yaratmışlar.Önemli olan içeriktir ,nasıl yazıldığı degildir.

Evet ihtiyaç duyduğumuz her konu hakkında çeşitli forum ve sitelerde bilgi sahibi olma şansımız var,vikipedia da dahil.Sizin copy-paste yapıp yapmamanız kendi tercihinizdir . Ama başkalarının tercihlerinede saygılı olmalısınız .
Tercih ve seçis haklarınızı kullanarak uygun bulmadığınız kaynak,eser,..her neyse beğenmeme hakkına sahipsiniz . Bunda anormal bir durum yok.Benim gördüğüm kadarıyla eleştirmeyi,bir eksikliği görme çabasında olduğunuzu görüyorum . Bu polemikten başka bir şey değildir.Burası bir paylaşım platformudur, herkes ne düşündüğünü rahat ifade edebilir . Herkesin, kendi gözlüğünüzden bakması gerekmez .
 
K

kuzeys

Ziyaretçi
Epilogue benim eleştirim - eleştiri demeyelim de düşüncem size karşı bir şey olmadığı gibi varolan yorumlara karşı bir düşüncedir. İsteyen istediği gibi yazar çizer konuşur. Ben sokak edebiyatına inandığım için düşüncelerin yazarları tarafından etiketlenmesine - ve yayın evleri çatısı altında fişlenmesine karşıyım..

Copy paste yahut alıntılar - hazırcı bir anlayışı yaymakla birlikte üretim sürecinin boyutunu değiştiriyor. Mesala konumuz Aidiyet Duygusu ama konu içerisinde ait ve dair olmak kavramlarına ilişik sizin alıntınız dışında pek bir şey yok. Bu yazıyı Mehmet Çobanoğlu değilde siz yazmış olsaydınız biz bu gün bambaşka bir şeyi konuşmakla birlikte sizden bir çok şeyi aynı anda öğreniyor olacaktık. Mehmet Çobanoğlu'nu okumak ile ona yorum yapmak size cevap vermek bambaşka şeylerdir.

konuşmak için konuşmak diye bir kavram vardır ama yazmak için yazmak diye bir kavram olmadığı gibi çabalamayı gerektiren şizoid bir durumdur. Yani burada bir tavır ve duruş vardır. En önemli kişioğlunun kendisi vardır..

Diğer türlüsü net kültüründe 3 D Part olarak geçen simule yazılımlara benzer.
Ultima online , Knight Online yahut WOW veya ogame oynuyorum mesela sabah akşam kendi yapmam gereken şeyleri ufak kod parçacıklarına yaptırıyorum. Mekan üzerinde zaman ve konum kazanıyorum. Her türlü item ve kazanç konusunda üstünlük sağlıyorum. Diğer yandan oyuna katılan user lar sabah akşam emek harcayıp oyun içerisinde pek azı başarılı oluyor. En önemlisi oyunun ruhu ve anlamı kayboluyor..

Demek istediğim üzerime düşmeyen ithamlar yada sorgulamalar değil.. Her şeyin bir ruhu güzelliği var.. Mümkün olduğunda ona sadık kalıp onu yaşatabilmek.. Bir kaç başlıkta sizinle bir dalaş yada husumet içinde olduğum kanısına varmışsınız ama alakası yok.. Her konuda olduğu gibi bu konudaki fikrim ve düşüncem budur.

dünyanın merkantalizm den sonra gördüğü en geyik teranede olsa ben liberallerin bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler sözüne bayılırım..
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Midem bulandı. Ne bu Aşk-ı Memnu gibi ortada yazı var beraberinde kargaşa ve aldarmaca. Gerçekler gün yüzeyinde dururken, birileri ağlıyor sessizce...
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
daha açık bir dille meramınızı anlatırsanız yanıt hakkını kullanmak olanaklı olacaktır; yanıt hakkı doğan için...
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
daha açık bir dille meramınızı anlatırsanız yanıt hakkını kullanmak olanaklı olacaktır; yanıt hakkı doğan için...

Hocam sitemim size karşı değil. Burası bir felsefe sitesi, güzel tartışmalar mekanı ama birileri okunması sıkıcı bir makaleyi kopyala yapıştır yapıyor, makalenin kaynağı filan derken bilgiden uzaklaşıkıyor. Herkes kendi bağımsız özgür düşüncesini sunsa problem kalacağına inanmıyor.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
anlıyorum. konunun dağılması ve özgün fikirlerin ortaya konulmadan kısır döngüye girilmiş olması istenmeyen bir durum. ancak zaman zaman bu tür durumlar da olabiliyor. karşılıklı hoş-görü ile aşacağımıza dair umudumuzu saklı tutarak.

dip not: emeğe saygı, düşünceye saygı temeli göz ardı edilmemelidir. yoksa yöntemsizlikten esası kaybederiz.

ikinci bir not daha düşmem gerekti; mesele sen, ben, o değildir. yöntemsiz yol yol değildir. Adorno'nun dediği gibi "yanlış hayat doğru yaşanmaz"
 

Epilogue

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
279
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Midenizin bulandığı şeyleri sizde yapıyor ve tekrara düşüyorsunuz.Yerine daha mantıklı bir eleştiri getirebilir,durumun bakış açısına farklı alternatifler sunabilirsiniz.
Sanırım sadece eleştirme adına bazı egolarınızı tatmin etme çabası içindesiniz, bununda bir saplantı olduğunu unutmayınız lütfen.Ayrıca paylaşılan konuların büyük çoğunluğunda bir takım düşünce adamının eserlerinden hareketle bunları biraz daha tartışarak farklı bakış açıları getirerek aktarılıyor.Paylaşanların
hemen hepsi copy paste yapılarak ortaya sunuluyor.Bunun neden bir takıntı halini aldığını anlamış değilim doğrusu.Dileyen klavyeden istediği gibi yazma özgürlüğüne sahiptir.Önemli olan özdür, biçim değildir.
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Midenizin bulandığı şeyleri sizde yapıyor ve tekrara düşüyorsunuz.Yerine daha mantıklı bir eleştiri getirebilir,durumun bakış açısına farklı alternatifler sunabilirsiniz.
Sanırım sadece eleştirme adına bazı egolarınızı tatmin etme çabası içindesiniz, bununda bir saplantı olduğunu unutmayınız lütfen.Ayrıca paylaşılan konuların büyük çoğunluğunda bir takım düşünce adamının eserlerinden hareketle bunları biraz daha tartışarak farklı bakış açıları getirerek aktarılıyor.Paylaşanların
hemen hepsi copy paste yapılarak ortaya sunuluyor.Bunun neden bir takıntı halini aldığını anlamış değilim doğrusu.Dileyen klavyeden istediği gibi yazma özgürlüğüne sahiptir.Önemli olan özdür, biçim değildir.

Epilogue beni neyle suçlarsanız suçlayın, ben muafım. Ben Bolu İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nin hastasıyım ve sizden daha ağır eleştiriler duydum. "Davranış Bozukluğu, Depresyon, Anksiyete Bozukluğu, Kendine Zarar Verme Davranışı, Dürtü Kontrol bozukluğu" gibi hakaret işittim ve avuç dolusu ilaçlara mahkum edildim. Peki, bunlar kendimi ifade etmeme engel mi? Nietzsche ve Wittgenstein için deli dediniz ama onlar öyle yüceydiler ki sesinizi duymadılar bile. "Beni öldürmeyen herşey beni güçlendirir" dedi Nietzsche. Bu tüm engellemeleriniz beni hiç yıldırmadı ki aksine hırslandırdı. Bu pazar 15. Türkiye Liselerarası Felsefe Olimpiyatlarına katılıyorum, başarımı sana ithaf edeceğim Epilogue!
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst