Cennet Ve Cehennem Varmı?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde AndroNova tarafından oluşturulan Cennet Ve Cehennem Varmı? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 37,772 kez görüntülenmiş, 260 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Cennet Ve Cehennem Varmı?
Konbuyu başlatan AndroNova
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan AlperCADIROGLU

Ate

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
10 Ara 2010
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
aciziz doğru.ölümden korkarız doğru.ama leş Allah adı haricinde öldürülendir ben şahsen leş yiyici değilim.ölümden korkmak insanı nasıl etkiliyor buraya bakmak lazım.adımları dikkatlileştiriyorsa iyidir.yok çileden çıkartıyorsa değildir.ki ölümden korkmak da cennet ve cehennemi zımnen kabul etmek demektir.

Peki bizler kadar gereksiz canlıları yaratıp, onlara kendi kuralları ile yargılayan birşey için bu denli savunma yapmanız ne zamana kadar sürecek?
Kurallar kurallar pufff..
Hiçbir ormanda kural yoktur. Hiçbir tanrı kuralı...
Tek kural vardır. Güçsüz her zaman kaybeder...
 

osmanlee

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2010
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Peki bizler kadar gereksiz canlıları yaratıp, onlara kendi kuralları ile yargılayan birşey için bu denli savunma yapmanız ne zamana kadar sürecek?
Kurallar kurallar pufff..
Hiçbir ormanda kural yoktur. Hiçbir tanrı kuralı...
Tek kural vardır. Güçsüz her zaman kaybeder...

olay farklı tarafa sürüklendi.burdan ileri gitmek haddime değil.bazı şeyleri tartışmak o kadar kolay değil.hayır zevkle tartışırım ancak öyle hassas bir konu ki yanlış bir kelam olmadık yere varabilir.
 

dez

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
24 Kas 2010
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selam herkese.. yazılarınızın hepsini okuyamadım ama 10 -15 tane kadar yazıların hemen hepsinii okudum gercekten sabit bir fikir göremedim okyanusta kaybolmuş kücük tekneler gibisiniz..herkes bir tarafı gösteriyor burdan gidersek karaya varırız.(sonuca) diye düşünüyosunuz normaldir denize nerden düştügünüzü bilmediginizden bunu normal karşılıyoruz tabi ki bunu kendim içinde söylüyorum yanlış anlaşılmasın cennet cehennem konu olan varlıgı tartışılır duruma düşmüş iki gaip alem mekanı bu tabi bize verilen ilimlerin sonucu ortaya konmuş iki mekan bu nu bulmak ta ilim edinilmesi ve bunlar arasındaki denklemi kurmak la olur. farklı bir yaklaşım ama anlaşılabilirligine en gercekci . bakış diye düşünüyorum ..ilmii irdelerken dinsel acıdan bakarak hayatımızı gercek manada etkileyen şeklinin nekadarıı din içinde nekadarı dinin dışında bakalım ilmi bir bütün düşündügümüzde astroloji tıp jeoloji teknolojik felsefe vs. hemen hepsinin içinde akıl bulunmakta kör ol mak veya topal olmak demek deildirkii bilimden faydalanamama yada faydalandıgını anlayamamak.. sadece az yada cok faydalanmak ama aklı olmayan varlık(tamamen aklın olmamasıı) teknoloj,de faydalansa bile onun bunun farkına varamadıgını farkede biliyoruz ama öyle bir durum ki bazen insannar arasında aklı dengesi tam yerinde olmayan insannarın bazı acıı ve isteklerini belirtmek için bazıı davranışta bulunuyor bu durum akılsızlıkla.. bagdaştırılıp (bu durum hayvanlar arasındada gercekleşebilir acıkan bir eşşegin anırması gibi veya kuzu sesine gelen kurtun hissiyat i durumu gibi)onların faydalandıgını düşünmek gibi bir fikre cıkmasın yani bu varlıkların hayatta faydalanmaları hissiyati oldugu gibi ahlaki yada bir başka kaygıları yokturdur. ama akıllı insanın istemese bilee bazı hükümlülükleri vardır bunnarın oluşmasıı tesadüfüolarak bakarsak bile bu saydıgımız bilimlerin nimetlerinde faydalandıgını anlaya bilme kapasitesine sahip varlıklar yine akıl sahibi varlıklardır. din ise bütün bilimlerin toplandıgı bir bilim oldugundaan dinin akılla irtibatını kesecek bir devre olamaz insannar yannış yollardada ilmi tahsil edebilir ama bu yine din ilmi içinde bulunan bir durumdur burdan yola cıkara ilmin önünü engellendigi düşünülen kısımları kafanızda silebilirsiniz ama ilmin edinilebilicek en kısa yönü dinin gercek manada tarifiyle müm kündür . yani kısacasıı din akla inmiştir........////.Veyahutta tanrısal inancı cıkaralım bellekte kii cok zor bir dumu sadece anlaşıla bilmek için böyle düşündük diyelim .bir derenin kenarında oturmuşum kimseler yok dünyada ne annemi ne babamı tanıyom .. vee kendii kendime düşünüyorum ne tanrıdan haberdarım ne dinden ..aklın farkınada varmışş deilim ... deneme yanılmayla oo yaşıma gelmiş kafamı carptıgım agacın dalı canımı acıttıgı için bir daha o yoldan gecmeme gibi bir düşünceyi canım acıdıgı için .ögrenmişim ve bunun gibi bir cok akıl olayı deneme yanılma olayıylaa.. ögrenmişim .. ama öyle anlar gelmişki hisler gercekten ön plana cıkmış..anneyi babayıı görmedigim için onu aramıyorum veya yiyeceklerin lezzetli olup olmaması konusu kii belii bir düzeni olan bu olguda ..geniş bir yelpaze ama ahlakı bir olayı ele ala bilmek için utanıcamm bir olayın olması gerek yada bir ikazın olması gerek beynimde veya düşünce acısından .bunun oluşması bir hayvandan veya bir insandan veya bir kaya dan bir yapraktan utanmam gerek her hangi bişiden ..ama öyle bir durum kii..etkilenebilicegim bir olay oluştu vede bende bu şekilde utanmaya başladım (bu nedir acaba)..vs ahlaki durum veya toplum bilinci dil ırk oluşumu dna oluşumu teknoloji beynin gelişimiyle kendini tamamlıyoo biraz detaylı oldu .beyinin gelişim evresinde ilk ögrenmesi gerekenn şeyleri yapa bilme gücü ve akli dengesi şuan bile bakıldıgında ilk yaşam evrelerini yapabilmekten acizki belki bedenen biraz dayanıklı olabilir gecmişte ama yanlız başına var olma gücünü kendinde bulacak bir varlıgın bir canlı (dogum.. ölüm fiillerine mecbur) böle bişiye aykırı. bu detayları sonradanmı kazandı dogarkenmii vardıı odaa ( .dogum ölüm ) ayrı bir bakış.... bir diger acıdan bakarsakki insanda bulunan beyni devre dışı bırakmış gibi görünen hareketler yani (tik) diye adlandırdıgımızz davranışlar düşünce ile eylem arasındakii en kısa sürelii hareketler bunu da acıklayamaz haldeyizz.. demekki akıl sadece bu alemden yönlendirilen bişi deil zihin denilen bellekk bu alemden gördükleriyle duyduklarıyla etkileşimlee gelişim gösteren birr uzuv deil belki fiziki yapısını yiyicek içicekle bu alemde gelişimini saglamış olabilir ama fikirsel gelişimine gaib bir alemin oldugu ispati vardırr kii bu ilmin son noktasıdır insan için burdan sonra mucizeleri takip ederek ancakk hayatımıza yön veririz cinleri ve kelimelerle iyleşen hasta insanlarıı fiziki kuralları aşmış insanıı durumlarıı acıklama adına sölüyoorum bunnarı hurafeci olarak bakmayın .. burdaa bir denklem dir ki buu sölenenler bir ilim ve bir yerlerde gizlen mişş ve bunnar bir kitapta yıllar önce kanıtlanmışş tevrat incil zebur kuranı kerim .. ve şimdi deneysel teknolojik olayla bakan kişilerr kendilerii bu ilimlerin bu din kitaplarıyla paralel ilerledigini sölüyorr ee bu acıdan bakarsakki bu dinle ilim bir birbirinden ayrılamaz ilim kötü deildir ilim iyye kullanılır veya kötüye kullanılırr..(bazı dinciler gibikörü körüne karalanan ilim bölümleri bazı ilim adamları gibi de dini tek bir cerceveye yerleştirmek yanlıştır )dinide aynı şekil yannışa kullanan insannar vardır.. din sadece ahlaki bir olay olarak bakanlar ilmin sadece bir noktasına bakıp dünyayı şekillendirmeye calışan kişilerdir din hayatın tamamıdır bir yapragın vakitsiz düşmeyecegini yazanda kurandır ki mevsimi gelmeden asla yaprak yere düşmez bir yanar dag da öylesinee tam kaynamadan lav fışkırtmaz.. veya bir cocugun inanca nezaman ahlaka nezaman ihtiyac duyucagını söyleyendee ..dindir. bu inandıgımız için böyle deildir inanacagımız başka bir gücün bulunamayacagından dolayı budur hım cennet ve cehennem konusu da bunların içinde kücük bir mükafatttır yaratıcı mantıgına göree. ama şuda var cennnet cehennem asla dünya olamaz cün kü cennet ve cehennem eger dünya isee ölüm kaza acı nefret kin neden vardır ... mantıklı bakarsan cennet kelimesii ve cehennem kelimsiii ayrı ikiii mekan dır acıyı tatlıyı aynı anda yaşanacak bir yer deil gibi geliyoo mutluluk ve cezayıı aynı yerde yaşamakk bence çelişkilii aslında..göeceli kısımlarını degerlendirin ama şimdi dünya üzerinde yaşayan akıl yoluyla ulaşılmış gerceklerii... oluşturulmuş. deişkende olsaa fiillerii yabana atmadan düşünmek gerek bu son cüm lem sizlere belkii kanıt derecesinde sunmaya calıştıgım bu yazıyı hafie aldıra bilir ama biz varlıgımızı aklımızla ispat eyledik kendimize.. bunun dışında insan için yaşama başlangıc miladı yoktur sanırım ..:
 

dez

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
24 Kas 2010
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
selam herkese.. yazılarınızın hepsini okuyamadım ama 10 -15 tane kadar yazıların hemen hepsinii okudum gercekten sabit bir fikir göremedim okyanusta kaybolmuş kücük tekneler gibisiniz..herkes bir tarafı gösteriyor burdan gidersek karaya varırız.(sonuca) diye düşünüyosunuz normaldir denize nerden düştügünüzü bilmediginizden bunu normal karşılıyoruz tabi ki bunu kendim içinde söylüyorum yanlış anlaşılmasın cennet cehennem konu olan varlıgı tartışılır duruma düşmüş iki gaip alem mekanı bu tabi bize verilen ilimlerin sonucu ortaya konmuş iki mekan bu nu bulmak ta ilim edinilmesi ve bunlar arasındaki denklemi kurmak la olur. farklı bir yaklaşım ama anlaşılabilirligine en gercekci . bakış diye düşünüyorum ..ilmii irdelerken dinsel acıdan bakarak hayatımızı gercek manada etkileyen şeklinin nekadarıı din içinde nekadarı dinin dışında bakalım ilmi bir bütün düşündügümüzde astroloji tıp jeoloji teknolojik felsefe vs. hemen hepsinin içinde akıl bulunmakta kör ol mak veya topal olmak demek deildirkii bilimden faydalanamama yada faydalandıgını anlayamamak.. sadece az yada cok faydalanmak ama aklı olmayan varlık(tamamen aklın olmamasıı) teknoloj,de faydalansa bile onun bunun farkına varamadıgını farkede biliyoruz ama öyle bir durum ki bazen insannar arasında aklı dengesi tam yerinde olmayan insannarın bazı acıı ve isteklerini belirtmek için bazıı davranışta bulunuyor bu durum akılsızlıkla.. bagdaştırılıp (bu durum hayvanlar arasındada gercekleşebilir acıkan bir eşşegin anırması gibi veya kuzu sesine gelen kurtun hissiyat i durumu gibi)onların faydalandıgını düşünmek gibi bir fikre cıkmasın yani bu varlıkların hayatta faydalanmaları hissiyati oldugu gibi ahlaki yada bir başka kaygıları yokturdur. ama akıllı insanın istemese bilee bazı hükümlülükleri vardır bunnarın oluşmasıı tesadüfüolarak bakarsak bile bu saydıgımız bilimlerin nimetlerinde faydalandıgını anlaya bilme kapasitesine sahip varlıklar yine akıl sahibi varlıklardır. din ise bütün bilimlerin toplandıgı bir bilim oldugundaan dinin akılla irtibatını kesecek bir devre olamaz insannar yannış yollardada ilmi tahsil edebilir ama bu yine din ilmi içinde bulunan bir durumdur burdan yola cıkara ilmin önünü engellendigi düşünülen kısımları kafanızda silebilirsiniz ama ilmin edinilebilicek en kısa yönü dinin gercek manada tarifiyle müm kündür . yani kısacasıı din akla inmiştir........////.Veyahutta tanrısal inancı cıkaralım bellekte kii cok zor bir dumu sadece anlaşıla bilmek için böyle düşündük diyelim .bir derenin kenarında oturmuşum kimseler yok dünyada ne annemi ne babamı tanıyom .. vee kendii kendime düşünüyorum ne tanrıdan haberdarım ne dinden ..aklın farkınada varmışş deilim ... deneme yanılmayla oo yaşıma gelmiş kafamı carptıgım agacın dalı canımı acıttıgı için bir daha o yoldan gecmeme gibi bir düşünceyi canım acıdıgı için .ögrenmişim ve bunun gibi bir cok akıl olayı deneme yanılma olayıylaa.. ögrenmişim .. ama öyle anlar gelmişki hisler gercekten ön plana cıkmış..anneyi babayıı görmedigim için onu aramıyorum veya yiyeceklerin lezzetli olup olmaması konusu kii belii bir düzeni olan bu olguda ..geniş bir yelpaze ama ahlakı bir olayı ele ala bilmek için utanıcamm bir olayın olması gerek yada bir ikazın olması gerek beynimde veya düşünce acısından .bunun oluşması bir hayvandan veya bir insandan veya bir kaya dan bir yapraktan utanmam gerek her hangi bişiden ..ama öyle bir durum kii..etkilenebilicegim bir olay oluştu vede bende bu şekilde utanmaya başladım (bu nedir acaba)..vs ahlaki durum veya toplum bilinci dil ırk oluşumu dna oluşumu teknoloji beynin gelişimiyle kendini tamamlıyoo biraz detaylı oldu .beyinin gelişim evresinde ilk ögrenmesi gerekenn şeyleri yapa bilme gücü ve akli dengesi şuan bile bakıldıgında ilk yaşam evrelerini yapabilmekten acizki belki bedenen biraz dayanıklı olabilir gecmişte ama yanlız başına var olma gücünü kendinde bulacak bir varlıgın bir canlı (dogum.. ölüm fiillerine mecbur) böle bişiye aykırı. bu detayları sonradanmı kazandı dogarkenmii vardıı odaa ( .dogum ölüm ) ayrı bir bakış.... bir diger acıdan bakarsakki insanda bulunan beyni devre dışı bırakmış gibi görünen hareketler yani (tik) diye adlandırdıgımızz davranışlar düşünce ile eylem arasındakii en kısa sürelii hareketler bunu da acıklayamaz haldeyizz.. demekki akıl sadece bu alemden yönlendirilen bişi deil zihin denilen bellekk bu alemden gördükleriyle duyduklarıyla etkileşimlee gelişim gösteren birr uzuv deil belki fiziki yapısını yiyicek içicekle bu alemde gelişimini saglamış olabilir ama fikirsel gelişimine gaib bir alemin oldugu ispati vardırr kii bu ilmin son noktasıdır insan için burdan sonra mucizeleri takip ederek ancakk hayatımıza yön veririz cinleri ve kelimelerle iyleşen hasta insanlarıı fiziki kuralları aşmış insanıı durumlarıı acıklama adına sölüyoorum bunnarı hurafeci olarak bakmayın .. burdaa bir denklem dir ki buu sölenenler bir ilim ve bir yerlerde gizlen mişş ve bunnar bir kitapta yıllar önce kanıtlanmışş tevrat incil zebur kuranı kerim .. ve şimdi deneysel teknolojik olayla bakan kişilerr kendilerii bu ilimlerin bu din kitaplarıyla paralel ilerledigini sölüyorr ee bu acıdan bakarsakki bu dinle ilim bir birbirinden ayrılamaz ilim kötü deildir ilim iyye kullanılır veya kötüye kullanılırr..(bazı dinciler gibikörü körüne karalanan ilim bölümleri bazı ilim adamları gibi de dini tek bir cerceveye yerleştirmek yanlıştır )dinide aynı şekil yannışa kullanan insannar vardır.. din sadece ahlaki bir olay olarak bakanlar ilmin sadece bir noktasına bakıp dünyayı şekillendirmeye calışan kişilerdir din hayatın tamamıdır bir yapragın vakitsiz düşmeyecegini yazanda kurandır ki mevsimi gelmeden asla yaprak yere düşmez bir yanar dag da öylesinee tam kaynamadan lav fışkırtmaz.. veya bir cocugun inanca nezaman ahlaka nezaman ihtiyac duyucagını söyleyendee ..dindir. bu inandıgımız için böyle deildir inanacagımız başka bir gücün bulunamayacagından dolayı budur hım cennet ve cehennem konusu da bunların içinde kücük bir mükafatttır yaratıcı mantıgına göree. ama şuda var cennnet cehennem asla dünya olamaz cün kü cennet ve cehennem eger dünya isee ölüm kaza acı nefret kin neden vardır ... mantıklı bakarsan cennet kelimesii ve cehennem kelimsiii ayrı ikiii mekan dır acıyı tatlıyı aynı anda yaşanacak bir yer deil gibi geliyoo mutluluk ve cezayıı aynı yerde yaşamakk bence çelişkilii aslında..göeceli kısımlarını degerlendirin ama şimdi dünya üzerinde yaşayan akıl yoluyla ulaşılmış gerceklerii... oluşturulmuş. deişkende olsaa fiillerii yabana atmadan düşünmek gerek bu son cüm lem sizlere belkii kanıt derecesinde sunmaya calıştıgım bu yazıyı hafie aldıra bilir ama biz varlıgımızı aklımızla ispat eyledik kendimize.. bunun dışında insan için yaşama başlangıc miladı yoktur sanırım ..:
 

oguz8891

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
7 Ocak 2009
Mesajlar
86
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Sn. efefel, göreceli demek referans göstermek demek, göreceli demek bir şeyi açıklarken başka bir şeye gereksinim duymak demek. Kütle çekimi dediğiniz şey kütleye bağlıdır. Bu göreceli demektir, bu kadar basit bir tanımı ve cevabı var.

Göreceli olmayacak mutlak olacak tek şey inananlara göre Allahtır. Bakınız burada inananlara göre dememe rağmen göreceli değildir. Çünkü varlığı inananlara bağlı değildir. Ya vardır ya yoktur. Herşeyden bağımsızdır. Bir referansa ihtiyaç duymaz.

Sizin bahsedeceğiniz her türlü fizik kuralı, başka bir varlığa ihtiyaç duyar, mutlaklık içeremez..

Bu arada konu dışına çıkılıyor. Fakat cennet ve cehennem var mıdır konusunda da konu üzerinde gidebilmek, ince bir ipin üstünde yürümek değil de olmayan bir ipin üzerinde koşmak gibi bir şey yine de kendi adıma özür diliyorum forumdakilerden, bu da son saçma mesajım olsun bu konuya..
 

Ate

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
10 Ara 2010
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
olay farklı tarafa sürüklendi.burdan ileri gitmek haddime değil.bazı şeyleri tartışmak o kadar kolay değil.hayır zevkle tartışırım ancak öyle hassas bir konu ki yanlış bir kelam olmadık yere varabilir.

Peki. Ama şöylede düşünebilirsiniz:
Yanlışı düzeltmek için devam edebilirsiniz. Tabi isterseniz.
 

Preatorian

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2010
Mesajlar
296
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Göreceli demek kişiden kişiye değişkenlik gösterebilendir.
Fizik kuralları gerektiği gibi işler bize sadece onu anlamak kalır.
Örneğin kütle çekimi kuralı kütlesi olan ve atomdan oluşan her madde için geçerlidir.
Güneş ile birbaşka yıldızın kütleçekimlerinin farklı olması yada ikisinden birinin etkileşim sonucu farklılaşması fizik kurallarının göreceliğini göstermez,olan biten herşey fizik kuralları dahilindedir.
Şunu kaçırmayalım bizim bilmediğimiz fiziksel kurallarda var kesinlikle.
Tabikide başka evren varsa farklı bir fizik kuralı olabilir,bu o evrenin yapıtaşıyla bizim evrenimizin yapıtaşının yada dış etkenlerinin farklı olmasından kaynaklanır.
herşey işliyor biz sadece olan biteni anlamaya çalışıyoruz

Siz mi anlamaya çalışıyorsunuz yoksa zihniniz mi?
 

osmanlee

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2010
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Peki. Ama şöylede düşünebilirsiniz:
Yanlışı düzeltmek için devam edebilirsiniz. Tabi isterseniz.

söz konusu mal mülk olursa risk alabilirim.ama bu tür durumlarda risk alamam.hassasiyetimi mazur görürsünüz umarım.
 

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Göreceli demek kişiden kişiye değişkenlik gösterebilendir.
Tüm forum ziyareyçilerinden özür dileyerek yaptığım bu tanımı düzeltmek istiyorum.
Göreceli:varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, izafi
sn oguz8891 teşekkür ederim
 

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Cennet Cehennem'in varlığı dine bağlıdır
Bu sorunun ilk muatabı dindir
Felsefi bir yöntemle cevap verirsekte;
şuanki bilgilerle %50 var ve %50 yok
 

Preatorian

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2010
Mesajlar
296
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Cennet Gan-Eden, Cehennem Ge-hinnom dan gelir. Dinin tarihsel saplantılarıdır. Yozlaşmanın son noktalarıdır. Dejenerasyon bu kadar açıkken, milyar dolarların döndüğü açık market din, yöneticilerinin elindedir. Gerçek dinlerin ötesinde, tanımları mümkün kılan fakat tanımlardan öte olandır.
 

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Cennet Gan-Eden, Cehennem Ge-hinnom dan gelir. Dinin tarihsel saplantılarıdır. Yozlaşmanın son noktalarıdır. Dejenerasyon bu kadar açıkken, milyar dolarların döndüğü açık market din, yöneticilerinin elindedir. Gerçek dinlerin ötesinde, tanımları mümkün kılan fakat tanımlardan öte olandır.
Genellemeler kanıtsız kalmış ve yalnız kalmışlar.
 

ayşenur

Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2010
Mesajlar
236
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Arapça'da cünun, cinnet veya tecennün sözcüklerinin ikincil anlamları çıldırmak, aklı kaybetmek, delirmek demektir. Mecnun da kısaca çılgın ve deli anlamına gelir. Nitekim cennet, cenin, cân, cin, hatta ecinni sözcükleri de aynı kökten türerler. Bu kelimenin kökeninde saklanamaz bir gariplik, bir kapalılık vardır. Nitekim cünun hep bir örtülmenin, gizlenmenin, bir garâbetin, bir gariplik hâlinin adıdır; tıpkı tecennün gibi aklın örtülü oluşuna delâlet eder. Cennet sözcüğü Türkçe'de bahçe demektir ve bahçe "üzeri bitkilerle örtülü toprak parçası" anlamına gelir tarla'nın, çıplak arazinin aksine. Cenin —malum olduğu üzre— anne karnında "saklı, örtülü" olan varlıklar için kullanılır; yani bebek değil, çocuk değil, bilakis cenin. Can ve cin zaten özü gereği —tıpkı cenin gibi— karanlıktadırlar, insanın müşahedesine kapalıdırlar, başka dünyalara ait birer yabancıdırlar. Cin tanınmayan, bilinmeyen anlamına gelir. Karşıtı ise tanınan, bilinen anlamında insanın eşanlamlısı olan ins'tir. Ünsiyet'ten türeyen işbu ins sözcüğü tanınmak, bilinmek, ünsiyet peydâ edilmiş olmak mânâlarıyla ilişkilidir. Nitekim "ins u cin" deyişi tanınan-tanınmayan herkese, herşeye işaret eder. Ecinni sözcüğünü duyup da bu sözcükteki garâbeti, yabancılığı, karanlık ve korkuyu hissetmeyen mi vardır? Böylelikle cinnet, cünun, tecennün ve mecnun sözcüklerinin 'cinlenmiş olmak' veya 'cinlenen' anlamına delâlet ettiğine ve aktarım yoluyla "delirmek, çıldırmak, aklı kaybetmek" mânâlarında kullanıldığına işaret edilmiş oluyor.

Dücane Cündioğlu- Delilik Özgürlüktür
 

Preatorian

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2010
Mesajlar
296
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Genellemeler kanıtsız kalmış ve yalnız kalmışlar.

Araştırarak kolayca bulabilirsiniz. Gan-Eden; ibranicede ki Edhen den gelmektedir. Tanrının Ademi ve Havvayı yarattıktan sonra yaşadıkları yer olarak tanımlanır. Arapçada "Jannat" şeklinde tanımlanır. Sümerlerden gelen bir gelenektir. Sümerlerde "Edin" şeklinde geçer. Sümerler kuzey mezopotamya taraflarına bu isimle hitap etmişlerdir. Mezopotamyanın tarihsel ve jeolojik yapısı itibari ile böyle hitap etmelerine şaşmamak gerek. Her ne hikmetse yahudiler ile değişmeye başlayan bu gelenek islamiyetin içindede yer bulmuştur. Genel olarak bakılırsa israliyatın etkilerini göz arda etmek(bir çok sözde din aliminin yaptığı gibi), din dejenerasyonuna dejenerasyon kaymaktır.
Ge-hinnom ki eski yahudicede Gehinnam şeklindedir. Antik kudüs dışında bir vadidir. Sahte Tanrılara adakların adandığı( ki adak adama faslı çocuk katliamı şeklindedir.), adakların ateşe atıldığı bir yer olarak bilinir. Çocukları, suçluları, vs... attıkları ateş çukurlarından ötürü insanların diri diri can çekişip, can verdikleri bir yer olarak bilinir. Bu yüzdendir ki yahudilikte "yanan yer" şeklinde tanımlanır. İslamiyette de benzer tanımlar vardır.
İsraliyette İbn-u Haldun dediği gibi:
''Araplar ehli kitap ve ilim olmadıklarından bedevi bir milletti. Kâinatın hilkatine, hilkatin iptidasına, esrarı vücuda dair insan nefsinin meraklı olduğu şeyleri öğrenmek istedikleri zaman, bunları kendilerinden önce kitap sahibi olanlara sorarlardı. Onlar da Yahudiler ve Hıristiyanlardı. Böylece Kâ'bül-Ahbar, Vehb İbni Münebbih, Abdullah İbni Selâm ve emsalinin nakilleriyle tefsirler doldu. Onların yüksek mevkii olduğundan kabul olundu. Bunlar ahkâma dair olmadıklarından bu hususta göz yumdular, hikâye değil mi, ne olacak dediler. Fakat ilimde rüsuh sahibi olanlar işin doğrusunu aradılar, sıhha-tine delil olmayanları tezyif ettiler."
 

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Cennet Gan-Eden, Cehennem Ge-hinnom dan gelir. Dinin tarihsel saplantılarıdır. Yozlaşmanın son noktalarıdır. Dejenerasyon bu kadar açıkken, milyar dolarların döndüğü açık market din, yöneticilerinin elindedir. Gerçek dinlerin ötesinde, tanımları mümkün kılan fakat tanımlardan öte olandır.

inanç konusunda ''saplantı,yozlaşma,açık market,gerçek din'' gibi söylemlerin kullanılmaması gerekir.
 

ayşenur

Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2010
Mesajlar
236
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Cennet ve cehennem hahkında ileri geri konuşmam çünkü her ikisinde de dostlarım var : ) : ) : )

Mark Twain
 

Preatorian

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2010
Mesajlar
296
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
inanç konusunda ''saplantı,yozlaşma,açık market,gerçek din'' gibi söylemlerin kullanılmaması gerekir.

Siz kullanmayınız. Hatta yasaklayabilirsiniz. Göreceliye perde çekmek kolaydır!
Ayrıca konu cennet cehennem var mı? inanç değildir! Lütfen saptırmayınız.
Aşağıda yapmış olduğum açıklamaya daha iyi bir açıklamanız var ise buyrun.
 

dez

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
24 Kas 2010
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
konu enteresanlaşmaya başlıyoo...gittikceboyut deişiyoo
 

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Siz kullanmayınız. Hatta yasaklayabilirsiniz. Göreceliye perde çekmek kolaydır!
Ayrıca konu cennet cehennem var mı? inanç değildir! Lütfen saptırmayınız.
Aşağıda yapmış olduğum açıklamaya daha iyi bir açıklamanız var ise buyrun.
Evet konu Cennet-Cehennem varmı?dır.Peki siz bu kavramların inancın dışında ne olabileceği konusunda birşey söyleyebilirmisiniz?
Bu iki kavram her inanç gibi bir inançtır.Bu kavramlara inanan insanlar vardır.
On kişi bile inansa o inanca saygı duyulmalıdır.

Bu konuda şunu söyleyebilirim
Cennet-Cehennem var diyen varlığına inandığı için var der.
Cennet-Cehennem yok diyen olmadığına inandığı için yok der
Felsefi düşünen %50 var,%50 yok demeli.
 

Preatorian

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2010
Mesajlar
296
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Evet konu Cennet-Cehennem varmı?dır.Peki siz bu kavramların inancın dışında ne olabileceği konusunda birşey söyleyebilirmisiniz?
Bu iki kavram her inanç gibi bir inançtır.Bu kavramlara inanan insanlar vardır.
On kişi bile inansa o inanca saygı duyulmalıdır.

Bu konuda şunu söyleyebilirim
Cennet-Cehennem var diyen varlığına inandığı için var der.
Cennet-Cehennem yok diyen olmadığına inandığı için yok der
Felsefi düşünen %50 var,%50 yok demeli.

Tarihsel bir yaklaşım sundum zaten? Bu tarihsel yaklaşımda hangi inançtan bahsediyorsunuz? Siz açıkça soruyorum, elinizde tarihsel daha iyi bir kanıt var mı?
Cennet cehennem Yok diyorum çünkü tarihsel veri sunuyorum. Siz hala inanmaktan bahsediyorsunuz? Siz inancı sorguluyorsunuz ben tarihi!
Siz bana elmaya inanıyor musunuz diye soruyorsunuz? Bende bildiğim şeye neden inanayım diyorum?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst