Kutsalla içsel çatışma

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde ls2 tarafından oluşturulan Kutsalla içsel çatışma başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,471 kez görüntülenmiş, 46 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Kutsalla içsel çatışma
Konbuyu başlatan ls2
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan phi
L

lamei

Ziyaretçi
Dostum selefi işid'in "sade" kuranı okuduğunu nasıl çıkarsadın :) selefi hareketi biraz daha incelemen lazım sanırım.

Selefiler tanık olduğum kadarıyla İslam'ı en güzel yaşayan müslümanlar.
Asla İslam'dan taviz vermiyorlar.. Severim O'nları.

İşid konusu ise tartışılır.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Sanalmanik; tutsak değilim ancak zihnimiz başka türlü çalışmakta zorlanmakta.

örneğin dinlerin tanrısı insani özelliklerle tasvir edilir. hislerimizi anlıyordur,çektiklerimizi anlıyordur,acılarımızı sevinçlerimiiz korkularımızı biliyordur..

bir tanrının duygularının olması apaçık saçmadır. ancakk bizler böyle bir tanrı yeğleriz. bir yapay zekadan,yaratıcı bir mekanizmadan,sonsuz bir us'tan vb. beni anlamasını,empati kurmasını beklemeyem dostum böyle bir güce güvenemem,ne yapacağını bilemem,beni aniden paramparça edip atabilir,veya korkunç acılar çektilerebilir,beni umursamaya bilir vb vb çünkü beni anlamıyordur.(empati kurulamaz) bizler insanız ve insanlarla iletişimi yeğleriz. ve kendimize benzemeyen veya bizlerden birşey taşımayan bir şey ile işimiz pek olmaz. onun varlığı bize fazla bişi ifade etmez.

Bu durumda (yukarda dediklerime katılıyorsan) tanrı anlayışlarımızı nasıl özgürleştirelim??
 
Son düzenleme:

kierkegaardsoren

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 Ocak 2017
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Dostum anlatmaya çalıştığı şeyi çok iyi anladım buna emin ol. ve bu durumları da değerlendirdim..

bende sana bu durumlara başka bir perspektiften bakman için bazı şeyler söylemek istiyorum;

İsmini andığın bu isimler ve günümüzde tefsirciliğe soyunmuş diğer hocalar ilimlerini nereden almaktadırlar?

cevap nettir; önceki müfessirlerden. (zaman makinaları var ve geçmişe gidip oradan öğreniyorlarsa kanıtlasınlar)

açalım;

kuranın tarihini kimden öğrendi şimdiki hocalar?
arap harf ve kavramlarını kimden öğrendi şimdiki hocalar?


yani ilimlerini eski müfessirlerden aldıkları halde nasıl bambaşka anlamlara varabiliyorlar?

metotlarının dayanağı nedir? cevap gene nettir: kuranın her çağda yeniden yorumlanması gerekliliği!!

ilk önce şunu şöyleyim böyle bir gereklilik kuranda belirtilmiyor.

ikinci olarakta;

dinde elbette içtihat vardır. akıl varolan hükmü açmaya çalışır ve buradan hukuku bir düzenleme çıkarır.

peki; dinde -bana göre- var mıdır, akıl ile hüküm koyma var mıdır? ve dahada vahimi eğer bu yapılırsa yani dinin kavramları kullanılarak yeniden yorumlama yapılırsa ortaya çıkan şey DİN midir? yoksa dinin kavramlarını kullanarak ve sözde ona bağlı kaldığını iddia ederek ortaya yeni bir din atmak mıdır. başka deyişe Allahın dini Muhammedin dini yerine onların kavramlarını kullanarak ve sırtını -uluhiyet açısından- onlara yaslayarak ortaya bambaşka bir din çıkarmak mıdır?

dostum kişisel kanaatim; ne bu saydığın isimlerin ne de daha birçoklarının anlattığı şey Muhammedin dini değildir. (bu insanlar kendi hayallerinin,felsefelerinin ve mantalitelerinin dinini yaratmışlardır)

buradan varılacak başka bir sonuçta; kelime -kavram ve zamansal bir elçi ile iletilen vahyin evrensel olmasının zorluğudur. Kuranın mesajının tüm zamanları kapsadığı ve evrensel olduğu iddiası bu yüzdendir.(çok büyük bir iddiadır ancak kanıtları yetersizdir) her zaman diliminde herkese elçiler gönderilmesi gerekir ve tabiki anladıkları dille. yoksa zaman kelime -kavramları dolayısı ile anlamları tarih ilminin yasalarına bağlar ve normal olarak şimdiki durumlar yaşanır. kuranın iddialarından biride her kavme peygamber gönderildiğidir zaten ancak bu kanıtlabilir olmadığı gibi son peygamber beyanı/ilanıda bu savla çelişir.

Dostum, Muhammet peygambere kadar dünya tarihindeki her kavme nebi- elçi gönderilmiştir. Mesela "Buda" peygamberdir diyenler var. Fakat baktığında sağlıklı yazılı kaynak bırakamadıkları için tahrif olmuştur. Buda'nın elçiliğide Musa, İsa peygamberlerin elçilikleri gibi (yani yazılı metinlerin iyi saklanamadığı yada sözlü anlatıların sonradan ardıllarınca yazılıya çevrildiği fakat doğal olarak tahrif olduğu zamanlar göz önüne alınmalı) yazılı belge zamanlarında ve yerlerde yaşadıkları için tahrif olmaları kolay olmuş. Kuran son peygamber ve son din İslam diyerek aslında dinler tarihini bitirmiştir. Hatta dinlere kapıları kapatmıştır. Ve Kuran okuduğunuzda göreceğiniz gibi Kuran ana mesajı zaten İslamın özü olan "akıl" insanlığa yol gösterici miras olarak bırakılmıştır. Kuranın mucizesi buradadır. Allah, insanlara şu mesajı vermektedir; artık din ve elçi beklemeyin. Artık düşünmeniz için size verilen akıllarınız sizin en büyük yol göstericinizdir. Aklınızı kullanın ve İslamı insanlığa hakim kılın. (İslam nedir? Bu zamandaki hurafecilerin anladığı şey değildir. Onu da Kuranı okuduğumuzda anlıyoruz.)
Dostum söylediklerinle benim söylediklerim büyük oranda benziyor yani Müfessir, mealci hocalar din alimleri falan zaten ben bunlara sorgulamadan yada düşünmeden bakan biri değilim. Sadece araştırıp aklıma uyan fikirleri olduğunda paylaşan biriyim. O hocaların eski müfessirlerden aldıkları yanlış fikirler varsa zaten Kuran meali okudukça bunu anlıyorsun ve reddediyorsun. Kurana uygun görüş ve düşünceleri veya ufku açan düşünceleri varsa onları da eyvallah deyip alıp paylaşıyorsun. Bu böyle benim için yani hiçbir hocaya hacıya tapmam :) sadece bu zamanımızda ufkumu açacak, düşüncelerime sınır koymayacak bazı mealcileri, hocaları beğeniyle okuduğum dinlediğim oluyor ve faydalanıyorum. Muhammedin dini Kurandadır. Başka bir din yok, günümüze yeniden yorumlanması yok Kuranda. Sadece "öze dönüş" var. Yani Kurandan uzaklaştırılan, okunmasını engelleyen "Emevi gelenek ve hurafecileri"nin yüzyıllardır yaptığı bir sapkınlığın bitirilme gayreti var. Bu zamanda doğru, düşünen sorgulayan bazı hocalarda Kuranı yeniden yorumlayalım zamanımıza uyarlayalım dedikleri şey aslında Kuranın özüne dönelim, aslına dönelim gayretidir. Özü, aslı nedir peki, bence şudur; Kuranın ana mesajını kavramak, Kuranın tarihsel ve toplumsal zorunlulukları ve pratikleri içerisinde değerlendirmelerini yapabilmek yani bunları düşünmek. Coğrafyamızı Kuran harici hurafelerden temizlemek. İnsanları yeniden aklını kullanan, düşünen insanlar yapabilmek. Eğer coğrafyamızda bu bilinçlenme bu aydınlanma oluşursa inan İslamın ne olduğunu herkes daha iyi anlayabilir. Yoksa şuna benziyoruz: kapalı bir evin içinde doğup büyümüş ve hiç dışarı yani doğaya, güneşe gökyüzüne çıkarılmamış bir insandan evin penceresinden baktığı kadarıyla, dünyayı yorumlamasını bekliyoruz. İşte İslam coğrafyası bu halde, sen, ben hepimiz. Zorlanıyoruz, atamıyoruz kafamızdaki kalıpları. O kalıplara hapsolmuşuz. O kalıpları yani "din" açısından o kalıpları yıkmak ve doğru bakış açısıyla özgürce düşünmek ve anlamak istiyoruz. O zaman okuyacağız, ve o şekilde Kuran merkezli tartışarak kalıpları yıkmaya başlayacağız. Benim gördüklerim bunlar :) Yazdıklarına ayrıntılı cevap veremedim kusura bakma, başka zaman ayrıntılı şekilde ele almayı isterim, şimdilik yazdıklarından genel olarak düşündüklerimi yazdım Dostum.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Sanalmanik; tutsak değilim ancak zihnimiz başka türlü çalışmakta zorlanmakta.

örneğin dinlerin tanrısı insani özelliklerle tasvir edilir. hislerimizi anlıyordur,çektiklerimizi anlıyordur,acılarımızı sevinçlerimiiz korkularımızı biliyordur..
...

Bu durumda (yukarda dediklerime katılıyorsan) tanrı anlayışlarımızı nasıl özgürleştirelim??

bilgiyle tabi ki. ya da gerçeğin özgürleşmesi ve gelişmesi başka bir cevap
Dışarda felsefe, bilim yaparak ya da iletişerek biz pek şey başaramadık..

tutsaklıktan bahsettiğim; tanrı gerçek bir sınırlama ise ve tüm insanları ve gerçeği sınırlardı.
Şu an bizi de yaptığı gibi
Tanrı konuşulan zamanlarda, yeni bir toplum, yeni üretim, bilim ya da felsefe yapmak, açlık ve enerji sorunları, insanın ve insanlığın acıları -yeni bir yaşam -umudu-, arkadaşlık-dostluk-empati ve tatil yapmak, eğlenmek ya da başka şeylerden örneğin gününü gün etmekten de de konuşuyor olabilirdik
Ya da başka, insanlığın tanrı diye bir sorunu girdisi ve çıktısı olmazdı

Soruya cevap sunamamış hissetmekle birlikte ;
üzerine düşünerek ve üzerinde durularak başlanmalı
ve sanırım siz şimdi burda üzerinde duruyorsunuz; ve biz hep-beraber -bir ölçüde-bir nebze- bunun üzerinde durmaya çabalıyoruz
,
Bu durumda (yukarda dediklerime katılıyorsan) tanrı anlayışlarımızı nasıl özgürleştirelim??
tekrar düşündüm ve benim son tahlilimde cevap gerçeğin özgürleşmesi., Özgürleşmeden kasıt burda her türlü rahatlık serbesti ve değişim ve genişleme ferahlama hissi
direkt bilgi etkileşimi de değil ilk tahlil de. ve Daha serbest, rahat eylem-gündelik yaşam sorununlarının aşılması ve yaşam sorunlarının ürettiği blokajın kaldırılması ;sorun ve kaygının azalması ve ötelenmesi; yaşam sorunlarının azalması ve ortadan kalkması ya da

Yani insanlığın, açlık, eşitsizlik (ilgisizlik -dengesizlik- toplumsuzluk/sevgisizlik gibi uzayan dengesizlikleri ve güç dengesizlikleri) gibi ikilemleri aşmış olduğu gün cevap yeri ve durumu

İnsanların böyle sorunları, tanrı diye bir sorunu kalacağını sanmıyorum-buharlaşıp gidecektir. öyle hissettim-

Felsefe için burda sorun başlıyor ve kalıyor yine ancak bu matematik ve bilginin ve az ilgilinin sorunu olurdu bu durumda ya da ihtiyacı olanların ve ilgililerin

Tek merkezli güç algısı ve "güç merkezi" ve "merkezi güç algısı" odağı sendromu ve paradoksu tanrı kavramının bir önünde kavram burda

çare çözüm demokrasi (eşilişkililik eşbakışlılık, empatik güç dağılımı -güç merkezine güç teslim etmeme ve gücü geri alma ve dağıtma ikileminde) gibi duruyor desem öyle -
yani her türlü toplumsal özgürleşme, işbirliği-işbölümü ve yakınlaşma


Tek merkezli güç algısı ve "güç merkezi" ve "merkezi güç algısı" odağı sendromu ve paradoksu tanrı kavramının bir önünde kavram burda
-tanrıyı çözen ve azaltan anahtar dersem yanılmam buna;

benim günlüğümde çok açık sonuçlar çıkıyor.. otorite olmayan bir baba ve annenin oğlu bile az tanrılıdır ve tanrısı azdır ya da yumşak ve geçişken işbilirkçi bir tanrısı vardır; özgürlükçülük başka bir yol yok-işbirliği;

bu nasıl öğrenilecekse ama-bilmiyorum-zaman
çözer

sanırım aşama aşama bir toplum kurmayı ve toplum olmayı öğrenmemiz ve ders almamız gerekiyor ve gerekecek ve hatta yıkımlardan geçerek ya da öğrenmelerden geçerek farketmez,
çatı bilgi yapmak ya da kurum yapmak toplum kurmak ya da akıllıların kurduğu çatılarda yaşamak
büyük toplumsal işbilirği ve feragat örnekleri-eski anadolu dediğimizi şey ruh

çok yolumuz var onu biliyorum ya da yolları olanların çok ama çok ; bu üç beş nesli aşan bir öğrenme sürüklemesi olurdu...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 05:57 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 05:11 ----------

-eğer özgürlükçülük bir anlam olsa ve onun bir resmi-psişesi bi şeyi olsa onu yakalayıp ya da resmedip çivi gibi ,mıh gibi oraya/buraya çakmak isterdim

otorite saçmalığından başka bi şey yok tanrının altında-otorite bölüşümsüzlüğü-

sorunuzun net (ve özgün) cevabı ise:
varoluşta herşeyin eşit özgün yaklaşım kadir gücü -olduğuna- ve kendi sonsuz ya da eşit gücünüz ve varlığınız olduğuna inandırılmalısınız
başka çözümü yok
sizden güçlü bir şeye inanmamalısınız-ve reddetmelisiniz direkt olarak net ve mutlak yakın
aklınızda bunu görmelisiniz
herşeyin aynısal eşitliği ve aynısal-eşitsel varoluşluluğu ;başka çözüm yok

mesele kendini açıklıyor; bunu mutlak /yakın olarak bulgulamadığnız sürece boşluklar kalacağı gibi bir his

biraz kafa tutma öğrenmelisiniz-iç kafa tutma özellikle -olgulara meydan okuma -durumlara meydan okuma

---

Öyle anliyorum ve anliyoruz ki bu gercek bizim icin bireysel ve toplumlar icin de genel sürecek
Bu dunyanin yapisali. dünya öğrenmesi maratonu yada dünya kimliği ve gerçeklik yapısalı düzeni bu
Yonetmeye ve yonetilmeye özgü diyebilirdik ve yönetmeye ve yonetilmeye devam ettigimiz surece bunlar sürüyor olacak diyebilirdik
ancak -daha geniş ve ben bir çıkış göremedim
Özgürlesme bulunabilir .barisma en nitelikli eylem -gibi duruyor olacak;
Ama son sonucta toptan/külliyen asilamiyor -bence- dunyanin yapisali ve gebesi

varoluşunuz ve varoluşumuz ve doğanız ve doğamızla barışmaktan öte ben çözüm -çözümleme bulamadım ve öneremedim ve çözümlemeyi sürdürmek-bağlaşmak
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63



Prof. Dr. Ahmet Arslan.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:15 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:11 ----------

tabiki hoca kadar felsefe bilgim yok, ama içsel çatışmalarımız benzer..
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Hayır!
Fıtratın ve değişmiş kendin çelişiyorsun,
İşte tüm mesele bu.

Ama dur bu daha azı,
eğer bu inançsızlık devam ederse ,
yaşın ilerledikçe bunu daha çok hissedeceksin,
Huzursuzluk, mutsuzluğun artacak.
Artık intihar mı edersin imana mı gelirsin bilmem.

Biri vardı böyle,
hatırladım da..
Kötü öldü.

Hee dahada kötü hissediorum, huzursuzum mutsuzum ! nerdeyse 4 yıl olmuş , ne mutsuzum ne huzursuz! hatta dünyayı olduğu gibi algılamanın huzurunu, mutluluğunu yaşıyorum..İslamın yalan üstüne yalanlarını artık dahada iyi anlıyorum ayrıca..

bu satırlarını ilk okuduğumda da sinirlenmiştim şimdide kısmen sinirlendim..senin gibi insanlardan nefret ediyorum,
ya islam denen söylencenin hakikat olduğuna bağnazca inanan tuhaf karakterlersiniz ya da zeka yoksunu, çıkarcı,bağımlı alçak tiplersiniz..
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Hee dahada kötü hissediorum, huzursuzum mutsuzum ! nerdeyse 4 yıl olmuş , ne mutsuzum ne huzursuz! hatta dünyayı olduğu gibi algılamanın huzurunu, mutluluğunu yaşıyorum..İslamın yalan üstüne yalanlarını artık dahada iyi anlıyorum ayrıca..

bu satırlarını ilk okuduğumda da sinirlenmiştim şimdide kısmen sinirlendim..senin gibi insanlardan nefret ediyorum,
ya islam denen söylencenin hakikat olduğuna bağnazca inanan tuhaf karakterlersiniz ya da zeka yoksunu, çıkarcı,bağımlı alçak tiplersiniz..
İki seçeneğin var, ya intihar ya da iman orasını bilmem. Yarım ağızla konuşuyo işte, konuşulcak birisi değil, iki seçenek var ya sinir olacaksın ya da konuşmayacaksın.
 
  • Sevdim
Tepkiler: ls2

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
İki seçeneğin var, ya intihar ya da iman orasını bilmem. Yarım ağızla konuşuyo işte, konuşulcak birisi değil, iki seçenek var ya sinir olacaksın ya da konuşmayacaksın.

Ellerinde her şeyin açıklamasını(!) içeren hakiki bir formül olduğunu düşünen bu zihinleri anlamak elbet zor Nurican.

ellerindekinin bir açıklama değil, yaftalama ve iftira mekanizması olduğunu anlamaları gerekiyor. bunu anlasalar zaten böyle olmazlardı, böyle olduklarına göre anlamıyorlar. bu durumda dediğin iki seçenek gerçekleşiyor.

Tanrıda olsanız, insana dair her düşünce,duygu ve davranışın açıklamasını yapamazsınız. hadi yaptınız diyelim o zaman yarattığınızı yargılayamazsınız. bu ikisi yan yana geldiğinde bir şeyler kesin biçimde yanlış demektir. bu yazdıklarım teoloji oldu , ben kuran musafındaki cümlelerin bu kadar derinlikte bile olmadığını düşünüyorum. hepsi müşriklere atılmış basit,gündelik,beşeri yafta ve iftiralardan ibaret. teolojik derinlik kazandırmaya çalışanlar müfessirler.. ne kadar zorlarlarsa zorlasınlar oluyor mu , olmuyor... ben bile kendimce çok şey denedim ama olmadı,olmaz..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
İslam bir din inanç sistemi değildir kast ve kölelik sistemidir

Arkasında ilahi bir güç değil burada galaksi de yerel bir kaç yıldız sisteminde hakim bir kozmolojik toplum yarı tanrı tiran bulunur bu varlığın yaratıcısı değildir gerçek fiziksel varlıklar topluluğudur

Tek kölesi insan değildir oldukça güçlüdür

Bunlar iddia değil bilgi verme ve ifşadır

Eski ahit yani eski anlaşma bu varlıkların yeryüzüne inmesi ve insanı köleleştirmesi insanla başka türleri kırması melezlemesi gibi süreçleri hem çok açık anlatır hem de bu köle sahibiyle yapılan anlşamaya vurgu yapar bu anlamda adı eski anlaşmadır

Bu anlaşma eskimiştir ve onu kim yapmıştır

Ben insanın boyunduruğunu saymıyorum

Daha doğrusu senin yerden kurtarana ve dizlerinin üstünden kaldırana kadar bunu sana anlatmaya devam edeceğim

Tapmamalısın

Korkmamalısın

Ölümden sonrası güven bölgesidir ancak bu yaşamda başına kötü şeyler getirebilir evet gerçekten çok fazla gücü var...

Yaşamını mahfedip sana bu dünyada cehennemi yaşatabilir. Bu gerçek. Ama asla öbür dünyada değil....

Tarihi inceleyin
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
İslam bir din inanç sistemi değildir kast ve kölelik sistemidir

Arkasında ilahi bir güç değil burada galaksi de yerel bir kaç yıldız sisteminde hakim bir kozmolojik toplum yarı tanrı tiran bulunur bu varlığın yaratıcısı değildir gerçek fiziksel varlıklar topluluğudur

Tek kölesi insan değildir oldukça güçlüdür

Bunlar iddia değil bilgi verme ve ifşadır

Eski ahit yani eski anlaşma bu varlıkların yeryüzüne inmesi ve insanı köleleştirmesi insanla başka türleri kırması melezlemesi gibi süreçleri hem çok açık anlatır hem de bu köle sahibiyle yapılan anlşamaya vurgu yapar bu anlamda adı eski anlaşmadır

Bu anlaşma eskimiştir ve onu kim yapmıştır

Ben insanın boyunduruğunu saymıyorum

Daha doğrusu senin yerden kurtarana ve dizlerinin üstünden kaldırana kadar bunu sana anlatmaya devam edeceğim

Tapmamalısın

Korkmamalısın

Ölümden sonrası güven bölgesidir ancak bu yaşamda başına kötü şeyler getirebilir evet gerçekten çok fazla gücü var...

Yaşamını mahfedip sana bu dünyada cehennemi yaşatabilir. Bu gerçek. Ama asla öbür dünyada değil....

Tarihi inceleyin

Eğer bir şey gerçekse ondan korkma...
Yukarı da söylediğim her cümleden o kadar eminim ki ve büyük bir kalp huzuruyla yazıyorum
İster yağmur yağsın isterse boran diyor ya ben gerçeği söylüyorum bunu üzerine basa basa söylüyorum ve bunu söylüyor oluşun verdiği rahatlık ölsem de gam yemem rahatlığı. Bilgi özgürlüğü. Özgürlük özgürlüktür ve eksik olan bu. Neden yüzlerine bakıp inanmadığım şeyleri politik bir demogojiyle yazayım. Tam olarak buna inanıyorum ve her gün bunu susuyorum o halde duymaya hakları var.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Evet DİN ( burada İSLAM dan bahsediyorum) ZEHİR dir....


Ama sadece ŞEYTAN ı yani kötü duygu ve düşünceleri ZEHİR ler....
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Evet DİN ( burada İSLAM dan bahsediyorum) ZEHİR dir....

Neden korkuyorsun cehennem mi?
Hangi dünya da ?
Ödüller ve cehennemler

Cennet ve cehennem-i olmasa inanır mıydın?
Niye bir tanrı kendini vaatlerle pazarlar ve korkuyla korkutur?
Niye bir tanrı tehditle iş gördürüyor?
Niye bir tanrı insan yakıyor ve yakmakla nasıl tehdit ediyor?
Buna tanrı dememi mi bekliyorsun?
Bunu saymamı mı bekliyorsun?
İnsan yakıp insanı öldürmekle tehdit eden tanrıya tanrı mı diyelim buna tapalım mı_?

Seni yakmakla tehdit eden tanrıyı benim saymamı mı bekliyorsun yoksa bulup arayıp dövüşeyim mi ve yoksa ya da o tanrı değilse sana da bilgi vereyim mi?

Yoksa saf saf İnanıp sayıp tapayım mı? bana söyle konuş

Cehennemi olmasa gene yere tapar mıydın?
Kafanın yerde işi ne? Göğe kaldır kafanı
Tanrı gökteyse seccadesi göktür

Bir soruma cevap verebilir misin verecek misin bakacağım..
Herkes şahit

Sorularımı tek tek bölüp cevaplarsan yazıyorum sana hepsi bu

Korkuyor musun ?Korkma! Göğü kuşan!
Yüreklen cesaretlen

Ad, Semud, Lut (Sodom Gomora ) yıkılmadı mı?/yakılmadı mı? Orada kentler yıkıldı mı?
Peki orada canlı insanlar öldürüldü mü?
Bu dünyadayken ahrette değil
Eğer olduysa bu dünyada da iş görüyor isterse merak etme gücü var
Gerekirse yapıyor
Çok saparsak o karar verir sen karışma elçi gönderip sizi ayırır merak etme sana da hiç bir şey yapmaz
Tanrı değil mi bilir sapanı sapmayanı (sen sapma dikkat et) tek tek sapanları halleder o
Biz saptıysak bırakta tanrın halletsin, tanrı düşünsün sana ne!
Onun o kadar gücü var merak etme sana kalmadı sapkına had bildirme
Tanrının işini yapma sen
Sorun varsa tanrına söyle 3 elçi göndersin
İnananlarını kent dışına alsın biz kalırız, bizi helak etsin tanrın yapsın sen karışma
Öte de yakacaksa da sana ne yanacak benim sen işine bak burda bari özgür yaşayalım ne karışıyon
(sen yanma yeter ki tamam)
Eğer sapkınsak tanrına söyle yoksa işine bak!
Tanrına söyle bildir, bilmiyor mu? Sorun ne?
Kimi sapanları mı bildiriyon ? Tanrı bilmiyor mu?
İspat lazımsa tanrı niye yapmıyor sen ispat elçi misin?
Tanrının bildiği yok mu niye ispatsız bırakmış sana mı görev verdi sana mı kaldı?_
100 milyarlarca insan devretti dünya
İnancınla iyiysen inancınla yetin başkasına karışma
Tanrın ben çözcem demişse bırak o çözsün

Özgürlüğü bana tanrı vermiş sapma iznini bana tanrı vermiş
Kimseyi saptırmayacaksa ; istese cehennem kurmazdı ya da diler saptırmazdı bir bildiği var demek ki gider yanar görürüz biz sen karışma
Tamam işine bak!
Yasak günah izinli değil mi yeryüzünde?
Sonra çözülmeyecek mi ahrette?
Hesabı ben vereceğim sana ne?
Ben veririm hesabımı sana ne?
Veremezsem de yanarım sana ne?
Sen mi acı çekcen benim yerime ben çekcem sana ne?
Benim yasak günah işleme yanma cehennem ehli olma özgürlüğüme karışma sana düşmez

Cehennemin ehlindenim
Ben seçmişsem ben gidecem
Bir de orayı görecem
Herkes cennete gideyi
Benim gönlüm cehennem çekti ateş çekti odun ısı-n narın çekti
Herkes cenneti özleyi ben cehennemi özleyiyim
Dünyada ettim cenneti cenneti neyleyim
Cehennem yoldaşı arıyom
Var mı derdin?

Tamam ademciğim şimdi biz ne yapalım sana göre şeytan yolunda mı gidiyoruz sanırım (bana/bize göre değil ama sana göre gidelim hadi)

o zaman diyelim adem mutabık mıyız?
bir tanrı var biz tapmıyoruz?
ne dememi istiyorsun yahu söyle onu yazayım

bu ne demek


Ee tamam zehirlemiyor 3 tur okudum 25 sene önce

Zehirlediyse zehirlenmiş hali bu
Onunla yüzleş

Cehennemle tehdit edilmesen gelip bu işleri yapar mıydın adem?
Korkuyla korkutulmasan?


Ney seni emin kılan?
Cehennem tehdidiyle korkutulmak mı?
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Evet DİN ( burada İSLAM dan bahsediyorum) ZEHİR dir....

Bana düşman/düşmanca diyen adem tanrın seni yakmakla tehdit etti/etmiş
Bana tap yoksa yakarım dedi/demiş
Bunu düşmanca buldun mu?
Bu düşmanlık değil mi?

Kim seni tehdit eden adem;?

İçtenlikten saygısızlık gördün mü?
Sevgisizlik gördün mü;-?
Korkuyla kurallarıma boyun eğin mi dedi?
Zorbalık mı yaptı?
Ney-i düşmanca?
Bana düşman diyen adem tanrın seni yakmakla tehdit etti
Ban tap yoksa yakarım dedi

O düşman değil öyle mi?
Vah adem vah

O düşman değil öyle mi?

Düşman kim zorba ki madem
Bir tanım yap bana bakalım
Düşmanı bir tanımla

Sonra bak tanrıdan büyük düşmanın var mı?

İtaat, kontrol, bezdirme, yıldırma, küçük düşürme, aşağılama, taptırma...

Bunları kim yapar ve ister bekler?

Ya bir tiran ya bir düşman adem

Akılla mantık dedin okuyan herkes şahit adem ciddi mi?_

Bir düşmanın tehdidinden geldin bize sardın adem
Bir düşmanın salmasından geldin bize sardın adem
Bir tiranın korkusundan dilin (...) gizlem saçar adem
Bilgi aldık bilgi verdik seni sevdik sevdik adem
Düşmanca değil dostça idik adem
Doğruyu doğru söyledik
Doğrunu doğru söyle adem

Korku kulu esirliktir

Özgürlüğün göğü serin
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Evet DİN ( burada İSLAM dan bahsediyorum) ZEHİR dir.....

Adem seni yakmakla tehdit etsem dostça olur mu?

Kim senin dostun tanrı mı?
Tanrı mı dostça?

Yani yakmakla mı tehdit edilmen gerekiyor saygı göstermen için
Korkudan, güçten başkasını saymıyor musun?

"Ben güçlüyüm itaat edin yoksa sizi ateşlerde yakarım üzerinize kızgın ateşler dökerim"

Bunu desem dostça olur muydu? Dostun olur muyduk?

Bunu diyen zorbayı düşmanı ifşa ettiğim için rahatsız oldun hepsi bu
Bu geçecek
İnan bana
Biz dostuz
Dostu düşmanı iyi tanı
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Bak içtenlik ALLAH insanı yakmakla tehdit etmez. Kuranı iyi okusaydın anlardın. Allah daima KENDİNİZE ZULMETMEYİN der ve sadece bize bir UYARI da bulunur. ALLAH kimseye zulmetmez , zulmü yapan insana yine insanın kendisidir.

Hatırlarsan sana yazdığım bir cevapta KİN tutmaktan bahsederken kin tutan ancak kendine kin tutar ve savaşan yalnız kendiyle savaşır demiştim. Sen kafanda yarattığın o TANRI ile cebelleşirken aslında hep kendinle savaşıyorsun ve bilmeden kendine ZULM ediyorsun. ALLAH ın bizi korkuttuğu CEHENNEM ateşi işte budur.

Gerçeği göremeyen insan kendi hayallerini gerçek sanır ve çoğu insan ALLAH ın kendisine eziyet ettiğini , zulme maruz bıraktığını düşünür. Oysa ki olan her şey olmak zorunda olduğu için olmuştur.

Peki insan neden üzülür, acı çeker ?

İnsan kendini İLAH yerine koyarak olamayacak İMKANSIZ şeyleri oldurmaya çalışır. İstedikleri olmayınca başlar kendine eziyet etmeye. Bu neden böyle değil , şu neden böyle derken hep kendine ZULÜM eder. Halbuki O bir İLAH değildir ve eğer herkesin istediği olabilseydi yeryüzündeki milyarlarca İLAH çoktaaaan alemi yok ederdi.


Erzurumlu İbrahim Hakkı

TEFVİZNAMR
Hak şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Ârif onu seyreyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Sen hakk’a tevekkül kıl
Tefviz et ve rahat bul
Sabreyle ve razı ol
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Kalbin ona berk eyle
Tedbirini terk eyle
Takdirini derk eyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Hallak-ı rahim o’dur
Rezzak-ı kerim o’dur
Fa’al-ı hakim o’dur
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Bil kadıy-ı hacatı
Kıl o’na münacatı
Terk eyle muradatı
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Bir işi murad etme
Olduysa inad etme
Haktandır o reddetme
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Hakk’ın olacak işler
Boştur gam-u teşvişler
O hikmetini işler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Hep işleri faiktir
Birbirine layıktır
Neylerse muvafıktır
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Dilden gamı dûr eyle
Rabbinle huzur eyle
Tefviz-i umur eyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Sen adli zulüm sanma
Teslim ol oda yanma
Sabret sakın usanma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Deme şu niçin şöyle
Yerincedir ol öyle
Bak sonuna sabreyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Hiç kimseye hor akma
İncitme, gönül yıkma
Sen nefsine yan çıkma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Mü’min işi renk olmaz
Âkil huyu cenk olmaz
Ârif dili tenk olmaz
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Hoş sabr-i cemilimdir
Takdir kefilimdir
Allah ki vekilimdir
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Her dilde o’nun adı
Her canda o’nun yadı
Her kuladır imdadı
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Naçar kalacak yerde
Nagâh açar o perde
Derman eder ol derde
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Her kuluna her anda
Kâh kahr-u kâh ihsanda
Her anda o bir şanda
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Kâh mu’ti-u kâh mani’
Kâh darr-u kâh nafi’
Kâh hafız-u kâh rafi’
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Kâh abdin eder ârif
Kâh eymen-ü kâh haif
Her kalbi o’dur sarif
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Kâh kalbini boş eyler
Kâh halkini hoş eyler
Kâh aşkina dûş eyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Kâh sade-ü kâh rengîn
Kâh tab’ın eder sengîn
Kâh hırem-ü kâh gamgîn
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Az ye, az uyu, az iç
Ten mezbelesinden geç
Dil gülşenine gel göç
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Bu nas ile yorulma
Nefsinle dahi kalma
Kalbinden ırak olma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Geçmişle geri kalma
Müstakbele hem dalma
Hâl ile dahi olma
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Her daim o’nu zikreyle
Zeyrekliği koy şöyle
Hayran-ı hak ol şöyle
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Gel hayrete dal bir yol
Kendin unut o’nu bul
Koy gafleti hazır ol
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Her sözde nasihat var
Her nesnede zinet var
Her işte ganimet var
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Hep remz-ü işarettir
Hep gamz-ü beşarettir
Hep ayn-ı inayettir
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Her söyleyeni dinle
Ol söyleteni anla
Hoş eyle kabul canla
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Bil elsine-i halkı
Aklam-ı hak ey hakkı
Öğren edeb ve hulku
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler


Vallahi güzel etmiş
Billahi güzel etmiş
Tallahi güzel etmiş
Allah görelim netmiş
Netmişse güzel etmiş
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
@Adem, tek soru tek cevap

Ad halkı, Ad (Lut) ve Semud Halkları bunlara ne oldu?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Yotumumdan eminim...


Bak içtenlik ALLAH insanı yakmakla tehdit etmez. Kuranı iyi okusaydın anlardın.
ALLAH kimseye zulmetmez , zulmü yapan insana yine insanın kendisidir.


Ad (Kavmi'ne) de, dokunduğu herşeyin kökünü kurutup yakıp kül eden bir rüzgar (fırtına) gönderdik.

[ZARİYAT(51)/41-42]

ÖYLE BİR RÜZGAR Kİ DOKUNDUĞU HER ŞEYİ KÜLE ÇEVİRİYORDU, KÜL HALİNE GETİRMEDEN BIRAKMIYORDU.

[ZARİYAT(51)/42]

Ad Kenti; 'dondurucu(kavurucu) bir rüzgar'la yıkıldı

[HAKKA(69)/6]

Kente kulakları patlatan uğursuz/korkunç bir rüzgar gönderdik ve İnsanlar kökleri kesilmiş hurma ağaçları gibi bir an da yere serildiler

Kamer 54/19-20

Ufuktan yayılan geniş bir bulut vadiye doğru geliyordu“ Yıkım bittiğinde geriye meskenlerden (harabelerden) başka hiç bir şey kalmamıştı (görünmüyordu)

Ahkaf 46/24-25

kuranmeali sitesi aracılığıyla onlarca farklı meal karşılaştırıldı ve incelendi

Tevrat; Sümer ve diğer kaynakların karşılaştırılmalı incelenmesi sürüyor ancak Tevrat'ı alıyoruz

YARATILIŞ 19:
24 - RAB Sodom ve Gomora’nın üzerine gökten ateşli kükürt yağdırdı.
25 - Bu kentleri, bütün ovayı, oradaki insanların hepsini ve bütün bitkileri yok etti.
28 - İbrahim sabah Sodom ve Gomora’ya ve bütün ovaya baktı. Yerden, tüten bir ocak gibi duman yükseliyordu.

Tesniye 29:
22 - Sizden sonraki kuşak, çocuklarınız ve uzak ülkeden gelen yabancılar ülkenizin uğradığı belaları, RAB'bin ülkeye gönderdiği hastalıkları görecekler.
23 - Bütün ülke yanacak, tuz ve kükürtle örtülecek; tohum ekilmeyecek, filiz sürmeyecek, ot bitmeyecek. Ülke RAB'bin kızgın öfkesiyle yerle bir ettiği Sodom, Gomora, Adma ve Sevoyim gibi yıkıma uğrayacak.

Bunun Ramayana da geçtiği söyleniyor.

Bu Sümer tabletlerinde geçiyor.

Kaldı ki bir kent yıkılsın ve yakılsın, insanın nasıl öldüğü önemli değil ama bence Tanrın yakarak insan öldürmüş ya da farketmez ve yakmak ve ölümle ve diğerleriyle tehdit etmiş ve her seferinde ediyor gibi görünüyor.
Defalarca kez bu yıkımlara vurgu yaparak: Sizden öncekilere yaptıklarımızı duymadınız mı denmiyor mu?

Cehennem de bir tehdittir
Bunun tersini tartışmak saçmadır
Yani nasıl bir tanrı cehenneme ihtiyaç duyar ve acı çekmekle korkunç işkenceyle insanı tehdit eder

Tamam Lut'un eşi asıl öldü?
Rüzgar onu tuza mı çevirdi?

 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst