Plotinos'un sudur öğretisi üzerine

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde tazmanyayahnisi tarafından oluşturulan Plotinos'un sudur öğretisi üzerine başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,564 kez görüntülenmiş, 10 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Plotinos'un sudur öğretisi üzerine
Konbuyu başlatan tazmanyayahnisi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

tazmanyayahnisi

Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Eyl 2017
Mesajlar
148
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Birden çıkan ilk nedir zeka mı ruh mu dünyaya bakınca siz ne görüyorsunuz?
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Birden çıkan ilk nedir zeka mı ruh mu dünyaya bakınca siz ne görüyorsunuz?

Plotinus, "Bir" ile Tanrı'yı ifade ediyor ve ruhun Tanrı'dan çıkıp, dünya yaşamında mutsuz olduğunu ve amacının kaynağına geri dönmek olduğunu vurguluyor. Ezoterizm ise ruhun kainat üstü bir oluşum olduğunu ve yokluktan varlığa geçiş aşaması olan, Yaradan katından geldiğini söylüyor.
"Bir" ise yokluktan varlığa geçiş sonrası varlık aşamasıdır yani Plotinus, ruhun Bir'den çıktığını söylemiş fakat Ezoterizm ruhun "Bir" aşaması öncesi yokluk katından geldiğini söylüyor.

Ruh şayet dünya yaşamındaki konsantrasyonunu çekerse tüm dünya yok olacak ve ruhun yapısının dünyasal koşullarla anlaşılması mümkün değildir.

Bence de yaşamın asıl kaynağı ruhsal enerjidir ve bu kainata ait olmadığını düşünüyorum.
 
Son düzenleme:

tazmanyayahnisi

Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Eyl 2017
Mesajlar
148
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Sn Lefty beni çok iyi anlamışsınız o zaman sorum şu inancımız gereği kainat üstü olan bu ruhu dünyada huzura erdirmek için ne yapmalı...

yoksa bazı ruhban sınıfını,devlet yöneticilerini,terör gruplarını mı dinlemeli daha fazla şiddet ne zaman biter bu kadar yıkıcı silahlar çok değil mi?

İnsan öldürmek için tank yapmanın ne gereği var?

Sizin gibi inanç sahibine saygı duyuyorum ve şiddetsizliği şiar edineceğiniz günler yakın olur derim...
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Sn Lefty beni çok iyi anlamışsınız o zaman sorum şu inancımız gereği kainat üstü olan bu ruhu dünyada huzura erdirmek için ne yapmalı...

yoksa bazı ruhban sınıfını,devlet yöneticilerini,terör gruplarını mı dinlemeli daha fazla şiddet ne zaman biter bu kadar yıkıcı silahlar çok değil mi?

İnsan öldürmek için tank yapmanın ne gereği var?

Sizin gibi inanç sahibine saygı duyuyorum ve şiddetsizliği şiar edineceğiniz günler yakın olur derim...

Ruhun yapısını tam olarak bilemediğimiz için tekamül etmekle neyi amaçladığını da bilemiyoruz. Kötü ruh yoktur fakat kullandığı bedenin imkanlarına göre kötülüğü-şiddeti seçen ruhlar vardır. Bu seçimi yapmamaları için ne kadar süre hayat dersi almaları gerektiğini bilemiyoruz, bu bilgi sadece Allah katında mevcuttur. Kötülüğü seçenlerle mücadaleyi nasıl yapacağımız konusu ise asıl meselemiz çünkü iyilik ile sonuç alamıyoruz.
Silah ve tank üretimine hepimiz karşıyız fakat bir de bu dünyanın bir gerçeği var yani birisi size savaş açarsa, direnmemek gibi bir tavrınız olamaz, o zaman Irak-Suriye gibi bir duruma düşersiniz. Dünyasal koşulları ne kadar iyileştirmeye çalışsak da birileri de kötüleştirmeye çalışıyor. Bu durumda bildiğiniz üzere sonumuz, kıyamet ile son bulacaktır yani dünyada şiddet bitecek olsaydı, Kıyamet Günü'nün mutlaka gerçekleşeği hakkında kesin bilgi verilmezdi. Melekler de bu duruma itiraz etmişti biliyorsunuz; "Rabbim, yeryüzünde bozgunculuk yapacak insanlar mı yaratacaksın?"
Şiddetin önünü kesmemiz ne yazık ki zor görünüyor sadece şiddete rağmen insan gibi kalmaya çabalayabiliriz yani onlara benzememeye uğraşırız fakat nereye kadar bu mümkün olur, şahsen kestiremiyorum.
 

elbiss

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
24 Şub 2017
Mesajlar
464
Tepkime puanı
7
Puanları
18
Dünyada iyiler ile kötülerin verdiği bir savaş mücadelesi vardır ve bu mücadele 100 yılda bir yer değiştirmekte lakin hiç bu kadar kötülük fazla üstün gelmemişti...

Dünya buhranlı ve çalkantılı zamanlardan geçmekte böyle zamanlarda iyilerin bir arada kenetlenmesi aynı safta mücadele vermesi gerektigidir...

İnsanların kötüğü ve iyiliği tercih etme sebepleri değişkenlik gösterebilir kimisi şan şöhret kimisi makam mevki kimiside para için kötülüğü ve fenalığı tercih edebilir...daha aşagı sınıflarda ise kötülükle birşeyler elde edebilme yada anlık kazanımlar elde edebilme durumları olur...

İnsanların savaşmak için değil korunmak için mücadele vermek için sanaayiden ve teknolojik gelişimlerden geride kalmaması oldukça önemlidir...Bugün tank üretilir ama yarın başka bir teknolojik ürün olan Robotıc bir yeni nesil savaş aracı üretilir önemli olan üretilenleri BARIŞ için insanların REFAHI VE HUZURU için yerinde ve zamanında kullanılması gerektigidir..

Bugün gelecekteki tehlikeleri sezemezsek yada öngöremezsek yarın diye birşey olmaz....Eğer yarınlar şekillenmesi isteniliyorsa Bugünlerden tedbirler ve önlemler alınması oldukça önemlidir yoksa durum Ortadoguda oldugu kadar karışık ülkeler haline gelebilir...

İyiler insanların ölmesini hiçbir daim istemez.. iyiler insanların yaşamasını özgürce hak yaşam hüvviyetlerini kazanmalarını isterler Bu dünya hepimizin derler neden daha iyi bir şekilde yaşamayalım derler ve gelecek yılların planlamalarını sağlıklı bir düşünce yapısıyla pozitif bir akımla BİLGİNİN IŞIĞIN da üreterek dünyaya faydalı sunumlar sunarlar bu sunumları yaparken sadece insan yaşasın değil tüm canlı kainat yaşasın diye uğraşı ve çaba verirler..

İyiler ile kötüler hep karşı karşıya gelecekler iyilerin derdi kötülerden insanları kurtarabildiği kadar kurtarabilmek olacaktır kötülerin derdi ise dünyayı olabildiğince kıyamate sürüklemek olacaktır bunuda Tanrıyı kıyamete sürüklemek gibi bir düşünce ile uygulayacaklardır...

İnsanlar ne olursa olsun bir arada yaşayabilmeyi ögrenebilmesi gerektigidir...Bir gün kıyamet mutlaka kopacaktır işte orasını da ALLAH bilir...

ALLAH insanlığın ve tüm canlı kainatın yar ve yardımcısı olsun insallah..

Böyle.
 
Son düzenleme:

tazmanyayahnisi

Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Eyl 2017
Mesajlar
148
Tepkime puanı
1
Puanları
0
dünyada iyiler ile kötülerin verdiği bir savaş mücadelesi vardır ve bu mücadele 100 yılda bir yer değiştirmekte lakin hiç bu kadar kötülük fazla üstün gelmemişti...

Dünya buhranlı ve çalkantılı zamanlardan geçmekte böyle zamanlarda iyilerin bir arada kenetlenmesi aynı safta mücadele vermesi gerektigidir...

Insanların kötüğü ve iyiliği tercih etme sebepleri değişkenlik gösterebilir kimisi şan şöhret kimisi makam mevki kimiside para için kötülüğü ve fenalığı tercih edebilir...daha aşagı sınıflarda ise kötülükle birşeyler elde edebilme yada anlık kazanımlar elde edebilme durumları olur...

Insanların savaşmak için değil korunmak için mücadele vermek için sanaayiden ve teknolojik gelişimlerden geride kalmaması oldukça önemlidir...bugün tank üretilir ama yarın başka bir teknolojik ürün olan robotıc bir yeni nesil savaş aracı üretilir önemli olan üretilenleri bariş için insanların refahi ve huzuru için yerinde ve zamanında kullanılması gerektigidir..

Bugün gelecekteki tehlikeleri sezemezsek yada öngöremezsek yarın diye birşey olmaz....eğer yarınlar şekillenmesi isteniliyorsa bugünlerden tedbirler ve önlemler alınması oldukça önemlidir yoksa durum ortadoguda oldugu kadar karışık ülkeler haline gelebilir...

Iyiler insanların ölmesini hiçbir daim istemez.. Iyiler insanların yaşamasını özgürce hak yaşam hüvviyetlerini kazanmalarını isterler bu dünya hepimizin derler neden daha iyi bir şekilde yaşamayalım derler ve gelecek yılların planlamalarını sağlıklı bir düşünce yapısıyla pozitif bir akımla bilginin işiğin da üreterek dünyaya faydalı sunumlar sunarlar bu sunumları yaparken sadece insan yaşasın değil tüm canlı kainat yaşasın diye uğraşı ve çaba verirler..

Iyiler ile kötüler hep karşı karşıya gelecekler iyilerin derdi kötülerden insanları kurtarabildiği kadar kurtarabilmek olacaktır kötülerin derdi ise dünyayı olabildiğince kıyamate sürüklemek olacaktır bunuda tanrıyı kıyamete sürüklemek gibi bir düşünce ile uygulayacaklardır...

Insanlar ne olursa olsun bir arada yaşayabilmeli ögrenebilmesi gerektigidir...bir gün kıyamet mutlaka kopacaktır işte orasını da allah bilir...

Allah insanlığın ve tüm canlı kainatın yar ve yardımcısı olsun insallah..

böyle.

çok içten bir yazi döktürmüşsün yazilarini zevkle okuyorum birazda bilgi harmaninda geçsek 40 yillik makale yazarina taş çikartir...
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Birden çıkan ilk nedir zeka mı ruh mu dünyaya bakınca siz ne görüyorsunuz?

Varlık, ruh ve zeka diye ayırılamaz. Sadece ruh ve sadece zeka diye bir şey olamaz. Ruh anlayamaz, zeka isteyemez. Birden çıkan varlıktır.

Kendi kelimelerimi kullanacak olursam: Ruh, anlayan ve isteyen olarak ayırılamaz. Sadece anlamak ve sadece istemek diye bir şey olamaz. Birden çıkan ruhtur.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Varlık, ruh ve zeka diye ayırılamaz. Sadece ruh ve sadece zeka diye bir şey olamaz. Ruh anlayamaz, zeka isteyemez. Birden çıkan varlıktır.

Kendi kelimelerimi kullanacak olursam: Ruh, anlayan ve isteyen olarak ayırılamaz. Sadece anlamak ve sadece istemek diye bir şey olamaz. Birden çıkan ruhtur.

Ruhun yapısı bu evrene ait değil ve bu sebeple tam manası ile anlaşılması imkansızdır. Ruh tüm kainatı komuta etmeye yarayan güçlerden birisidir. İnsan ise ruhsal parça taşıyan, gölge bir varlıktır. Ruh olmadan evrende varoluş gerçekleşemez yani ruhun insan bedeninden ayrılması ile nasıl ölüm gerçekleşiyorsa evren için de aynı kural geçerlidir.

Yazdıklarını pek anlamadım aslında ama yine de anlayabildiğim kadarı ile açıklık getirmek istedim.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Ruhun yapısı bu evrene ait değil ve bu sebeple tam manası ile anlaşılması imkansızdır. Ruh tüm kainatı komuta etmeye yarayan güçlerden birisidir. İnsan ise ruhsal parça taşıyan, gölge bir varlıktır. Ruh olmadan evrende varoluş gerçekleşemez yani ruhun insan bedeninden ayrılması ile nasıl ölüm gerçekleşiyorsa evren için de aynı kural geçerlidir.

Yazdıklarını pek anlamadım aslında ama yine de anlayabildiğim kadarı ile açıklık getirmek istedim.

Ben kimim? Eğer cevap ruh ise: Ruhun özellikleri nelerdir? Ruh, anlayan ve isteyendir. Ruhun yapısı hakkında bir fikrim yok. Ama yapısı ne olursa olsun anlamak ve istemek bir varlık için zorunludur.

Sadece anladığınızı hayal edin, sizi hiçbir şey harekete geçiremez. Sadece istediğinizi hayal edin, neyi isteyeceksiniz?
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Ben kimim? Eğer cevap ruh ise: Ruhun özellikleri nelerdir? Ruh, anlayan ve isteyendir. Ruhun yapısı hakkında bir fikrim yok. Ama yapısı ne olursa olsun anlamak ve istemek bir varlık için zorunludur.

Sadece anladığınızı hayal edin, sizi hiçbir şey harekete geçiremez. Sadece istediğinizi hayal edin, neyi isteyeceksiniz?

"Ben kimim?" sorusunun cevabı asla 'ruhum' şeklinde verilmez çünkü insan, ilk mesajda da yazdığım gibi ruhsal bir varlıktır ama ruhun kendisi değil sadece gölgesidir.

Bedenden ayrılan ruh diğer tarafa geçerken, o bedende deneyimlediği her şeyi kendi hafızasına aktarır yani ruhsal hafızaya ve ona göre hesap verir. Beyin ise bu dünya yaşamında bedeni idare etmek için kullandığı bir araçtır. Kısacası ruh tek başına da -bizim dünyada algıladığımız şekli ile olmasa bile- düşünebilir ya da anlayabilir. Eğer öyle olmasaydı öte alemde nasıl varlık gösterecekti?

Bir şeyi anlıyorsan zaten ortada anlaşılacak bir şey vardır yani belirsizlik yoktur. İstemek ise biraz daha farklı, bazen insan ne istediğini tam olarak bilemez fakat anlamak ile istemek aynı şekilde ele alınamaz.
Sen hiç anladığını düşündüğün ama neyi anladığını idrak edemediğin zamanlar yaşadın mı? Böyle bir şey imkansız çünkü o zaman anlamamışsın demektir.
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst